|
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#1
|
|||
|
|||
Duygusal bir bosanma hikayesi
Mahkeme salonu gün ortası tenhalığındaydı. İlginç bir dava olmadığı için salonda fazla izleyici yoktu. Gencecik hakim salona girdi. Önündeki dosyaya bir göz attı:
‘Yine boşanma davası ha!” Başını kaldırdı. Bakışlarını davalıyla davacıya çevirdi. İkisi de 70″ini aşkın görünüyordu. Şaşkınlık içinde sordu: “Boşanmak mı istiyorsunuz?” Yaşlı kadının gözleri doluydu. Kırpıştıra kırpıştıra torunu yaşındaki hakime baktı ve inim inim bir sesle hikayesini anlatmaya başladı: “Bu gördüğün adamla 50 yıl kadar önce evlendik yavrum! Evlendiğimizin birinci yıl dönümünde kocam olacak bu adam bana sedef çiçeklerinden oluşan bir buket verdi. Onları öyle çok sevdim ki, yapraklarından yeni sedef çiçekleri ürettim. Zamanla çoğaldılar. Çocuğum da olmadığı için bütün sevgimi onlara yöneltmiştim. İsimler bile takmıştım.” Gözlerini sildi: “Her gün sedef çiçeklerimi suluyor, toprağını havalandırıyor, sevip okşuyor ve onlarla konuşuyordum. Bir gün baktım, yaprakları sararmaya başladı. Kocam bahçıvandır. Çiçeklerimin neden sararıp solduklarını sordum.” Bana dedi ki: ‘Sedef çiçekleri gündüz değil, gece yarısından sonra sulanırmış. Bunu duyduğumdan beri hastalıkta sağlıkta, soğukta sıcakta, tam 50 yıl boyunca her gece sabaha karşı saat 2’de yatağımdan kalkıp evlatlarını emziren anne hassasiyeti içinde sedef çiçeklerimi suladım. Bu benim kocam olacak adam, ‘Bir gece de ben kalkayım, karıma yardımcı olayım!’ demedi. Hiçbir faydasını görmedim.” “Peki!” diye araya girdi genç hakim, “Boşanmak için bunca sene neden bekledin nine?” Yaşlı kadın yemenisinin ucuyla gözlerini silerken konuştu: “Ailenin kutsal olduğunu öğrettiler bize evladım, zırt pırt boşanma olmaz. Boşanmak için bıçağın kemiğe dayanması lazım!” “Anladım!” derken gülümsedi hakim, “Peki, bıçak ne zaman kemiğe dayandı?” “Birkaç gün önce!” diye soruya cevap verdi yaşlı kadın, “Yorgunluktan, belki de yaşlılıktan o gece uykuda kalmışım. Çiçeklerime su veremedim. Yavrucaklar susuzluktan sararıp soldular. Kocam olacak adam, hiç olmazsa beni uyandırarak yardım etseydi! Ama hayır! O kadar duyarsız ve umursamaz biridir ki, uyanmışsa bile sırf bana yardımcı olmamak için beni uyandırmamıştı. Böyle bir adamla artık bir dakika bile evli kalamam, lütfen bizi boşayın!” Kadın sustu. Gözlerini tekrar sildi. Gencecik hakim yaşlı adama döndü: “Nineyi duydun, söyleyecek bir şeyin var mı?” “Var!” dedi yaşlı adam, karısı tarafından ağır şekilde suçlandığı için önüne doğru bakarak anlatmaya başladı: “Askerliği reisicumhur köşkünde bahçıvan olarak yaptığım sırada tanıdım Ayşe’mi. Ona sedef çiçeklerinden buketler verdim. Delice sevdik birbirimizi. Sonra evlendik. Evliliğimizin ilk yıllarında boyun ağrısı çektiği için doktora götürmüştüm. Doktor, boyun kireçlenmesi teşhisi koydu. Uzun süre yatakta kalırsa boynundaki kireçlenmenin artacağını, bu sebeple her gece kalkıp gezinmesi gerektiğini söyledi. Fakat eşim inatçıdır, doktoru dinlemedi. Aramızda bu tartışma sürerken sedef çiçekleri yaprak dökmeye başlamaz mı, hemen aklıma bir cinlik geldi: Onları gece yarısından sonra sularsa yeşereceğini söyledim. Böylece uzun süre yatakta hareketsiz kalmamasını sağlamak istiyordum. Ancak uykusu ağırdır Ayşe’min. Bu yüzden yıllardır saat 2’lere kadar uyumadım. Çeşitli yollardan onu uyandırdım. Sevdiğim kadını evladı gibi sevdiği çiçeklerini sularken her gece gizlice seyrettim. Ama geçen gece yaşlılık işte, uyanamamışım. Uyanamayınca da Ayşe’mi de uyandıramadım. Çiçekler susuz kaldı. Bu yüzden de suçlanıyorum. Ve dünyada her şeyden çok sevdiğim kadın, bu yüzden beni boşamak istiyor.” Yaşlı kadın kocasına baktı. Hıçkırdı, sarsıldı. “Nasıl da yanılmışım?” diye bağırdı. Sendeleye sendeleye kocasının yanına gitti, kocasına sarıldı. “Her şey göründüğü ya da sanıldığı gibi değildir” diye mırıldandı gencecik hakim, “Herkes hayatı kendi duruşuna göre yorumlar.” Dosyayı mübaşire uzattı: “Dava düşmüştür.” Gözlerinden iki damla yaş damlıyordu. |
#2
|
|||
|
|||
güzel hikaye,zamanınızı ayırıp bizlerle paylaştığınız için teşekkürler.Malesef günümüzde böyle manevi değerler pek kalmadı,keşke sahip çıkabilsek,dünya daha güzel yaşam daha kolay olur .....
|
#3
|
|||
|
|||
Rica ederim,keske su yasanmis hikayeden ufacik tefecik te olsa bazi kesimler birseyler yani bir ders cikarsa ne iyi olur.inanmak cok isterdim ama maalesef.....
|
#4
|
||||
|
||||
Güzel evlilikler hala vardır
Rabbiden hayirli sizi seven bir es isteyin Eşinize evliliğinize emek harcayin ki karşılığını alasiniz |
#5
|
|||
|
|||
Vardir abla tabi ki oyle,evlilik cok guzel birsey huzur mutluluk sahiplenme duygusu super.ancak kari koca eger ki Allah in huzurunda birbirlerinin helali olduysa su hayatta cikabilecek tum zorluklara gogus germek zorunda.pes ettigin an kaybettigin andir.
|
#6
|
|||
|
|||
Çok etkileyici bir hikaye insanın yüreğine dokunuyor
|
#7
|
|||
|
|||
Ay cok guzell ne sansli nine ya ne guzel sevilio benhic oyle sevilmedim heralde :'(
|
#8
|
|||
|
|||
Çok güzel bence ders alınabilecek bir hikaye rabbim herkese hayırlı eşker nasip etsin Şam'a şu bir gerçek ki sabredilirse herşeyin en güzeline kovuşuyorsun sabrın sonu selamettir inşallah
|
#9
|
|||
|
|||
Bu akşam eve geldiğimde Eşim Akşam yemeğini servis ediyordu. Elini tuttum ve ona söyleyeceğim şeyler olduğunu söyledim. Masaya oturdu ve sessizce yemeği yemeye başladı. Ve yine Gözlerinde o korkuyu gördüm.
Bir an da kasıldım ağzımı açamıyordum ama düşüncelerimi söylemem lazımdı. Ben boşanmak istiyorum. Sinirlenmedi Sözlerime karşılık vermedi, sadece sebebini sordu. Bir cevap veremedim ve buna çok sinirlendi elinde ki Çatal Bıçakları fırlattı. Bana bağırdı ve Adam olmadığımı söyledi. Bu akşam tek kelime konuşmadık. Eşim bütün Gece ağladı. Farkındaydım Evliliğimiz ne olacağını merak ediyordu, ama onu tatmin edecek bir şey söyleyemeyecektim. Ben Jane'e aşık oldum, eşimi sevmiyorum artık. Bu vicdan azabıyla bir Evlilik sözleşmesi hazırladım, Evi, Arabayı ve Şirkettin 30% ona verecektim. Sözleşmeye kısa bir süre baktı ve yırttı. 10 yıl hayatımı paylaştığım bu Kadın bana yabancı olmuştu. Onun harcadığı zamana ve enerjiye üzülüyordum, ama geri dönemezdim, Jane'e çok aşık olmuştum. Sonra hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı, bu benim beklediğim bir tepkiydi. Onun ağlaması benim hafiflememe sebep olmuştu. Bir süredir aklımdan geçiriyordum boşanmayı, bu fikir bende saplantı haline gelmişti ve şimdi bu duyguyu daha da güçlü hissediyordum ve doğru karardı. Bir sonra ki akşam eve geç gelmiştim ve Eşimi Masada yazı yazarken gördüm. Çok uykum vardı ve Akşam yemeğini yemeden uyumaya gittim. Jane ile geçirdiğim o kadar saat beni yormuştu. Bir ara uyandım ve onu hala yazı yazarken gördüm Masa da. Ama bu benim Umurumda değildi ve başımı çevirip uyumaya devam ettim. . Ertesi sabah bana Şartlarını yazı halinde sundu. Benden hiç bir şey istemiyordu, sadece boşanmamızı ilan etmek için 1 ay müsaade istedi ve bu zamanda normal bir Aile gibi davranmamızı istedi. Bunun sebebi Oğlumuzun 1 ay sonra Sınavların olması ve bu dönemde ona bu yükü bindirmemekti. Bu kabul edilebilinir. Bir şey daha vardı, benden onu Evlilik Gecesinde onu kapıdan içeriye nasıl taşıdığımı hatırlamaktı, ve 1 ay boyunca her sabah onu Yatak odasında Kapıya kadar taşımamı istedi. Kafayı yediğini düşündüm, ama son günlerimizin iyi geçmesi acısından, kabul ettim. Sonra bu şartlardan Jane bahsettim, yüksek ses ile gülüp bunun çok saçma olduğunu ve eninde sonunda Boşanmayı kabul etmek zorunda kalacağını söyledi. Eşimle boşanma konusunu açtığımdan beri Fiziksel temasta bulunmadık. Bu sebepten ilk gün onu kucağıma alıp kapıya götürdüğümde tuhaf bir duygu yaşadım. Oğlumuz arkamızda duruyordu ve alkış yapmaya başladı 'Babam Annemi kucağında taşıyor' bu onu çok sevindirmişti, Sözleri canımı acıtmıştı... Yatak odasından Evin Kapısına kadar 10 metre taşıdım. Eşim gözlerini kapattı ve kulağıma' Oğlumuza boşanmamızdan bahsetme' diye fısıldadı. Bende başımı öne eğerek tamam dedim, ve içime bir üzüntü çöktü. Kapı önünde onu bıraktım Eşim Otobüs durağına gitti ve onu İşe götürecek olan Otobüsü bekledi. Bende tek başıma Ofise gittim. 2. Gün bu oyunu oynamak bize daha kolay gelmişti. Eşim başını Göğsüme yasladı, ve onun kokusunu duydum. Birden Eşime uzun süredir bakmadığımı anladım. Ve onun Evlendiğim zaman ki kadar Genç olmadığını fark ettim. Yüzünde hafif çizgiler oluşmuş saclarına ak düşmüştü. Gecen yıllar öylesine yanından geçmemişti, O an kendime ona bununla neler yaptığımı sordum. 4. Gün onu kucağıma aldığımda bir güven duygusu yaşadım. Bu bana Hayatının 10 yılını Hediye eden Kadın. 5. Gün bu güven duygusu daha da büyümüştü. Bundan Jane bahsetmedim. Günler geçtikçe onu taşımak daha da kolaylaşmıştı, belki de bu sayede yaptığım antrenman dan dolayıdır bu. Bir Sabah onu ne giyeceğini düşünürken izledim. İsyan ederek her gün kıyafetlerin biraz daha bol geldiğini söyledi. Birden onun ne kadar süzüldüğünü ve kilo verdiğini fark ettim. Demek ki onu her sabah daha kolay taşıyabilmemin sebebi buydu. Birden yüzüme yumruk gibi vurdu. Bu kadar Acıyı ve Üzüntüyü Kalbinde taşıyordu. Farkında olmadan başını okşadım. O an Oğlumuz da geldi ve ' Baba Annemi taşıman lazım ' dedi. Bu hayatımızın bir parçası olmuştu, Babasının Annesini odadan Kapıya taşıması. Eşim Oğlumuzu yanına çağırdı ve ona sıkı sıkı sarıldı. Ben başımı cevirdim, son anda kararımdan vazgeçmek istemiyordum. Onu kucağıma aldım ve Yatak odasından Kapıya kadar taşıdım. Elini enseme koymuştu ve ben onu sıkı sıkı tutmuştum. Tıpkı Evlendiğimiz gün gibi. Artık Huzursuzlaşmıştım bu kadar kilo vermesinden. Son Gün onu kucağım da taşıdığımda hareket etmedim. Oğlumuz okuldaydı ve Eşime Hayatımızda ki yakınlığın ne kadar eksildiğini söyledim. Ofise gittim arabadan fırladım kapıyı kilitlemeden bunun için zaman yoktu. Her anın kararımı değiştirmesinden korkuyordum ve Merdiven den yukarı koştum, yukarı varınca Jane kapıyı actı. Ona Karımdan boşanmayacağımı söyledim. Şaşkın bir ifadeyle elini anlıma koydu ve ' Senin ateşin mi var' diye sordu. Üzgünüm Jane ama ben artık boşanmak istemiyorum dedim. Evliliğimizin renksiz kalması sevgi eksikliğinden değil, birbirimizin değerini unuttuğumuzdan dı. Şimdi aklıma geldi ki, ona Evlendiğimiz Gün kapıdan içeri taşıyınca ömrümün sonuna kadar Sadakat yemini verdiğimi........ Jane olayı anlayınca yüzüme bir tokat attı ve kapıyı kapatarak ağlamaya başladı. Hemen aşağı koşup ilk Çiçekçiye gidip Eşime bir Buket çiçek aldım, üzerinde ki Karta da'''seni her Sabah hayatımın sonuna kadar taşıyacağım'''' . Eve vardığımda yüzümü bir gülümseme kapladı, elimde Çiçeklerle yatak odasına gittim ve Eşimi yatağın üstünde Ölü buldum. Eşim aylardır Kanser ile savaşıyordu ve ben Jane ile ilgilenmekten bunu fark etmemiştim. Fazla yaşamayacağını bildiği için, beni Oğlumun bana negatif tutumundan korumaya çalışmıştı . En azından Oğlumun gözünde iyi bir Eş olarak kalmamı istemişti. İlişkide ki küçük şeylerdir önemli olan. Villalar, arabalar çok paralar değil . Bunlar hayatı kolaylaştırır ama asla Mutluluğun temeli olamazlar. İlişkine zaman ayır ve ilişkinin güven ve huzur anlamına gelecek şeylere meşgul ol. Mutlu bir beraberlik yaşa. Bunu Paylaşmazsan sana birşey olmaz...... Ama paylaşırsan belki bir Evlilik kurtarırsın. Çoğu Hayatların yıkılmasının sebebi, İnsanların Hedefe ulaşmaya az kala pes etmesindendir. |
#10
|
|||
|
|||
çok hoş varmı yada kaldımı böyle aşklarr
|
Seçenekler | |
Stil | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Duygusal Kabızlık | Zen | Tıbbı Nebi | 1 | 02.09.20 00:01 |
Ergenin Duygusal Gelişimi | Tuana | Ruh Sağlığı | 5 | 27.02.20 12:00 |
Duygusal Anlamda Güçlüyüm Ya Siz? | SiLence | Sizden Gelenler | 4 | 18.07.19 13:34 |
Duygusal Açlık Krizim Tuttu | aşk | Beslenme & Diyet & Zayıflama | 3 | 21.05.18 09:53 |
Duygusal Zekanızı Geliştirmek için Öneriler | SiLence | Parapsikoloji & Spiritüalizm | 4 | 08.04.17 15:48 |