Rukye ve Dua ile Tedavi - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > Havas ilmi & Gizli ilimler > Havas ilmi Genel Bilgiler > Rukye ve Tedavi

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 06.02.17, 15:02
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 21.12.16
Mesajlar: 10,588
Etiketlendiği Mesaj: 1583 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Rukye ve Dua ile Tedavi

Rukye okuyup üflemedir. Sihir karışmayan, yani şerve şeytanlık için olmayıp da ondan korunmak ve bir hastalık veya âfeteAllah'tan şifa niyazı için kendine veya diğerine hulûs-i kalp ve salihniyet ile bir duâ veya âyet okuyup üflemek kabilinden olan nefeslercaizdir. Çünkü bunda kimseye zarar vermek veya sapıtmak veya Allah'tanbaşkasına sığınma ve iltica mânâsı yoktur.

Resulullah'ın kendisine ve diğerlerine bu şekilde okuyup üflediği veböyle hayır için rukye (üfleme)'ye müsaade ettiği sabit ve bu sebeplegerek ruhanî ve gerek cismanî nice hastaların şifa bulduğu da vâkiolmuş ve görülmüştür.

Bununla beraber mutlaka okuyup üfleme ile koruma ve yardım isteme, yaniokumakla tedavi caiz olup olmayacağı hakkında da ihtilaf edilmiştir:Şüphe yok ki herkesin Allah'a sığınarak kendisi ve diğerleri için duâetmesi, okuması, sadece meşrû değil, dince emredilmiştir. Lâkin bununtedâvi için kendine okutmak denilen mânâ ile rukye denilen tarzdayapılmasında, Razî'nin beyan ettiği üzere ihtilaf edilmiştir. Bazılarırukyeyi, yani okuma ile tedâviyi yasaklamışlardır. Bunlar, şu hadis ileistidlâl etmişlerdir.

Allah'ın birtakım kulları vardır ki, kendilerine ne keyy (yarayı dağlama), ne de rukye (okuyarak tedavi) yaptırmazlar, yani

dağlanmazlar ve başkalarının nefesiyle tedavi istemezler ve ancak Rab'lerine tevekkül ederler.

Bir hadiste de Allah'a tevekkül etmemiştir dağlanan ve okunmak isteyen buyurulmuştur.

Bunun izahı Buhârî'nin ve daha geniş olarak Müslim'in Husayn b.Abdurrahman'dan senetleriyle rivayet ettikleri şu hadistedir: Saîd b.Cübeyr'in yanında idim.

-Dün gece düşen yıldızı hanginiz gördü? dedi.

-Ben, amma, ben bir namazda değildim, böcek sokmuştu, dedim.

-Ne yaptın? dedi,

-Rukye ettirdim, okuttum..

-Seni ona ne sevketti?

-Şâbî'nin bize haber verdiği bir hadis.

-Şâbî size ne haber verdi?

- Büreyde b. Husayb Eslemî'den özden veya sokmadan başkasında rukye yoktur.dediğini bize haber verdi.

- İşittiğini tutan iyi yapmıştır. Fakat İbnü Abbas bize Hz. Peygamber (s.a.v.)'den şöyle haber verdi:

- Peygamber buyurdu ki:

'Bana ümmetler gösterildi, peygamber gördüm yanında bir toplumcuk,peygamber gördüm yanında bir iki adam, peygamber gördüm yanında kimseyok. Derken bana bir büyük kalabalık gösterildi, zannettim ki benimümmetim, derken bana denildi ki:

- Bu Musa ve kavmidir, lâkin ufuğa bak, baktım ki yine bir büyükkalabalık, derken bana denildi ki: Diğer ufuğa bak, baktımki bir büyükkalabalık.

- İşte denildi bu senin ümmetin, beraberlerinde hesapsız ve azapsız cennete girecek yetmiş bin vardı.

Peygamber bunu söyledi, sonra kalktı evine girdi. İnsanlar bu hesapsız ve azapsız cennete girecekler kimler olduğu hakkında

konuşmaya daldılar. Bazıları:

Bunlar Resulullah'la sohbet edenler olsa gerek. dediler. Bazıları da:

Bunlar İslâm'da doğup da Allah'a hiç şirk koşmamış olanlar olsa gerek dediler, daha birtakım şeyler söylediler. Derken Resulullah (s.a.v.)çıktı:

Neden bahsediyorsunuz? dedi, durumu haber verdiler, buyurdu ki:
Onlar, o kimselerdir ki, rukye yapmazlar, rukye istemezler, tetayyûryani uğursuz da görmezler ve ancak Rablerine tevekkül ederler.

Fakat Buhârî'de, Mesâbih'de ve Meşârık'da yoktur ve hadis şöyledir:

Onlar, o kimselerdir ki, uğursuzluk saymazlar, okunmak istemezler,dağlanmazlar ve ancak Rab'larına tevekkül ederler. Bu, daha sahihtir.

Bu hadis İhlâs Sûresi'nde Samedin mânâsını izahta geçtiği üzeresebeplere gönül vermeyen, elemler ve musîbetler karşısındasarsılmayarak tevekkül makamının en yüksek mertebesinde bulunan nefs-irâdıye; sahibi Allah ehli olanların büyükleri hakkında olduğu açıktır.Onun için bunlardan uğursuz sayma ve okunmayı istemenin terkedilmesinindaha iyi olacağına istidlâl

olunabilirse de herkes için mutlaka men edilmesi ve yasaklanmasınaistidlâl etmek uygun olmaz. Yine Buhârî, Müslim ve diğer sahih hadiskitaplarında okunup üflemeye müsaade eden hadisler de çoktur.

Bu cümleden olarak Câbir b. Abdullah hadislerinde demiştir ki:

Benim bir dayım vardı, akrep sokmasına okuyup üflerdi. Resulullah (s.a.v.) okuyup üflemeden yasakladı. Onun üzerine, vardı

-Ey Allah'ın Resulü! Sen okuyup üflemeyi yasakladın, ben ise akrep sokmasına rukye ederim dedi.

Resulullah da:

-Sizden her kimin kardeşine bir menfaat etmeye gücü yeterse yapsın, buyurdu.

Avf b.Mâlik Eşceî hadisinde de demiştir ki:

Biz câhiliye zamanında okuyup üflerdik. Dedik ki:

-Ey Allah'ın Resulü onun hakkında ne buyurursun?

-Rukyelerinizi bana arzediniz, rukyelerde bir sakınca yoktur, onda şirk olmadıkça. buyurdu.

Ebu Saîd Hudrî hadisinde:

Resulullah'ın ashabından birtakım kimseler seferde idiler. Arapobalarından birine uğradılar. Onlara misafir olmak istediler, misafiretmediler.

-İçinizde bir rukye eden (okuyucu) var mı? Zira obanın efendisi ledig (yani yılan veya akrep sokmuş)dir; dediler.

Ashab içinden bir adam -ki Ebu Saîd kendisidir

-Evet, dedi.

Vardı onu Fatiha Sûresi'yle okudu üfledi, bunun üzerine adam iyi oldu.Ona bir bölük koyun verildi, o, onu kabul etmek istemedi,

-Peygamber (s.a.v.)'e arzetmeden almam, dedi ve Peygamber'e vardı anlattı,

-Ey Allah'ın Resulü, vallâhi yalnız Fatiha Sûresi ile okudum.

Resulullah tebessüm etti de:

-Sen onun rukye olduğunu ne bildin? Onu onlardan alın, bana da sizinle beraber bir hisse ayırın, buyurdu.

Daha bunlar gibi hadisler delâlet ediyor ki, yasaklanmış olan rukyelerhakikatleri bilinmeyen, sihir ihtimâli ve şirk mânâsı bulunanrukyelerdir.

Bazıları da üflemeyi yasaklamışlardır.

İkrime demiştir ki:

Rukye eden (okuyan) üflememeli ve sıvazlamamalı ve düğüm yapmamalıdır.

İbrahim Nahaî'den de selef; okunmalarda üflemeyi mekruh görürlerdi, diye nakledilmiştir.

Bazısı da demiştir ki:

Dahhâk'ın yanına gittim ağrısı vardı, sana tâvîz okuyayım mı ey EbuMuhammed! dedim. Peki velâkin üfleme.dedi, ben de Muavvizeteyn'iokudum.

Halîmî demiştir ki:

Rukye edenin üflememesi ve sıvazlamaması ve düğüm yapmaması gerekir diye. İkrime'den rivayet olunan söz, sanki bu husustadır.

O, şuna kâni olmuştur:

Allah Teâlâ düğüme üflemeyi sığınılacak şeylerden kılmıştır. Şu haldeyasaklanmış olması vacip olur. Fakat bu istidlâl zayıftır. Çünkü ancakruhlara ve bedenlere zarar veren büyü olduğu zaman kötülenmiş olur. Amabu üfleme, ruhları ve bedenleri ıslah için olursa haram olmaması vacipolur.

Bununla beraber Nesaî'de

Ebu Hüreyre'den şu hadis de rivayet edilmiştir:

Resulullah (s.a.v.) buyurdu ki:

Her kim bir düğüm bağlar da sonra ona üflerse sihir yapmıştır, sihir yapan da şirk etmiştir. Her kim bir şeye

takılırsa (bir menfaati olur veya zararı defeder diye gönül takar,inanırsa veya o itikad ile muska ve nazarlık gibi bir şey takınırsa)ona havale edilir.

Yani yalnız Allah'a sığınmayıp da o şeye bağlandığı, ondan umduğu,halbuki Allah'ın izni olmayınca hiçbir şeyin ne faydası, ne zararıolmayacağı için o takıldığı şeyden hiçbir fayda görmez, Allah'ın yardımve lütfundan mahrum olur.

Her şeyin bir devası (ilâcı) vardır. hadisi gereğince rûhîhastalıklara rûhânî, cismanî hastalıklara cismanî sebeplerle tedavimeşrû olduğu gibi, karışık olanlara da karışık tedâvi elbette meşrûolur. Şu şart ile ki, tesir, sebeplerden değil, Allah'tan bilinmeli vehepsinde de entrikadan, sihirbazlıktan, şarlatanlıktan, aldatma vezarar vermeden sakınılmalıdır. Bu cihetle bedenî hastalıklarıntedâvisinde bile gerek doktorun ve gerek hastanın ahlâk ve inançitibarıyla ruh hallerinin dahi özel önemi bulunduğundan, ruhanî kıymet,iyi niyet ve itikat selameti hepsinin başında gelir. Yoksa tıp ilmiadına yapılan zararlar, afsunculuk, üfürükçülük adıyla yapılanzararlardan az değildir. Özellikle bunları Allah için insanlara hizmetve menfaatten çok, sırf mal kazancı için vasıta yapan ve çok fazlaücretler almak üzere alış veriş akidleri yapmadan bir nefes sarfetmekbile istemeyen doktor taslaklarının, şarlatanların zararları, hiçbirzaman cinciliği, üfürükçülüğü sanat edinenlerden aşağı kalmamıştır.Böylelerinin de de dahil afsunculardan sayılması gerekir. Hatta yalnıztıp ilminde deği, her meslek ve sanatta hak ve hayır fikrindenayrılarak insan aldatmak, şer saçmak için nefes sarfedenlerin hepsi debu mânâda dahil olan, şerlerinden sığınılması gereken üfürükçülerinnefeslerinden olduğunun da unutulmaması gerekir. Bunların böyle olmasıise karşılığında sırf hak ve hayır için ciddiyet ve doğrulukla Allahyolunda nefes sarfedenlerin varlıklarını ve kıymetlerini inkâra sebepteşkil etmez. Bundan dolayı, halis niyet ve temiz nefeslerle Allah'asığınarak, Allah'tan şifa niyaz ederek okuyup üflemeyi de mutlakasihirbazlık gibi kabul etmek doğru olmaz. Onun için rukye (okunma)yicaiz görenler Sıhah'ta rivayet edilen bir hayli hadis ile istidlâletmişlerdir ki, Razî bunlardan şunları kaydetmiştir:

1- Resulullah (s.a.v.) biraz rahatsız olmuştu. Cibril Aleyhisselâm ona okuyup üfledi de

Bismillâh okur, rukye ederim sana seni inciten her şeyden, Allah da sana şifa verir. dedi, diye rivayet edilmiştir.

2- İbnü Abbas demiştir ki: Resulullah (s.a.v.) bize bütün ağrılardan ve hummadan korunmak için şu duayı öğretirdi:

Kerim olan Allah'ın adıyla, ben her kanı akan damarın şerrinden ve cehennem ateşinin şerrinden ulu Allah'a sığınırım..

3- Peygamber (s.a.v.) buyurmuştur ki:

Bir kimse eceli gelmemiş bir hastanın yanına girer de yedi defa ,

Niyaz ederim o ulu Allah'a, O yüce Arş'ın Rabb'ine ki sana şifa versin. derse şifa bulur.

4- Resulullah (s.a.v.) bir hastanın yanına girdiğinde şöyle derGider o sıkıntıyı, insanların Rabb'i, ona şifa ver, sensin şifa veren,senin şifandan başka şifa yok, bir şifa ki dert bırakmaz..

5- Resulullah (s.a.v.), Hz. Hasan ile Hz. Hüseyn'i şöyle sığındırırdı:

İkinizi de Allah'ın tam kelimelerine sığındırırım, her şeytandan, kötükazadan ve kötü gözden.derdi ve buyururdu ki:
Babam İbrâhim deoğulları İsmail ve İshak'ı böyle sığındırırdı.

6- Osman b. Ebi'l-Âs Sakafî'den, demişir ki:

Resulullah'a vardım ve bende ağrı vardı, beni az daha öldürecekti.

Resulullah (s.a.v.) buyurdu ki:Sağ elini onun (ağrıyan yerin) üzerine koy ve yedi kere şöyle

de: Allah'ın adıyla, ben bulduğum şeyin şerrinden Allah'ın izzet ve kudretine sığınırım.ben de yaptım,

Allah bana şifa verdi. Bu dikkate şâyandır ki Resulullah ona okumamış, onun kendisine okutmuştur.

7- Peygamber (s.a.v.) sefere çıkıp da bir yere konduğu zaman şöyle derdi:

Ey yer! Benim Rabbim, senin de Rabbin Allah'tır, Allah'a sığınırımsenin şerrinden ve sendekinin şerrinden ve senden çıkanın şerrinden vesenin üzerinde debelenenin şerrinden, Allah'a sığınırım arslandan, karayılandan, zehirli yılandan, akrepten, beldenin sâkinlerinin, doğuranınve doğurduğunun şerrinden.



Bunlarda üflemeye dair bir işâret yoktur ve bunların meşrû sayılmalarıiçin başka delile ihtiyaç olmaksızın Ku'rân'daki duâ ve sığınmaemirleri ve bu sûreler yeterlidir. Bununla beraber Resulullah'ınüflediği ve sıvazladığı da sâbittir.

8- Resulullah (s.a.v.) her gece muavvizâtı (İhlâs, Felâk ve Nâs sûreleri) okur ellerine üfler, yüzüne ve vücuduna meshederdi.

Bundan başka yine Hz. Âişe'den Sıhah'ta rivayet edilmiştir ki:

Resulullah (s.a.v.) ailesinden birisi hastalandığı zaman onaMuavvizâtı (İhlâs, Felâk ve Nâs Sûreleri) üflerdi. Vefat ettiğihastalığında da ben okuyup üflüyor ve kendi eliyle kendisinisıvazlıyordum. Çünkü onun mübarek elinin bereketi benim elimden çokbüyük idi.

Bununla beraber Resulullah'ın kendisine başkalarının okumasını istemediğini anlatan şu rivayet de çok mühimdir. Yine

Sahîh-i Müslim'de: Hz. Âişe demiştir ki:

Resulullah (s.a.v.) bizden bir insan rahatsız olduğu zaman onu sağ eliyle mesheder (sıvazlar), sonra şöyle derdi:

İnsanların Rabbi olan Allah'ım o sıkıntıyı gider, şifâ ver, sen şifavericisin, senin şifandan başka şifa yok, senin şifân dert bırakmaz.

Ne zaman ki Resulullah (s.a.v.) hastalandı ve ağırlaştı, sağ elini tuttum, onun yaptığını yapmak istedim, elini elimden çekti,

sonra

Allah'ım, beni affet, beni Refîk-ı alâ ile beraber kıl.dedi, benbaka kaldım, ne göreyim iş tamam olmuştu (yani vefat etmişti).

Bunlardan başka Resulullah'ın harpte ve diğer zamanlarda yaralananlaraokuyup dokunmasıyla derhal şifa hasıl olanlar da çoktur. Fakat onlaronun peygamberlik özelliğinden olan mûcizeler kabilinden olduğu içindiğerleri hakkında delil olmaz. Bununla beraber yine Hz. Aişe

Resulullah (s.a.v.), Ensar'dan bir ehl-i beyte humeden, yani akrepgibi zehirli hayvan sokmasından okuyup üflemeye ruhsat verdi. demiştirki, bu da Câbir hadislerini teyid etmektedir. Bunda emmek tıbben defaydalı olduğuna göre, tükürmenin de

bir yönü düşünülebilir. Bundan başka bir de gözden okuyup üfleme (rukye)ye izin verilmiş olduğu ve bu sebeple

Göz değmesi ve sokmadan başkasına rukye (okuyup üfleme) yoktur. denildiği de zikredilmiştir.

Göz değme olayı bir nefsânî durum olması hasebiyle bunda da ruhanî bir nefes ve telkinin faydası açıktır demektir.



Şimdi bütün bunlardan hasıl olan sonuç da şudur ki:

Sihir şâibesi olmamak üzere ruhî ve bedenî kurtuluş için tesirlidualarla rukye (okuyup üflemek) caiz olmakla beraber, istirkâ yanikendini başkasına okutmak, okuyup üfleme talep etmek, Allah'a sığınmakve dua etmek için başkasının aracılığını dilemek mânâsını içine almışolması itibarıyla dinen hoş görülmüş değildir. O yukarıda zikrolunanhadisler gereğince Allah'ın

hesapsız ve azapsız cennete girecek has kulları ondan sakınırlar.Bundan dolayı Hanefî fıkhında bu mesele şu şekilde yazılmıştır: Şifaveren ancak Allah Teâlâ olduğuna ve şifaya onu sebep kıldığına itikatettiği takdirde tedavi ile meşgul olmakta bir sakınca yoktur. Amma şifaveren ilaçtır diye inanırsa değil.

Karşılığında bir şer ve zarar düşünülmedikçe mümkün olan en zayıf birfayda ihtimalinden dahi insanları yasaklamak doğru olmaz. Yüzde yüzdeğil, binde bir, milyonda bir misâle dayanan bir ihtimâl dahi olsakarşılığında bir zarar ihtimali bulunamayan bir fayda mülâhazası yalnızkuruntu değil, az çok delilden doğan bir şüphe demek olduğundan,ihtiyaç halinde daha kuvvetlisi bulunamayınca onunla amel caiz görülürve öyle bir tesellinin mutlak şekilde yasaklanması da makûl olmaz.Fakat insanların sihirbazlara, şeytanlara kapılması da en çok bu gibişüpheli durumlar içinde meydana gelir ve onun için zarar ihtimâllerininde iyi düşünülmesi gerekir.

Bu esas üzere Fıkıh'ta da, şifa, Allah'tan bilinmek şartıyla tedavininkesin olanıyla amel vacip, korku zamanında terk edilmesi haram; maznun(galip zan) olanıyla amel câiz, durumlara ve şahıslara göre bazanyapılması, bazan da terkedilmesi daha

uygun; mevhûm (kuruntu) olanıyla da amel etmek yasaklanmış değilse de,terk edilmesi daha uygun denilmiş, rukye (okuyup üfleme) de mevhûm(kuruntu) kısmından sayılmıştır. Kuruntu olmasının sebebi de dua olmasıitibarıyla değil, okuyanın nefesinde sebeplik düşüncesi itibarıyladır.

Şu halde bu açıklamadan anlaşılır ki okuyup üfleme ile tedavi halkınpek çoğunun zannettiği gibi dindarlığın gereği ve dinin emrettiği birşey değil, nihayet bir izindir. Asıl dindarlığın gereği onu terketmeksûretiyle Allah'a dayanmak ve ancak Allah'a sığınıp O'na kendisidoğrudan doğruya duâ etmek ve duâsına başkalarının aracılığınıistememektir. Müminin mümine gerek huzurunda ve gerek arkasından duâsımeşrû ve müstahsen ve hatta dinî görevi bulunduğunda ve ;Duâ ibâdetiniliğidir. hadis-i şerifi gereğince duâ ibadetin, dindarlığın iliğiolduğunda şüphe yok ise de, duâ etmek başka, okuyup üflemek, başkasının

nefesinden medet beklemek yine başkadır.

Allah Teâlâ duâyı emretmiş

Bana duâ edin, duânızı kabul edeyim.(Mümin, 40/60)

Ben (o kullara) yakınım. Bana duâ edince duâ edenin duâsına karşılık veririm. (Bakara, 2/186)

De ki: Duanız olmasaydı Rabbim size ne değer verirdi? (Furkan, 25/77)

Fakat şirkten kendinden başkasına duâ etmekten yasaklamış,



Ben ancak Rabbime yalvarırım ve hiç kimseyi O'na ortak koşmam, de. (Cin, 72/20)

Aynı şekilde Kur'ân'da ve Resulü'nün diliyle en güzel duaları öğretmişbütün şerlerden doğrudan doğruya kendisine sığınılmasını emretmiştir.Okuyup üfleyecek olan bunları bellesin, her zaman kendine cankurtaranedinsin. Peygamber (s.a.v.)'den rivayet edildiği üzere her gece ve herihtiyacında temiz kalp ve itikat ile okusun, kendine üflesin, müminkardeşlerine de hem dua, hem tavsiye etsin, temiz nefesle dua edenlerindualarının bereketlerini de inkâr etmesin. Buna söz yok, fakat AllahTeâlâ böyle dua ve icabet (kabul etme) kapısını herkese açtığı, onagenellikle herkesi çağırdığı, herkesin doğrudan doğruya sığınmasınıistediği ve şirk ayıbını kabul buyurmadığı halde; ona doğrudan doğruyadua ve ibadet ile

sığınma ve ilticayı bırakıp da, Ben o kapıya gidemem, ne isteyeceğimide bilemem.diye dua tellalı aramaya ve onun nefesinden meded ummayakalkışmak dindarlığın gereği değil, câhiliyye adetidir. İnsanlar bundangafil olup kendisine okutup üfletmeyi dindarlık gereği sandığı içinburada bu genişçe anlatım ile sözü uzatmaya lüzum görüldü. Muvaffakedici Allah'tır.

Kaynak: Elmalı Tefsiri, Felak Suresi



-alıntı-
__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 13.03.17, 09:00
 
Üyelik tarihi: 28.11.16
Bulunduğu yer: Türkiye
Mesajlar: 2,341
Etiketlendiği Mesaj: 110 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Allah razı olsun
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 07.06.17, 16:16
 
Üyelik tarihi: 16.11.15
Mesajlar: 1,541
Etiketlendiği Mesaj: 2 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Allah razı olsun bu güzel paylaşım için.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 19.12.17, 02:46
 
Üyelik tarihi: 18.12.17
Bulunduğu yer: çorum
Mesajlar: 108
Etiketlendiği Mesaj: 2 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Allah razı olsun
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 16.07.18, 12:41
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 28.04.15
Bulunduğu yer: Nefes Aldığım Yerde
Mesajlar: 15,069
Etiketlendiği Mesaj: 883 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Sayın SiLence, konu paylaşımınız için teşekkür ederiz.
__________________
Sözün kıymetini '' Lal'' olandan,
Ekmeğini kıymetini ''Aç '' olandan,
Aşkın kıymetini ''Hiç'' olandan öğren..

Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler
dua, ile, rukye, tedavi

Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Tüm Rukye tedavi ayetleri! El Yiğit Rukye ve Tedavi 10 16.12.22 19:49
Rukye ile tehsiş ve tedavi yöntemleri SiLence Rukye ve Tedavi 23 29.07.22 12:31
Okunmuş Su ile Tedavi (Rukye) Torlak Rukye ve Tedavi 0 02.08.21 15:10
rukye ile tedavi dilan Tasavvuf & Tarikatler 10 05.09.19 05:44
Solunum hastalıkları için Rukye ile Tedavi Sin Rukye ve Tedavi 3 08.06.19 15:22


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 22:39.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147