abdulkadir geylani hzlerin hayatı - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > islam & Tasavvuf > Allah Dostları & Evliyalar

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 22.12.19, 20:35
Lil bin Ali - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 09.06.18
Bulunduğu yer: Uttara Phalguni
Mesajlar: 1,991
Etiketlendiği Mesaj: 325 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart abdulkadir geylani hzlerin hayatı

1078 de dogdu . ama bir insan bebekken oruc tutar mı ?
geldiler kapısına yaslı annesi actı . sordular abdulkadir süt emiyor mu
cevaba göre orucun gelip gelmedigini anladılar
biraz büyüdü abdulkadir . geylan sehrinde yasıyordu .
bilemiyorum belki türktü belki iranlı belki arap ama ehli beyytendi .
ailesinin hayvanları vardı . bir öküzün kuyrugunu tutup arkadasından gidiyordu
öküz baktı ona
sen bununla emrolunmadın dedi ona .
düsündü abdulkadir . ben bununla emrolunmadım ben
bununla emrolunmadım dedi durdu .
kostu annesine . anlattı annesine . annesinin elinde biraz altın vardı
yarısını biricik oglu abdulkadire verdi . diger altınlarıda diger evladına
bilmiyorum kardesi var mıydı . ama 40 yada 46 altın verdi annesi gavs a .
bir kervana katıldı . yolda giderken eskiyaya yakalanmamak mümkün mü
bir anda heryeri eskiyalar sardı . tek tek insanları soydular .
bir eskiya dedi cocuk neyin var . 40 altınım var dedi abdulkadir
güldü gecti eskiya sonra baska eskiya geldi . aynı cevabı aldı .
en sonunda eskiya liderine söylediler durumu . gel burayı cocuk dedi lider .
geldi abdulkadir . neyin var cocuk söyle . hırkamın icinde gizli yerde gizli 40 altınım var dedi abdulkadir . hırkayı taradılar . ve buldular altınları .
lider dedi ki ey cocuk delimisin sen . sen söylemesen biz bu altınları bulamazdık . abdulkadir anneme söz verdim dedi . cocuk 40 altın bu 40 altın
anneme 40 altın icin ihanet edemem . söz verdim yalan söylemeycegime .
eskiya lideri bir garip oldu . düsündü düsündü . bu cocuk beni kendime getirdi dedi . ben rabbime asi oluyorum kervanları soyuyorum . tövbe ettim herkes bilsin dedi . yanındaki eskiyalarda sen bizim soygunculukta liderimdiniz simdi de tövbede liderimizsiniz . bizde tövbe ettik dediler .
ve bagdata beklenen zat abdulkadir geldi . uzun süredir bagdata yağmur yağmamıstı . yağmur yagınca anladı ki bagdat evliyası beklenen talebenin geldigini anladı ve mutlu oldu . ve ders aldı abdulkadir . sonra insanlar uzaklastı . harabelerde yasadı . belki 25 sene . en büyük harbi yaptı abdulkadir . nefsiyle mücadeleye giristi . agac yapraklarını yedi . nefsi türlü türlü sekilllerde geldi . önüne meyveler geldi . hep sabretti abdulkadir .
bir gece 40 kere geldi nefsi 40 kere soguk havada boy abdesti yaptı abdulkadir . seytanda geldi . belkide 25 sene icindeyken geldi . ya abdulkadir sana haramları helal kıldım dedi . inanmadı abdulkadir . cünkü ALLAH haramları helal kılmazdı . ALLAH harfsiz konusurdu onla . ve ALLAH ın sesi her yönden gelirdi tek bir yerden deil . insanlar arasına döndü abdulkadir .
ve herkes tarafından abdulkadir geylani hzleri olarak anılmaya basladı .
halka bisiler anlatacaktı anlatamadı . peygamberimiz yetisti . belki 4 halifede yetisti . sonra seri bir sekilde derslere basladı . ALLAH cok cile cektigi icin ona OL emrini verdi . ama bu emir verilsede . ALLAHın dedigi olurdu . insanlara yardım etti abdulkadir geylani hzleri . denirki 100 bin eskiyanın tövbesine vesile oldu binlerce insanı müslüman yaptı . hz isa gibi ölü diriltmisligi vardır .
ALLAH bu kulunu sevdi . dogdugu gece dogan herkes mertebe sahibi oldu .
bu cömert kul 8 asır önce vefat etti . ama hala insanlara yardım eder . ama unutmayın yardım ALLAHtan gelir . Abdulkadir geylani hz cok cile cektigi icin
insanlara yardım etme görevini ona verdi . hz muhammedin sav manevi evladıdır bu büyük zat ve onun soyundandır .
__________________
Bilmek başka, bulmak başka, olmak daha başka.
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 24.12.19, 14:58
Gayretli üye
 
Üyelik tarihi: 15.02.18
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 72
Etiketlendiği Mesaj: 6 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Emeğine sağlık ALLAH razi olsun
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 24.12.19, 22:53
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 09.04.19
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 718
Etiketlendiği Mesaj: 19 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

ÜSTÜNLÜĞÜ

Gavsu'l Azam, Sultanü’l Evliya, Kutbu’l Aktab, Bazü’l Eşheb, Gavsü's Sakaleyn unvanlı Abdülkadir Geylani Hazretleri çok üstün vasıflar ve seçkin özellikler sahibidir.

Seyyah olup şol âlemi ararsan,
Abdülkadir gibi bir er bulunmaz.
Ceddi Muhammed'dir eğer sorarsan,
Abdülkadir gibi bir er bulunmaz.

Hazret-i Mevlânâ'nın; “Yücelerde nereye vardımsa o Türkmen kocasının ayak izlerini önümde gördüm.” dediği Yunus Emre, bu dizeleriyle Abdülkadir Geylani Hazretlerinin evliya içinde eşsizliğini ilan etmiştir.

Onun büyüklüğünü dile getiren yalnız Yunus Emre değildir. Aktâb-ı Erbaa denilen dört büyük kutbun biri olan Ahmed er-Rufâi Hazretleri ona çok derin bir hürmetle bağlıydı; yakınlarına ve mürîdlerine daima Gavsu’l Azam Hazretlerini ziyaret etmelerini emreder, onu ziyaret etmeden kendisine gelenlerin ziyaretini kabul etmezdi. Bağdat’a gitmek üzere kendisine uğrayanlara şöyle derdi: “Bağdat’a vardığınızda ilk yapacağınız iş, Abdülkadir Efendimiz'i ziyaret etmektir. Onu ziyaret etmeden hiçbir şey yapmayın. Şayet vefat etmişlerse mübarek kabirlerini Bağdat’a varır varmaz ziyaret edin.” Yeryüzünde en geniş tarîkat halkalarından birinin sahibi Şah-ı Nakşîbend Hazretleri'nin şu kıtası meşhurdur:

Pâdişâh-ı her dü âlem şah-ı Abdülkâdirest
Server-i evlâd-ı Âdem şah-ı Abdülkâdirest
Afitâb-ı mâhitab-ı arş u kürsi ve kalem
Nûr-ı kalb ez nûr-ı a’zam şâh-ı Abdülkâdirest

Şeyhü'l Ekber Muhyiddin Arabî, Gavsu'l Azam’ın karşılaştığı kimseleri kokusundan tanıdığını, kendisinin “ricalü’r-revayih”ten olduğunu söylemiş ve Fütûhat’ta şöyle demiştir: “Velîler içinde her zamanda “Allah Teâlâ, kulları üzerinde kahredicidir” (6/18) âyetine mazhar bir zât bulunur ki, Allah’tan başka her şeye gücü yeten bir kudrete mâliktir. Bütün cesur ve bahadır kimseler ondan korkup çekinirler. Büyük dava ve iddia sahipleri o zâtın huzurunda hakkı itiraf ederler, adalet gösterirler. İşte bu yüksek makamın sahibi şeyhimiz Seyyid Abdülkadir Geylani’dir. Kendisinin bütün yaratılmışlar üzerindeki gücü malûm ve meşhurdur. Ben o zâtla görüşemedim. Yalnız zamanımızın sahibiyle buluştum. Gavs Hazretleri ondan daha üstün ve Allah katında yüce bir derecededir, öyle ki o yüce makama bu ana kadar Gavs Hazretlerinden başka erişen kimse yoktur. Daha doğrusu onun eriştiği makama ulaşmak mümkün değildir.” İmam-ı Rabbanî, Mektûbat'ında Gavs Hazretlerinin velâyet yolunun feyiz kaynağı ve vasıtası olan on iki imamın makamında olduğunu, onun da on iki imam gibi bütün ümmete sonsuz feyizler dağıttığını, bu inayet ve yüce makamın ancak ona ihsan buyrulduğunu yazmıştır.

Kendisinin büyük bir hürmetle bağlısı ve Eşrefiyye tarikatının kurucusu Eşrefoğlu Rûmî’nin onu metheden birçok şiiri vardır:

Hak katında uludur / İki cihan doludur;
Eşrefzâde kuludur / Pirim Abdülkadir'in.

Abdülkadir Geylani Hazretleri mücahedeleri sırasında bir yıl ayaküstü ibadet etmeyi âdet edinmişti. Bir gün kendisine ferman-ı ilâhı erişti: “Ey Abdülkadir! Meşakkati seçip ayakta ibadet etmeyi âdet edinmenin sebebi nedir?” “Ey bütün gizlileri ve sırları bilen Allah’ım, zâtına her şey malûmdur. Senin sevdiklerin ve âşıklarınla yeryüzü her yanda doludur. Bunun için ayağımı uzatmaktan utanırım.” Bunun üzerine şöyle hitap geldi: “Ayağını bütün velîlerin boyunlarına koy!” Bu İlâhî emir üzerine evliyalar; “Gavsü’l-â’zâm’ın ayakları başımız ve gözümüz üstüne olsun.” diyerek boyunlarını uzattılar. Bu özel mertebesi menkıbelerinde hep dile getirilmiştir.

Uluvv-i kadr-i Abdülkâdiri evc-i ûlâdan sor,
Gubar-ı hâk-i na'linin rikab-ı evliyadan sor,
O bâz-ı serfirâzın âşiyânı nerdedir bilmem,
Anı bâlâ-neşîn-i bârgâh-ı kibriyadan sor.

Hem seyyid hem de şeriftir; annesi tarafından seyyid, babası tarafından şeriftir. Yani soyu, babası yönünden Hazret-i Hasan (r.a)'a, annesi yönünden Hazret-i Hüseyin (r.a.)’e yani ehl-i beyte ve Resûlullah sallallahu aleyhi ve selleme kavuşur. Hak Teâlâ ile vasıtasız konuşmuştur ki, en yüksek tevhid mânâları içeren bu mükâleme 'Gavsiyye' risalesi olarak elimizdedir. Resûlullah Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin ruhaniyetinin kendisine görünerek görüştüğü meşhurdur. Hızır aleyhisselam ile de birçok defa görüştüğü muteber kitaplarda yazılıdır.

Kendisinden çıkan ilmî ve kevnî kerametler başka hiçbir velîde görülmemiştir. Muhyiddin Arabî Hazretleri bu kadar çok ve büyük kerametler göstermesini “Kün!” emr-i ilâhisine mazhar olmasına bağlayarak açıklamaktadır.

Fıkıh ve hadîs ilimlerinde müctehid, tasavvufta yüksek bir evliya ve mürşid-i kâmillerin en başta gelenlerinden olup tesis ettiği tarîkat fevkalade bir hızla dört bir yana yayılmış, çeşitli kollara ayrılarak hemen her kıtada takip ve tatbik edilegelmiştir. Bu olağanüstü hususiyetlerin doğumunda hatta doğumundan da önce ortaya çıktığı görülmüştür. Babası Seyyid Ebu Salih Cengidost, doğduğu gece Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemi rüyasında gördüğünü, kendisini şöyle müjdelediğini anlatmıştır: “Yâ Eba Salih, bu gece Hakk Teâlâ sana mükemmel bir oğul bağışladı. O benim evladımdır, rütbesi diğer evliya ve kutuplardan yüksek olacaktır."

---------- Post added 24.12.19 at 22:55 ----------

DOĞUMU

Doğduğu gece 1100 oğlan çocuğunun doğduğu, hiçbir kız çocuk dünyaya gelmediği, oğlanların her birinin Gavs Hazretlerinin hürmetine kâmil velî oldukları söylenmiştir. Doğumunda annesinin altmış yaşında olduğu rivayetlerdendir. Hicri 470 yılının, Ramazan ayının ilk gecesinde doğmuştur. Annesi daha beşikteyken gösterdiği kerameti anlatarak şöyle demiştir: Oğlum Abdülkadir’in doğumu mübarek Ramazan ayına tesadüf etmişti. Bu ay boyunca gündüzleri ne zaman emzirmek istesem, iftar vaktine kadar asla süt emmezdi. Ancak akşam namazından sonra emzirirdim. Anladım ki, Ramazan-ı Şerif'e hürmet ediyor, oruç tutuyordu.

İkinci sene, Şaban ayının son günleri hava çok bulutlu geçmişti, insanlar hilali göremedikleri için Ramazan ayının girip girmediğini tespit edememişlerdi. Abdülkadir’in Ramazan-ı Şerif'te süt emmediğini bilenler bana gelip sordular. O gün imsak vaktinden beri süt emmemişti. Bunu gelenlere söyledim. Anlaşıldı ki, Ramazan-ı Şerif başlamıştı."

Bunu şu beyitle kendisi de beyan eder:

“Bidayette işim, ağzım dolu dolu Allah'ı zikretmekti.
Henüz beşikte iken oruç tutmakla şöhret bulmuştum."

Doğum tarihini belli eden şu beyit yüksek mertebelerini de belirtmektedir:
lnne bâzalllahi sultanur-ricâl
Câefî aşk'ın teveffa fî kemâl
(O Allah’ın şahini, velîlerin sultanı 'aşk'ta geldi, 'kemâl'de vefat etti.)

Aşk kelimesi ebced hesabıyla 470 tarihini, kemâl kelimesi ise doksan bir olarak ömür süresini göstermektedir. Doğum yeri İran'da Gilan şehrinin Neyf (Nif) köyüdür. Doğum yerine atfen Cîlânî veya Gîlânî, Türkçe’de Geylânî olarak tanınmıştır. Babası velî bir zât olan Ebu Salih Musa Cengidost olup soy şeceresi şöyledir: Abdullah bin Yahya bin Muhammed bin Musa el-Cevn bin Abdullah el-Kâmil bin Hasan el-Müsenna bin Hasan (r.a.) bin Ali Murtaza (r.a.). Annesi Seyyide Ummü’l-Hayr Emet ül-Cebbar Fâtıma, Ebu Abdullah Savmaî adlı velî olarak tanınmış bir sûrınin kızı ve kadın velîlerdendir.

Gavs Hazretleri çok küçük yaşta yetim kalmış, annesi ve dedesi Savmaî'nin yanında büyümüştür. Babası ve annesinden tasavvuf terbiyesi görürken mektebe de gitmiş, ilim tahsil etmeye başlamış, Kur’ân-ı Kerim'i ezberlemişti. Ancak ilmini artırmak, bunun için de ilim merkezi olan Bağdat'a gitmek için büyük bir istek duyuyordu.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 29.12.19, 17:17
 
Üyelik tarihi: 23.10.19
Bulunduğu yer: Turkiye
Mesajlar: 342
Etiketlendiği Mesaj: 11 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Emegine saglik kardesim.

---------- Post added 29.12.19 at 17:18 ----------

Emegine saglik kardesim. Allah razi olsun.
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 29.12.19, 23:54
 
Üyelik tarihi: 26.09.17
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 113
Etiketlendiği Mesaj: 12 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Abdulkadir Geylani Hz.lerinin cezbe halinde okuduğu söylenen kasidesi:

KASİDE-İ HAMRİYE (KASİDE-İ GAVSİYE)

Muhabbet; bana visal kadehlerini içirdi;
Ve.. yeni halime özüm:
—Bana doğru gel
Dedi..
Koştu, yürüdü bana doğru kadehlerde geldi;
Büyükler arasında özüm sarhoşluğu sezdi…

Sair kutuplara dedim ki:
-Derlenin gelin..
Çünkü benim erlerimsiniz alemime girin..
Ve benim askerlerimsiniz, gayret edin için..

Kavmin sakisi bana yetinceye kadar doldurdu;
Ben sarhoş olunca, size kalan artığım oldu.

Yücelik ve ittisal benim, siz eremediniz,
Ne var ki; yücedir, hepten sizin de makamınız.
Ama makamım devamlı yüce, siz alttasınız.

Ben Hazret Hakk’ın yakınlığındayım, yalnızım.
Bende tasarruf eder, yeter bana Zülcelâlim.
Ben ki: Ama her şeyde namlı ALACADOĞAN.(Hz Geylani'nin bir namı da Baz-ul Eşheb'dir, Alacadoğan)

Hak erlerinden kime verildi bende bulunan.
Senelerce ders okudum, sonunda kutub oldum.
Saadete nail oldum; Mevlalar Mevlâsından..
Bana kisve giydirdi, hepten süslü izzet saçan,
Hem bana taç giydirdi, özünde kemal bulunan.
Beni kurban ilan etti, istediğimi verdi.
Oldu davulum, yerde ve gökte tok tok çalınan;
Ve saadet perişanlığı bana oldu ayan.

Ben ki Hüseynî soydanım, hazinedir durağım.
Cümle Hak erlerinin boynunda durur ayağım.

O yaptı, toptan kutuplar üzerine sultanım;
Her hâl-ü kârda emrim geçer, hükümranım.

Hakkın beldelerine baktım ve gördüm ki hepten,
Hükmüme bağlanmakta hiç farkı yok bir zerreden.

Öyle sırra sahibim ki, onu ateşe bıraksam;
Hemence söner, küllenir o sırrımın yüzünden.

Öyle sırra sahibim ki, ölüye ondan saçsam;
Kalkar yürür, bana gelir, gücü Mevla gücünden.

Öyle sırra sahibim ki, onu dağlara atsam;
Atılır pamuk misali, seçilmez de millerden.

Öyle sırra sahibim ki, ben, denizlere katsam;
Hepsi kaybolur da gider, ama zeval nevinden.

Ne kadarı varsa cümle ayların ve yılların;
Yürür, tükenir ve sonunda ancak bana gelir.
Haberini getirir olmuş ve olacakların,
Cidal (mücadele) mi benimle; bu onlara çok giran (ağır, zor) gelir.

Biladullahtır mülküm, hem onlarda geçer hükmüm;
Vaktimi evvelimden daha evvel, saf görürüm.

Müridim, ortada korkulacak ne var, çünkü ben;
Pek azimliyim, cengâverlikte bir cengâverim.
Müridim, hiç korkma, çünkü Allah’tır benim Rabbim.
Risâletler verdi bana yüceliklere erdim ben,
Müridim; silkin, hoş ol, sonra terennüm eyle san;
İsmim devamlı yücedir, çekinme, yap neler istersen.

Vardır her velinin bir kuvvet kaynağı kademi..
Ama benim ki kemal bedri Nebînin (sav) kademi.
Ben oyum ki, Ceyli namım, hem Muhyiddin adımdır;
Şüphesiz, dağların başında duran bayrağımdır.
Ne şüphe dillerde meşhurdur adım ABDÜLKADİR;
Kemal kaynağına sahip Zat (sav) , öz ceddimdir.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Abdulkadir Geylani Hz-den Öğütler HeartLess Tasavvuf & Tarikatler 10 09.04.21 15:49
AbdulKadir Geylani duasi imas Dualar & Dua Kardeşliği 1 11.09.20 23:51
Abdulkadir Geylani Hz den öğütler... Zümer Tasavvuf & Tarikatler 2 19.04.20 18:26
abdulkadir geylani hzlerin ask cevabı Lil bin Ali Allah Dostları & Evliyalar 2 20.12.19 23:59
Mir'âç hadisesi ve Abdulkadir Geylani Kırklar Allah Dostları & Evliyalar 3 26.09.19 09:29


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 18:25.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147