Havas Okulu

Havas Okulu (https://www.havasokulu.com/)
-   Aura - Çakra (https://www.havasokulu.com/aura-cakra/)
-   -   Üçüncü Göz Açmak - Ajna Çakra (https://www.havasokulu.com/aura-cakra/16128-ucuncu-goz-acmak-ajna-cakra.html)

HeartLess 02.05.17 14:11

Üçüncü Göz Açmak - Ajna Çakra
 
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
ÜÇÜNCÜ GÖZÜ AÇMAK İÇİN

'' Pineal bez kaşların arasında, beyinde yer alan kimyasal üretim güç merkezi gibidir. ''Üçüncü göz'', '' Ajna Çakra'', '' İleriyi Gören Merkez'' olarak adlandırılır. Aslında, pineal bezin fizyolojik bedenler için bilimsel olarak yaptığı şey, duygusal ve zihinsel sağlık için gerekli olan antijenleri salgılamasıdır.

Pineal bez; Dimetil triptamin (DMT) ve ayrıca, serotonin ve melotonin gibi maddelerin tek doğal kaynağıdır. Serotonin ve melotonin olmadan, ne keyifli bir gece uykusunun keyfini çıkartabiliriz, ne de var oluşumuzun mutlu, çok mutlu halinin keyfini çıkartabiliriz. Dimetil triptamin (DMT) olmadan meditasyonlar can sıkıcıdır. Spüritüel bağlılıklar yoktur ve aslında, yaşam neşesi, canlılığını yitirilir.

İçme suyumuzda, diş macunumuzda, gargaramızda, ve çikletlerimizde florür gibi nörotoksinle bizi besleyen bir toplumda yetiştiğimizde, o florürle olan şey, dişlerimizin sağlıklı olması değil; kelimenin tam anlamıyla spititüel '' öz'' ümüzle ve yaşamlarımızda ki '' farkındalığın'' yüksek merkezleriyle olan iletişimi yitirmememizdir!

İyi haber ise, florürü diyetinizden bir kez kaldırınca, bu nörotoksini günlük rutininizden bir kez kesince, kireçlenmiş bir pineal bezle artık sonsuza kadar saplanıp kalmamanızdır. Kireçlenmiş demek, kelimenin tam anlamıyla '' kemik '' gibi olmuş demektir!

Pineal bez ya da Ajna çakra düzgün bir şekilde çalıştığı zaman, yumuşak ve her yöne çekilebilir olmalıdır. Gözünüzü karıştırdığınızı hayal Pineal bez pirinçle aynı katılığa sahip olmalıdır. Bir kere kireçlenme oldumu mu, kireçlenme, kemikler kalsiyumdan oluşmuştur, o; kristal bir şeye, florür kristale, tuz kristal gibi bir şeye dönüşür.

Açıkça görülüyor ki, hiç bir antijen veya Dimetil triptamin, kaya gibi olan bir şeyden salgılanamaz!

Bu; çok eski Vedaların, aydınlanmış bir varlığın yumuşak, her yöne çekilebilir bir üçüncü göze sahib olduğunu niçin söylediğidir. Bu, alınlarına dokunabilmeleri ve parmaklarının oraya tamamen girebilmesi değildir. O Ajna çakranın kendindedir, fiziki beynin içerisindeki Pineal bez, yumuşaktır ve pirinç gibidir.

Pineal bezi kireçsizleştirebilmek için ilk adım, tüm florürü tüketim diyetinizden tamamen çıkarmanızdır. Dolyısıyla suyunuzun florürsüz olduğundan emin olun, birşey pişiriyorsanız bile yemek pişirmede florürsüz su kullanın. Eğer bir restorandaysanız, eğer çeşme suyu kullanılıyorsa, bir çeşit ters ozmoz filtreleri olduğundan emin olun veya yalnızca şişe suyu ısmarlayın. Florürlü diş macunu kullanmayın, doğal sağlık gıda mağazaları binlerce alternatife sahiptirler. Eğer salık gıda mağazası olmayan ufak bir şehirde yaşıyorsanız, Dişlerinizi sadece karbonat ev nane özü yağı ile fırçalamanız, ve sıradan florürlü diş macunlarına dokunmamanız daha iyidir, bu ilk adım.

İkinci adım, düzenli meditasyon rutini günlük yaşamınıza dahil etmektir. Eğer bir kapıyı kapatmak için tutkal sürese, eğer biri bir kapının menteşelerine tutkal sürerse, o kapı sürekli olarak yapışmış veya kapalı kalacaktır. Eğer o kapıyı durmaksızın çeker ve iterseniz nihayet o menteşeler yeniden gevşerler ve aniden açılırlar. Pineal bez içinde aynı şey geçerlidir! Eğer kireçlenmişse, bu, kalıcı bir kireçlenme değildir!

Hayal halinizle, meditasyona yönelik halinizle veya görsel halinizle olan iletişiminizi kalıcı olarak yitirmediniz. O '' ileriyi gören'' merkezin menteşelerinin durmaksızın iterek, iterek ve iterek en sonunda onu gevşeteceksiniz ve o, aniden açılacak. Bir başka değişle, zevkli meditasyonlar için renkli hayallere, en sonunda da diğer hallerin ötesindeki mümkün olan en yüksek hale tekrar erişeceksiniz.

Kireçlenme sürecine, Pineal bezi neyin kireçlenmeye yönlendirdiğine baktığımızda; Fizyolojik kişiliklerimizin içerisinde biriken nörotoksinler ve zihinsel kişiliklerimizde, içsel alanımızda toplumsal toksinlerin oluşturulması vardır. Dolayısıyla bu, iki kısımlı bir süreçtir.

Bir tanesi; florür, aspartam, diğer yapma şekerler gibi fizyolojik tüketim şeyleridir. Bir diğeri ise yaratıcı olmamamızın söylenmesidir!

Okul sistemini inceleriz ve eğitim sürecini formüle ederiz, duyarlı, doğal, doğuştan gelen yaratıcılığı çıkarırız. Dolayısıyla Pineal bez, yanlış maddeleri aldığımızda ve yanlış düşünce modellerini kabul ettiğimizde kireçlenmiş hale gelir! Onu, o nörotoksinleri azaltarak ve yanlış müfredat program modellerinide bırakarak, kireçsizleştirebiliriz.

Pineal bezin kireçsizleştirme egzersizi;

Derin, içsel meditasyonlarda bir numara olan pineal bez kireçlendiğinde, süregelen düşünceler akışı vardır, onları bırakmak ve düşüncesiz bir hale ulaşmak imkansızdır. Pineal beziniz tam olarak çalıştığında ve ''her yöne çekilebilir, kazanılmış, açık üçüncü göz, açık Ajna çakra diye adlandırılana sahip olduğunuzda, sözlü düşünce tarafından rahatsız edilmeden '' çok mutlu içsel huzur '' halini kolayca elde edebilirsiniz.

• Oturabildiğiniz kadar dik oturun
• Derin biçimde nefes alıp verin ve devam edin
• Nefesinizi tutun ve nasıl hissettiğinize dikkat edin
• Yavaş yavaş bırakın ve bir an akjiğerlerinizi boş tutun
• Tekrar yavaşça nefes alın akjiğerlerinizi mümkün olduğunca doldurun
• Nefesinizi tutun, eğer kaçarsa biraz daha alın ve ciğerlerinizi dolu tutun
• Yavaşça o nefesi bırakın ve hemen ardından fiziki gözlerinizle baktığınızı fark edin
• İçinizde ki ''öz farkındalığı'' hayal edin
• Hem fiziki gözlerle hemde Ajna çakranızla baktığınızı düşünün
• Görme merkezinin fiziki sol göz ve sağ gözden geldiği kadar kaşlarınızın arasında ki noktadan da aynı miktarda geldiğini düşünün
• Bunu hissetikçe Ajna çakranızla baktıkça gözlerinizle değil üçüncü gözle bakın bunu güçlü yapmaya gayret edin
• Düşünmeyi durdurun
• Canlı bir biçimde, Arka plandaki tüm seslerin ve oturduğunuz yerin farkında olun ama düşünmeyin!
• Bir süre buna yoğunlaştıktan sonra yavaş yavaş norma hale dönün
• Derin bir nefes alın, yavaşça bırakın
• Rahatça nefes alın verin
• Oturduğunuz odayı görün, fiziksel varlınızın farkında olun.
• Bu işlemi her gün tekrar edin.

Bu alıştırmayı ayna karşısında da yapabilirsiniz. bu meditasyonun önemli kısmı Ajna çakraya yerleştirdiğiniz farkındalıktır. Bu da kireçsizleştirmeyi başlatmaktır. Kapı analojisini hatırlayın.''

NOT: Ajna çakra 7. çakramızdır ve Epifiz bezimizle çok yakındır,sanıyorum bu nedenle burada 3. göz gibi anlatılmıştır .

Diğer Bir Egzersiz : Tratak
Melatoninin bu kadar önemli olması nedeniyle, bunu vücutta arttırmak için ne yapmamız gerektiği hususunda birçok arastırma yapılmaktadır. Bunun için, zaman zaman hayvanlarda kullanılmaktadir, ancak insan fizyolojisi hayvanlardan değisiktir, bu nedenle bu çalışmalar fazla faydalı olmamaktadır. Tantrik Yoga çalışmaları ile vücuttaki Melatonin seviyesinin arttırılması denemeye değerdir.
Bu yogalardan biri Nadi Shodhan Pranayama (birbiri ardından burundan nefes alip verme ), digeride Tratak’dır (gözü bir mum ışığına, meditasyonda kullanılan bir diagrama veya noktaya odaklamak).
Tratak gözleri ve zihni bir mum ışığına veya objeye odaklayarak yapılan bir Yoga egzersizidir. Vücudumuzda Melatoninin en cok bu çalışma ile salgılandığı tesbit edilmiştir.
Yanan bir mum ışığına gözü fokusluyoruz ve bu işlem sırasında beynimizin sap kısmını da dengelemiş oluyoruz. Gözler mum ışığına odaklandığı zaman epifiz bezine hormon salgılaması için uyarı yapıyor ve hormon salgılanması bu işlemi yaptığımız sürece, her gece artarak devam ediyor. Bağışıklık sistemini korumamız için gece bir müddet mum ışığına odaklanmamız ve sonra uyumamız hormonlarla ilgili çalışmalar yapan doktorlar tarafından şiddetle tavsiye ediliyor.
Tratak beynin her iki yarısında dengeyi sağlar ve epifiz bezinin büyük miktarda Melatonin hormonu üretmesini destekler. Melatonin hormonu, vücutta kanser oluşum riskini büyük oranda düşren bir hormondur. Tratak ayrıca olaylara kolay konsantre olma gücümüzü de arttırır.

Uygulanışı:
Göz seviyenizde önünüze 1 metre kadar uzagınıza bir mum koyun.
Gözlerinizi kapatın ve birkaç dakika nefesinize konsantre olun. Yavaş ve düzenli nefes alarak kendinizi derece derece, derin relaks duruma getirin. Sonra gözlerinizi açın ve mumun alevine birkaç dakika bakın. Gözlerinizin fokusunun mum ışığından ayrılmamasına dikkat edin. Mum ışığı zihninizde canlanana kadar focus durumunu bozmayın ve mum ışığına odaklanın. Gözleriniz yasarırsa veya kurursa, ihtiyaciniz olduğu kadar gözlerinizi kirpabilirsiniz.

Aklınızdan bütün düşünceleri çıkarın, 2 dakika kadar sonra gözlerinizi kapatın ve mumun alevini gözünüz kapalı olarak, olabildiği kadar çok detayları ile gözünüzün önune getirmeye çalışın, aklınızda canlandırın. Eğer zihninizde, görüntü solgunlaşmaya başlarsa, gözlerinizi kısa bir süre açın. Bunu tam olarak yapabildiğinize emin olana kadar deneyin ve konsantrasyon olma kabiliyetiniz iyice arttığı zaman Tratak yapma zamanınızı uzatın.

Ateş bize verilmiş bir hediyedir ve fiziksel dünyamızda çok buyuk bir yeri vardır. Ateş bize korunma, beslenme ve ışık sağlar. Yediğimiz besinleri onun yardımı ile pişirebiliriz. Metafizik olarak söylersek, element olarak ateş bizim negatif enerjilerden korunmamızı destekler. Şamanizmde ateş, güneyin elementidir ve niteliği kuvvettir, korunmadır, arınmadır, inançtir, güvendir. Ateş bizim ruhsal açlığımızı besler, doyurur. Ateş bizim hepimizin içinde de yanar. Vücudumuzun görevini yapabilmesi icin gereklidir. O aklımızın ve ruhumuzun sağlıklı çalışması icin önemli bir unsurdur. Ateş bize hem yukarıdan hem de aşağıdan gelen bir hediyedir.

Anne dünyamızdan yakıt olarak çeşitli sekillerde çıkar ve gökyüzünden hava ile gelir ve bizi kuşatır. Ateş elementi bize ruhsal ışık verir, ruhumuzun gideceği yolu görünür yapar. Bir ateşin karşısına oturup, gözlerinizi hiç alevlere odakladınız mı? Mum ışığı ile yapılan meditasyonu hepimiz biliyoruz, Tratak dediğimiz, yukarida açıkladığımız. Bunu denerseniz göreceksiniz ki, sizi çok etkileyip, fiziksel ve ruhsal bedeninize rahatlık, huzur, dinginlik verecek, kendinizi yeniden doğmus gibi hissetmenizi sağlayacak, ayrıca (bağışıklık sisteminizi güçlendireceği için)birçok hastalığa da kalkan olma görevini üstlenecektir.

“Karanlıkta oturanlar gerçek (büyük) ışığı görürler” - Hz. İsa

Bunlar şu sıralardaki epifiz bezi araştırmasının sonuçlarıdır. Bilim adamlarının ve yogilerin sonunda buluştukları ve ajna çakra/epifiz bezi kompleksinin penceresinin her iki tarafında birbirlerini anladıkları görünüyor. 16 ncı yüzyıl Fransız filozofu Rene Descartes’in ‘akılcı ruhun makamı’ adını verdiği bu bez, akılcı ve mistik düşüncenin bir kez daha bir araya geldiği ve birleştiği buluşma yeridir. Batıda beden – zihin ikiliğini yaratan Descartes idi. Ajna çakrası yüksek bilince giriş kapısıdır ve bilim adamları şimdi bu kapıyı açmayı gözetliyor.

Epifiz Bezi (Pineal Gland)
Kozalaksı bez, beyin epifizi ve 3. göz diye de tanımlanan epifiz bezi, vertebre-omurgalı beyindeki küçük bir endokrin-içsalgı bezidir. Epifiz Bezi 7. çakranın salgı bezi ayrıca üçüncü göz adı verilir ve üçüncü göz içsel göz olarak bilinir. İçsel alemlere ve yüksek bilinç alemlerine götüren kapı olarak bilinir. Üçüncü göz çoğu zaman vizyonlar, duru görü, önsezi ve beden dışı deneyimler ile ilişkilendirilir.
Beyin epifizi bir salgı bezi ve bu bezden 3 adet hormon salgılanır:
Melatonin,
Pinolin
Dimetiltriptamin (DMT)
Bilinmesini İstemiyorlar
Her bir insanın epifizi ya da üçüncü gözü ruhani alem frekansına aktive olabiliyor ve sizi herşeyi bilen-alim ve tanrısal bir haz yaşamanızı ve etrafınızdaki her şeyle bütünleşip, teklik hissini duymanızı sağlar.Epifiz bezi bir kere meditasyon, yoga ya da çeşitli ezoterik, okült metodlarla uyumlanıp,
ayarlandığında, popüler olarak bilinen astral seyahat ya da astral projeksiyon ya da uzaktan seyr şeklinde kişiyi diğer boyutları seyre geçirir.
Epifiz Bezinizi nasıl öldürüyorlar?
Epifiz bezi tıpkı bir mıknatıs gibi sodyum floridi çeker. Bu da epifizin kireçlenmesine ve bedendeki tüm hormonal işlemin etkin bir şekilde dengelenmesine engel olur.
Sudaki ve yiyeceklerdeki sodyum florid gerçek anlamda kitleleri aptallaştırır. Naziler ve Ruslar, konsantrasyon kamplarında kampta
bulunanları otoritenin sözünü dinleyen ve otoriteyi sorgulamayan bir hale getirmek için sularına sodyum florid katmışlardır.
Bunun da insanın farkındalığını artırmasını tökezletmek için bilinçli olarak koyulan engellerden biri olduğu düşünülüyor.
Tarih, Din ve Epifiz Bezi
Epifiz bezi üç adet hormon salgılıyor demiştik, bu salgıların içinde en önemlisi olan melatonindir
Ayrıca dimetiltriptamin çok ilginç bir hormon. Şamanlarda ayahuasca denilen bir iksirin yapımında kullanılıyor. Hormonu ise bitkilerden elde ediyorlar.
Elde ettikleri bitkiler ise şunlar:
Phalaris arundinacea (yem kanyaşı),
Psychotria viridis,
Phalaris (kuş otu),
Acacia (akasya),
Arundo donax (kargı kamışı)
Desmanthus illinoiensis.
Güneş Patlamaları ve Epifiz Bezi
1998′de New Scientist’te yayınlanan bir çalışmaya göre, Güneş patlamaları ve insan biyolojik etkileri arasında direkt bir bağlantı var.
Güneşten gelen yüklü parçacıkları insana aktarılmasını kolaylaştıran iletken, Dünyanın iklimine yön veren aynı iletkendir – manyetik alan. Hayvanlar ve insanlar onları çevreleyen manyetik bir alana sahipler – Dünyayı koruyucu olarak çevreleyen manyetik alan gibi.
Beynimizdeki epifiz bezi de elektromanyetik aktiviteden etkilenir, elektromanyetik aktivite epifiz bezinin aşırı melatonin üretmesine neden olur, melatonin uykuya neden olabilen bir hormondur, ama ayrıca bazı insanlarda ters yan etkiler olduğu da bilinmektedir.
Epifiz Bezinin Kireçlenmesi Nasıl Giderilir?
Yüksek oranda cıva içeren balıklar, karbon bazlı içecekler, sudaki flor, diş macunları ve dumana maruz kalmamız epifiz bezini olumsuz yönde etkiler
Kireçlenmenin başlıca nedenleri:
Florür (Manyetik olarak epifiz bezine çekilir, burada kalsiyum fosfat kristalleri oluşturur).
Kalsiyum destekleri (Kireçlenmenin en büyük nedeni, aslında işe yaramazlar.)
Klor ve bromür gibi halojenürler (Florür ile benzer etkiye sahipler)
Gıdalardaki kalsiyum (neredeyse tüm işlenmiş gıdalar kalsiyum içerir. Çoğu destekleyiciler de kalsiyum içerir)
Çeşme suyu (Çeşme suyu kireçlenme yapıcı maddelerle doludur.)
Kahve içmek.
Kireçlenmeyi Gidermek İçin Yöntemler:
Güneş epifiz için çok önemlidir her gün en az 30 dakika alınması gerekir. Epifizi tamamen aktif hale getirmek için güneşin gözbebekleri vasıtası ile alınması en iyisidir
Kalın yapraklı; kara lanana, şalgam yaprağı, hardal otu, Çin lahanası vs. yeşil bitkiler epifiz bezi için çok besleyicidir
Mavi Tırpana Balığı Yağı
MSM; metilsülfonilmetan (Rahat edebileceğiniz bir dozla başlayın ve günde 7000 – 10,000 mg a kadar artırın. Genel toksin giderme, ayrıca saç, deri, tırnak, kemik oluşumu için çok güçlü).
Sitrik asit (Limon işe yarıyor. Sadece sitrik asit de alabilirsiniz)
Sarımsak (Günde yarım diş alın, rendeleyip elma sirkesi veya taze limon suyuna koyarsanız kokusu gider.)
Elma sirkesi (Malik asit içerir.)
Güneşe bakmak (Güneş doğarken ilk 14 dakika ve batarken son 15 dakika güneşe bakın)
Thoh’u seslendirin (Toooo okunur, üç kez seslendirin, 24 saat bekleyin, tekrar üç kez seslendirin, yine 24 saat bekleyip tekrarlayın. Bu çok güçlüdür)

Acizkul98 02.05.17 17:23

Allah razı olsunn admin

SiLence 02.05.17 17:24

Çakralar nasıl açılır
Çakraların nasıl açılacağı konusu belki de spritüal alemin en popüler konularından biridir. çakraların açılabilmesi için kişinin yaşamına çeki düzen vermesi gerekir Mesela, bir takım korkularınız varsa kalp çakranızdaki enerji akışı dengede olmayabilir. Hatta korkular gittikçe çeşitlenip arttığında, sadece kalp çakrası değil diğer çakraların da dengesi bozulabilir

Kişi bir şeyleri kabul etmekte zorlanıyor, sürekli bir gücenme halini deneyimliyor ve çevresindekilere karşı sert davranışlarda bulunuyorsa kök çakradaki enerji akışı dengede olmayabilir. Kişi, insanları yargılamaya, eleştirmeye devam ettiği sürece kök çakranın açılması zaman alacaktır.

İkinci çakra yani cinsel çakranın temsil ettiği konular arzu, ihtiras, kutupsallık, hareket, alma/verme dengesi, değişim ve yaratıcılıktır. Bu çakradaki enerji akışının dengesiz olması, öfkeyi de beraberinde getirecektir. İkinci çakradaki enerji akışının dengelenmesi ile kişi kendisini en çok nelerin mutlu edeceğini bilmeye başlar, suçlama hali yok olur, sevgiyi daha çok vermeye başlar.

Üçüncü çakranın temsil ettiği konu kararlılıktır. Buradaki enerji akışında dengesizlik, kişinin yaşamında öfke, açgözlülük, hırs temasını kuvvetlendirebilir.

Dördüncü çakra; kalp çakrası, burası herkesin bildiği gibi şefkat, sevgi ile ilgilidir. Bu çakrada dengesizlik olduğunda, kaybetme korkusu, aşırı korumacılık, bağımlılıklar, başkalarının ihtiyaçlarının daha önemli olması gibi temalar da söz konusu olabilir. Kalp çakradaki enerji dengelendiğinde şükran duyma, takdir etme temaları var olmaya başlayacaktır.

Beşinci boğaz çakrası, dürüstlük, iletişim ve ifade ile ilişkilidir. Buradaki enerji akışı dengesizleştiğinde, kişi ilişkiye girmekten ve öne çıkmaktan kaçınacaktır. Yaşamında beğenilmeme korkusu, rekabet ve gurur hakim olacaktır. Bu çakra, aynı zamanda kişinin harekete geçmesine engel olan başarısızlık korkusu ile de ilgilidir. Arzu ve istekleriniz gerçekleşmeye, ilişkileriniz düzelmeye başlandığında beşinci çakra açılıyor demektir.

Altıncı çakra, kendi kendinin farkında olma, mutluluk, neşe ve zihin gücü ile ilgilidir. Bu çakradaki enerji dengesizliği zihinsel karmaşa, bunalıma sebep olabilir. Kişinin yaratıcı fikirleri engellenir. Kişi yaratıcı fikirlerini ortaya dökse de bunları uygulamaya koyamaz. Suçu dış dünyaya yükleme halinde olabilir.

Yedinci çakra, zihin ve bedenle bağlantılıdır. Bu çakradaki enerji akışında dengesizlik acı ve üzüntüye sebep olabilir. İyi haber! Yedinci çakradaki enerji akışı dengelendiğinde diğer altı çakradaki enerji akışı da dengelenecektir.

Kurt 02.05.17 21:33

Paylasim icin tesekkurler boyle parapsikolojik konulara bana etiket atarsaniz sevinirim :)

spacetimereality 11.05.17 11:05

Teşekkürler

Mucella 26.05.17 23:30

Allah razı olsun, teşekkürler

BEHRAM 13.04.18 13:43

Üçüncü Göz havas ilminde neden önemlidir... Etrafınız da bu ilmi yapan kişiler görmüşsünüzdür. Hoca olan kişi hastayı alarak , hizmetlilerini çağırıp. Hasta üzerinde " Bu kişi üzerinde musallat varsa eğer, Yoksa eğer arkaya eğin der " Yani bu hoca olan kişinin yetersiz olduğunu gösteriyor.. Öne arkaya egdirmeden yanında ki hizmetlilere sorabilir.Eğer Üçüncü gözü açık olsaydı eğer hastayı KOBAY gibi öne arkaya doğrultmazdı.Seansta... Hesapta çıkartma yaptığını sanıyor. Musallatın bedenden çıktı mı? Yoksa çıkamadı mı? Onu dâhi bilemiyor. Bu hoca olacak kişinin eğer Üçüncü gözü açık olsaydı. Seans sırasında musallat 'ın çıkıp çıkmadığını rahatlıkla görecekti.... Eğer çıkartma yapan kişinin gözü açık olmasa da , kendi hocasından (üçüncü gözü açık olan) destek alıp yapıyorsa, o ayrı bir konu.... Diğer türlüsü zor
Hem tek başınasın hemde başında üstadın yoksa.... Her konuda eksiksin ...Kendini boş yere<< kahraman>> ilan etmeye gerek yok....

Zaman2018 15.05.18 13:41

Bunun gibi konulara benimde etiketlerseniz memnun olurum �� olurum.

ebruss54 15.05.18 14:31

denemek lazım

uyurgezer 15.05.18 14:38

mukemmel bir paylasim,emeginize saglik adminim :) rose1 rose1 rose1
Trataki denemek isteyenler olursa kagit ya da duvarda bir nokta da tercih edebilirler,mum isigi gozu agritacaktir,gunluk yasamda sorun yaratabilir.


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 16:30.

Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

HavasOkulu.Com


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147