Hem anda hemde izleyen kalabilir misin?
Henüz daha uyumamışken bu paragrafla karşılaştım; ve hayatın mantığını ve oluş halinin sebebini bir kez daha hatırlattı bana. Hayata yaklaşılması gereken o ince perspektif, o altın oran... Nedir o altın oran? Bu öğretileri zihnimizde işleyerek ve “taraf tutar” gibi tabu haline getirmeyerek, hayatı olduğunu gibi karşılar iken, aynı zamanda olduğunu gibi karşıladığımız hayatı bir noktadan izliyor ve analiz ediyor olmak demek.. Yani hem hayatın içinde anda akışkan hareket eden, hem de aktığı yolları ezbere bilen olmak demek. Yapabilir misin? Hem anda hemde izleyen kalabilir misin, Dualitik ve hibrit olabilir misin? Bunu sorarken aslında kendime soruyorum ama aynı zamanda size de. Zaten var mı sen ya da ben? Hem var, hem yok. Tıpkı hayat gibi, tıpkı dualite gibi.
“Yaşadığımız her anın bize bir şey öğretmek için dizayn edildiğini; her acının derin bir anlamı olduğunu, her haksızlığın fark edişte bir adım olduğunu ve hayatın, uğradığımız haksızlıklarla bizi denediğini, yaklaştığımız yanlış kişilerle bize nice bilgiler yüklediğini, hayal kırıklıklarında bizi eğittiğini bil. Her an yaptığımız seçimlerle, dönüşme olasılığımız olan yüzlerce farklı kişiden birine varacağımızı, seçimlerimizin önemini kimse büyürken söylemez bize. Çünkü bu gezegende, yaşam, potansiyelin keşfine değil, tüketime adanmış durumda, şimdilik....”
|