Melek, cin, şeytan - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > Evrensel Enerjiler & Parapsikoloji > Parapsikoloji & Spiritüalizm

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 31.12.19, 23:00
Gayretli üye
 
Üyelik tarihi: 14.10.17
Bulunduğu yer: LEVH-i MAHFÛZ
Mesajlar: 695
Etiketlendiği Mesaj: 255 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Melek, cin, şeytan

Her hareket bir kuvvetin eseridir. Elektrik bir kuvvettir denildiği zaman bir muharrikdir denilmiş olur. Din lisannda bu muharrike daha güzel bir tabir ile melek denir. Şu kadar ki melek denir
iken idrak sahibi ruhanî bir muharrik tasavvuru da munzam olur.
Zaten kuvvet dendiği zaman bizatihi muharrik ve kendini şair
(şuuru ile bilen) ruha kadar gitmemek mümkün değildir... Eshabıkiram’dan itibaren mütekaddim müfessirinin beyanatına göre
ra’d ve berk ve saika (gibi tabiat) hâdiselerinin hakikati kuvvet
mebdeine irca edilmiş, fakat kör kuvvet mebdeine değil, kuvvanî
ve ruhanî mudir bir muharriki müdrik olan melek kuvvetine irca
edilmiştir...».
Elmalılı Hamdi Yazır merhum büyük Kur’an tefsirinde (*)
böyle der. Endülüslü Ebu Hayyan «Bahrimuhit» adlı büyük tefsir
kitabında melek hakkında hulâsaten şunu bildirir: Melek lügatte
melk cezrinden çıkma olarak kuvvet münasmadır. Din ıstılahında
evamiri ilâhiyeyi ifaya müvekkel (vekil, memur) kuvvete delâlet
eder. Melik: kuvvet sahibi (hükümdar) ve meleke: iktidar, kabiliyet
kelimeleri ile ilgilidir. Bu kelimeler de ayni kökden gelir. Hükümran kuvvet, meleke — iktidar, kabiliyet mânaları melek kelimesinin
geniş mânasında mündemiç mânalardır. Bu bakımdan insandaki
melekelerden her birini melek saymak mümkündür. Bazı eski müfessirler melek kelimesinde daha hususî olarak mevzuu risalet, hamili
risalet, resul — elçi, vasıta mânasını bulurlar ki hükmen ayni
şeydir.
Melek yani Tanrının tabiate hâkim kıldığı kuvvet telâkkisi semavî dinlere: müslümanlığa, hıristiyanlığa, yahudiliğe mahsustur.
Diğer dinlerde tabiata hükmeden kuvvetler Tanrı sayılır. Onlar
adedince Tanrılar bulunur.
Kur’anı Kerimde müteaddit melek nev’i zikrolunur. Meselâ:
Rusuli idrak melekler madde âleminin tekvininden evvel Cenabı
Hakkın var ol sözü ile var olmuşlar ve ayni suretle var olan âlemi
emir varlıklarından müdrik ve muhtar mebadi’i faileye fiillerindenevvel rızayi İlâhinin, hayrın veçhesini göstererek onları irşad etmişlerdir. Resulü idrak, idrak götüren demektir. Müdrik ve muhtar
olan mebadii faile, yani idrak sahibi ve ef’alinde hür ilk tatbikat
melekleri idrak elçilerinin irşadı ile vazifelerini kavramışlar, sonra
halk âlemine bil’intikal maddeyi vücude getirmişler ve tanzim etmişler, böylece bugün gördüğümüz madde kâinatını teşkil ve muhafaza etmekte bulunmuşlardır. Bunların muhtar olmalarmdan anlaşılır ki bugünkü madde kâinatı yine rızayi barinin lâhakiyeti dahilinde başka türlü de olabilirdi. Tekvin ve tanzim işinde sayısız vecihlerden birini tercih eden mebadi’i faile kudretleri seviyesinde olmadığımızdan bunlar tarafmdan hangi vecihlerin tercihe
lâyık görülmediği hususunda hiç bir fikir dermeyan edemeyiz. Yalnız biliriz ki Cenabıhak tekvin ve tanzim işi için yarattığı bir takım şuurlu varlıklar vasıtasiyle kâinata bugünkü şeklini ve düzenini vermiştir. Meleklerin risalet ve faaliyeti kudreti ilâhiyenin
vechei taayyün ve tecellisinden başka bir şey değildir. Resulü idrak melekler mebadi’i faileye olduğu gibi insanlara da idrak taşımışlardır ve taşırlar. Tanrı idrak elçileri vasıtasiyle insanları idrake kavuşturur. Onlara güzel fikirler, hayırlı niyetler ilham eder.
Kur’anda Cibril, Ruhülkudüs, Ruhul Emin adları ile anılan
büyük kuvvet din sahasında peygamberlerin mutahhar vicdanına
vahyi İlâhinin hâmili olarak aksetmiş, onlara sunduklarının: doğru
yolun, güzel ahlâkın hükmen muhtevası olmuştur. Nusret melekleri mücadelelerde Tanrmm murad ettiği tarafa nusret getirirler.
Bir hususun bildirilmesine veya bir işin muayyen bir surette
yapılmasına memur meleklerde şuur mülâhaza edilebilirse de ihtiyar mülâhaza edilemez. Yani onlar yaptıklarını anlıyabilirler, fakat başka türlü yapamazlar. Cenabı hak bu kuvveti mebadi’i faile
melekleri gibi ihtiyar sahibi olarak halk ettiği varlıklara ihsan etmiştir. İnsanlar da bu varlıklar arasındadır. Tanrmm kudreti hudutsuzdur. Kâinatta en büyükten en küçüğe kadar her varlığı kuşatır. Sayısız tenevvüler gösterir. Melekler: tabiate hâkim şuurlu
varlıklar bu tenevvülerden bir kısımdır. Cenabı Hak ihtiyarsız emrinde tuttuğu meleklerden başka gerek meleklerden, gerek onlar
dışmda muhtar kıldığı sair varlıklardan mürekkep sayısız mahlûkatı ile kendisince malûm bir gayeye doğru icraatta bulunur. Vasıtalarının çokluğuna ve zincirlemesine birbirine tesir etmesine bakan insan onu çok uzakta sanar. Halbuki o. Cenabı Hak, insana şahdamarından daha yakındır.
Acaba meleklerin madde bakımından durumları nedir?... İslâm
kelâmcilarmın ekseriyetine göre melekler mücerredattan olmayıp
mütehayyizdirler. Yani bir mekân işgal ederler. Esiri, lâtif bedenlere malik bulunurlar. Bu fikirde olanlar şöyle derler: Peygamberler
melekleri şekillere sahip görmüşlerdir. Şekil ise cismaniyetin şiarıdır. O halde meleklerin cisimleri vardır. Maddesiz kuvvet tasavvuru bizzat Tanrıyı tasavvur demektir. Ondan başka hakikaten
maddesiz kuvvet, zatı mücerred yoktur. Maamafih meleklerin zatiyeti maddenin maverasındadır. Fakat o zatiyet ancak maddeye
mürtabıt bir halde tecelli eder. Ondan ayrı mülâhaza edilemez.
Edilir ise Allah mülâhaza edilmiş olur. Esir kendiliğinden faal,
müteharrik değildir. Ona İlâhî menbadan kuvvet lâhak olunca müteharrik, faal esîrî cisimler: melekler, ruhlar doğar, esîrî bedenler
halinde esîrî faaliyetler, hareketler başlar. Kuvvet esirden ayrılır
ise Tanrıya rücu eder. Artık melek veya ruh mevzuubahs olamaz.
İslâm kelâmcıları İslâmiyet! Kur’anı Kerimin zahirî mânaları
üstüne müstenid bilen, Kur’an kelimelerinin batınî mânasını ikinci
derecede tutan din felsefecileridir. Bu hususta diğer İslâm mütefekkirlerinin iddiası ise şudur: Melekler mücerred cevherlerdir. Bir
mekân işgal etmezler. Cisme malik değildirler. İnsandaki nefsi natıka, yani insan ruhu da böyledir. Mücerred cevherdir. Melekler kendilerine verilen kuvvet ve bilgi bakımından insan ruhlarından üstündür. Fakat her şeyi bilmezler. Yalnız Cenabı hakkın kendilerine bildirdiklerini bilirler. Melek ile insan ruhu arasındaki nisbet güneş ile
güneş ziyası arasındaki nisbet gibidir... Melekler iki kısımdır. Bir kısmı marifeti hakka müstağrak ve başka şey ile iştigalden beridir.
İftirak etmeden, gece - gündüz Cenabı Hakkı anar. Bir kısmı ise
Cenabı Hakkın kader ve kaza kıldığına göre âlemlerin işlerini çevirir. Bu kısımdan bazısı yalnız semaya, bazısı yalsız arza karışır.
Birinci kısımdan olanlar, ikinci kısımdan olanların ruhları hükmündedir. Kaza ve kader, mahlûkatm tâbi olduğu kanunlardır. Melekler de dahil olmak üzere hiç bir mahlûk bunun dışına çıkamaz.
Cin, lügat ve tefsirde bir hail arkasında gizlenmiş şuurlu varlıklar, gaip kuvvetler mânasına gelir, [kelime cemidir. Müfredi:
cinnî]. Bu itibarla beş duyguya karşı gizli kaldıkları ve şuurlu oldukları için melekler, insan ruhları, insanlarda gözle görülemiyen
akıl, irade, muhayyele gibi kuvvetler ve bunların mahsulleri cindir.
Keza gizli teşkilât ve cemiyetler, perde arkasından iş gören kimseler cin sayılır. Kur’anı Kerimde cin kelimesi arzettiğimiz mâna şeması dahilinde kullanılmıştır... Melekler ve insan ruhları cindir.
Fakat cinden olan her varlık melek ve insan ruhu değildir. Arada
geniş ve dar mâna, eski tabirleri ile e’am ve ehas farkları vardır.
Firuzı Abadî «Beasair» inde vaziyeti söyle hulâsa eder: Cin havas-ı
hamse ile sezilemiyen ruh sahipleridir ki ins [insanlar, me’nusolan kimseler, yabancı olmıyanlar] mukabilidir. Bu mâna ile melekler ve şeytanlar cin zümresine dahil olur. Ancak, cin ile melâik arasında umum ve hususu mutlak vardır: Her melek cinnîdir. Yani
cin taifesine mensuptur. Fakat her cinnî melek değildir. Cin ruhlarm bir kısmıdır. Ruh sahipleri üçe ayrılır. A — Ahyar: melekler,
daima hayır işleyenler. B — Eşrar: şerir kimseler, şeytanlar, daima
fenalık yapanlar. C — Ahyarı da, eşrarı da müştemil olan orta kısım: ma’nayi hassı ile cin taifesi...»
Kur’anı Kerimde nebilerin ve onlara tâbi olarak doğru yolda
yürüyen insanların düşmanları hakkında şeyatinül’ins vel’cin tâbiri
bir kaç yerde tekrarlanır: İnsin ve cinnin şeytanları. Bu iki terkibin delâleti bazı müfessirlere göre insanlardan ve cin taifesinden
âsi, günahkâr, şerir kimselerdir. Bazı müfessirlere göre ise insanlara ve cin taifesine musallat olan şeytanlar, onları iğfal ve ıdlal eden
saiklerdir. İkinci şık varid olursa şeytanlar insden ve cinden müstakil olan bir ruh sınıfım teşkil ederler. Müfessirlere nazaran cinden olan bir şeytan (habis ruh) doğrudan doğruya insanı aldatamaz
ise yanlış düşünmekte, kötülükte anud, mütemerrit bir insana, yani
insden olan bir şeytana baş vurur. Onun muaveneti ile emelinde
muvaffak olmağa çalışır. Bir hadisi şerifte insan şeytanlarının cin
şeytanlarından daha şerir olduğu zikrolunmaktadır. İnsan şeytanları göze görünen fena insanlar, cin şeytanları gizli ienalık kuvvetleridir. İnsan şeytanları gizli cemiyetler halinde harekete geçerler
ise her iki grupa birden intisap ederler. Kur’anı Kerimde dine aleyhtar gizli cemiyetlere işaret olunarak müminlere onlara karşı mücadele tavsiye olunur.
Fahri Razî’nin tahkikatına göre eski filozof ve âriflerin bir çoğu indinde cin ervah-ı süfliyye, yani aşağı tabakaya mensup ruhlardır. Bunlar davete icabette çabuk, fakat zayıf, ervahı felekiye ise
icabette ağır, fakat kavidir. Yine mumaileyhe göre cinnin varlığını
kabul eden İslâm mütefekkirleri mahiyeti hakkında ikiye ayrılırlar.
1 — Cinden olanlar cisim ve cismanî olmayıp mücerred cevherlerdir. Tanrı dahi cisim ve cismanî değildir. Fakat sıfatî selbiyede
iştirak hakikat ve mahiyette iştiraki icap ettirmez. Cinden
olanların bir mahalle ihtiyaçları vardır. Çünkü bunlar ârazdır.
Halbuki Cenabı Hak böyle değildir. Cinnin bazısı iyi, güzel, hayırlı,
bazısı fena, çirkin, zararlıdır. Cinni kavrayabilmek için insan nefsi
natıkasını (ruhunu) müşahede altına almak kifayet eder: îyi neticeler doğuran şuur safhaları, güzel duygular, hayra matuf tefekkür, tasavvur ve tahayyüller iyi cin, bunların aksi fena cindir.
Cinnin mücerredattan olduğunu müdafaa edenlerden bazıları
onları bedenlerinden ayrılmış insan nefsi natıkaları (ruhları)sayarlar. Bunlar, onlara göre, dahil oldukları ruh âleminde
kuvvet ve kabiliyetlerini artdırarak tekâmül ederler. Ayrıldıkları bedenlere müşabih bedenler hudusa geldikçe o bedenlerin
sahiplerine bağlanırlar. Onlara tedbir ve işlerinde yardım ederler. Beden sahibi iyi bir kimse ise ona yardım eden ruh melek ve yardımın şekli ilham olur. Fena bir kimse ise ona yardım
eden ruh şeytan ve yardım şekli vesvese olur. 2 — Cinni kabul eden
diğer grupa nazaran, Razi anlatmağa devam ediyor, cin taifesi ecsamı lâtife veya lâtif ecsamdan bedene malik ruhlardır. Her kılıkta insana gözükebilirler. Kimi hayıra, kimi şerre yarar.
Alelûmum ervah, bu arada cin için beden lâzım mıdır, değil
midir meselesinde ve cinnin durumunu tâyinde Eş’arî’ler şöyle düşünürler: Hayat için beden, bünye şart değildir. Hayat tecezzi kabul etmeyen bir varlıktır. Onun bünyede tecellisi, mevcut olabilmesi için bünyeye iftikarmı icap ettirmez. Bünyede tcelli eden hayat
bünye eczasının mecmuunda veya bünye cüzülerinin herbirinde
değildir. Hayat, ruh maddenin bir tabiatı değil, Tanrının bir emridir.
Bir göz başkalarının göremediği şeyleri görebilir. Hattâ görmek için
göz bile şart değildir. Allahü Taalâ müsaade ederse göz kapalı iken
parmak ucu dahi eşyayı görür. Cin bünyeye muhtaç olmıyan hayat
kuvvetidir. Ecsamın herhangi bir kısmında görünür veya görünmiyebilir.
Cin hakkında söylenenler arasında da arzedildiği veçhile Cenabı
hakkın müdrik ve muhtar olarak yarattığı kuvvetlerin bir kısmı
fitne, fesad, fenalık cihetine gitmiştir. Bunlar şeytan: gözden gizli
şerir kuvvet ismi altında kötü insanların, insan şeytanlarının ruhlarında barınırlar. Hayır gibi şerri de halk buyurmuş olan Cenabı
hakkın onları şerden menetmemesinin bir hikmeti vardır. Bu hikmete insanlar şerri yendikleri nisbette nüfuz ederler. Kur’anı Kerimde şeytan diye insanın, hayvanın, gözden gizli kuvvetin, ruhun
azgınına, hile ve hud'ada, fenalıkta ilerlemişine denir. Kelime
ismihas seğil, ismi cinstir. Hilkatte her cins bir ferd ile başlamıştır. Şeytan ile şeytan cinsinin ilk ferdi olan îblis kastolunursa, o
zaman kelme ismihas hükmünde olur. Şeytan her dinde vardır. Fakat Kur’anı Kerimden maada hiç bir din kitabında kimsenin reddedemiyeceği derecede makul ve mantıkî, tabiî şekle sokulamamıştır. Kur’anın bahsettiği şeytan inkâr edilemez. Bunu inkâr etmek
için insanın kendini inkâr etmesi lâzımgelir. İnsan maddesi bakımından göz ile görünen bir mahlûktur. Fakat onun mâneviyatı: düşünceleri, duyguları göz ile görülmez. Ruhu maddesi arkasında gizlidir. O ruh iyi bir düşünce, iş sırasında iyidir, insandır. Fena bir düşünce, iş sırasında habis ruhtur, şeytandır. Nefsine ve hem cinsine
zararlıdır. Şeytanı görmek istiyen içine baksın; içinde kendini fena
fikir ve tasavvurlara, amellere sevkeden ihtiraslara göz atsm!
Fena itiyad ve huylarım, çirkinliklerini, ahlâkî noksanlarmı, yanlış kanaatlerini yoklasm! Şeytan onlardır. Şeytanlar bize ekseriya
kötü örnekler, misaller ile, iyilik kılığına bürünmüş fenalık telkinleri ile hariçten gelir, ruhumuzda kökleşir, irade silâh başına edilmeden yakamızı bırakmaz. Şeytan muvaffakiyetinin büyüğünü
maskelerine medyundur. Maskelere çok dikkat edelim. Her ağızda
insaniyet, ahlâk, güzellik hakikî insaniyet, hakikî cihlâk ve güzellik
değildir.
Spirillerin bir kısmına göre melek, cin, şeytan yok, henüz ilerlememiş ruh, ilerlemiş ruh vardır. Her ruh iyidir... Okuyucu kolayca farkeder ki bu söz alelâde kelime oyunudur. Üstelik de kıt
görüşün ifadesidir. İlerleme yalnız hayır istikametinde olmaz. Şer
istikametinde de ilerliyenler bulunur. Fenalıklar ruhların işi, yahut
ruh değilse nedir, kimin işidir?!... Büyük fenalıkları büyük fena
ruhlar yapmaz mı?
Şeytan hemen her memlekette keskin zekânın timsalidir. Şeytanî zekânın keyfiyet bakımından kayra müteveccih zekâdan dûn
olması başka meseledir. İblisi ideal ruh bilen felsefe mezhebleri, tarikatler vardır. Vaktiyle mâbed ve Gülhaç şövalyelerinin bir kısmı
hıristiyanlığa karşı kendilerini teslih ettiği için şeytanı muhterem
tutar, onu akli selim ile bir sayardı. Bugün de sırrı cemiyetlerin
bazılarında şeytan, üzerinde çok düşünülmesi lâzım gelen bir semboldür. Agitation ruhunu, terakkiyi temsil eder. Fakat eyilik istikametinde terakkiyi temin eden bir şeytan, kanaatimizce, asıl şeytan
değil, Kur’anda «Erruh» ismi ile yad olunan melektir. Ad değiştirmenin ehemmiyeti mazrufu zarfdan ayıramıyanlar içindir.
Kur’an mucibince tabiata hâkim şuurlu kuvvetler (melekler)
insana, insandaki İlâhî soluğa secde etmiş, şeytan secdeye yanaşmamıştır. Bu sembolden anlayabildiğimiz şudur: Tabiata hükmeden
kuvvetlere hükmedebilecek kabiliyetler ile mücehhez olarak yaratılmış olan insan nefsi emmare veya levvamesini daima düşman
olarak karşısında bulacak, onu ancak zor ile, azmettiği takdirde
yenebilecektir. Nefis şeytanını ruhtan kovmak kolay bir iş değildir.
Bunun için çok çarpışmak lâzım gelir. Muvaffak olanlar kahramandır. Mükâfat: İlâhî soluktan ibaret kâmil insanlık.
kaynak:İshak L.Kuday - Spiritualizm (Ruh Alemi)
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Şeytan Nedir? Şeytan Kimdir? SiLence Cin & Şeytan & Melek & Ruh 4 16.08.23 20:28
Megerse Hadimi şeytan imiş (Huddam, Cin, Ervah ve Melek daveti) Modern Sofi Cin & Şeytan & Melek & Ruh 15 17.08.21 11:43
Şeytan yada melek insanlar varmı ? Sjan Sorularınız 7 22.05.20 20:38
ingiliz mi şeytan, yoksa şeytan mı ingiliz? Snipper Derin Konular & Beyin Fırtınası 1 24.10.19 15:43
Melek Gitti ve Yerine Şeytan Geldi Havasokulu Sizden Gelenler 6 04.05.19 16:53


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 17:50.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147