|
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#1
|
||||
|
||||
İbrahim (AS) ve kum dolu çuvalların un olması
İbrahim peygamber aleyhisselâm zamanında, birkaç yıl kıtlık oldu. Buğday ve arpa,
değme yerde bulunamıyordu. O devrin kâfirleri, İbrahim aleyhisselâma hiç aldırmazlar ve ona yardım da etmezlerdi. Oysa, müminler açlıktan çok bunalmışlardı. İbrahim aleyhisselâm: — Bu kâfirler, bana tahıl aldırmazlar. Bari varayım bir başka şehirden tahıl alayım, dedi ve boş çuvalları develerine yükledi ve tahıl aramaya çıktı. Kâfirler, işittiler ve çevre yana haber salarak, her nereye ve hangi şehir ve kasabaya varsa, İbrahim aleyhisselâma tahıl sattırmadılar. İbrahim aleyhisselâm âciz kaldı, eli boş dönmek ve kâfirlere karşı mahcup olmak da istemiyordu. Kâfirlere karşı boş çuvallarla şehre dönmek gücüne gittiğinden, vardı bir tenha yerde boş çuvalları kumla doldurdu ve yola çıktı. Kâfirler, bütün develerin çuvallarının dolu olmasına şaşıp kaldılar ve kendi kendilerine: Acaba bu kadar tahılı nereden buldu? diye söylenmeye başladılar ve çocuklarını göndererek çuvallarda ne olduğunu öğrenmek istediler. Kâfirlerin çocukları, gidip çuvalları yokladılar ve oynar gibi yaparak parmakları ile içindekileri anlamaya çalıştılar. Yumuşak kum tanelerini fark edemeyerek birbirlerine: — Buğdayı un etmiş, dediler ve gidip büyüklerine haber verdiler. İbrahim aleyhisselâm, çuvalların içinde kum olduğunu kimseye söyleyemedi ve hatta karısından bile gizledi. Akşama kadar sabretti ve hava karardıktan sonra karısına: — Yâ Sâre! dedi. Bu çuvallarda kum vardır. Kafirlere karşı elim boş dönmek istemediğimden çuvallara kum doldurdum. Zira, gittiğim yerlerde kafirler bana tahıl satmadılar. Kalk, seninle gidelim kum çuvallarını kimse görmeden sahraya dökelim. Birlikte çuvalların bulunduğu yere gittiler. Sâre hatun, çuvallardan birisini yokladı ve un olduğunu anladı. Diğer çuvalları da birer birer muayene etti, hepsi gayet nefis buğday unu haline gelmişlerdi. Kocasına seslendi: — Yâ Halilallah! Kum dediğin hangi çuvaldır? İbrahim aleyhisselâm, kendisine cevap verdi: — Çuvalların hepsi kumla doludur. Sâre hatun sevinçle haykırdı: — Yâ Halilallah! Bunların hepsi hâlis buğday unu olmuş. Gerçekten, tekrar çuvalları gözden geçirdiler. Hak teâlânın keremiyle un olduğunu gördüler ve tabiatıyla çok sevindiler ve hakka şükrettiler hamd ettiler. Aziz: Hak teâlânın gerçek kullarının gayreti, hak üzerine dir. Dilerse, kumu un eder, dilerse unu kum eder. Şu âyet-i kerimeleri hiç okumadın mı? Bir okuyandan da duymadın mı? “Allâhu azim-üş-şân, dilediğini yapar.” İbrahim sûresi: 27 Şüphesiz, Allâhu teâlâ dilediğini hükmeder. Beni-İsrail kavminin, tahılları çuvallar içinde ambarlarında ve unları teknelerinde hep taş oldu. Ey biçare: Kul olursan, Allahu teâlâya kul ol; nefsine kul olma! Varırsan, Allahu teâlânın kapısına var, bu fâni kapılara varma! Tevekkül edersen, Allâhu teâlâya tevekkül et! |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Tanrının kendi kendine var olması diye bir şeyin olması mümkün değildir | magdur | Kadim Bilgelik | 5 | 30.01.24 15:18 |
Duanın makbul olması, dileğin kabul olması | Aytekin | Vefk & Tılsım | 1 | 06.02.21 17:15 |
HAGALAZ- Dolu Runesi | Sezen | Parapsikoloji & Spiritüalizm | 1 | 12.07.18 10:41 |
Rüyada Dolu | Havasokulu | D Harfi Rüya Tabirleri | 0 | 29.09.17 18:24 |
Rüyada Dolu şeyler | Havasokulu | D Harfi Rüya Tabirleri | 0 | 29.09.17 18:23 |