Kedilerin Gizemi - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > Serbest Bölüm > Off Topic > Sizden Gelenler

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 05.12.20, 18:44
Vefalı Üye
 
Üyelik tarihi: 17.09.18
Bulunduğu yer: Evde
Mesajlar: 630
Etiketlendiği Mesaj: 132 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Kedilerin Gizemi

Kedilerin ilk olarak 4000 yıl önce Mısır’da evcilleştirildikleri her ne kadar yaygın olarak kabul görüyor olsa da tarihte insanların arasındaki varlıkları çok daha eskiye dayanmaktadır. Vahşi kedilerin 100.000 yıldan daha uzun zaman önce, Mezopotamya’da insanların arasında yaşadıkları ve MÖ 12.000 civarı, köpekler, koyunlar ve keçilerle aynı zamanlarda evcilleştirildikleri bilinmektedir. Son 10 yılda yapılan arkeolojik kazılar, Yakın Doğu Vahşi Kedisinin, modern dünyadaki evcil kedilerin en yakın akrabası olduğu ve fareler gibi, tahıl stoklarına dadanan haşeratların kontrolünü sağlamak için, Mezopotamyalı çiftçiler tarafından evcilleştirildiklerine dair kanıtlar ortaya koymuştur.

Yazar David Derbyshire, 2007 tarihli bir CE araştırma projesinden şöyle alıntı yapıyor: "Araştırmada, kedigil aile ağacındaki parçaları birleştirmek için 979 vahşi ve evcil kediden toplanan DNA örnekleri kullanılmıştır. Mitokondriyel DNA işaretlerini -anne kedilerden yavrularına geçen, vahşi ve evcil kedilerin soylarının arasındaki akrabalık ilişkilerinin ne zaman birbirine en yakın olduğunu gösterebilecek, bir çeşit genetik materyal- aramışlardır." İskoçya Ulusal Müzeleri’nde Zoolog olarak çalışan ve araştırma ekibinin başında bulunan Dr. Andrew Kitchener şöyle yazmıştır: "Bu gösteriyor ki, evcil kedilerin kökeni -hâkim olan görüşteki gibi- Antik Mısır'a değil, düşünülenden daha eski zamanlara, Mezopotamya’ya dayanmaktadır. Vahşi ve evcil kedilerin yaşamış son ortak atası, 100.000 yıldan daha önce yaşamıştı.

Dr. Kitchener’in bulguları, 1983 yılında Kıbrıs’ta keşfedilen, MÖ 9.500 yıllarına ait bir mezarda bulunan kedi iskeletine dayanmaktadır. Arkeolog Alain le Brun tarafından yapılan bu keşif önem arz etmekteydi çünkü Kıbrıs’ta yaşayan herhangi bir yerel kedi türü bulunmamaktaydı ve orada yaşayanların bir gemi aracılığıyla vahşi bir kediyi adaya getirmiş olması uzak bir ihtimaldi.

Antik Mısır’da Kediler
Öte yandan, kedilerin Antik Mısır ile bağdaştırılması oldukça anlaşılabilirdir çünkü Mısır kültürü, kedilere olan bağlılığı ile ünlüydü. Mısır’dan kedilerin ihraç edilmesi oldukça katı bir şekilde yasaklanmıştı; üstelik devletin sadece bu konuyla ilgilenen bir bölümü vardı. Devlet görevlileri, ülke dışına çıkarılan kedileri bulup geri getirmek için farklı ülkelere gönderilirdi. MÖ 450’de, bir kediyi öldürmenin cezasının ölüm olduğu (ki bundan çok daha eski zamanlarda da böyle bir ceza vardı) çok açık bir şekilde belirlenmişti. Çoğunlukla bir kedi ya da bir kedinin kafasına sahip bir kadın olarak tasvir edilen Tanrıça Bastet, Mısır panteonundaki en gözde ilahlardan biriydi. Bastet, ailenin ve kadınların mahremiyetinin, kötü ruhlar ve hastalıklardan korucuyucu ve kedilerin tanrıçasıydı. Bastet’in ayinlerinin merkezi yeri, Tell Basta (Bubastis) şehrinde bulunan (Bastet'in Evi"), Herodot'a (MÖ 484-425) göre, şehir merkezinde onun şerefine inşa edilmiş devasa bir tapınak kompleksiydi. Ayrıca Herodot, Mısırlılar kedilerini çok fazla önemsediklerini; öyle ki kedilerin güvenliği, insan hayatından ve mal mülkten daha öncelikli olduğunu söylemiştir. Bir ev yandığında, Mısırlıların her şeyden önce endişelendikleri şey kedileri kurtarmak olurdu; çoğu zaman yanan binanın içine geri koşar ya da alevlerin etrafını kedileri güvenli bir mesafede tutmak için çevrelerlerdi.

Bir kedi öldüğünde, Heredot’un yazdığına göre: "Evde ikamet eden herkes kaşlarını tıraş ederdi (derin bir yas döneminin ifadesi olarak). Ölen kediler mumyalanmak ve kutsal mahfazalarla gömülmek üzere Bubastis’e götürülürdü." (Nardo 117). İnsanların kaşları tekrar uzadığında yas döneminin tamamlandığına inanılırdı. Bubastis’te veya Mısır’ın herhangi bir yerinde mumyalanmış kediler, kimi zaman sahipleriyle beraber ya da onların yanına gömülü olarak bulunmuştur. Mumyaların üzerindeki kimliklerine ilişkin mühürler bunu kanıtlamaktadır.

Mısırlıların kedilere olan bağlılıklarının en iyi örneği ise, Pers İmparatoru II. Kambises’in, Mısır’ı fethetmek amacıyla Mısır Firavunu III. Psametik'in (Psamtik veya Psemmtek) birliklerini yenilgiye uğrattığı Pelusium Savaşı'dır (MÖ 525). Mısırlıların kedilere olan sevgisini bilen Kambises, adamlarına başta kediler olmak üzere çeşitli hayvan türlerini toplatmış ve istilacı birliklerinden önce, Nil kenarındaki surlarla çevrili Pelusium şehrine, bu topladıkları hayvanları göndermişlerdir.

Pers askerleri hayvanların arkasından, üzerine kedileri resmettikleri kalkanlarıyla beraber hücum ederken; kollarının arasında kedileri tutmuşlardır. Kedilere zarar vermekten (ve olasılıkla birini öldürmekten dolayı idam cezası almaktan) çekinen Mısırlılar, düşman kalkanlarında gördükleri Bastet resimleriyle demoralize olmuş ve şehri teslim ederek Mısır'ı Perslerin ellerine bırakmışlardır. Tarihçi Polyaenus’un (MS 2. yüzyıl) yazdığına göre; teslimiyetten sonra zaferini kutlamak için şehre giren Kambises, yenilgiye uğramış Mısırlıları aşağılamak adına suratlarına doğru kedileri fırlatmıştır.
Mısırlılar aynı zamanda, Kuzey Afrika Dilinde hayvan anlamına gelen “quattah” kelimesinden "cat" (kedi) isminin türemesinden de sorumlulardır ve kedi, Mısırla yakından ilişkili olarak görüldüğü için neredeyse bütün Avrupa toplumları bu kelimenin türevlerini kullanmışlardır: Fransızca "chat", İsveçce "katt", Almanca "katze", İtalyanca "gatto", İspanyolca "gato" ve dahası (Morris, 175). Kedi yerine günlük konuşma dilinde kullanılan “puss” veya “pussy” kelimeleri de yine aynı şekilde Mısır ile ilişkilidir ve Bastet’in bir diğer adı olan Pasht kelimesinden türemiştir (Çevirmenin Notu: Türkçede "pisi pisi" olarak geçtiğini düşünebiliriz.)

Hindistan’da Kediler
Antik Hindistan’dan kalma iki önemli edebî eser olan Mahabharatta ve Ramayana’da destanlarında kedilerden bahsedilmektedir. (İkisi de MÖ5/4. yüzyıllara ait) Mahabharata’ın ünlü pasajlarından biri; ölümden kurtulmak için birbirlerine yardım eden ve özellikle taraflardan birinin diğerine göre daha güçlü ya da kuvvetli olduğu ilişkilerin doğası gereği ne kadar sürdüklerini tartışan, Kedi Lomasa ve Fare Palita ile ilgilidir. Ramayana’da ise, Tanrı Indra güzel bir hizmetçi olan Ahalya’yı baştan çıkardıktan sonra, kocasından kaçmak için bir kedi olarak kılık değiştirir. Diğer her yerde olduğu gibi, Hindistan’da da kediler, daha az sevilen ve istenilen fare, sıçan ve yılan gibi hayvanların nüfusunu kontrol altında tutmak için faydalı görülürdü ve bu sayede ülkedeki evlerde, çiftliklerde ve saraylarda ağırlanırdılar.

Kedilerin haşerelerle mücadelede bir yöntem olmaktan daha fazlası olduğu, Hindistan edebiyatında, kedigillere gösterilen hürmet ile doğrulanmıştır. Ünlü masal Çizmeli Kedi (daha çok bilinen hali Charles Perrault’a, (1628-1703), ait Fransız versiyonudur) MÖ 5. yüzyıldan kalma Panchatantra (Pança-Tantra) isimli çok daha eski bir Hint halk masalına dayanmaktadır (eski masaldaki kedinin sahibinin Perrault’un masalındakinden çok daha farklı bir kişiliğe sahip olmasına rağmen). Kedilerin gördüğü saygı, aynı zamanda aşağı yukarı Bastet’le aynı role sahip olan Hint Kedi Tanrıçası Sastht’a duyulan saygıdan da anlaşılabilir.

Pers/İran Kedileri
Bir Pers Masalı kedilerin büyü ile yaratıldığını ileri sürer. Büyük Pers kahramanı Rustum, seferde olduğu bir gece, bir büyücüyü hırsız çetesinin elinden kurtarmıştır. Rustum yaşlı adamı çadırında ağırlamayı teklif etmiş, yıldızların altında çadırın dışında oturup ateşin sıcaklığının keyfini çıkarırken, büyücü, Rustum’a hayatını kurtarmasının karşılığında dileğinin ne olduğunu sormuş. Rustum, isteyebileceği her şeye sahip olduğunu, önünde yanan ateşin sıcaklığı ve rahatlığı, tüten dumanın kokusu ve tepesinde ışıldayan yıldızlardan başka bir şey arzulamadığını söylemiştir. Bunun üzerine büyücü, bir avuç dumanı alarak, üzerine alev eklemiş ve en parlak iki yıldızı indirerek, hepsini avcunun içinde yoğurmuş ve üflemiştir. Ellerini açarak Rustum’a uzattığında, savaşçı, yıldızlar kadar parlak gözleri, ateşin ucundan fırlayan kıvılcımlar gibi dışarı fırlayan küçük bir dili olan, duman grisi minik bir yavru kedi görmüştür. Bu sayede, Rustum’un yardımseverliğine yönelik bir sembol olarak ilk İran kedisi yaratılmıştır.

Hz.Muhammed Peygamber de kedileri çok seven biri olarak bilinirdi. Efsaneye göre, tekir kedilerin alnındaki "M" deseni, peygamberin en çok sevdiği kedinin alnına elini koyarak onu kutsamasının sonucu oluşturmuştur. Aynı kedi, ismi Muezza, Hz. Muhammed’in bir başka ünlü hikayesinde de yer almaktadır; Hz. Muhammed ezan sesine uyandığında kediyi kolunda uyur vaziyette bulur. Kediyi rahatsız etmek yerine, kaftanının kolunu keser ve Muezza’yı uyuması için bırakır. Kedilerin prestiji, Hz. Peygamberle olan ilişkisiyle daha da artmıştır.


Şimdi gelelim ana meseleye;tapınıldılar,kutsal sayıldılar,uğursuz sayıldılar ama insanoğlunun hayatında hep varoldular. Peki kedilerin bilmediğimiz dünyasında neler oluyor? tüm inanışlarda temiz sayılan bu hayvan sadece hasere avcılığı için mi bu kadar kabul gördü yoksa bizlerin bilmediği gizli özellikleri var mı? Kedilerin havas ilminde yeri nedir? Sadece kafir cinlerin kedi kılığına girer söylentisi ne kadar doğrudur? Kediler ile ilgili enteresan açıklayamadğınız anılarınız var mı ?

Şu sıralar hayvanlara karşı yapılan şiddet haberlerini sıkça duyuyoruz. Allah'ın sessiz kullarım dediği dediği hayvanlara karşı lütfen daha duyarlı olalım.konuşamıyor olmaları acı çekmedikleri anlamına gelmiyor.

yukarıda paylaştığım makalenin birkaç kelimesini değiştirdim.


ALINTI
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 05.12.20, 18:56
Üye
 
Üyelik tarihi: 29.11.20
Bulunduğu yer: Berzah
Mesajlar: 89
Etiketlendiği Mesaj: 5 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Kedi beslemek sünnettir.Ancak bir kedi vardır ki, tüm İslam âlemindeki kedilerin kaderini değiştirmiştir. Belki de değiştirmesi görevi ona yüklenmiştir. O’nun adı Muezza’dır. Çünkü o, Peygamberimiz Hz. Muhammed’in kedisidir. Muezza, birden fazla kedisi olduğuna inanılan Peygamberimizin en sevdiği, bazı kaynaklarda karamel rengi bazılarında da siyah beyaz olduğu söylenen habeş kedisidir. Hz. Muhammed, Uhud seferinde, ordunun önüne yavrularını emziren bir kedi çıkınca, kedinin başına ezilmemesi için bir nöbetçi dikip koca bir orduyu o kedinin etrafından dolaştırmış. Ve seferden döndüğünde o nöbetçiden kediyi istemiş ve sahiplenerek adını Muezza koymuş. Ağzının içinde üst damağında lekeleri varmış. Bu sık rastlanmayan damağında leke olan kedilerin Muezza’nın soyundan geldiği kabul edilir.
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 05.12.20, 19:21
Vefalı Üye
 
Üyelik tarihi: 17.09.18
Bulunduğu yer: Evde
Mesajlar: 630
Etiketlendiği Mesaj: 132 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Çok güzel söylemişsin @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...].
Lakin insanlık tarihinin başından beri bizimle olan bu canlılar sadece haşere avı için içimizde olamaz. Çok daha fazlası olduğunu düşünüyorum.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 05.12.20, 20:23
Üye
 
Üyelik tarihi: 29.11.20
Bulunduğu yer: Berzah
Mesajlar: 89
Etiketlendiği Mesaj: 5 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Türk Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Çok güzel söylemişsin @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...].
Lakin insanlık tarihinin başından beri bizimle olan bu canlılar sadece haşere avı için içimizde olamaz. Çok daha fazlası olduğunu düşünüyorum.
Hikmet dolu bir hayvan Rabbim hiç bir canlıyı boşuna yaratmamış sivri sinekten bile insanlar lokal anesteziyi bulmuşlardır herşeyde bir ibret vardır insanlara.
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 05.12.20, 22:46
Gayretli üye
 
Üyelik tarihi: 19.04.20
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 677
Etiketlendiği Mesaj: 44 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
sosyopat Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Kedi beslemek sünnettir.Ancak bir kedi vardır ki, tüm İslam âlemindeki kedilerin kaderini değiştirmiştir. Belki de değiştirmesi görevi ona yüklenmiştir. O’nun adı Muezza’dır. Çünkü o, Peygamberimiz Hz. Muhammed’in kedisidir. Muezza, birden fazla kedisi olduğuna inanılan Peygamberimizin en sevdiği, bazı kaynaklarda karamel rengi bazılarında da siyah beyaz olduğu söylenen habeş kedisidir. Hz. Muhammed, Uhud seferinde, ordunun önüne yavrularını emziren bir kedi çıkınca, kedinin başına ezilmemesi için bir nöbetçi dikip koca bir orduyu o kedinin etrafından dolaştırmış. Ve seferden döndüğünde o nöbetçiden kediyi istemiş ve sahiplenerek adını Muezza koymuş. Ağzının içinde üst damağında lekeleri varmış. Bu sık rastlanmayan damağında leke olan kedilerin Muezza’nın soyundan geldiği kabul edilir.
Yazında güzel faydalı bilgiler var. Eline sağlık. Kedilerin İslam da yeri ve bundan öte manevi özelliklerine ait kitap dolusu bilgi var. Bura hangi birini yazalımdan öte kim neye ihtiyacı merakı var diye bakmamız lazım. Taam aç olana verilir diye bir düstur var. Kedilerin mazhar olduğu esmadan insanlarla ilişkisi cinleri öldüren emrinde tutan cinsleri manevi kuvvet ve havassı dünyadaki fare avcılığından çok öte görevleri... uzun bir yelpaze.
Biz bilgiye:
Yalnız BİR i bil, marifetine yardımcı olmayan başka bilmekler faidesizdir. Çerçevesinde baktığımız için bu kadar dedik. Konuyu açandan Ellah razı olsun.
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 06.12.20, 01:21
Üye
 
Üyelik tarihi: 29.11.20
Bulunduğu yer: Berzah
Mesajlar: 89
Etiketlendiği Mesaj: 5 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
CahCahi Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Yazında güzel faydalı bilgiler var. Eline sağlık. Kedilerin İslam da yeri ve bundan öte manevi özelliklerine ait kitap dolusu bilgi var. Bura hangi birini yazalımdan öte kim neye ihtiyacı merakı var diye bakmamız lazım. Taam aç olana verilir diye bir düstur var. Kedilerin mazhar olduğu esmadan insanlarla ilişkisi cinleri öldüren emrinde tutan cinsleri manevi kuvvet ve havassı dünyadaki fare avcılığından çok öte görevleri... uzun bir yelpaze.
Biz bilgiye:
Yalnız BİR i bil, marifetine yardımcı olmayan başka bilmekler faidesizdir. Çerçevesinde baktığımız için bu kadar dedik. Konuyu açandan Ellah razı olsun.
Eline sağlık Ağzına sağlık ne demişler Herşeyi bilen hiç birşeyi bilmiyor demektir. Herkez doğru bildiğini paylaşırsa havuz doğruyla dolar doğru insanlarda faydalanır İNŞAALLAH
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 06.12.20, 04:19
Vefalı Üye
 
Üyelik tarihi: 17.09.18
Bulunduğu yer: Evde
Mesajlar: 630
Etiketlendiği Mesaj: 132 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
CahCahi Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Yazında güzel faydalı bilgiler var. Eline sağlık. Kedilerin İslam da yeri ve bundan öte manevi özelliklerine ait kitap dolusu bilgi var. Bura hangi birini yazalımdan öte kim neye ihtiyacı merakı var diye bakmamız lazım. Taam aç olana verilir diye bir düstur var. Kedilerin mazhar olduğu esmadan insanlarla ilişkisi cinleri öldüren emrinde tutan cinsleri manevi kuvvet ve havassı dünyadaki fare avcılığından çok öte görevleri... uzun bir yelpaze.
Biz bilgiye:
Yalnız BİR i bil, marifetine yardımcı olmayan başka bilmekler faidesizdir. Çerçevesinde baktığımız için bu kadar dedik. Konuyu açandan Ellah razı olsun.
Cümlemizden Allah cc razı olsun inşallah. Kedilerin insanla ilişkisini gerçekten merak ediyorum.birde neden tam anlamıyla evcilleşmediklerini..
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 06.12.20, 06:11
Gayretli üye
 
Üyelik tarihi: 19.04.20
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 677
Etiketlendiği Mesaj: 44 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Türk Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Cümlemizden Allah cc razı olsun inşallah. Kedilerin insanla ilişkisini gerçekten merak ediyorum.birde neden tam anlamıyla evcilleşmediklerini..
İki soru bar ilki çok uzun. İkincisi kedilerde Allahın 4 büyük isminden biri olan ve brsmele de de geçen eazım-ı esma-i ilahi yeden ya rahim tecelli ediyor o isme mazharlsr zikir ileri o.
Fıtratları sadece Ellahı bilip insan gibi hiçbir sebebi tanımadıkları için nankör denir kayıt altına alınamazlar.

Katre
Tevhid Denizinden
İfade-i Meram
Nokta
Arkadaş! Esbab ve vesaiti insan kucağına alıp yapışırsa zillet ve hakarete sebep olur. Mesela kelb, bütün hayvanlar içerisinde birkaç sıfat-ı hasene ile muttasıftır ve o sıfatlar ile iştihar etmiştir. Hattâ sadakat ve vefadarlığı darb-ı mesel olmuştur. Bu güzel ahlâkına binaen, insanlar arasında kendisine mübarek bir hayvan nazarıyla bakılmaya lâyık iken maalesef insanlar arasında mübarekiyet değil necisü’l-ayn addedilmiştir.

Tavuk, inek, kedi gibi sair hayvanlarda, insanların onlara yaptıkları ihsanlara karşı şükran hissi olmadığı halde, insanlarca aziz ve mübarek addedilmektedirler.

Bunun esbabı ise kelbde hırs marazı fazla olduğundan esbab-ı zahiriyeye öyle bir derece ihtimam ile yapışır ki Mün’im-i Hakiki’den bütün bütün gafletine sebep olur. Binaenaleyh vasıtayı müessir bilerek Müessir-i Hakiki’den yaptığı gaflete ceza olarak necis hükmünü almıştır ki tahir olsun. Çünkü hükümler, hadler günahları affeder. Ve beyne’n-nâs tahkir darbesini, gaflete keffaret olarak yemiştir.

Öteki hayvanlar ise vesaiti bilmiyorlar ve esbaba o kadar kıymet vermiyorlar. Mesela, kedi seni sever, tazarru eder, senden ihsanı alıncaya kadar. İhsanı aldıktan sonra öyle bir tavır alır ki sanki aranızda muarefe yokmuş. Ve kendilerinde sana karşı şükran hissi de yoktur. Ancak Mün’im-i Hakiki’ye şükran hisleri vardır. Çünkü fıtratları Sâni’i bilir ve lisan-ı halleriyle ibadetini yaparlar. Şuur olsun olmasın…

Evet, kedinin “mır mır”ları “Yâ Rahîm! Yâ Rahîm! Yâ Rahîm!”dir. Mesnevi i nuriye

“ Hattâ bir gün kedilere baktım. Yalnız yemeklerini yediler, oynadılar, yattılar. Hatırıma geldi: “Nasıl bu vazifesiz canavarcıklara mübarek denilir?” Sonra gece yatmak için uzandım. Baktım, o kedilerden birisi geldi, yastığıma dayandı, ağzını kulağıma getirdi. Sarih bir surette “Ya Rahîm, Ya Rahîm, Ya Rahîm, Ya Rahîm” diyerek güya hatırıma gelen itirazı ve tahkiri, taifesi namına reddedip yüzüme çarptı. Aklıma geldi: “Acaba şu zikir bu ferde mi mahsustur, yoksa taifesine mi âmmdır? Ve işitmek yalnız benim gibi haksız bir muterize mi münhasırdır, yoksa herkes dikkat etse bir derece işitebilir mi?” Sonra sabahleyin başka kedileri dinledim. Çendan onun gibi sarih değil, fakat mütefavit derecede aynı zikri tekrar ediyorlar. Bidayette hırhırları arkasında “Ya Rahîm” farkedilir. Git gide hırhırları, mırmırları, aynı “Ya Rahîm” olur. Mahreçsiz, fasih bir zikr-i hazîn olur. Ağzını kapar, güzel “Ya Rahîm” çeker. Yanıma gelen ihvanlara hikâye ettim. Onlar dahi dikkat ettiler, “Bir derece işitiyoruz” dediler. Sonra kalbime geldi: “Acaba şu ismin vech-i tahsisi nedir? Ve ne için insan şivesiyle zikrederler, hayvan lisanıyla etmiyorlar?” Kalbime geldi: Şu hayvanlar çocuk gibi çok nazdar ve nazik ve insana karışık bir arkadaş olduğundan, çok şefkat ve merhamete muhtaçtırlar. Okşandığı vakit hoşlarına giden taltifleri gördükleri zaman, o nimete bir hamd olarak, kelbin hilafına olarak esbabı bırakıp yalnız kendi Hâlık-ı Rahîm’inin rahmetini kendi âleminde ilân ile nevm-i gaflette olan insanları ikaz ve “Ya Rahîm” nidasıyla: Kimden meded gelir ve kimden rahmet beklenir, esbabperestlere ihtar ediyorlar)
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 06.12.20, 13:39
Aeastroom - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 08.12.18
Bulunduğu yer: Bartın
Mesajlar: 459
Etiketlendiği Mesaj: 11 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Kedilerde büyük bir gizem vardır... Biraz incelerseniz deneyler yaparsanız normalden daha ilginç bir tepkiyle karşılaşacaksınız
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 06.12.20, 16:18
Vefalı Üye
 
Üyelik tarihi: 17.09.18
Bulunduğu yer: Evde
Mesajlar: 630
Etiketlendiği Mesaj: 132 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
CahCahi Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
İki soru bar ilki çok uzun. İkincisi kedilerde Allahın 4 büyük isminden biri olan ve brsmele de de geçen eazım-ı esma-i ilahi yeden ya rahim tecelli ediyor o isme mazharlsr zikir ileri o.
Fıtratları sadece Ellahı bilip insan gibi hiçbir sebebi tanımadıkları için nankör denir kayıt altına alınamazlar.

Katre
Tevhid Denizinden
İfade-i Meram
Nokta
Arkadaş! Esbab ve vesaiti insan kucağına alıp yapışırsa zillet ve hakarete sebep olur. Mesela kelb, bütün hayvanlar içerisinde birkaç sıfat-ı hasene ile muttasıftır ve o sıfatlar ile iştihar etmiştir. Hattâ sadakat ve vefadarlığı darb-ı mesel olmuştur. Bu güzel ahlâkına binaen, insanlar arasında kendisine mübarek bir hayvan nazarıyla bakılmaya lâyık iken maalesef insanlar arasında mübarekiyet değil necisü’l-ayn addedilmiştir.

Tavuk, inek, kedi gibi sair hayvanlarda, insanların onlara yaptıkları ihsanlara karşı şükran hissi olmadığı halde, insanlarca aziz ve mübarek addedilmektedirler.

Bunun esbabı ise kelbde hırs marazı fazla olduğundan esbab-ı zahiriyeye öyle bir derece ihtimam ile yapışır ki Mün’im-i Hakiki’den bütün bütün gafletine sebep olur. Binaenaleyh vasıtayı müessir bilerek Müessir-i Hakiki’den yaptığı gaflete ceza olarak necis hükmünü almıştır ki tahir olsun. Çünkü hükümler, hadler günahları affeder. Ve beyne’n-nâs tahkir darbesini, gaflete keffaret olarak yemiştir.

Öteki hayvanlar ise vesaiti bilmiyorlar ve esbaba o kadar kıymet vermiyorlar. Mesela, kedi seni sever, tazarru eder, senden ihsanı alıncaya kadar. İhsanı aldıktan sonra öyle bir tavır alır ki sanki aranızda muarefe yokmuş. Ve kendilerinde sana karşı şükran hissi de yoktur. Ancak Mün’im-i Hakiki’ye şükran hisleri vardır. Çünkü fıtratları Sâni’i bilir ve lisan-ı halleriyle ibadetini yaparlar. Şuur olsun olmasın…

Evet, kedinin “mır mır”ları “Yâ Rahîm! Yâ Rahîm! Yâ Rahîm!”dir. Mesnevi i nuriye

“ Hattâ bir gün kedilere baktım. Yalnız yemeklerini yediler, oynadılar, yattılar. Hatırıma geldi: “Nasıl bu vazifesiz canavarcıklara mübarek denilir?” Sonra gece yatmak için uzandım. Baktım, o kedilerden birisi geldi, yastığıma dayandı, ağzını kulağıma getirdi. Sarih bir surette “Ya Rahîm, Ya Rahîm, Ya Rahîm, Ya Rahîm” diyerek güya hatırıma gelen itirazı ve tahkiri, taifesi namına reddedip yüzüme çarptı. Aklıma geldi: “Acaba şu zikir bu ferde mi mahsustur, yoksa taifesine mi âmmdır? Ve işitmek yalnız benim gibi haksız bir muterize mi münhasırdır, yoksa herkes dikkat etse bir derece işitebilir mi?” Sonra sabahleyin başka kedileri dinledim. Çendan onun gibi sarih değil, fakat mütefavit derecede aynı zikri tekrar ediyorlar. Bidayette hırhırları arkasında “Ya Rahîm” farkedilir. Git gide hırhırları, mırmırları, aynı “Ya Rahîm” olur. Mahreçsiz, fasih bir zikr-i hazîn olur. Ağzını kapar, güzel “Ya Rahîm” çeker. Yanıma gelen ihvanlara hikâye ettim. Onlar dahi dikkat ettiler, “Bir derece işitiyoruz” dediler. Sonra kalbime geldi: “Acaba şu ismin vech-i tahsisi nedir? Ve ne için insan şivesiyle zikrederler, hayvan lisanıyla etmiyorlar?” Kalbime geldi: Şu hayvanlar çocuk gibi çok nazdar ve nazik ve insana karışık bir arkadaş olduğundan, çok şefkat ve merhamete muhtaçtırlar. Okşandığı vakit hoşlarına giden taltifleri gördükleri zaman, o nimete bir hamd olarak, kelbin hilafına olarak esbabı bırakıp yalnız kendi Hâlık-ı Rahîm’inin rahmetini kendi âleminde ilân ile nevm-i gaflette olan insanları ikaz ve “Ya Rahîm” nidasıyla: Kimden meded gelir ve kimden rahmet beklenir, esbabperestlere ihtar ediyorlar)
Eline emeğine sağlık mübarek. Allah ilmini artırsın. Birçok soruya cevap niteliğinde olmuş

---------- Post added 06.12.20 at 16:19 ----------

Alıntı:
Aeastroom Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Kedilerde büyük bir gizem vardır... Biraz incelerseniz deneyler yaparsanız normalden daha ilginç bir tepkiyle karşılaşacaksınız
Şimdilik sokaktaki canlara bakıyorum. Sahiplenip eve almak isterim de annem evde hayvan beslersem gelmez sıkıntı o yüzden
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
40 Sayısının Gizemi SiLence Parapsikoloji & Spiritüalizm 5 06.09.21 00:22
Kırmızı ip ve Gizemi HeartLess ilginç konular & Teoriler 11 21.12.20 02:22
Üçlü Sayıların Gizemi R4bi4 ilginç konular & Teoriler 0 19.11.20 15:55
Kedilerin Alnındaki imza, (M) Harfi. Arma Derin Konular & Beyin Fırtınası 0 06.11.20 09:28
Harflerin Gizemi Havasokulu Sizden Gelenler 11 24.09.18 09:37


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 14:10.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147