|
Sorularınız her türlü soruyu buradan sorabilirsiniz. |
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#11
|
||||
|
||||
Alıntı:
__________________
El ele.. El Hakka.. |
#12
|
||||
|
||||
En değerli hazineler en derinlerde saklı
Düşünelim ALLAH cc. Bir takım şartlar sunmuş ve bunun karşılığında ben kulumun gören gözü işiten kulağı tutan eli olurum kulum benimle görür benimle işitir benimle tutar diyor. Daha nicesi rızam olur diyor |
#13
|
|||
|
|||
1. Ulûhiyyette şirk. Allah’a ilâhlığında ortak koşmak, O’ndan başka bir varlıktan gerçekleştirilmesi yaratılmışın gücünü aşan bir şey istemek demektir. Bu tür şirk, “Ancak sana ibadet eder ve ancak senden yardım dileriz” âyetinin yanı sıra (el-Fâtiha 1/4) İhlâs ve Kâfirûn sûreleriyle de menedilmiştir. 2. Rubûbiyyette şirk. Allah’a rablığında ortak tanımak, sıfat ve fiillerinde başka bir müdebbirin varlığını kabul etmektir. “De ki: Allah’tan başka tanrı saydığınız şeylere el açıp istekte bulunun. Onların göklerde de yerde de zerre kadar bir şeye sahip olmadıklarını göreceksiniz. Evet onların buralarda hiçbir ortaklığı olmadığı gibi Allah’ın da bunlardan oluşan herhangi bir yardımcısı yoktur” meâlindeki âyette (Sebe’ 34/22) bu şirk ifade edilmektedir (İḳtiżâʾü’ṣ-ṣırâṭi’l-müstaḳīm, II, 703-704).
Şah Veliyyullah ed-Dihlevî insanları şirke götüren inanç ve davranışları Allah’tan başkasına secde etmek, arzu ve isteklerinin gerçekleşmesini başkasından beklemek, Allah’tan başka bir varlığa dua etmek, din adamlarını rab edinmek, putlara ve yıldızlara kurban kesmek, Allah’a ortak koşulan varlıkları kız ve oğul sıfatıyla O’na nisbet etmek, Allah’tan başka bir varlık adına yemin etmek, çocuklara Allah’tan başka bir mevcuda nisbetle “şunun kulu” diye isim vermek, Allah’tan başka birinin rızası için haccetmek, bazı varlıkları bulundukları mekânları yücelterek dinî amaçla ziyaret etmek şeklinde sıralamıştır (Ḥüccetullāhi’l-bâliġa, s. 127-131) not : özellikle havas sitelerinde çokca rastlanılan kasem olarak ifade edilen bazı metinlerde ye eyyühel ervahi veya ya rükyail eksamtü ifaleri ile başlayan metinler oldukça tehlike arzetmektedir. ey ruhlar size yemin ederim ,senin adına yemin ederim ey rükyail manasına gelir. |
#14
|
||||
|
||||
Alıntı:
Kahve falı; bakanda baktiranda Alim esmasindan açık açık şirke düşer. Nazar boncugunun,muskanın,insanın eşinin,silahının koruyacağına düşünmek Hafız esmasindan şirke düşürür. Şu kişiyle şu işi halletsek çok iyi olur ailem için,şu kişi gelsede dükkanda güzel bi iş olsa,eşim ne güzel para kazanıyor bize bakıyor..Rezzak esmasi.. Genelde anneler yapar bunu ; Ne güzelde doğurmuşsun,ne güzelde doğurmuşum vay vay vay.. Sadece 1 esmada değil.. Yoktan yere var eden Hakk esmasindan başlar bebeği şekillendiren musavvir esmasina kadar daha nice esmalardan şirke düşer. Ben sana farklı bişey söyliyeyim; Şuanda piyasada olan dinlenen gecmistede olan tabiki bütün türkçe şarkıların %10u küfür ve şirk içerir. Allah'ın kudret kalemi ile Bedi esmasina bakan kaderi yazan kaleme gaflette olanların verdiği cevap; Kader .... kader,ağlarını ördün mü.... Yav 1 şarki söylemiştim ben zebani abiler ne isim var burda - Sen dunyadayken neleri inkar ettin bi bilsen ve daha niceleri.. Ağzımızdan çıkanları şeriat süzgecinden gecirsek geriye ne kalır emin değilim..
__________________
ve lakin cürmümüz vağfur,hatamız cümlece meşhur. To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts. |
#15
|
|||
|
|||
Allahu tealanin bir ismi de ;
Ya İlahel alihatir rafia celaluhu ya İlah Ne demek? Ey SAHTE ilahlarin GERCEK ilahi celal sahibi Rabbim. Şimdi sahte ilah denilen şey şirktir. Peki bu sahteler neler olabilir? Budistlerin tanrisi olabilir Deistlerin tanrisi ya da Hindularin tanrisi olabilir. Veyahut senin patronun karin cocugun da olabilir. Paran, evin, makamin şöhretin de olabilir. Bir dusun bakalim neyi gunde kac kere aniyorsun? Neyi gunde kac dakika dusunuyorsun? Hatrindan ne cikmiyor? Hatrina ne girmiyor? Hayatinda neleri nelerin ustunde tutuyorsun? Bir Allah dostu der ki; Şaşarim insanlara ki rizki patrondan, şifayi doktordan bilirler. Bir insan patronu sabah 8 de burada olacan dediyse ve o kisi 8 de isyerinde olduysa ama saat 6 da Rabbinin huzurunda olmadiysa işte bu şirktir. O kisinin tanrisi patronudur. |
#16
|
||||
|
||||
@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] ve @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] ALLAH cc. Sizden razı olsun çok doğru söylediniz teşekkür ederim
|
#17
|
|||
|
|||
Alıntı:
O halde Allahın sıfatlarına bakıp anlamlarını ayrıntılarını öğrendiğimizde yaptığımız hataları ağzımızdan çıkan yanlış kelimeleri gönlümüzü kaydırdığımız yanlış yolları görebilirsek ne kadar şirke girmişiz anlayabiliriz.Ama bunun için gerçekten samimi olmak gerekir çıkarcı olmamamk gerekir. Bana sorarsan parayı haddinden fazla sevmek Ölmekten korkmak(Biraz ayrıntılı belki çok sert bi uslup gibi gelebilir ama istersen sonra ayrıntı yazabilirim.) Bı insana haddinden fazla sevmek .O olmasaydı şöyle olurdu böyle olurdu demek veya diye düşünmek(Evliyalar peygamber Allah dostları hariç ama yinede hepsinin bir sınırı var) Torpille işe girmeye çalışmak(Allah korusun hepimiz yapıyoruz nasibin Allahtan geldiğini unutuyoruz) Daha birçok şey sayabilirim sana .Ama şunu anlatmadan geçmek istemiyorum. Hayatımızn şifresi amacı ahiretin anahtarı olabilecek bir yol eğer anlayabilirsek unutmadan yaşabilirsek. Araf suresi 11- Andolsun, sizi yarattık. Sonra size şekil verdik. Sonra da meleklere, "Âdem için saygı ile eğilin" dedik. İblis'ten başka hepsi saygı ile eğildiler. O, saygı ile eğilenlerden olmadı. 12. Allah, "Sana emrettiğim zaman seni saygı ile eğilmekten ne alıkoydu?" dedi. (O da) "Ben ondan hayırlıyım. Çünkü beni ateşten yarattın. Onu ise çamurdan yarattın" dedi. 13. Allah, "Şimdi in aşağı oradan. Çünkü senin orada büyüklük taslamak haddine değil! Hemen çık! Çünkü sen aşağılıklardansın" dedi. 14. Şeytan dedi ki: "(Öyle ise) bana insanların tekrar diriltilecekleri güne kadar süre ver." 15. Allah da, "Sen süre verilenlerdensin" dedi. 16. Şeytan dedi ki: "(Öyle ise) beni azdırmana karşılık, yemin ederim ki, ben de onları saptırmak için senin dosdoğru yolunun üzerinde elbette oturacağım." 17. "Sonra (pusu kurup) onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım ve sen onların çoğunu şükreden (kimse)ler bulamayacaksın." 18. Allah, dedi ki: "Yerilmiş ve kovulmuş olarak çık oradan. Andolsun, onlardan sana kim uyarsa sizin, hepinizi cehenneme doldururum." 19. "Ey Âdem! Sen ve eşin cennette kalın. Dilediğiniz yerden yiyin. Fakat şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz." 20. Derken şeytan, kendilerinden gizlenmiş olan avret yerlerini onlara açmak için kendilerine vesvese verdi ve dedi ki: "Rabbiniz size bu ağacı ancak, melek olmayasınız, ya da (cennette) ebedî kalacaklardan olmayasınız diye yasakladı." 21. "Şüphesiz ben size öğüt verenlerdenim" diye de onlara yemin etti. 22. Bu sûretle onları kandırarak yasağa sürükledi. Ağaçtan tattıklarında kendilerine avret yerleri göründü. Derhal üzerlerini cennet yapraklarıyla örtmeye başladılar. Rab'leri onlara, "Ben size bu ağacı yasaklamadım mı? Şeytan size apaçık bir düşmandır, demedim mi?" diye seslendi. 23. Dediler ki: "Rabbimiz! Biz kendimize zulüm ettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz." 24. Allah, dedi ki: "Birbirinizin düşmanı olarak inin (oradan). Size yeryüzünde bir zamana kadar yerleşme ve yararlanma vardır." 25. Allah, dedi ki: "Orada yaşayacaksınız, orada öleceksiniz ve oradan (mahşere) çıkarılacaksınız." 26. Ey Âdemoğulları! Size avret yerlerinizi örtecek giysi ve süslenecek elbise verdik. Takva (Allah'a karşı gelmekten sakınma) elbisesi var ya, işte o daha hayırlıdır. Bu (giysiler), Allah'ın rahmetinin alametlerindendir. Belki öğüt alırlar (diye onları insanlara verdik). 27. Ey Âdemoğulları! Avret yerlerini kendilerine açmak için, elbiselerini soyarak ana babanızı cennetten çıkardığı gibi, şeytan sizi de saptırmasın. Çünkü o ve kabilesi, onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Şüphesiz biz, şeytanları, iman etmeyenlerin dostları kılmışızdır. 28. Çirkin bir iş işledikleri vakit, "Biz atalarımızı bunun üzerinde bulduk, Allah da bize bunu emretti" derler. De ki: "Şüphesiz, Allah çirkin işleri emretmez. Siz bilmediğiniz şeyleri Allah'ın üzerine mi atıyorsunuz?" 29. De ki: "Rabbim adaleti emretti. Her secde yerinde yüzlerinizi (O'na) doğrultun. Dini Allah'a has kılarak O'na ibadet edin. Sizi başlangıçta yarattığı gibi (yine O'na) döneceksiniz." 30. Allah, bir kısmına hidayet etti, bir kısmına da sapıklık lâyık oldu. Çünkü onlar Allah'ı bırakıp şeytanları dost edinmişlerdi. Kendilerinin de doğru yolda olduklarını sanıyorlardı. 31. Ey Âdemoğulları! Her mescitte ziynetinizi takının (güzel ve temiz giyinin). Yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez. 32. De ki: "Allah'ın, kulları için yarattığı zîneti ve temiz rızkı kim haram kılmış?" De ki: "Bunlar, dünya hayatında mü'minler içindir. Kıyamet gününde ise yalnız onlara özgüdür. İşte bilen bir topluluk için âyetleri, ayrı ayrı açıklıyoruz." 33. De ki: "Rabbim ancak, açık ve gizli çirkin işleri, günahı, haksız saldırıyı, hakkında hiçbir delil indirmediği herhangi bir şeyi Allah'a ortak koşmanızı ve Allah'a karşı bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır." 34. Her milletin belli bir eceli vardır. Onların eceli geldi mi, ne bir an geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler. 35. Ey Âdemoğulları! İçinizden size benim âyetlerimi anlatan Peygamberler gelir de her kim Allah'a karşı gelmekten sakınır ve hâlini düzeltirse, artık onlara korku yoktur. Onlar üzülecek de değillerdir. 36. Âyetlerimizi yalanlayanlar ve onlara uymayı kibirlerine yediremeyenlere gelince, işte onlar cehennemliklerdir. Onlar orada ebedî kalacaklardır. 37. Kim, Allah'a karşı yalan uyduran veya O'nun âyetlerini yalanlayanlardan daha zalimdir? İşte onlara kitaptan (kendileri için yazılmış ömür ve rızıklardan) payları erişir. Sonunda kendilerine melek elçilerimiz, canlarını almak için geldiğinde, "Hani Allah'ı bırakıp tapınmakta olduğunuz şeyler nerede?" derler. Onlar da, "Bizi yüzüstü bırakıp kayboldular" derler ve kâfir olduklarına dair kendi aleyhlerine şahitlik ederler. Şimdi Kardeşim 24. ayete dikket et.Allah bizi yani insanı ve şeytanı dunyaya gönderdi hem insanı cennetteki kabahatıni affediy 2. bir şans verdi tekrar cennete girebilmesi için hemde şeytana istediğini verdi. İnsan oğlunun yegane düşmanı şeytandır burdan bu anlaşılır. Sonra 25. Ayet :Allah, dedi ki: "Orada yaşayacaksınız, orada öleceksiniz ve oradan (mahşere) çıkarılacaksınız." Tekrar burdan mahşere gidecez. Aslında açıklama yapmama gerek yok aç bi tefsir hatta birlaç tane oku. Allah bize ne emrediyorda biz onu yapmıyoruz.Ve yapmadığımız şey için ona bi sebep buluyoruz. Bu dünyada çoğumuz evimizi geçindirmek için başkalarının yanında bir ay çalışırız karşılığında çalışmamaızın bedeli olan o ücreti alırız. Allah bize bu bedeni bu canı ne karşılığında verdi.Kaç liraya sattı bize bunları? Sadece Ona ibadet edelim emirlerini uygulayalım diye bunları edindik.Ön ödemesiz kefilsiz çeksiz şartsız şurtsuz. İster yap ister yapma Ölüm hak olduğuna göre rızkımızdan şüphelenmek çocuğumuzun geleceğinden kaygılanmak ölümden korkmak insanlardan Allahtan daha çok korkmak ve Allahtan daha çok sevmek hepimize şirke düşüren sebeplerdir. ÖRNEK: Ev alacam araba alacam diye parayı saklaya saklaya biriktirmek bazen aç gezip bazen kıçına don almamak yırtık donla gezmek ama görünen elbiselerimze gelince güzelinden almak.Veya Mal sahibi olacam diye biriktirdiğin paradan ihtiyacı olana borç vermemek suriye ırakta afrikada ihitiyaç sahiplerini görmeden kendi zevkini düşünmek ve para biriktirmek. Bunlar eşyaya tapmak değilmidir? Paraya tapmak değilmidir? Allah rızkımıza kefil olduğunu söylemiyormu? Rabbinin rahmetini onlar mı bölüştürüyorlar? Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz paylaştırdık. Birbirlerine iş gördürmeleri için, (çeşitli alanlarda) kimini kimine, derece derece üstün kıldık. Rabbinin rahmeti, onların biriktirdikleri (dünyalık) şeylerden daha hayırlıdır Şimdi rızık konusunda bu ve benzeri ayetleri görmeden geçiyoruz.2.konu savaşlar ölümler:Yukardaki 34. numaralı ayet 34. Her milletin belli bir eceli vardır. Onların eceli geldi mi, ne bir an geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler. Bu eceller nasıl gelecek milletlere ? Svaşlar olabilir doğal felaketler olabilir hastalıklar herşey.Nice devletler yıkıldı gitti bilmediğimiz nice kavimler yok oldu milletler yok oldu.Biz sadece örnek olsun diye birkaçını biliyoruz. Nisa süresi: Size ne oluyor da, Allah yolunda ve, "Ey Rabbimiz! Bizleri halkı zâlim olan şu memleketten çıkar, katından bize bir dost ver, bize katından bir yardımcı ver" diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocukların uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz? ﴾75﴿ İman edenler, Allah yolunda savaşırlar. İnkâr edenler de tâğût yolunda savaşırlar. O halde siz şeytanın dostlarına karşı savaşın. Şüphesiz şeytanın hilesi zayıftır. Şimdi yukardaki ayetten ben şunu anlarım:Bilmiyorum siz ne anlıyorsunuz herkes ne anladığını yazsın bence: Allah bu şekilde yalvaran insanlara nasıl yardım gönderecek.Tabiki dünya üzerindeki Bu ayeti kendisine muhatab olarak alanlar aracılığı ile . Kimler bunlar.... cevap veriyorum onlar aşağıdaki yazdığım ayetten etkilenenler Allahın dininin yardımcısı olmak isteyenler "Ey iman edenler! Eğer siz, Allah'ın davasına yardım ederseniz, Allah da size yardım eder, ayaklarınızı İslâm'ın hakkını koruma yolunda sağlam tutar." " Hoşlanmasanız da savaş size farz kılındı. Olur ki hoşlanmadığınız bir şey sizin için hayırlı olur. Olur ki sevip arzu ettiğiniz bir şey sizin için şerli olur. Gerçeği ALLÂH bilir, siz bilmezsiniz." " Onlar o münâfıklardır ki kendileri savaşa çıkmayıp evde oturmaları yetmiyor gibi, bir de kalkıp bilgiçlik taslayarak savaşta şehid olan arkadaşları hakkında: “Sözümüze kulak verselerdi böyle öldürülmezlerdi” derler. De ki: “Eğer, iddiâ’nızda tutarlı iseniz, haydi elinizden geliyorsa kendinizi ölümün elinden kurtarın bakalım!” Ve son olarak şu ayeti yazmak istiyorum: (Savaşta) inkâr edenlerle karşılaştığınız zaman boyunlarını vurun. Nihayet onları çökertip etkisiz hale getirdiğinizde bağı sıkı bağlayın (sağ kalanlarını esir alın). Artık bundan sonra (esirleri) ya karşılıksız ya da fidye karşılığı salıverin. Savaş sona erinceye kadar hüküm budur. Eğer Allah dileseydi onlardan öc alırdı. Fakat sizi birbirinizle denemek için böyle yapıyor. Allah yolunda öldürülenlere gelince, Allah onların amellerini asla boşa çıkarmayacaktır. Yani Allah bizi herşeyle deniyor imtihan ediyor. Artık bizde kendimizi yeryüzünün sahibi sanmaktan vazgeçeriz inşallah Biraz uzun oldu ama inşallah yardımcı olabilmişimdir Cületen hayırlı cumalar |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Şefaat istemek şirk mi? | 3KEDI | Sorularınız | 5 | 13.03.24 18:14 |
Şirk, isyan ve küfür | nsspawn | Sorularınız | 2 | 05.06.22 20:34 |
Sandığa tevessül şirk olmuyorsa, peygambere tevessül asla şirk olamaz | Och | Allah Dostları & Evliyalar | 2 | 04.06.20 12:33 |
şirk nedir? | Mollaoglu | ALLAH (c.c) | 8 | 25.10.19 09:04 |
Şirk ve Tevhid | SiLence | Tasavvuf & Tarikatler | 5 | 29.03.18 03:19 |