Kuran-ı Kerim'de bilimsel konular ve Evrim - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > HavasOkulu Genel Bölüm > Sorularınız

Sorularınız her türlü soruyu buradan sorabilirsiniz.

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 02.02.24, 22:08
Üye
 
Üyelik tarihi: 17.08.23
Bulunduğu yer: Bakü
Mesajlar: 51
Etiketlendiği Mesaj: 0 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Kuran-ı Kerim'de bilimsel konular ve Evrim

Merhaba Kur'anda hangi bilimsel konular geçmektedir? Ve Kur'an ile evrim örtüşüyor mu?

Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 03.02.24, 02:02
La Tahzen12 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Vefalı Üye
 
Üyelik tarihi: 17.01.21
Bulunduğu yer: Yaradanın Rahmetinde
Mesajlar: 3,107
Etiketlendiği Mesaj: 109 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

1400 yıl önce gönderilen Kur'an-ı Kerim'den günümüz bilimine ışık tutan ayetler nelerdir? Hangi konular ele alınmış?
Kur'an-ı Kerim'den günümüz bilimine ışık tutan ayetler...

Ve Evren’i (Göğü) kuvvetimizle kurduk, muhakkak ki onu genişletmekteyiz. (Zâriyât suresi 47. ayet)
Bilime Işık Tutan Ayetler

Evren genişliyor mu yoksa durağan mı? Bu soruyu bilginler yüzlerce sene tartıştılar. Ancak 20. yüzyılda Edwin Hubble’ın gelişmiş teleskobuyla gözlemleri, yıldız kümelerinin hızla birbirlerinden uzaklaştığını tespit etmiş ve genişleyen Evren tezi doğrulanmıştır. Kuran ise bunu net olarak 1400 yıl önce zaten söylüyordu.

Sizi annelerinizin karınlarında, üç karanlıkta, bir yaratılıştan diğer yaratılışa geçirerek yaratmaktadır…(Zumer Suresi 6. ayet)
Bilime Işık Tutan Ayetler

Cenini dış tehlikeler karşı koruyan 3 bölge vardır. Annenin karnındaki bu üç bölge; karın duvarı, rahim duvarı ve amniyon kesesidir. Kuran'ın indiği dönemin bilgi seviyesiyle açıklanamayacak bu ayette söylendiği gibi, ceninin bu kapkaranlık yerdeki gelişim aşamasının tüm bilimsel kitaplarda üçe ayrılması da çok ilginçtir.

Kemiklere de bir bak. Nasıl yerli yerince düzenliyoruz onları ve sonra da onlara et giydiriyoruz… (Bakara Suresi 259. ayet)
Bilime Işık Tutan Ayetler

Embriyodaki kıkırdak doku, ayette söylendiği gibi sonradan kemikleşmeye başlar ve daha sonra kas etleri oluşarak kemikleri sarar. Ayette geçen “lahm” kelimesi kas etleri için kullanılmaktadır. Kuran’da 1400 yıl önce haber verilen bu kemik oluşum sıralamasından, bilim çok yakın döneme dek habersizdi.

Saptırmayı dilediğinin de göğsünü öylesine dar ve sıkıntılı kılar ki, o göğe yükseliyormuş gibi olur. (En'am Suresi 125. ayet)
Bilime Işık Tutan Ayetler

Psikolojik sıkıntının anlatıldığı bu ayette belirtilen, göğe yükseltiliyormuş gibi tanımı çok ilginçtir. Çünkü gökyüzüne doğru yükseldikçe, atmosfer basıncı azalmakta ve kan, basınçla damarları ve kalbi zorlamaktadır. Ayrıca yukarı çıkıldıkça azalan oksijen, nefes alma güçlüğü doğurur ve göğsümüzün içindeki akciğerlerde sıkıntı ve daralma hissedilir. 1400 yıl önce atmosferde yükselmenin sonuçları bu ayette belirtilmiştir

O otlağı çıkardı. Sonra da onu karamsı bir sel suyuna çevirdi. (A'lâ Suresi 5. ayet)
Bilime Işık Tutan Ayetler

Petrol, daha çok eğrelti ve algler gibi yeşilliklerin (otlağın), kaya tabakaları arasında çeşitli bakterilerin etkisiyle ve uzun bir zaman sürecinin ardından oluşmuştur. Petrol ayrıca, aynen ayette geçtiği gibi “sel suyu” özelliği göstermektedir. Petrol bir sel suyu gibi hareket eden, göç eden, gözeneksiz, sert kayaçlarla karşılaşınca ise buralarda toplanan bir yapıya sahiptir. Bulunan petrol yatakları işte bu tip kayaçların petrolü tutması ile oluşmuştur

İnsan başıboş bırakılacağını mı sanıyor? Kendisi dökülmüş menide bir damla değil miydi? (Kıyame Suresi 36-37. ayetler)
Bilime Işık Tutan Ayetler

Bu ayette de o dönemde ulaşılması imkansız bir bilgiye rastlıyoruz. Başlangıçta insanın, meninin içindeki bir damla olduğu ifade edilen bu ayette geçen damla kelimesinin Arapça karşılığı “Nutfe” kelimesi, bir kova boşaltılınca dibinde kalan sıvıyı ifade için de kullanılır. Bu kelime insanın meninin hepsinden değil, meninin içindeki bir parçadan yani spermden yaratıldığına işaret etmektedir.

Elbette hayvanlarda da sizin için ibretler vardır. Size onların karınlarında sindirilmiş gıdalar ile kanın arasından, halis, boğazınızdan kolaylıkla kayan bir süt içirmekteyiz. (Nahl Suresi 66. ayet)
Bilime Işık Tutan Ayetler

William Harvey, Peygamberimiz’in vefatından 1000 yıl kadar sonra kan dolaşımını keşfetmiştir. Ayetin indiği dönemde kanın, sindirilmiş gıdalardan ayrışmış besinleri meme salgı bezlerine taşıdığı, meme salgı bezlerinin ise kendilerine ulaşan bu ham maddeleri işleyerek süt ürettiği bilinmemekteydi.

Ve yeryüzünü de yayıp yuvarlattı. (Naziat Suesi 30. ayet)
Bilime Işık Tutan Ayetler

Ayetin Arapça’sında geçen “dahv” kelimesinin köklerinden türetilen kelimeler “yuvarlaklık” ifade etmekte, “devekuşu yumurtası” gibi anlamlara gelmektedir. Dünya’nın şekli gerçekten yumurtanın şekline benzemektedir. Dünyamız aynı devekuşu yumurtası gibi geoittir. Yani tam düzgün küre olmayan, fakat küremsi, kutuplardan basık şekildedir. İnsanlığın yıllarca anlamaya çalıştığı Dünya’nın şeklinin ne olduğu Kuran’da zaten bildiriliyordu.

Ve dolunay haline geldiği zaman Ay. Siz gerçekten tabakadan tabakaya binip geçeceksiniz. (İnşikak Suresi 19. ayet)
Bilime Işık Tutan Ayetler

Tarih boyunca Ay, insanlar için ulaşılmaz bir yerdi. Bu yüzden ayetlerde Ay’a gidileceğine işaret olduğu uzun süre anlaşılamadı. 18. ayete baktığımızda Ay’a dikkat çekilmesi, 19. ayette bahsedilen “binerek tabakadan tabakaya geçişin” Dünya’dan Ay’a bir araçla geçiş olduğu fikrini doğrulamaktadır. Ay’ın dolunay hali Ay’ın tamamını ifade eder. Ay’ın özellikle Dolunay haline dikkat çekilmesi buna işaret olabilir.

Ve gökyüzünü korunmuş bir tavan yaptık. Onlar ise bunun delillerinden yüz çeviriyorlar. (Enbiya 32. ayet)
Bilime Işık Tutan Ayetler

Dünya atmosferi şeffaf olmasına rağmen, meteor yağmurlarına karşı mükemmel bir zırh işlevi görür. Ayrıca Güneş'ten gelen tüm zaralı ışınları süzen yapısı, Dünya'da yaşamın sürmesinin yegane sebeplerinden birisidir. Uzayda ısının -270 dereceleri bulduğunu düşünürsek atmosferin bu ayette geçen anlamıyla dünyayı nasıl koruduğunu tekrar görmüş oluruz

İki denizi birbiri üstüne salan O’dur. Bu tatlı ve ferahlatıcı, bu tuzlu ve acıdır. Ve ikisinin arasına karışmalarını önleyen bir sınır olarak engel koymuştur. (Furkan Suresi 53. ayet)
Bilime Işık Tutan Ayetler

Denizlerin birleşmesine rağmen suların karışmaması, Kuran’da 14 asır önceden söylenmiştir. Çıplak gözle algılanamayan ve suyun özelliklerine ters gibi gözüken bu durum, ilk olarak Arap Yarımadası’nın denizle ilgisi olmayan bu insanlarına indirilen Kuran'da belirtilmiştir. Bu Kuran'ın geleceğe ışık tutan mucizelerinden sadece bir diğeridir.

__________________
Resulullah sav buyurduki 'herkim kendisine fayda veya zarar giderdigine inanarak muska takarsa Allah onun hayatta hiçbir işini tamamlamasın başka bi rivayette ise 'kim muska veya temime takarsa Allah'a şirk koşmuştur . (Ahmed. 17372 ,Ahmed 16781.Elbani 492.)
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 03.02.24, 03:39
Üye
 
Üyelik tarihi: 17.08.23
Bulunduğu yer: Bakü
Mesajlar: 51
Etiketlendiği Mesaj: 0 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
La Tahzen12 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
1400 yıl önce gönderilen Kur'an-ı Kerim'den günümüz bilimine ışık tutan ayetler nelerdir? Hangi konular ele alınmış?
Kur'an-ı Kerim'den günümüz bilimine ışık tutan ayetler...

Ve Evren’i (Göğü) kuvvetimizle kurduk, muhakkak ki onu genişletmekteyiz. (Zâriyât suresi 47. ayet)
Bilime Işık Tutan Ayetler

Evren genişliyor mu yoksa durağan mı? Bu soruyu bilginler yüzlerce sene tartıştılar. Ancak 20. yüzyılda Edwin Hubble’ın gelişmiş teleskobuyla gözlemleri, yıldız kümelerinin hızla birbirlerinden uzaklaştığını tespit etmiş ve genişleyen Evren tezi doğrulanmıştır. Kuran ise bunu net olarak 1400 yıl önce zaten söylüyordu.

Sizi annelerinizin karınlarında, üç karanlıkta, bir yaratılıştan diğer yaratılışa geçirerek yaratmaktadır…(Zumer Suresi 6. ayet)
Bilime Işık Tutan Ayetler

Cenini dış tehlikeler karşı koruyan 3 bölge vardır. Annenin karnındaki bu üç bölge; karın duvarı, rahim duvarı ve amniyon kesesidir. Kuran'ın indiği dönemin bilgi seviyesiyle açıklanamayacak bu ayette söylendiği gibi, ceninin bu kapkaranlık yerdeki gelişim aşamasının tüm bilimsel kitaplarda üçe ayrılması da çok ilginçtir.

Kemiklere de bir bak. Nasıl yerli yerince düzenliyoruz onları ve sonra da onlara et giydiriyoruz… (Bakara Suresi 259. ayet)
Bilime Işık Tutan Ayetler

Embriyodaki kıkırdak doku, ayette söylendiği gibi sonradan kemikleşmeye başlar ve daha sonra kas etleri oluşarak kemikleri sarar. Ayette geçen “lahm” kelimesi kas etleri için kullanılmaktadır. Kuran’da 1400 yıl önce haber verilen bu kemik oluşum sıralamasından, bilim çok yakın döneme dek habersizdi.

Saptırmayı dilediğinin de göğsünü öylesine dar ve sıkıntılı kılar ki, o göğe yükseliyormuş gibi olur. (En'am Suresi 125. ayet)
Bilime Işık Tutan Ayetler

Psikolojik sıkıntının anlatıldığı bu ayette belirtilen, göğe yükseltiliyormuş gibi tanımı çok ilginçtir. Çünkü gökyüzüne doğru yükseldikçe, atmosfer basıncı azalmakta ve kan, basınçla damarları ve kalbi zorlamaktadır. Ayrıca yukarı çıkıldıkça azalan oksijen, nefes alma güçlüğü doğurur ve göğsümüzün içindeki akciğerlerde sıkıntı ve daralma hissedilir. 1400 yıl önce atmosferde yükselmenin sonuçları bu ayette belirtilmiştir

O otlağı çıkardı. Sonra da onu karamsı bir sel suyuna çevirdi. (A'lâ Suresi 5. ayet)
Bilime Işık Tutan Ayetler

Petrol, daha çok eğrelti ve algler gibi yeşilliklerin (otlağın), kaya tabakaları arasında çeşitli bakterilerin etkisiyle ve uzun bir zaman sürecinin ardından oluşmuştur. Petrol ayrıca, aynen ayette geçtiği gibi “sel suyu” özelliği göstermektedir. Petrol bir sel suyu gibi hareket eden, göç eden, gözeneksiz, sert kayaçlarla karşılaşınca ise buralarda toplanan bir yapıya sahiptir. Bulunan petrol yatakları işte bu tip kayaçların petrolü tutması ile oluşmuştur

İnsan başıboş bırakılacağını mı sanıyor? Kendisi dökülmüş menide bir damla değil miydi? (Kıyame Suresi 36-37. ayetler)
Bilime Işık Tutan Ayetler

Bu ayette de o dönemde ulaşılması imkansız bir bilgiye rastlıyoruz. Başlangıçta insanın, meninin içindeki bir damla olduğu ifade edilen bu ayette geçen damla kelimesinin Arapça karşılığı “Nutfe” kelimesi, bir kova boşaltılınca dibinde kalan sıvıyı ifade için de kullanılır. Bu kelime insanın meninin hepsinden değil, meninin içindeki bir parçadan yani spermden yaratıldığına işaret etmektedir.

Elbette hayvanlarda da sizin için ibretler vardır. Size onların karınlarında sindirilmiş gıdalar ile kanın arasından, halis, boğazınızdan kolaylıkla kayan bir süt içirmekteyiz. (Nahl Suresi 66. ayet)
Bilime Işık Tutan Ayetler

William Harvey, Peygamberimiz’in vefatından 1000 yıl kadar sonra kan dolaşımını keşfetmiştir. Ayetin indiği dönemde kanın, sindirilmiş gıdalardan ayrışmış besinleri meme salgı bezlerine taşıdığı, meme salgı bezlerinin ise kendilerine ulaşan bu ham maddeleri işleyerek süt ürettiği bilinmemekteydi.

Ve yeryüzünü de yayıp yuvarlattı. (Naziat Suesi 30. ayet)
Bilime Işık Tutan Ayetler

Ayetin Arapça’sında geçen “dahv” kelimesinin köklerinden türetilen kelimeler “yuvarlaklık” ifade etmekte, “devekuşu yumurtası” gibi anlamlara gelmektedir. Dünya’nın şekli gerçekten yumurtanın şekline benzemektedir. Dünyamız aynı devekuşu yumurtası gibi geoittir. Yani tam düzgün küre olmayan, fakat küremsi, kutuplardan basık şekildedir. İnsanlığın yıllarca anlamaya çalıştığı Dünya’nın şeklinin ne olduğu Kuran’da zaten bildiriliyordu.

Ve dolunay haline geldiği zaman Ay. Siz gerçekten tabakadan tabakaya binip geçeceksiniz. (İnşikak Suresi 19. ayet)
Bilime Işık Tutan Ayetler

Tarih boyunca Ay, insanlar için ulaşılmaz bir yerdi. Bu yüzden ayetlerde Ay’a gidileceğine işaret olduğu uzun süre anlaşılamadı. 18. ayete baktığımızda Ay’a dikkat çekilmesi, 19. ayette bahsedilen “binerek tabakadan tabakaya geçişin” Dünya’dan Ay’a bir araçla geçiş olduğu fikrini doğrulamaktadır. Ay’ın dolunay hali Ay’ın tamamını ifade eder. Ay’ın özellikle Dolunay haline dikkat çekilmesi buna işaret olabilir.

Ve gökyüzünü korunmuş bir tavan yaptık. Onlar ise bunun delillerinden yüz çeviriyorlar. (Enbiya 32. ayet)
Bilime Işık Tutan Ayetler

Dünya atmosferi şeffaf olmasına rağmen, meteor yağmurlarına karşı mükemmel bir zırh işlevi görür. Ayrıca Güneş'ten gelen tüm zaralı ışınları süzen yapısı, Dünya'da yaşamın sürmesinin yegane sebeplerinden birisidir. Uzayda ısının -270 dereceleri bulduğunu düşünürsek atmosferin bu ayette geçen anlamıyla dünyayı nasıl koruduğunu tekrar görmüş oluruz

İki denizi birbiri üstüne salan O’dur. Bu tatlı ve ferahlatıcı, bu tuzlu ve acıdır. Ve ikisinin arasına karışmalarını önleyen bir sınır olarak engel koymuştur. (Furkan Suresi 53. ayet)
Bilime Işık Tutan Ayetler

Denizlerin birleşmesine rağmen suların karışmaması, Kuran’da 14 asır önceden söylenmiştir. Çıplak gözle algılanamayan ve suyun özelliklerine ters gibi gözüken bu durum, ilk olarak Arap Yarımadası’nın denizle ilgisi olmayan bu insanlarına indirilen Kuran'da belirtilmiştir. Bu Kuran'ın geleceğe ışık tutan mucizelerinden sadece bir diğeridir.
Teşekkürler, bir sorum daha var. Bazı hadislerde Allaha insani özellikler yüklüyorlar. Meseka gazaplandı, sinirlendi. Yüce kainat sahibi niye sinirlensin ki? Anlayamıyorum bu olayı

Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 03.02.24, 12:52
La Tahzen12 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Vefalı Üye
 
Üyelik tarihi: 17.01.21
Bulunduğu yer: Yaradanın Rahmetinde
Mesajlar: 3,107
Etiketlendiği Mesaj: 109 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
CosmicWanderer Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Teşekkürler, bir sorum daha var. Bazı hadislerde Allaha insani özellikler yüklüyorlar. Meseka gazaplandı, sinirlendi. Yüce kainat sahibi niye sinirlensin ki? Anlayamıyorum bu olayı
şimdi esmaul hüsna engüzel isimler demek . Engüzel isimlerin en 'i ona ayıt yüceltme kısmı yoksa misal bende şefkatlitim fakat Allah şefkatlilerin en şefkatlisidir .

Allah neden sinirlenecekki ?
kafirlere sabreder ceheneme atacagı için mümin için de sinirlene bilir çünkü Allah ona yönelenleri sever kendi ahiretini yakmasından hoşlanmaz fakat tövbe edişte yine sevinir ahiret günü günahkar kafirler onu Sinirli bulacak Allah onu helak edecek

Allah a insani özwllik yüklenmez de biz Allahtan rahmani özellik alırız Rahmani yönün ne kadar var ise Allah a o kadar yakınsın
anlaöadıysan konuyu aç öyle anlatayım Allah ı her kavramda yücrltmek gerek misal ben çok merhametliyim fakat Allah merhametlilerin en merhametlisidir
misal tekliğiyle övünmekte olmaz tek olan Allah tır ben gibisi yok vs cümleler kibirli sözler Allah a aiddir çünkü Yatan üstün kimse övülmeye layık odur

__________________
Resulullah sav buyurduki 'herkim kendisine fayda veya zarar giderdigine inanarak muska takarsa Allah onun hayatta hiçbir işini tamamlamasın başka bi rivayette ise 'kim muska veya temime takarsa Allah'a şirk koşmuştur . (Ahmed. 17372 ,Ahmed 16781.Elbani 492.)
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 03.02.24, 13:05
imas - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Bilgili Üye
 
Üyelik tarihi: 18.01.20
Bulunduğu yer: her yer
Mesajlar: 16,246
Etiketlendiği Mesaj: 3445 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
CosmicWanderer Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Teşekkürler, bir sorum daha var. Bazı hadislerde Allaha insani özellikler yüklüyorlar. Meseka gazaplandı, sinirlendi. Yüce kainat sahibi niye sinirlensin ki? Anlayamıyorum bu olayı
oradaki gazap sinirlenmek ,yoldan çıkan karsi gelen kullarina verecegi azabi ve cezayi nitelendirmek icin kullanilmistir

__________________
اِذْ قَالَ لَهُ رَبُّهُٓ اَسْلِمْۙ قَالَ اَسْلَمْتُ لِرَبِّ الْعَالَم۪ينَ
_______________________________________________

"Kötü günlerdeyiz.
Şimdi, ne kişinin kendini sorgulaması,
ne de vefa kaldı.
Er kişiler gitti, geride çer çöp kaldı."

Meymun bin Mihran
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 03.02.24, 14:10
Üye
 
Üyelik tarihi: 17.08.23
Bulunduğu yer: Bakü
Mesajlar: 51
Etiketlendiği Mesaj: 0 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
La Tahzen12 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
şimdi esmaul hüsna engüzel isimler demek . Engüzel isimlerin en 'i ona ayıt yüceltme kısmı yoksa misal bende şefkatlitim fakat Allah şefkatlilerin en şefkatlisidir .

Allah neden sinirlenecekki ?
kafirlere sabreder ceheneme atacagı için mümin için de sinirlene bilir çünkü Allah ona yönelenleri sever kendi ahiretini yakmasından hoşlanmaz fakat tövbe edişte yine sevinir ahiret günü günahkar kafirler onu Sinirli bulacak Allah onu helak edecek

Allah a insani özwllik yüklenmez de biz Allahtan rahmani özellik alırız Rahmani yönün ne kadar var ise Allah a o kadar yakınsın
anlaöadıysan konuyu aç öyle anlatayım Allah ı her kavramda yücrltmek gerek misal ben çok merhametliyim fakat Allah merhametlilerin en merhametlisidir
misal tekliğiyle övünmekte olmaz tek olan Allah tır ben gibisi yok vs cümleler kibirli sözler Allah a aiddir çünkü Yatan üstün kimse övülmeye layık odur
Buda açıklayıcı oldu teşekkürler, son sorum var hocam diğer kavimlere peygamber gönderilmiş ya hani peki bunları niye kimse kaleme almadı? Yani peygamberlerden çok azının kanıtları var nedendir bu?

Alıntı:
imas Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
oradaki gazap sinirlenmek ,yoldan çıkan karsi gelen kullarina verecegi azabi ve cezayi nitelendirmek icin kullanilmistir
Teşekkürler hocam

Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 03.02.24, 15:01
La Tahzen12 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Vefalı Üye
 
Üyelik tarihi: 17.01.21
Bulunduğu yer: Yaradanın Rahmetinde
Mesajlar: 3,107
Etiketlendiği Mesaj: 109 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
CosmicWanderer Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Buda açıklayıcı oldu teşekkürler, son sorum var hocam diğer kavimlere peygamber gönderilmiş ya hani peki bunları niye kimse kaleme almadı? Yani peygamberlerden çok azının kanıtları var nedendir bu?



Teşekkürler hocam
ümmedi muhammed rivayet olarak Hadisleri sahih hadisleri sıhhatlı hadisleri kabul eder
kuran 4 kitaptan değişmemiş değiştirilemeyecek olan kitaptır amenna
hadislerde korunaklıdır neden diye soracak olursan Kuranda Allah cc kuranı koruyacagını ilan eder keza bazı ayetlerde ise Allah a ve resulüne uyun der hadis rivayetleri genelde ebu hureyre ra kaleme almıştır ve Peygamberimiz onuda taktir eder şayet hadislerin bozulacagından şüphe duysaydı bunu engellerdi keza İlaveten yine ayetlerde Resul nefsinden konuşmaz der O ne derse uyun neyden sakındırırsa sakının der .
şimdi dolaylı yoldan Sıhhat bakımından sahih hadisler çoğulca aynı rivayet olan hadisler sıhat bakımından sahihtir Yani görüldüğü üzere Allah azim şan Kuranı (vahiy) ile bildirdi ve bunu korudu resul de vahiy ile konuştu bunuda koruyordur . şimdi senin sorunu şöyle cevaplıyayım İncil tevrat zebur kitaplarının değiştiğini bilşyoruz keza her zaman diliminde Vahiy alan resuller ve Vahiy almayıp davet eden peygamberler var bu kalan 3 kitap alimlerinin kaleme aldığı resuller var sıhhat yönünden onların ulaştığı veya ulaşamadığı hak yol fırkası tespit ile zor bulunun buna nazaran Bu konular bilinmemektedir . Resulümüzden sonra peygamberlik sevabı alanlarda var hz harun gibi ona yardım eden çok sahabi vardır .
hz Ali miydi pek hatırlamıyorum da resulumüz yardımından dolayı demişki Allah cc hz harunu hz musayı desteklemek için peygamber secti eğer son peygamber olmasaydım sende beni desteklerdin demiş .
yani peygamberimizin görevinde yardımcı olan çok sahabi hatta alim var eski peygamberleri bulmak zordur 3 kitabı araştırmakla tespit edersinde sıhhat olarak sahihliğinden emin olmazsın şunuda söyliyim her alim dine hizmet için Hayatını adamıştır cihad ettmiştir önderlik etmiştir dinin bozulmaması adına bu yüzden hepsi Resule uymuş onun gibi Davet cihat etmiştir buna nazaran 4 imam ve tarikat kurucular abdulkadir gelani şefaatte edebilir kendi yolundan gelenlere insan bilemez çünkü şefaatte Allahın izin verdikşeri konuşur .
şefaat eder Allah ın dostları kim şahsen ben resulden eminim sahabiden eminim 4 imam dan eminimde kendimden emin değilim bu yüzden kim şefaat makamı için çalışmış göreceğiz kendi düşüncem şu yönde Mutlak şefaat yetkisi Allahtan Resule uyanlara Hak şefaat nail olacaktır çünkü Allah vaadinden dönmez ve Allahın resule vaadidir makamı mahmut resulümüz sav den sonra peygamber gelmedi çünkü bu rahmanın hükmüdür fakat peygamber gbi Tebliğ davet cihad eden rabbine teslim olup ona dayananlar bu uğurda şehid olanlarada şefaat tanınacağını düşünüyorum keza Bunlara şefaati Allah verir Resule resulde resulde belki onlara verir çünkü makamı mahmut şerefli makam Kimseye vermeyeceği makam Resulümüze verilmiştir onun vasıtası öncülüğüyle şefaat etmeyi hak edene resul verebilir . Böyle alim görüşü varmı hiç bakmadım bunlar benim şahsi görüşümdür .
@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] abi denk geldiniz mi böyle alimlerin görüşüne

__________________
Resulullah sav buyurduki 'herkim kendisine fayda veya zarar giderdigine inanarak muska takarsa Allah onun hayatta hiçbir işini tamamlamasın başka bi rivayette ise 'kim muska veya temime takarsa Allah'a şirk koşmuştur . (Ahmed. 17372 ,Ahmed 16781.Elbani 492.)
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 03.02.24, 15:12
La Tahzen12 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Vefalı Üye
 
Üyelik tarihi: 17.01.21
Bulunduğu yer: Yaradanın Rahmetinde
Mesajlar: 3,107
Etiketlendiği Mesaj: 109 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

ben çıkıyorum şimdi 2 3 hafta yokum da yukarda etiketlediğim hocada ilim bakımından benden üstünler güzel soru soruyorsun insanlara fayda sağlar onların bilgisinden faydalana bilirsin
bilgi paylaşınca kıymetlidir dimi abi @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

__________________
Resulullah sav buyurduki 'herkim kendisine fayda veya zarar giderdigine inanarak muska takarsa Allah onun hayatta hiçbir işini tamamlamasın başka bi rivayette ise 'kim muska veya temime takarsa Allah'a şirk koşmuştur . (Ahmed. 17372 ,Ahmed 16781.Elbani 492.)
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 03.02.24, 17:15
Yusufiyeli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Manevi
 
Üyelik tarihi: 24.09.16
Bulunduğu yer: Trabzon
Mesajlar: 3,162
Etiketlendiği Mesaj: 244 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
La Tahzen12 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
ümmedi muhammed rivayet olarak Hadisleri sahih hadisleri sıhhatlı hadisleri kabul eder
kuran 4 kitaptan değişmemiş değiştirilemeyecek olan kitaptır amenna
hadislerde korunaklıdır neden diye soracak olursan Kuranda Allah cc kuranı koruyacagını ilan eder keza bazı ayetlerde ise Allah a ve resulüne uyun der hadis rivayetleri genelde ebu hureyre ra kaleme almıştır ve Peygamberimiz onuda taktir eder şayet hadislerin bozulacagından şüphe duysaydı bunu engellerdi keza İlaveten yine ayetlerde Resul nefsinden konuşmaz der O ne derse uyun neyden sakındırırsa sakının der .
şimdi dolaylı yoldan Sıhhat bakımından sahih hadisler çoğulca aynı rivayet olan hadisler sıhat bakımından sahihtir Yani görüldüğü üzere Allah azim şan Kuranı (vahiy) ile bildirdi ve bunu korudu resul de vahiy ile konuştu bunuda koruyordur . şimdi senin sorunu şöyle cevaplıyayım İncil tevrat zebur kitaplarının değiştiğini bilşyoruz keza her zaman diliminde Vahiy alan resuller ve Vahiy almayıp davet eden peygamberler var bu kalan 3 kitap alimlerinin kaleme aldığı resuller var sıhhat yönünden onların ulaştığı veya ulaşamadığı hak yol fırkası tespit ile zor bulunun buna nazaran Bu konular bilinmemektedir . Resulümüzden sonra peygamberlik sevabı alanlarda var hz harun gibi ona yardım eden çok sahabi vardır .
hz Ali miydi pek hatırlamıyorum da resulumüz yardımından dolayı demişki Allah cc hz harunu hz musayı desteklemek için peygamber secti eğer son peygamber olmasaydım sende beni desteklerdin demiş .
yani peygamberimizin görevinde yardımcı olan çok sahabi hatta alim var eski peygamberleri bulmak zordur 3 kitabı araştırmakla tespit edersinde sıhhat olarak sahihliğinden emin olmazsın şunuda söyliyim her alim dine hizmet için Hayatını adamıştır cihad ettmiştir önderlik etmiştir dinin bozulmaması adına bu yüzden hepsi Resule uymuş onun gibi Davet cihat etmiştir buna nazaran 4 imam ve tarikat kurucular abdulkadir gelani şefaatte edebilir kendi yolundan gelenlere insan bilemez çünkü şefaatte Allahın izin verdikşeri konuşur .
şefaat eder Allah ın dostları kim şahsen ben resulden eminim sahabiden eminim 4 imam dan eminimde kendimden emin değilim bu yüzden kim şefaat makamı için çalışmış göreceğiz kendi düşüncem şu yönde Mutlak şefaat yetkisi Allahtan Resule uyanlara Hak şefaat nail olacaktır çünkü Allah vaadinden dönmez ve Allahın resule vaadidir makamı mahmut resulümüz sav den sonra peygamber gelmedi çünkü bu rahmanın hükmüdür fakat peygamber gbi Tebliğ davet cihad eden rabbine teslim olup ona dayananlar bu uğurda şehid olanlarada şefaat tanınacağını düşünüyorum keza Bunlara şefaati Allah verir Resule resulde resulde belki onlara verir çünkü makamı mahmut şerefli makam Kimseye vermeyeceği makam Resulümüze verilmiştir onun vasıtası öncülüğüyle şefaat etmeyi hak edene resul verebilir . Böyle alim görüşü varmı hiç bakmadım bunlar benim şahsi görüşümdür .
@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] abi denk geldiniz mi böyle alimlerin görüşüne
Şefaat izni verip sözünden razı olduğu kimselerin "O gün, Rahman'ın izin verdiğinden ve sözünden hoşnut olduğundan başkasının şefaati fayda vermez." (Taha suresi 109. Ayet) O’nun huzurunda söz almış olanların ‘’ Rahman'ın katında söz almış olanlardan başkaları şefaat hakkına sahip olmayacaklardır.’’ (Meryem suresi 87. Ayet) hakkı (tevhidi) benimseyip şahitlik edenlerin ‘’ O'nu bırakıp taptıkları şeyler şefaat edemezler. Ancak bilerek hakka şahitlik edenler şefaat edebilirler.’’ (Zuhruf suresi 86. Ayet) ve meleklerin (Enbiya suresi 26-28. Ayetler, Mümin suresi 7. Ayet , Şura suresi 5. Ayet , Necm suresi 26. Ayet) Allah’ın kendilerinden hoşnut olduğu ‘’ Allah, onların önlerindekini de arkalarındakini de (yaptıklarını da yapacaklarını da) bilir. Onlar, O'nun razı olduğu kimselerden başkasına şefaat etmezler ve hepsi O'nun korkusuyla titrerler.’’(Enbiya suresi 28. Ayet ) müminlere şefaat edebilecekleri belirtilmiştir.
Hasılı Kur’an’a göre şefaat genel olarak ahirette gerçekleşecek ve ancak Allah ve O’nun izin verdiği kimseler şefaat edebilecekleri onlar da istedikleri kişilere değil ancak Allah’ın razı olduğu kimselere şefaatçi olup yardım edebileceklerdir. Dolayısıyla mümin günahlarının affedilip bağışlanmasını ve şefaat olunanlardan olmayı başkasından değil kullarına karşı rahmet ve merhamet sahibi Allah’tan istemelidir. Çünkü o bilmelidir ki Allah (cc) izin vermezse kimse ona yardımcı olamaz herhangi bir fayda sağlayamaz şefaat edemez şefaat etseler bile faydasız kalır ve onu kurtarmazlar ‘’ "O'nu bırakıp da başka ilahlar mı edineyim? Eğer Rahman bana bir zarar vermek istese, onların şefaati bana hiçbir fayda sağlamaz ve beni kurtaramazlar."(Yasin suresi 23. Ayet)

Alıntı:
Yusufiyeli Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Şefaat izni verip sözünden razı olduğu kimselerin "O gün, Rahman'ın izin verdiğinden ve sözünden hoşnut olduğundan başkasının şefaati fayda vermez." (Taha suresi 109. Ayet) O’nun huzurunda söz almış olanların ‘’ Rahman'ın katında söz almış olanlardan başkaları şefaat hakkına sahip olmayacaklardır.’’ (Meryem suresi 87. Ayet) hakkı (tevhidi) benimseyip şahitlik edenlerin ‘’ O'nu bırakıp taptıkları şeyler şefaat edemezler. Ancak bilerek hakka şahitlik edenler şefaat edebilirler.’’ (Zuhruf suresi 86. Ayet) ve meleklerin (Enbiya suresi 26-28. Ayetler, Mümin suresi 7. Ayet , Şura suresi 5. Ayet , Necm suresi 26. Ayet) Allah’ın kendilerinden hoşnut olduğu ‘’ Allah, onların önlerindekini de arkalarındakini de (yaptıklarını da yapacaklarını da) bilir. Onlar, O'nun razı olduğu kimselerden başkasına şefaat etmezler ve hepsi O'nun korkusuyla titrerler.’’(Enbiya suresi 28. Ayet ) müminlere şefaat edebilecekleri belirtilmiştir.
Hasılı Kur’an’a göre şefaat genel olarak ahirette gerçekleşecek ve ancak Allah ve O’nun izin verdiği kimseler şefaat edebilecekleri onlar da istedikleri kişilere değil ancak Allah’ın razı olduğu kimselere şefaatçi olup yardım edebileceklerdir. Dolayısıyla mümin günahlarının affedilip bağışlanmasını ve şefaat olunanlardan olmayı başkasından değil kullarına karşı rahmet ve merhamet sahibi Allah’tan istemelidir. Çünkü o bilmelidir ki Allah (cc) izin vermezse kimse ona yardımcı olamaz herhangi bir fayda sağlayamaz şefaat edemez şefaat etseler bile faydasız kalır ve onu kurtarmazlar ‘’ "O'nu bırakıp da başka ilahlar mı edineyim? Eğer Rahman bana bir zarar vermek istese, onların şefaati bana hiçbir fayda sağlamaz ve beni kurtaramazlar."(Yasin suresi 23. Ayet)
Allah Teala bazı kullarına da şefaat yetkisi vermiştir. Burada kendilerine şefaat yetkisi verileceklerin kimler olduğu ve onların kimlere şefaatte bulunabilecekleri hususu karşımıza çıkmaktadır. Bu konuda değişik ayetlerle Allah’ın iznine ve rızasına bağlı olarak (Bakara suresi 255.ayet, Araf suresi 188. Ayet, Yunus suresi 49. Ayet Sebe suresi 23. Ayet Necm suresi 26. Ayet)
Şefaat izni verip sözünden razı olduğu kimselerin "O gün, Rahman'ın izin verdiğinden ve sözünden hoşnut olduğundan başkasının şefaati fayda vermez." (Taha suresi 109. Ayet) O’nun huzurunda söz almış olanların ‘’ Rahman'ın katında söz almış olanlardan başkaları şefaat hakkına sahip olmayacaklardır.’’ (Meryem suresi 87. Ayet) hakkı (tevhidi) benimseyip şahitlik edenlerin ‘’ O'nu bırakıp taptıkları şeyler şefaat edemezler. Ancak bilerek hakka şahitlik edenler şefaat edebilirler.’’ (Zuhruf suresi 86. Ayet) ve meleklerin (Enbiya suresi 26-28. Ayetler, Mümin suresi 7. Ayet , Şura suresi 5. Ayet , Necm suresi 26. Ayet) Allah’ın kendilerinden hoşnut olduğu ‘’ Allah, onların önlerindekini de arkalarındakini de (yaptıklarını da yapacaklarını da) bilir. Onlar, O'nun razı olduğu kimselerden başkasına şefaat etmezler ve hepsi O'nun korkusuyla titrerler.’’(Enbiya suresi 28. Ayet ) müminlere şefaat edebilecekleri belirtilmiştir.
Hasılı Kur’an’a göre şefaat genel olarak ahirette gerçekleşecek ve ancak Allah ve O’nun izin verdiği kimseler şefaat edebilecekleri onlar da istedikleri kişilere değil ancak Allah’ın razı olduğu kimselere şefaatçi olup yardım edebileceklerdir. Dolayısıyla mümin günahlarının affedilip bağışlanmasını ve şefaat olunanlardan olmayı başkasından değil kullarına karşı rahmet ve merhamet sahibi Allah’tan istemelidir. Çünkü o bilmelidir ki Allah (cc) izin vermezse kimse ona yardımcı olamaz herhangi bir fayda sağlayamaz şefaat edemez şefaat etseler bile faydasız kalır ve onu kurtarmazlar ‘’ "O'nu bırakıp da başka ilahlar mı edineyim? Eğer Rahman bana bir zarar vermek istese, onların şefaati bana hiçbir fayda sağlamaz ve beni kurtaramazlar."(Yasin suresi 23. Ayet)

__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 03.02.24, 18:43
Yusufiyeli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Manevi
 
Üyelik tarihi: 24.09.16
Bulunduğu yer: Trabzon
Mesajlar: 3,162
Etiketlendiği Mesaj: 244 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
La Tahzen12 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
ben çıkıyorum şimdi 2 3 hafta yokum da yukarda etiketlediğim hocada ilim bakımından benden üstünler güzel soru soruyorsun insanlara fayda sağlar onların bilgisinden faydalana bilirsin
bilgi paylaşınca kıymetlidir dimi abi @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Eyvallah şefaat konusuna devam edeyim İslam alimlerinin çoğunluğuna göre ahirette Rahman olan Allah (cc)’ın bütün insanlar için şefaat izni verip sözünden razı olacak kişi makam-ı mahmud ve şefaat-i uzma sahibi Hz. Muhammed (s.) dir.Nitekim ‘’ Gecenin bir kısmında da uyanarak sana mahsus fazla bir ibadet olmak üzere teheccüd namazı kıl ki, Rabbin seni Makam-ı Mahmud'a ulaştırsın.’’ (isra suresi 79. Ayet) ayetindeki ‘’makam-ı mahmud’’ ifadesi ashab-ı kiramdan itibaren İslam alimlerinin çoğunluğu tarafından Hz. Peyhgamber’in (s.) mahşer yerinin sıkıntısından rahatlamaları için insanlığa ve cezalandırılmaktan kurtulmaları için ümmetinden büyük günah işleyen kimselere yapacağı şefaat şeklinde yorumlanmıştır. Diğer taraftan müfessirler ‘’Elbette Rabbin sana gelecekte lütuflar da bulunacak sen de memnun olacaksın’’ (Duha suresi 3. Ayet) ayetinde Hz. Peygamber’e(s.a.v.( vadedilen ve onu mutlu edeceği bildirilen büyük lütuf ve ihsanın şefaat olduğunu kaydederler. Nitekim Hz. Ali’den (r.a.) nakledilen bir yoruma göre Kur’an’daki en ümitvar ayet bu ayettir ve anlamı da Allah Resülu’ne ümmeti hakkında verilecek olan şefaattir.
Diğer peygamberler Kur’an-ı Kerim’de peygamberlerin şefaat yetkisine sahip oldukları açık bir şekilde ifade edilmez. Hz. Peygamber başta olmak üzere diğer peygamberlerin şefaat etmeleri konusu ayrıntılı olarak hadis kaynaklarında yer almaktadır. Bunuınla birlikte bazı ayetlerde her peygamberin kendi ümmetine şefaat yetrkisine sahip olduğu anlaşılmaktadır. (Tevbe suresi 103. Ayet, Yusuf suresi 97-98. Ayetler, İbrahim suresi 41. Ayet Meryem suresi 47. Ayet Ta Ha suresi 109. Ayet Zuhruf suresi 86. Ayet )Nitekim Hz. Yusuf’u kuyuya atan kardeşleri babaları Hz. Yakub’a gelip ‘’Ey babamız (Allah’tan) Bizim günahlarımızın affını dile. Çünkü biz gerçekten hata ettik’’ (Yusuf suresi 07. Ayet) diyerek ondan şefaatte bulunmasını istemişler o da ‘’Sizin için biraz sonra Rabbimden af dileyeceğim Şüphesiz O çok bağışlayan pek merhamet edendir’’( Yusuf suresi 97-98 ) cevabını vererek reddetmemiş isteklerine olumlu cevap verilmiştir.
Hz. İbrahim de (a.s.) duasında ‘’Rabbimiz Hesap kurulacağı gün beni anamı babamı ve bütün müminleri bağışla ‘’ (İbrahim suresi 41. Ayet) şeklinde daha hayatta iken annesi babası ve bütün ümmeti için şefaatte bulunarak onların mağfiretini istemiştir. Ancak Hz. İbrahim vatanından ayrılırken babası hakkında Allah’a dua edip af dileme sözü verdiğinden dolayı sözünü yerine getirmek için ümmetiyle birlikte onun için de mağfiret dilemişse de daha sonra onun kafir olduğunu anlayınca onunla manevi ilşkisini kesmiş ve mağfiret dilemeyi bırakmıştır (Tevbe suresi 114. Ayet)
Melekler Kur’an-ı Kerim’de verilen bilgilere göre Allah’ın iznine bağlı olarak müminler için mağfiret dileyerek şefaat eden diğer bir zümre ise meleklerdir. (Enbiya suresi 28. Ayet, Sebe suresi 23. Ayet Zuhruf suresi 86. Ayet Şura suresi 5. Ayet, Necm suresi 26. Ayet Nebe suresi 38. Ayet)
Salih Müminler Kur’an’daki bazı ayetlerden anlaşıldığına göre Allah’ın izin ve dilemesiyle şefaat edebilecek diğer bir zümre salih müminlerdir. Nitekim Meryem suresinde ‘’(o gün) Rahman’ın katında söz ve izin alandan başkasının şefaat hakkı olmayacaktır.’’ (Meryem suresi 87. Ayet) buyrulmaktadır. Müfessirlerin yaptıkları izahatlara göre müşriklerin Allah’ı bırakıp da taptıkları putlardan herhangi biri Allah katında hiç kimseye şefaatçi olamazken kelime-i şehadet ve kelime-i tevhidi söyleyerek Allah’ı birleyip hakka şehadet eden inançlarının gereği olarak salih ameller işleyen ve sadece O’na kulluk eden müminler Allah’ın izin vermesi şartıyla O’nun dilediği kimselere şefaatçi olabileceklerdir.
Zuhruf süresinde de ancak bilerek hak ve gerçeğe şahitlik edenlerin şefaat edebilecekleri belirtilmektedir. (Zuhruf suresi 86. Ayet) Bu ayetlerden peygamberlerin ve salih müminlerin de Hakk’a şahitlik ettiklerinden dolayı şefaat yetkisine sahip oldukları anlaşılmıştır. (Taberi, Zemahşeri, Razi, Kurtubi, İbn Kesir) Bu şahitlik ‘’İşte böylece siz insanlara şahit olasınız, peygamber de size şahit olsun diye vasat (örnek) bir ümmet yaptık’’ (Bakara suresi 143. Ayet) ayetinde ifade edilen Hakk’a şahitliktir. Nitekim Allah (cc) şu ayette müminlerin kıyamet günü şahitlere katılacağını bildirmektedir.: ‘’Allah’a ve peygamberlerine (böyle) iman edenler var ya, işte onlar Rableri katında sıddıklar ve şehitler gibidirler. Mükafatları ve nurları onları

__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Bilim Tarihi KaLpSiz Bilim ve Teknoloji 9 22.08.21 00:27
Maji ve Bilim DiLara Diğer Havas Konuları 2 10.03.19 02:15
25 bin çocuğa bilim seti Cennet Haber & Siyaset 0 09.07.18 13:12
Parapsikoloji ve Bilim Tuana Parapsikoloji & Spiritüalizm 1 02.02.17 01:25


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 17:01.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147