Kaderin sırrı... - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > islam & Tasavvuf > Tasavvuf & Tarikatler > Tasavvuf Sohbetleri

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 23.03.21, 10:28
 
Üyelik tarihi: 27.02.21
Bulunduğu yer: gökler de...
Mesajlar: 487
Etiketlendiği Mesaj: 32 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Kaderin sırrı...

O’nun fiillerinden biri, ikinci fiilinin sevgisi cihetine sarfedilmesine sebep olur. Bu bakımdan her durumda şükür O’nundur. Sen ise, şükredicilikle nitelendirilmişsin; yani şükrün kendisinden ibaret olan mananın merkezisin. Yoksa sen şükrü var edici değilsin. Nitekim sen arif ve alim olmakla vasıflandırılmışsın, fakat ilmin yaratanı ve mucidi olarak değil! Ancak onun merkezi olmak bakımından alimsin. Oysa o ilim, ezeli kudret vasıtasıyla sende mevcut olmuştur. Öyleyse senin kendini şükredici diye nitelendirmen, kendinin ‘şeyhliğini’ ispat etmendir. Oysa sen de şeysin; zira eşyanın yaratıcısı seni şey kılmıştır. Sen, sen olmak hasebiyle birşey değilsin; yani sen aslında hiçsin. Eşyayı eşya kılan zata bakmak açısından, sen bir şeysin; zira O, seni şey olarak kılmıştır. Eğer O, seni bir şey olarak kılmasaydı sen kesinlikle lâ şey (hiç) olurdun. Hz.Peygamber (sav) bu hakikate şöyle demek suretiyle işaret etmiştir:

- Amel ediniz! Zira herkes ne için yaratılmış ise o hususta muvaffak olur.

Hz.Peygamber (sav) bu sözü ‘Ey Allah’ın Rasulü! Madem daha önce herşey Allah Teala (cc) tarafından yaratılmış, bitmiştir, o halde amel etmek ne demektir? denildiği zaman söylemiştir.

Böylece anlaşıldı ki insan, ilahi kudretin mecrası ve fiillerinin merkezidir. Her ne kadar insanlar da Allah (cc)’ın fiillerinden iseler de durum böyledir. Fakat O’nun fiillerinden bazısı bazısının merkezidir. Hz.Peygamber’in (sav) ‘amel ediniz!’ sözü, her ne kadar Hz.Peygamber (sav)’in dilinden ise de Allah (cc)’ın fiillerinden bir fiildir. O, halkın ‘amelin faydalı olduğunu’ bilmelerinin sebebidir. Halkın ilmi ise, Allah (cc)’ın fiillerinden bir fiildir. İlim, ibadete teşvikin sebebidir. ‘Teşvik’ de Allah (cc)’ın fiillerindendir. Fakat Allah (cc)’ın fiillerinin bazısı bazısının sebebidir; yani birincisi ikincisinin şartıdır. Nitekim cismin yaratılışının arazın (renk gibi) yaratılışının sebebi olduğu gibi; zira araz, cisimden önce yaratılmaz. Hayatın yaratılışı ilmin yaratılışının şartıdır. İlmin yaratılışı, iradenin yaratılışının şartıdır. Şart olmasının manası şu demektir: Hayat fiilini sadece cevher kabul etmeye müsaittir. İlmin kabulüne ancak hayat sahibi müsaittir. İradenin kabulü için, ancak ilim sahibi müsaittir. Bu bakımdan fiillerinin bazısı, bazısının mucidi anlamında değil, bu mana ile bazısı bazısının sebebi olur. Bazısı, diğerinin var olmasının şartını hazırlar. Bu tahakkuk ettiği zaman insan, bizim daha önce zikrettiğimiz ‘Tevhid’ derecesine yükselir.

Soru: Neden Allah Teala (cc), ‘Amel ediniz. Aksi takdirde siz isyandan ötürü cezalandırılacaksınız’ buyurdu. Oysa bizim elimizde hiçbir şey yok, hepsi Allah (cc)’a aittir. Bu durumda biz nasıl kınanırız?

Cevap: Bu sözün Allah (cc)’tan sadır olması, bizde bir itikadın var olmasının sebebidir. İtikad da korku ve heyecanın sebebidir. Korku ve heyecan, şehvetlerin terkinin ve aldanış yuvasından uzaklaşmanın sebebidir. Bu da Allah (cc)’ın komşuluğuna varmanın sebebidir. Allah (cc), sebeplerin yaratıcısı ve düzenleyicisidir. Bu bakımdan kime ezelde saadet yazılmış ise, ona bu sebepler kolaylaştırılır ki bu sebepler onu cennete götürsün! Bunun benzeri ‘Herkes ne için yaratılmış ise ona muvaffak olur, o onun için kolaylaştırılır cümlesiyle tabir edilir. Kime Allah (cc) tarafından hüsna (cennet) yazılmamış ise, o, Allah (cc)’ın kelamını, Hz.Peygamber (sav)’in ve alimlerin sözlerini dinlemekten uzaklaşır.

Dinlemediği zaman bilmez, bilmediği takdirde korkmaz. Korkmadığı takdirde dünyaya meyletmeyi terketmez. Dünyaya meyletmeyi terketmedikçe şeytanın hizbi içerisinde kalır. Muhakkak cehennem, onların hepsinin varış yeridir. Sen bunu bildiğin zaman, zincirlerle cennete doğru çekilen bir kavmin durumuna hayret edersin. Hiçbir kimse yoktur ki sebeplerin zincirleriyle cennete çekilmemiş olsun.. O da ilim ve korkunun ona musallat kılınmasıdır. Hiçbir mahrum yoktur ki zincirlerle cehenneme doğru çekilmemiş olsun. O da gafletin, azaptan emin olmanın ve aldanmanın kendisine musallat kılınmasıdır. O halde muttakîler cebren cennete doğru sevkolunurlar. Mücrimler de kahren cehenneme doğru çekilirler. Kahredici, ancak bir ve kahhâr olan Allah'tır. Melik ve cebbar olan Allah'tan başka âdil de yoktur. Ne zaman gafillerin gözlerinden perde kaldırılırsa, işin böyle olduğunu görürler. O zaman dellâlın çağırmasını duyarlar:

Kimindir mülk bugün? Kahhâr (her şeye galip olan) ve tek Allah'ın. (Mü'min, Gafir/16)

Oysa mülk sadece o gün değil, her zaman Kahhâr ve bir olan Allah'ın mülkü idi. Fakat gafiller, ancak o gün bu çağrıyı duyarlar. O çağrı, gafiller için yenilenen hallerin keşfinden haber vermektir. Ama o gün keşfin bir fayda sağlamadığı bir gündür. Cehalet ve körlükten, halîm ve kerîm olan Allah'a sığınırız. Çünkü helâk sebeplerinin kökü cehalet ve körlüktür.



Kaynak : İhya-u Ulumiddin - İmam Gazali
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 23.03.21, 11:48
Lil bin Ali - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 09.06.18
Bulunduğu yer: Uttara Phalguni
Mesajlar: 1,991
Etiketlendiği Mesaj: 325 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Dün rastlamıstım abdulkadir geylani hz kadere karsı gelmeyin muhalefet etmeyin diyordu
@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] size yazmamı söyledi. 1 2 günlügüne gecici olarak celcelutiye hocamla görüsmek İcin özel mesajımı acabilir miyiz. Özel bir durum var. Celcelutiye hocam o duruma uygun bir yardım sekli gösterir belki. Bu başlığa niye yazdım. Bazen olan seylere üzülüyor insan. Belki celcelutiye hocam yardım eder. Kader diyorum ama caba göstermem de gerek. Baslıgın ismi ilgimi cekti
__________________
Bilmek başka, bulmak başka, olmak daha başka.
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 23.03.21, 11:56
 
Üyelik tarihi: 27.02.21
Bulunduğu yer: gökler de...
Mesajlar: 487
Etiketlendiği Mesaj: 32 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

hiç önemli değil kardeşim @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] hocayı etiketleyebilirsin,ben hemen hemen İMAM GAZALİ,ABDÜLKADİR GEYLANİ HZ ,Tamamına yakın okudum eserlerinin,belki okumadıklarımda olabilir,sonuçta bilgi ve eserler na mutanaidir (sonsuz)kardeşim,bildiğim yerden bir sorun olursa ilmim yettiğince yardımcı olmaya çalışırım,herşeyi bildiğimi iddia etmiyorum güzel kardeşim,selametle...
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 23.03.21, 12:05
Lil bin Ali - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 09.06.18
Bulunduğu yer: Uttara Phalguni
Mesajlar: 1,991
Etiketlendiği Mesaj: 325 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
cennet6666 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
hiç önemli değil kardeşim @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] hocayı etiketleyebilirsin,ben hemen hemen İMAM GAZALİ,ABDÜLKADİR GEYLANİ HZ ,Tamamına yakın okudum eserlerinin,belki okumadıklarımda olabilir,sonuçta bilgi ve eserler na mutanaidir (sonsuz)kardeşim,bildiğim yerden bir sorun olursa ilmim yettiğince yardımcı olmaya çalışırım,herşeyi bildiğimi iddia etmiyorum güzel kardeşim,selametle...
Celcelutiye her seyi forumda söylemiyor. Önemli deil. Önemli ama. Ne diyeceğimi bilemedim.

@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] üst mesajda bir yanlıs anlasılma var. @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] dedi ki bu konuyu havasokuluyla konus. Ama ben farklı anlama gelecek sekilde yazmısım. Yazdıgım cümlede anlam farklılığı olmus. @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] buradan konuyu biraz anlatayım. Ama uzun bir konu. Buradan yazamam ama duanı almak isterim
__________________
Bilmek başka, bulmak başka, olmak daha başka.
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 24.03.21, 11:13
Celcelutiye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Güvenilir
 
Üyelik tarihi: 19.12.17
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 5,326
Etiketlendiği Mesaj: 3038 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
cennet6666 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
O’nun fiillerinden biri, ikinci fiilinin sevgisi cihetine sarfedilmesine sebep olur. Bu bakımdan her durumda şükür O’nundur. Sen ise, şükredicilikle nitelendirilmişsin; yani şükrün kendisinden ibaret olan mananın merkezisin. Yoksa sen şükrü var edici değilsin. Nitekim sen arif ve alim olmakla vasıflandırılmışsın, fakat ilmin yaratanı ve mucidi olarak değil! Ancak onun merkezi olmak bakımından alimsin. Oysa o ilim, ezeli kudret vasıtasıyla sende mevcut olmuştur. Öyleyse senin kendini şükredici diye nitelendirmen, kendinin ‘şeyhliğini’ ispat etmendir. Oysa sen de şeysin; zira eşyanın yaratıcısı seni şey kılmıştır. Sen, sen olmak hasebiyle birşey değilsin; yani sen aslında hiçsin. Eşyayı eşya kılan zata bakmak açısından, sen bir şeysin; zira O, seni şey olarak kılmıştır. Eğer O, seni bir şey olarak kılmasaydı sen kesinlikle lâ şey (hiç) olurdun. Hz.Peygamber (sav) bu hakikate şöyle demek suretiyle işaret etmiştir:

- Amel ediniz! Zira herkes ne için yaratılmış ise o hususta muvaffak olur.

Hz.Peygamber (sav) bu sözü ‘Ey Allah’ın Rasulü! Madem daha önce herşey Allah Teala (cc) tarafından yaratılmış, bitmiştir, o halde amel etmek ne demektir? denildiği zaman söylemiştir.

Böylece anlaşıldı ki insan, ilahi kudretin mecrası ve fiillerinin merkezidir. Her ne kadar insanlar da Allah (cc)’ın fiillerinden iseler de durum böyledir. Fakat O’nun fiillerinden bazısı bazısının merkezidir. Hz.Peygamber’in (sav) ‘amel ediniz!’ sözü, her ne kadar Hz.Peygamber (sav)’in dilinden ise de Allah (cc)’ın fiillerinden bir fiildir. O, halkın ‘amelin faydalı olduğunu’ bilmelerinin sebebidir. Halkın ilmi ise, Allah (cc)’ın fiillerinden bir fiildir. İlim, ibadete teşvikin sebebidir. ‘Teşvik’ de Allah (cc)’ın fiillerindendir. Fakat Allah (cc)’ın fiillerinin bazısı bazısının sebebidir; yani birincisi ikincisinin şartıdır. Nitekim cismin yaratılışının arazın (renk gibi) yaratılışının sebebi olduğu gibi; zira araz, cisimden önce yaratılmaz. Hayatın yaratılışı ilmin yaratılışının şartıdır. İlmin yaratılışı, iradenin yaratılışının şartıdır. Şart olmasının manası şu demektir: Hayat fiilini sadece cevher kabul etmeye müsaittir. İlmin kabulüne ancak hayat sahibi müsaittir. İradenin kabulü için, ancak ilim sahibi müsaittir. Bu bakımdan fiillerinin bazısı, bazısının mucidi anlamında değil, bu mana ile bazısı bazısının sebebi olur. Bazısı, diğerinin var olmasının şartını hazırlar. Bu tahakkuk ettiği zaman insan, bizim daha önce zikrettiğimiz ‘Tevhid’ derecesine yükselir.

Soru: Neden Allah Teala (cc), ‘Amel ediniz. Aksi takdirde siz isyandan ötürü cezalandırılacaksınız’ buyurdu. Oysa bizim elimizde hiçbir şey yok, hepsi Allah (cc)’a aittir. Bu durumda biz nasıl kınanırız?

Cevap: Bu sözün Allah (cc)’tan sadır olması, bizde bir itikadın var olmasının sebebidir. İtikad da korku ve heyecanın sebebidir. Korku ve heyecan, şehvetlerin terkinin ve aldanış yuvasından uzaklaşmanın sebebidir. Bu da Allah (cc)’ın komşuluğuna varmanın sebebidir. Allah (cc), sebeplerin yaratıcısı ve düzenleyicisidir. Bu bakımdan kime ezelde saadet yazılmış ise, ona bu sebepler kolaylaştırılır ki bu sebepler onu cennete götürsün! Bunun benzeri ‘Herkes ne için yaratılmış ise ona muvaffak olur, o onun için kolaylaştırılır cümlesiyle tabir edilir. Kime Allah (cc) tarafından hüsna (cennet) yazılmamış ise, o, Allah (cc)’ın kelamını, Hz.Peygamber (sav)’in ve alimlerin sözlerini dinlemekten uzaklaşır.

Dinlemediği zaman bilmez, bilmediği takdirde korkmaz. Korkmadığı takdirde dünyaya meyletmeyi terketmez. Dünyaya meyletmeyi terketmedikçe şeytanın hizbi içerisinde kalır. Muhakkak cehennem, onların hepsinin varış yeridir. Sen bunu bildiğin zaman, zincirlerle cennete doğru çekilen bir kavmin durumuna hayret edersin. Hiçbir kimse yoktur ki sebeplerin zincirleriyle cennete çekilmemiş olsun.. O da ilim ve korkunun ona musallat kılınmasıdır. Hiçbir mahrum yoktur ki zincirlerle cehenneme doğru çekilmemiş olsun. O da gafletin, azaptan emin olmanın ve aldanmanın kendisine musallat kılınmasıdır. O halde muttakîler cebren cennete doğru sevkolunurlar. Mücrimler de kahren cehenneme doğru çekilirler. Kahredici, ancak bir ve kahhâr olan Allah'tır. Melik ve cebbar olan Allah'tan başka âdil de yoktur. Ne zaman gafillerin gözlerinden perde kaldırılırsa, işin böyle olduğunu görürler. O zaman dellâlın çağırmasını duyarlar:

Kimindir mülk bugün? Kahhâr (her şeye galip olan) ve tek Allah'ın. (Mü'min, Gafir/16)

Oysa mülk sadece o gün değil, her zaman Kahhâr ve bir olan Allah'ın mülkü idi. Fakat gafiller, ancak o gün bu çağrıyı duyarlar. O çağrı, gafiller için yenilenen hallerin keşfinden haber vermektir. Ama o gün keşfin bir fayda sağlamadığı bir gündür. Cehalet ve körlükten, halîm ve kerîm olan Allah'a sığınırız. Çünkü helâk sebeplerinin kökü cehalet ve körlüktür.



Kaynak : İhya-u Ulumiddin - İmam Gazali

Soru: Neden Allah Teala (cc), ‘Amel ediniz. Aksi takdirde siz isyandan ötürü cezalandırılacaksınız’ buyurdu. Oysa bizim elimizde hiçbir şey yok, hepsi Allah (cc)’a aittir. Bu durumda biz nasıl kınanırız?

Kendi istidadımca cevap vereyim ;

Kader ; Seyrü sülüğünde yol ayrımları,köşe başlarına verilen isim Şüphesiz ki herşey kaderle tayin edildi..

Örnek verelim mesele kolaylaşsın..

Misal benim 40 yaşında başıma gelecek bir olay kader ile yazıldı.40 yaşımda o olay başıma gelecek diyelim..

Musibetten günler önce önüme yüzlerce dilenci çıktı,hepsini görmezden geldim..O olay gelir başıma olacağı vardı der geçerim.

Diğer taraftan Allah nasip etti ya başladım sadaka vermeye,elimdekini tutmayı sevmiyorum dağıtmayı seviyorum ya kendimden çok insanları düşünür oldum onlara verir oldum.

Sadaka neydi ? Kaza bela musibet ve şerrin def'i için pek mühim bi amel..

Ben dilencileride Allahın karşıma çıkarttığını anlamadım görmezden geldim hepsini,o gün geldi çattı musibet denk geldi.. O günede hamd edicez ama çözümü zaten gözümüzün önünde biz görmedik,tefekkür etmedik!..hiç durup düşünmedik,aldık elimize telefonu facebookta sayfayı aşağıya kaydırıp gezinmeye devam ettik..Biraz siyaset yaptık biraz ülke ekonomisi gafletimizi biraz daha derinleştirdik ama aslında çözüm hep göz önündeydi..

Gelelim misal hastalık konusuna ; 1 Allahı memnun edicek amelin olur Allah sebepler ile karşına ilacını çıkartır,Kişinin iyileşmesi murad edilmiştir ya onlarca insan farklı seçenek ile gelir. Hastalığı verdi ama devasınıda yolladı. Kişi burda genelde diyor ki doktor ne derse o

Allah yardımını kulları üzerinden yaptığını ne söylemeye söyleyebiliyoruz insanlara ne anlatmaya anlatabiliyoruz..

ee hastalık geldi,yan komşu ilaç getirdi ama kişi kabul etmedi.Doktorum izin vermez dedi,gerekli araştırmayı bile yapmadı..

Kaderde hasta olup çekmek vardı napalım.. Ya hu önüne defalarca farklı kollardan geldi devan sen görmüyosun diye kaderciyim ben deme şimdi

Gelelim rızık mevzuna, 2 çeşit imtihan vardır Ya darlık vardır ya bolluk ikiside imtihandır..Allah rızka kefildir ama yeterince aramıyoruz diyebilirim ben size,parmağa zikirmatik takip duayı yapıp evde birazda sağa biraz sola yatıp rızkın üzerimize gelmesini bekliyoruz.Kaçak dövüşüyoruz.. Herkes 5 vakit namazı öğütler birbirine çokta güzel yapar ama ben daha kimsenin birbirine zekatı hatırlattığını görmedim ? Namaz gibi zekatta farz değil mi ?

Zekatta vermeye kıyamadığımız paracuklar ; bozulan ev eşyaları,yapılan kazalar,sebepsiz yere bi anda ortaya çıkan masraflar ile yine elimizden çıkıyor..

ee ne diyecez, Allah bu kadar rızık tayin etti bize,zekatıda sonra hallederiz Kaç kere zekatı teslim edicek kişiyi yana döne kaçımız aradı da sonra rızık problemi çekti ? Neyse açıklamamız hazır nasıl olsa biz kaçak dövüşcüleriz ; Nasip.. der geçeriz

Bunları niye yazdım haberim yok,biri gelip okuyacak herhalde

Konuya dönelim ; Madem kaderde herşey yazılı biz bu ceset ile ne uğraşıyoruz ?

Yaratılma gayemiz nedir ? İmanı Billah , Marifetullah..

İman etmek için yaratıldık
Marifetullah; Allahı tanımak için yaratıldık..

Bu yolda çeşitli mengelere girer,çeşitli şekilde törpülenirsin..Kişi buna ne zor imtihanmış ve hiçbişeyim kalmadı artık bu dünyada 1 ceset kadar yerim var der..Aslında arındığının farkında değildir.Sevdikleri uzaklaştırır,malı elinden alınır,sağlık elden gider,neye inanıyor güveniyor seviyorsa hepsi birer birer dökülür elden avuçtan..

Dua ediyor bu şahış diyor ki ; Allahım beni sana yaklaştır,beni seni yakınlardan eyle amin

ee duan kabul olmuş sirkeleniyorsun,kuru yapraklar dökülüyor..Sen istemedin mi Allaha yakın olmak ? - İstedim ama ben ne bileyim yolun böyle olduğunu Nasibin varmış demekki başına gelen musibetin altında büyük rahmet var TEFEKKÜR etmiyorsun..

Velhasıl kader yolun kıvrımlarıdır,Ezan okundu Hemen mi kılacak ? 1.5 saat sonra mı ? 3 saat sonra mı ? Bekle bakalım bekleyebiliyo musun ? bekliyorsun..Demekki yol ayrımlarında kişi kendi adımları ile yürür kendi seçer,farkında olur olmaz..

Herkes kendi düşünüp kavrayabildiği ölçüde amel ve davranışta bulunur ve sonunda Hak ettiği ile karşılaşır - buluşur..

Belki bu konuyu açan kardeş buraya kadar bile senin için yazmadım he haberim yok hala kime yazıyom ama ben sana bi 6 sayfa göndereyim bu 6 sayfayı bastırmanı istiyorum..Bildiklerinide unutarak okumanı istiyorum.bu konuya yazdıklarını bile unut

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
__________________
ve lakin cürmümüz vağfur,hatamız cümlece meşhur.
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 24.03.21, 17:18
iron - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 11.08.20
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 456
Etiketlendiği Mesaj: 21 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Celcelutiye Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Soru: Neden Allah Teala (cc), ‘Amel ediniz. Aksi takdirde siz isyandan ötürü cezalandırılacaksınız’ buyurdu. Oysa bizim elimizde hiçbir şey yok, hepsi Allah (cc)’a aittir. Bu durumda biz nasıl kınanırız?

Kendi istidadımca cevap vereyim ;

Kader ; Seyrü sülüğünde yol ayrımları,köşe başlarına verilen isim Şüphesiz ki herşey kaderle tayin edildi..

Örnek verelim mesele kolaylaşsın..

Misal benim 40 yaşında başıma gelecek bir olay kader ile yazıldı.40 yaşımda o olay başıma gelecek diyelim..

Musibetten günler önce önüme yüzlerce dilenci çıktı,hepsini görmezden geldim..O olay gelir başıma olacağı vardı der geçerim.

Diğer taraftan Allah nasip etti ya başladım sadaka vermeye,elimdekini tutmayı sevmiyorum dağıtmayı seviyorum ya kendimden çok insanları düşünür oldum onlara verir oldum.

Sadaka neydi ? Kaza bela musibet ve şerrin def'i için pek mühim bi amel..

Ben dilencileride Allahın karşıma çıkarttığını anlamadım görmezden geldim hepsini,o gün geldi çattı musibet denk geldi.. O günede hamd edicez ama çözümü zaten gözümüzün önünde biz görmedik,tefekkür etmedik!..hiç durup düşünmedik,aldık elimize telefonu facebookta sayfayı aşağıya kaydırıp gezinmeye devam ettik..Biraz siyaset yaptık biraz ülke ekonomisi gafletimizi biraz daha derinleştirdik ama aslında çözüm hep göz önündeydi..

Gelelim misal hastalık konusuna ; 1 Allahı memnun edicek amelin olur Allah sebepler ile karşına ilacını çıkartır,Kişinin iyileşmesi murad edilmiştir ya onlarca insan farklı seçenek ile gelir. Hastalığı verdi ama devasınıda yolladı. Kişi burda genelde diyor ki doktor ne derse o

Allah yardımını kulları üzerinden yaptığını ne söylemeye söyleyebiliyoruz insanlara ne anlatmaya anlatabiliyoruz..

ee hastalık geldi,yan komşu ilaç getirdi ama kişi kabul etmedi.Doktorum izin vermez dedi,gerekli araştırmayı bile yapmadı..

Kaderde hasta olup çekmek vardı napalım.. Ya hu önüne defalarca farklı kollardan geldi devan sen görmüyosun diye kaderciyim ben deme şimdi

Gelelim rızık mevzuna, 2 çeşit imtihan vardır Ya darlık vardır ya bolluk ikiside imtihandır..Allah rızka kefildir ama yeterince aramıyoruz diyebilirim ben size,parmağa zikirmatik takip duayı yapıp evde birazda sağa biraz sola yatıp rızkın üzerimize gelmesini bekliyoruz.Kaçak dövüşüyoruz.. Herkes 5 vakit namazı öğütler birbirine çokta güzel yapar ama ben daha kimsenin birbirine zekatı hatırlattığını görmedim ? Namaz gibi zekatta farz değil mi ?

Zekatta vermeye kıyamadığımız paracuklar ; bozulan ev eşyaları,yapılan kazalar,sebepsiz yere bi anda ortaya çıkan masraflar ile yine elimizden çıkıyor..

ee ne diyecez, Allah bu kadar rızık tayin etti bize,zekatıda sonra hallederiz Kaç kere zekatı teslim edicek kişiyi yana döne kaçımız aradı da sonra rızık problemi çekti ? Neyse açıklamamız hazır nasıl olsa biz kaçak dövüşcüleriz ; Nasip.. der geçeriz

Bunları niye yazdım haberim yok,biri gelip okuyacak herhalde

Konuya dönelim ; Madem kaderde herşey yazılı biz bu ceset ile ne uğraşıyoruz ?

Yaratılma gayemiz nedir ? İmanı Billah , Marifetullah..

İman etmek için yaratıldık
Marifetullah; Allahı tanımak için yaratıldık..

Bu yolda çeşitli mengelere girer,çeşitli şekilde törpülenirsin..Kişi buna ne zor imtihanmış ve hiçbişeyim kalmadı artık bu dünyada 1 ceset kadar yerim var der..Aslında arındığının farkında değildir.Sevdikleri uzaklaştırır,malı elinden alınır,sağlık elden gider,neye inanıyor güveniyor seviyorsa hepsi birer birer dökülür elden avuçtan..

Dua ediyor bu şahış diyor ki ; Allahım beni sana yaklaştır,beni seni yakınlardan eyle amin

ee duan kabul olmuş sirkeleniyorsun,kuru yapraklar dökülüyor..Sen istemedin mi Allaha yakın olmak ? - İstedim ama ben ne bileyim yolun böyle olduğunu Nasibin varmış demekki başına gelen musibetin altında büyük rahmet var TEFEKKÜR etmiyorsun..

Velhasıl kader yolun kıvrımlarıdır,Ezan okundu Hemen mi kılacak ? 1.5 saat sonra mı ? 3 saat sonra mı ? Bekle bakalım bekleyebiliyo musun ? bekliyorsun..Demekki yol ayrımlarında kişi kendi adımları ile yürür kendi seçer,farkında olur olmaz..

Herkes kendi düşünüp kavrayabildiği ölçüde amel ve davranışta bulunur ve sonunda Hak ettiği ile karşılaşır - buluşur..

Belki bu konuyu açan kardeş buraya kadar bile senin için yazmadım he haberim yok hala kime yazıyom ama ben sana bi 6 sayfa göndereyim bu 6 sayfayı bastırmanı istiyorum..Bildiklerinide unutarak okumanı istiyorum.bu konuya yazdıklarını bile unut

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Geldik okuduk hocam. Allah razi olsun.
Oturmus bekliyordum. Kalktim geliyorum insaallah
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 25.03.21, 19:54
iron - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 11.08.20
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 456
Etiketlendiği Mesaj: 21 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Celcelutiye Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Soru: Neden Allah Teala (cc), ‘Amel ediniz. Aksi takdirde siz isyandan ötürü cezalandırılacaksınız’ buyurdu. Oysa bizim elimizde hiçbir şey yok, hepsi Allah (cc)’a aittir. Bu durumda biz nasıl kınanırız?

Kendi istidadımca cevap vereyim ;

Kader ; Seyrü sülüğünde yol ayrımları,köşe başlarına verilen isim Şüphesiz ki herşey kaderle tayin edildi..

Örnek verelim mesele kolaylaşsın..

Misal benim 40 yaşında başıma gelecek bir olay kader ile yazıldı.40 yaşımda o olay başıma gelecek diyelim..

Musibetten günler önce önüme yüzlerce dilenci çıktı,hepsini görmezden geldim..O olay gelir başıma olacağı vardı der geçerim.

Diğer taraftan Allah nasip etti ya başladım sadaka vermeye,elimdekini tutmayı sevmiyorum dağıtmayı seviyorum ya kendimden çok insanları düşünür oldum onlara verir oldum.

Sadaka neydi ? Kaza bela musibet ve şerrin def'i için pek mühim bi amel..

Ben dilencileride Allahın karşıma çıkarttığını anlamadım görmezden geldim hepsini,o gün geldi çattı musibet denk geldi.. O günede hamd edicez ama çözümü zaten gözümüzün önünde biz görmedik,tefekkür etmedik!..hiç durup düşünmedik,aldık elimize telefonu facebookta sayfayı aşağıya kaydırıp gezinmeye devam ettik..Biraz siyaset yaptık biraz ülke ekonomisi gafletimizi biraz daha derinleştirdik ama aslında çözüm hep göz önündeydi..

Gelelim misal hastalık konusuna ; 1 Allahı memnun edicek amelin olur Allah sebepler ile karşına ilacını çıkartır,Kişinin iyileşmesi murad edilmiştir ya onlarca insan farklı seçenek ile gelir. Hastalığı verdi ama devasınıda yolladı. Kişi burda genelde diyor ki doktor ne derse o

Allah yardımını kulları üzerinden yaptığını ne söylemeye söyleyebiliyoruz insanlara ne anlatmaya anlatabiliyoruz..

ee hastalık geldi,yan komşu ilaç getirdi ama kişi kabul etmedi.Doktorum izin vermez dedi,gerekli araştırmayı bile yapmadı..

Kaderde hasta olup çekmek vardı napalım.. Ya hu önüne defalarca farklı kollardan geldi devan sen görmüyosun diye kaderciyim ben deme şimdi

Gelelim rızık mevzuna, 2 çeşit imtihan vardır Ya darlık vardır ya bolluk ikiside imtihandır..Allah rızka kefildir ama yeterince aramıyoruz diyebilirim ben size,parmağa zikirmatik takip duayı yapıp evde birazda sağa biraz sola yatıp rızkın üzerimize gelmesini bekliyoruz.Kaçak dövüşüyoruz.. Herkes 5 vakit namazı öğütler birbirine çokta güzel yapar ama ben daha kimsenin birbirine zekatı hatırlattığını görmedim ? Namaz gibi zekatta farz değil mi ?

Zekatta vermeye kıyamadığımız paracuklar ; bozulan ev eşyaları,yapılan kazalar,sebepsiz yere bi anda ortaya çıkan masraflar ile yine elimizden çıkıyor..

ee ne diyecez, Allah bu kadar rızık tayin etti bize,zekatıda sonra hallederiz Kaç kere zekatı teslim edicek kişiyi yana döne kaçımız aradı da sonra rızık problemi çekti ? Neyse açıklamamız hazır nasıl olsa biz kaçak dövüşcüleriz ; Nasip.. der geçeriz

Bunları niye yazdım haberim yok,biri gelip okuyacak herhalde

Konuya dönelim ; Madem kaderde herşey yazılı biz bu ceset ile ne uğraşıyoruz ?

Yaratılma gayemiz nedir ? İmanı Billah , Marifetullah..

İman etmek için yaratıldık
Marifetullah; Allahı tanımak için yaratıldık..

Bu yolda çeşitli mengelere girer,çeşitli şekilde törpülenirsin..Kişi buna ne zor imtihanmış ve hiçbişeyim kalmadı artık bu dünyada 1 ceset kadar yerim var der..Aslında arındığının farkında değildir.Sevdikleri uzaklaştırır,malı elinden alınır,sağlık elden gider,neye inanıyor güveniyor seviyorsa hepsi birer birer dökülür elden avuçtan..

Dua ediyor bu şahış diyor ki ; Allahım beni sana yaklaştır,beni seni yakınlardan eyle amin

ee duan kabul olmuş sirkeleniyorsun,kuru yapraklar dökülüyor..Sen istemedin mi Allaha yakın olmak ? - İstedim ama ben ne bileyim yolun böyle olduğunu Nasibin varmış demekki başına gelen musibetin altında büyük rahmet var TEFEKKÜR etmiyorsun..

Velhasıl kader yolun kıvrımlarıdır,Ezan okundu Hemen mi kılacak ? 1.5 saat sonra mı ? 3 saat sonra mı ? Bekle bakalım bekleyebiliyo musun ? bekliyorsun..Demekki yol ayrımlarında kişi kendi adımları ile yürür kendi seçer,farkında olur olmaz..

Herkes kendi düşünüp kavrayabildiği ölçüde amel ve davranışta bulunur ve sonunda Hak ettiği ile karşılaşır - buluşur..

Belki bu konuyu açan kardeş buraya kadar bile senin için yazmadım he haberim yok hala kime yazıyom ama ben sana bi 6 sayfa göndereyim bu 6 sayfayı bastırmanı istiyorum..Bildiklerinide unutarak okumanı istiyorum.bu konuya yazdıklarını bile unut

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Paylaştığınız ekteki dosyayi okuyunca En-el Hak düştü aklıma. Hallaci mansurla tanıştım tabii.
Pek cok konuda öz olusturan bir icerik. Bir derleme olarak baktim. Ama ağır bir icerik oldugunu da kabul etmek lazim.
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 25.03.21, 19:58
iron - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 11.08.20
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 456
Etiketlendiği Mesaj: 21 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
cennet6666 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
O’nun fiillerinden biri, ikinci fiilinin sevgisi cihetine sarfedilmesine sebep olur. Bu bakımdan her durumda şükür O’nundur. Sen ise, şükredicilikle nitelendirilmişsin; yani şükrün kendisinden ibaret olan mananın merkezisin. Yoksa sen şükrü var edici değilsin. Nitekim sen arif ve alim olmakla vasıflandırılmışsın, fakat ilmin yaratanı ve mucidi olarak değil! Ancak onun merkezi olmak bakımından alimsin. Oysa o ilim, ezeli kudret vasıtasıyla sende mevcut olmuştur. Öyleyse senin kendini şükredici diye nitelendirmen, kendinin ‘şeyhliğini’ ispat etmendir. Oysa sen de şeysin; zira eşyanın yaratıcısı seni şey kılmıştır. Sen, sen olmak hasebiyle birşey değilsin; yani sen aslında hiçsin. Eşyayı eşya kılan zata bakmak açısından, sen bir şeysin; zira O, seni şey olarak kılmıştır. Eğer O, seni bir şey olarak kılmasaydı sen kesinlikle lâ şey (hiç) olurdun. Hz.Peygamber (sav) bu hakikate şöyle demek suretiyle işaret etmiştir:

- Amel ediniz! Zira herkes ne için yaratılmış ise o hususta muvaffak olur.

Hz.Peygamber (sav) bu sözü ‘Ey Allah’ın Rasulü! Madem daha önce herşey Allah Teala (cc) tarafından yaratılmış, bitmiştir, o halde amel etmek ne demektir? denildiği zaman söylemiştir.

Böylece anlaşıldı ki insan, ilahi kudretin mecrası ve fiillerinin merkezidir. Her ne kadar insanlar da Allah (cc)’ın fiillerinden iseler de durum böyledir. Fakat O’nun fiillerinden bazısı bazısının merkezidir. Hz.Peygamber’in (sav) ‘amel ediniz!’ sözü, her ne kadar Hz.Peygamber (sav)’in dilinden ise de Allah (cc)’ın fiillerinden bir fiildir. O, halkın ‘amelin faydalı olduğunu’ bilmelerinin sebebidir. Halkın ilmi ise, Allah (cc)’ın fiillerinden bir fiildir. İlim, ibadete teşvikin sebebidir. ‘Teşvik’ de Allah (cc)’ın fiillerindendir. Fakat Allah (cc)’ın fiillerinin bazısı bazısının sebebidir; yani birincisi ikincisinin şartıdır. Nitekim cismin yaratılışının arazın (renk gibi) yaratılışının sebebi olduğu gibi; zira araz, cisimden önce yaratılmaz. Hayatın yaratılışı ilmin yaratılışının şartıdır. İlmin yaratılışı, iradenin yaratılışının şartıdır. Şart olmasının manası şu demektir: Hayat fiilini sadece cevher kabul etmeye müsaittir. İlmin kabulüne ancak hayat sahibi müsaittir. İradenin kabulü için, ancak ilim sahibi müsaittir. Bu bakımdan fiillerinin bazısı, bazısının mucidi anlamında değil, bu mana ile bazısı bazısının sebebi olur. Bazısı, diğerinin var olmasının şartını hazırlar. Bu tahakkuk ettiği zaman insan, bizim daha önce zikrettiğimiz ‘Tevhid’ derecesine yükselir.

Soru: Neden Allah Teala (cc), ‘Amel ediniz. Aksi takdirde siz isyandan ötürü cezalandırılacaksınız’ buyurdu. Oysa bizim elimizde hiçbir şey yok, hepsi Allah (cc)’a aittir. Bu durumda biz nasıl kınanırız?

Cevap: Bu sözün Allah (cc)’tan sadır olması, bizde bir itikadın var olmasının sebebidir. İtikad da korku ve heyecanın sebebidir. Korku ve heyecan, şehvetlerin terkinin ve aldanış yuvasından uzaklaşmanın sebebidir. Bu da Allah (cc)’ın komşuluğuna varmanın sebebidir. Allah (cc), sebeplerin yaratıcısı ve düzenleyicisidir. Bu bakımdan kime ezelde saadet yazılmış ise, ona bu sebepler kolaylaştırılır ki bu sebepler onu cennete götürsün! Bunun benzeri ‘Herkes ne için yaratılmış ise ona muvaffak olur, o onun için kolaylaştırılır cümlesiyle tabir edilir. Kime Allah (cc) tarafından hüsna (cennet) yazılmamış ise, o, Allah (cc)’ın kelamını, Hz.Peygamber (sav)’in ve alimlerin sözlerini dinlemekten uzaklaşır.

Dinlemediği zaman bilmez, bilmediği takdirde korkmaz. Korkmadığı takdirde dünyaya meyletmeyi terketmez. Dünyaya meyletmeyi terketmedikçe şeytanın hizbi içerisinde kalır. Muhakkak cehennem, onların hepsinin varış yeridir. Sen bunu bildiğin zaman, zincirlerle cennete doğru çekilen bir kavmin durumuna hayret edersin. Hiçbir kimse yoktur ki sebeplerin zincirleriyle cennete çekilmemiş olsun.. O da ilim ve korkunun ona musallat kılınmasıdır. Hiçbir mahrum yoktur ki zincirlerle cehenneme doğru çekilmemiş olsun. O da gafletin, azaptan emin olmanın ve aldanmanın kendisine musallat kılınmasıdır. O halde muttakîler cebren cennete doğru sevkolunurlar. Mücrimler de kahren cehenneme doğru çekilirler. Kahredici, ancak bir ve kahhâr olan Allah'tır. Melik ve cebbar olan Allah'tan başka âdil de yoktur. Ne zaman gafillerin gözlerinden perde kaldırılırsa, işin böyle olduğunu görürler. O zaman dellâlın çağırmasını duyarlar:

Kimindir mülk bugün? Kahhâr (her şeye galip olan) ve tek Allah'ın. (Mü'min, Gafir/16)

Oysa mülk sadece o gün değil, her zaman Kahhâr ve bir olan Allah'ın mülkü idi. Fakat gafiller, ancak o gün bu çağrıyı duyarlar. O çağrı, gafiller için yenilenen hallerin keşfinden haber vermektir. Ama o gün keşfin bir fayda sağlamadığı bir gündür. Cehalet ve körlükten, halîm ve kerîm olan Allah'a sığınırız. Çünkü helâk sebeplerinin kökü cehalet ve körlüktür.



Kaynak : İhya-u Ulumiddin - İmam Gazali
Imam gazali den paylasimlariniz cok hos. Şuan eser uzerinde calisiyorum. Yeni paylasimlarda cilt ve bab belirtirseniz uzerinde de talim etmek beni sevindiirir.
Allah razi olsun. Degerli bir paylasim ve eser
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 25.03.21, 20:07
 
Üyelik tarihi: 27.02.21
Bulunduğu yer: gökler de...
Mesajlar: 487
Etiketlendiği Mesaj: 32 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
iron Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Imam gazali den paylasimlariniz cok hos. Şuan eser uzerinde calisiyorum. Yeni paylasimlarda cilt ve bab belirtirseniz uzerinde de talim etmek beni sevindiirir.
Allah razi olsun. Degerli bir paylasim ve eser
selamun aleyküm kardeşim,tabiki seve seve,henüz eve geçmedim,iş yerindeyim,okadar çok eseri var ki okumalara doymadığım sana özelden mesaj olarak eserlerini atarım,öncelikle aklıma gelen eserlerinden ikisi,ihyau ulumiddin birde kimyayı saadet kesinlikle tavsiye ederim kıymetli eserlerinden ikisi aklıma gelen,kafada bilgi çok olunca,kusura bakma kardeşim,selametle...
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 04.04.21, 03:25
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 07.06.16
Bulunduğu yer: Tr
Mesajlar: 612
Etiketlendiği Mesaj: 7 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Celcelutiye Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Soru: Neden Allah Teala (cc), ‘Amel ediniz. Aksi takdirde siz isyandan ötürü cezalandırılacaksınız’ buyurdu. Oysa bizim elimizde hiçbir şey yok, hepsi Allah (cc)’a aittir. Bu durumda biz nasıl kınanırız?

Kendi istidadımca cevap vereyim ;

Kader ; Seyrü sülüğünde yol ayrımları,köşe başlarına verilen isim Şüphesiz ki herşey kaderle tayin edildi..

Örnek verelim mesele kolaylaşsın..

Misal benim 40 yaşında başıma gelecek bir olay kader ile yazıldı.40 yaşımda o olay başıma gelecek diyelim..

Musibetten günler önce önüme yüzlerce dilenci çıktı,hepsini görmezden geldim..O olay gelir başıma olacağı vardı der geçerim.

Diğer taraftan Allah nasip etti ya başladım sadaka vermeye,elimdekini tutmayı sevmiyorum dağıtmayı seviyorum ya kendimden çok insanları düşünür oldum onlara verir oldum.

Sadaka neydi ? Kaza bela musibet ve şerrin def'i için pek mühim bi amel..

Ben dilencileride Allahın karşıma çıkarttığını anlamadım görmezden geldim hepsini,o gün geldi çattı musibet denk geldi.. O günede hamd edicez ama çözümü zaten gözümüzün önünde biz görmedik,tefekkür etmedik!..hiç durup düşünmedik,aldık elimize telefonu facebookta sayfayı aşağıya kaydırıp gezinmeye devam ettik..Biraz siyaset yaptık biraz ülke ekonomisi gafletimizi biraz daha derinleştirdik ama aslında çözüm hep göz önündeydi..

Gelelim misal hastalık konusuna ; 1 Allahı memnun edicek amelin olur Allah sebepler ile karşına ilacını çıkartır,Kişinin iyileşmesi murad edilmiştir ya onlarca insan farklı seçenek ile gelir. Hastalığı verdi ama devasınıda yolladı. Kişi burda genelde diyor ki doktor ne derse o

Allah yardımını kulları üzerinden yaptığını ne söylemeye söyleyebiliyoruz insanlara ne anlatmaya anlatabiliyoruz..

ee hastalık geldi,yan komşu ilaç getirdi ama kişi kabul etmedi.Doktorum izin vermez dedi,gerekli araştırmayı bile yapmadı..

Kaderde hasta olup çekmek vardı napalım.. Ya hu önüne defalarca farklı kollardan geldi devan sen görmüyosun diye kaderciyim ben deme şimdi

Gelelim rızık mevzuna, 2 çeşit imtihan vardır Ya darlık vardır ya bolluk ikiside imtihandır..Allah rızka kefildir ama yeterince aramıyoruz diyebilirim ben size,parmağa zikirmatik takip duayı yapıp evde birazda sağa biraz sola yatıp rızkın üzerimize gelmesini bekliyoruz.Kaçak dövüşüyoruz.. Herkes 5 vakit namazı öğütler birbirine çokta güzel yapar ama ben daha kimsenin birbirine zekatı hatırlattığını görmedim ? Namaz gibi zekatta farz değil mi ?

Zekatta vermeye kıyamadığımız paracuklar ; bozulan ev eşyaları,yapılan kazalar,sebepsiz yere bi anda ortaya çıkan masraflar ile yine elimizden çıkıyor..

ee ne diyecez, Allah bu kadar rızık tayin etti bize,zekatıda sonra hallederiz Kaç kere zekatı teslim edicek kişiyi yana döne kaçımız aradı da sonra rızık problemi çekti ? Neyse açıklamamız hazır nasıl olsa biz kaçak dövüşcüleriz ; Nasip.. der geçeriz

Bunları niye yazdım haberim yok,biri gelip okuyacak herhalde

Konuya dönelim ; Madem kaderde herşey yazılı biz bu ceset ile ne uğraşıyoruz ?

Yaratılma gayemiz nedir ? İmanı Billah , Marifetullah..

İman etmek için yaratıldık
Marifetullah; Allahı tanımak için yaratıldık..

Bu yolda çeşitli mengelere girer,çeşitli şekilde törpülenirsin..Kişi buna ne zor imtihanmış ve hiçbişeyim kalmadı artık bu dünyada 1 ceset kadar yerim var der..Aslında arındığının farkında değildir.Sevdikleri uzaklaştırır,malı elinden alınır,sağlık elden gider,neye inanıyor güveniyor seviyorsa hepsi birer birer dökülür elden avuçtan..

Dua ediyor bu şahış diyor ki ; Allahım beni sana yaklaştır,beni seni yakınlardan eyle amin

ee duan kabul olmuş sirkeleniyorsun,kuru yapraklar dökülüyor..Sen istemedin mi Allaha yakın olmak ? - İstedim ama ben ne bileyim yolun böyle olduğunu Nasibin varmış demekki başına gelen musibetin altında büyük rahmet var TEFEKKÜR etmiyorsun..

Velhasıl kader yolun kıvrımlarıdır,Ezan okundu Hemen mi kılacak ? 1.5 saat sonra mı ? 3 saat sonra mı ? Bekle bakalım bekleyebiliyo musun ? bekliyorsun..Demekki yol ayrımlarında kişi kendi adımları ile yürür kendi seçer,farkında olur olmaz..

Herkes kendi düşünüp kavrayabildiği ölçüde amel ve davranışta bulunur ve sonunda Hak ettiği ile karşılaşır - buluşur..

Belki bu konuyu açan kardeş buraya kadar bile senin için yazmadım he haberim yok hala kime yazıyom ama ben sana bi 6 sayfa göndereyim bu 6 sayfayı bastırmanı istiyorum..Bildiklerinide unutarak okumanı istiyorum.bu konuya yazdıklarını bile unut

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Azizim bize aid ne var ki elimizden alınmış olsun. Her bir şey ruh dâhi emanet değil midir ki zamanını bekleriz. Tüm mülkün sadece bekçiliğini yapıyoruz ve dâhi imtihan ve dâhi başka nedenlerinden dolayı. Allah böyle diledi. Başımıza onca musibet adı verilmiş şeyler gelmesi isyan olursa uyarı var razı olmaz isyan eder isen kendine başka rab arasın diye. Peki neden gelir , kim daha güzel kulluk edecek bunun için yani kim kimden daha iyi amel edecek diye. Hani söz vermiş idik ruhlar aleminde sen bizim Rabbimizsin yalnız sana kulluk eder yalnız senden medet isteriz diye Fatiha suresi içinde geçen ibare. Öyleyse isbat edin bu da imtihanla mümkün. Peki neden böyle istemiş
Herşey bilinir iken neden , bununla alâkalı şu hadis e bakalım

Süraka İbnu Malik İbnu Cu`şem (ra) gelerek sordu: "Ey Allah`ın Resulü! Bize dinimizi açıkla. Sanki yeni yaratılmış gibiyiz. Şimdi amel ne husustadır: Kalemlerin
kuruduğu, miktarların kesinleştiği
şeylerde mi, yoksa istikbale ait şeylerde mi çalışacağız?" "Hayır
(istikbale ait şeylerde değil).
Bilakis kalemlerin kuruduğu,
miktarların cereyan ettiği
(kesinleştiği hususta!" buyurdular.
Süraka tekrar: "Öyleyse niye amel edelim (boşa zahmet
çekelim)?" diye sordu.
Aleyhissalatu vesselam: "Çalışın!
Herkes yaratıldığı şeye erecektir!
Herkes, (yazıldığı) ameliyle amil
olacaktır!" buyurdular.
Kütüb ü sitte 4833


Kimse bilmemektedir ne olacağını biz madem sorumluluk almışız dağlara teklif ettik sorumluluktan çekindi onu insan yüklendi ayetinde geçtiği üzere ve başka ayetlerde de geçtiği gibi insanın halife yani Yaratıcının temsilcisi olarak madem bulunuyoruz ve madem akıl nimeti ve hür irade var öyle ise sorumluluk sahibiyiz ve hesab vereceğiz. Ben gizli bir hazine idim bilinmek istedim mahlukatı yarattım denir Kudsi hadis de. Bunu insan veya diğer mahlukatlar bilecek ve bilinmesini sağlamak için çabalar. Hakikatte biz yokuz O var , biz bir bütünü oluşturan yapboz parçaları gibiyiz belki veya aynı çiçeğin tozuyuz.
Biz sadece onunla varız onunla olamaz isek yokuz.

---------- Post added 04.04.21 at 03:27 ----------

Alıntı:
cennet6666 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
O’nun fiillerinden biri, ikinci fiilinin sevgisi cihetine sarfedilmesine sebep olur. Bu bakımdan her durumda şükür O’nundur. Sen ise, şükredicilikle nitelendirilmişsin; yani şükrün kendisinden ibaret olan mananın merkezisin. Yoksa sen şükrü var edici değilsin. Nitekim sen arif ve alim olmakla vasıflandırılmışsın, fakat ilmin yaratanı ve mucidi olarak değil! Ancak onun merkezi olmak bakımından alimsin. Oysa o ilim, ezeli kudret vasıtasıyla sende mevcut olmuştur. Öyleyse senin kendini şükredici diye nitelendirmen, kendinin ‘şeyhliğini’ ispat etmendir. Oysa sen de şeysin; zira eşyanın yaratıcısı seni şey kılmıştır. Sen, sen olmak hasebiyle birşey değilsin; yani sen aslında hiçsin. Eşyayı eşya kılan zata bakmak açısından, sen bir şeysin; zira O, seni şey olarak kılmıştır. Eğer O, seni bir şey olarak kılmasaydı sen kesinlikle lâ şey (hiç) olurdun. Hz.Peygamber (sav) bu hakikate şöyle demek suretiyle işaret etmiştir:

- Amel ediniz! Zira herkes ne için yaratılmış ise o hususta muvaffak olur.

Hz.Peygamber (sav) bu sözü ‘Ey Allah’ın Rasulü! Madem daha önce herşey Allah Teala (cc) tarafından yaratılmış, bitmiştir, o halde amel etmek ne demektir? denildiği zaman söylemiştir.

Böylece anlaşıldı ki insan, ilahi kudretin mecrası ve fiillerinin merkezidir. Her ne kadar insanlar da Allah (cc)’ın fiillerinden iseler de durum böyledir. Fakat O’nun fiillerinden bazısı bazısının merkezidir. Hz.Peygamber’in (sav) ‘amel ediniz!’ sözü, her ne kadar Hz.Peygamber (sav)’in dilinden ise de Allah (cc)’ın fiillerinden bir fiildir. O, halkın ‘amelin faydalı olduğunu’ bilmelerinin sebebidir. Halkın ilmi ise, Allah (cc)’ın fiillerinden bir fiildir. İlim, ibadete teşvikin sebebidir. ‘Teşvik’ de Allah (cc)’ın fiillerindendir. Fakat Allah (cc)’ın fiillerinin bazısı bazısının sebebidir; yani birincisi ikincisinin şartıdır. Nitekim cismin yaratılışının arazın (renk gibi) yaratılışının sebebi olduğu gibi; zira araz, cisimden önce yaratılmaz. Hayatın yaratılışı ilmin yaratılışının şartıdır. İlmin yaratılışı, iradenin yaratılışının şartıdır. Şart olmasının manası şu demektir: Hayat fiilini sadece cevher kabul etmeye müsaittir. İlmin kabulüne ancak hayat sahibi müsaittir. İradenin kabulü için, ancak ilim sahibi müsaittir. Bu bakımdan fiillerinin bazısı, bazısının mucidi anlamında değil, bu mana ile bazısı bazısının sebebi olur. Bazısı, diğerinin var olmasının şartını hazırlar. Bu tahakkuk ettiği zaman insan, bizim daha önce zikrettiğimiz ‘Tevhid’ derecesine yükselir.

Soru: Neden Allah Teala (cc), ‘Amel ediniz. Aksi takdirde siz isyandan ötürü cezalandırılacaksınız’ buyurdu. Oysa bizim elimizde hiçbir şey yok, hepsi Allah (cc)’a aittir. Bu durumda biz nasıl kınanırız?

Cevap: Bu sözün Allah (cc)’tan sadır olması, bizde bir itikadın var olmasının sebebidir. İtikad da korku ve heyecanın sebebidir. Korku ve heyecan, şehvetlerin terkinin ve aldanış yuvasından uzaklaşmanın sebebidir. Bu da Allah (cc)’ın komşuluğuna varmanın sebebidir. Allah (cc), sebeplerin yaratıcısı ve düzenleyicisidir. Bu bakımdan kime ezelde saadet yazılmış ise, ona bu sebepler kolaylaştırılır ki bu sebepler onu cennete götürsün! Bunun benzeri ‘Herkes ne için yaratılmış ise ona muvaffak olur, o onun için kolaylaştırılır cümlesiyle tabir edilir. Kime Allah (cc) tarafından hüsna (cennet) yazılmamış ise, o, Allah (cc)’ın kelamını, Hz.Peygamber (sav)’in ve alimlerin sözlerini dinlemekten uzaklaşır.

Dinlemediği zaman bilmez, bilmediği takdirde korkmaz. Korkmadığı takdirde dünyaya meyletmeyi terketmez. Dünyaya meyletmeyi terketmedikçe şeytanın hizbi içerisinde kalır. Muhakkak cehennem, onların hepsinin varış yeridir. Sen bunu bildiğin zaman, zincirlerle cennete doğru çekilen bir kavmin durumuna hayret edersin. Hiçbir kimse yoktur ki sebeplerin zincirleriyle cennete çekilmemiş olsun.. O da ilim ve korkunun ona musallat kılınmasıdır. Hiçbir mahrum yoktur ki zincirlerle cehenneme doğru çekilmemiş olsun. O da gafletin, azaptan emin olmanın ve aldanmanın kendisine musallat kılınmasıdır. O halde muttakîler cebren cennete doğru sevkolunurlar. Mücrimler de kahren cehenneme doğru çekilirler. Kahredici, ancak bir ve kahhâr olan Allah'tır. Melik ve cebbar olan Allah'tan başka âdil de yoktur. Ne zaman gafillerin gözlerinden perde kaldırılırsa, işin böyle olduğunu görürler. O zaman dellâlın çağırmasını duyarlar:

Kimindir mülk bugün? Kahhâr (her şeye galip olan) ve tek Allah'ın. (Mü'min, Gafir/16)

Oysa mülk sadece o gün değil, her zaman Kahhâr ve bir olan Allah'ın mülkü idi. Fakat gafiller, ancak o gün bu çağrıyı duyarlar. O çağrı, gafiller için yenilenen hallerin keşfinden haber vermektir. Ama o gün keşfin bir fayda sağlamadığı bir gündür. Cehalet ve körlükten, halîm ve kerîm olan Allah'a sığınırız. Çünkü helâk sebeplerinin kökü cehalet ve körlüktür.



Kaynak : İhya-u Ulumiddin - İmam Gazali

Güzel açıklama gerçekten good
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Mevlananin Esrarengiz Sırrı (Mezar Odasının Sırrı) SiLence Gizemli Olaylar ve Mekanlar 13 13.12.23 06:01
kaderin kaza olarak zuhur etmesi... ayhan571 Tasavvuf Sohbetleri 0 23.03.21 10:30
6 ismin sırrı (6 Esmanın Sırrı) Sadi Vefk & Tılsım 9 02.10.20 06:35
Çocuklar istismara uğruyor bebek yaşta bu onların kaderin de mi ? Nun Sorularınız 2 16.08.18 00:13


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 15:21.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147