#1
|
||||
|
||||
Çok Zikredenler Kimlerdir?
Allah Tealâ Hazretleri şöyle buyurmuştur:
"Bütün müslim erkekler ve müslim kadınlar, mümin erkekler ve mümin kadınlar, ibâdete devamlı erkekler ve kadınlar, sadık erkekler ve sadık kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, mütevazı erkekler ve mütevâzi kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve kadınlar, Allah'ı zikreden erkekler ve kadınlar... (işte) Allah bunlara büyük bir mağfiret ve mükafat hazırlamıştır." - Ebû Hüreyre'den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre Resûlüllah (Sallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Müferridûn (her hallerinde Allah'ı zikredenler), öne geçmişlerdir." Sahabîler dediler ki, müferridûn kimlerdir? ya Resûlallah? Resûlüllah: "Allah'ı çok zikreden erkekler ve kadınlardır." buyurdu. Bil ki, yukarda geçen Ahzab sûresinin 35. ayeti kerimesinin anlamı üzerinde, bu kitab sahibinin önemle durması gerekir. Bunun manasının tefsirinde ihtilâfa düşülmüştür. İmam Ebu'l-Hasen, İbni Abbas'dan (Radıyallahu Anhüma) rivayetinde der ki, Allah'ı zikirden murad, namazlar sonunda, sabah ve akşam, yataklarda, uykudan her uyarımca, evden sabah çıkıp akşam dönüşte Allah'ı zikredenlerdir. Mücahid de şöyle demiştir: Bir kimse, ayakta iken, otururken ve yatarken Allah'ı anmadıkça "Allah'ı çok zikreden erkeklerden ve kadınlardan" olmaz. Atâ' demiştir ki, beş vakit namazların haklarını gözeterek onları kılan kimse, "Allah'ı çok zikreden erkekler ve kadınlar" hükmüne girer. -Ebû Saîd El-Hudrî (Radıyallahu Anh) hadîsinde, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğu varid olmuştur: "Bir adam, geceleyin hanımını uyandırıpta beraber iki rekât namaz kılsalar (yahud herbiri iki rekât namaz kilsa şeklinde ravinin şekki vardır), Allah'ı çok zikreden erkekler ve kadınlar arasına yazılırlar."Bu, meşhur bir hadîstir.” Büyük İmam Ebû Amr ibni's-Salah'dan (Allah ona rahmet etsin) soruldu ki, Allah'ı çok zikreden erkekler ve kadınlardan olmanın miktarı nedir? Dedi ki: "Peygamberden sabit olan zikirleri, sabah-akşam, gece-gündüz, değişik .durumlarda ve bütün vakitlerde devam etmektir. Bu zikirler de, hadîs kitabIarının özel bölümlerinde "Gece ve gündüz yapılacak zikir ve dualar" başlıkları altında toplanmıştır. Bunlara devam edenler, "Allah'ı çok zikreden erkekler ve kadınlar" dan olurlar; daha doğrusunu Allah bilir. ---------- Post added 02.07.20 at 22:05 ---------- Zikirden Maksad Kalbin Huzurudur Zikirden maksad, kalbin huzurudur (kimin huzurunda ne yaptığını bilmesidir). O halde zikir yapanın maksadı bu olmalı ve bunu elde etmeye düşkün bulunması gerekir. Zikir sözlerinin mânâ ve lafızları üzerinde düşünmeli ve mânâsını anlamalıdır. Kur'an okumakta mânâyi anlamak gerekli olduğu gibi, zikirde de bu gereklidir; çünkü ikisi de maksud olan ibâdet manasında müşterektirler. Bundan dolayı sahîh olan muhtar mezhebde, zikir yapan kimsenin "Lâ İlahe İllallah "daki "Lâ" yi uzatması müstahab kabul edilmiştir; çünkü burada mânâyı düşünmek vardır. (Hayır, hayır, asla... Allah'dan başka ibâdet edilecek bir ilâh yoktur, şeklinde düşünülüp bilinmelidir.) Allah daha iyisini bilir. ---------- Post added 02.07.20 at 22:07 ---------- Belli Bir Vakte Bağlı Olmaksızın Yapılan Zikrin Fazileti Hakkındaki Deliller Allah Tealâ şöyle buyurmuştur: "Kulun Allah'ı zikretmesi, diğer her şeyden daha büyüktür. " "İbâdetle beni zikredin, ben de size sevabım vereyim." "O Yûnus (peygamber) eğer tesbîh edenlerden olmasaydı, insanların öldükten sonra dirileceği (kıyamet) gününe kadar balığın karnında bekliyecekti." "(Melekler) gece gündüz (Allah'ı) tesbîh ederler, bıkmazlar. " "Allah'ı zikir her şeyden daha büyüktür." mealindeki âyeti kerimeyi, müfessirler şu manalarla tefsir etmişlerdir: 1- "Kulun Allah'ı zikretmesi, diğer bütün şeylerden daha büyüktür ve daha faziletlidir." 2- Katâde (Radıyallahu Anh) demiştir ki, bunun mânâsı "Allah"m zikrinde daha faziletli bir şey yoktur." demektir. 3- İmam Ferra' ve İbni Kuteybe şu manayı vermişlerdir. "Allah'ı zikir, tesbîh ve tehlîldir. Bu da, kötü ve çirkin işlerden alı- . koyma bakımından en büyük şeydir." 4- İmam Vakıdî'nin naklettiğine göre, İbni Abbas (Radıyallahu An-hüma) şu mana ile tefsîr etmiştir: "Allah'ın seni zikretmesi (mükâfatlandırması), senin onu zikretmenden daha büyüktür." Bu tefsirlerden anlaşılıyor ki, zikrin iki yönü vardır. Birisi kulluk görevi bakımından esas olan zikirdir. Kul için, gerçek manada Allah'ı anıp onu yüceltmesinden daha büyük bir fazilet olamaz. Diğeri de, yapılan bu zikir karşısında Allah'ın vereceği mükâfattır ki, bundan daha büyük bir şey olamaz. Nitekim bir kudsî hadîste şöyle varid olmuştur: "Kulum beni, kendi nefsinde zikredince, ben de onu zâtımda zikrederim (onu, mükâfatlandırırım). Beni bir topluluk içinde zikrederse, ben de onu, kendilerinden daha hayırlı olan toplulukta (melekler topluluğunda) anarım." (Sarih ibni Allân'dan özet).
__________________
-Eğer duanız olmasa RABBİMİN katında ne ehemmiyetiniz var. -Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir;kaldı ki Allah birçoğunu da bağışlar. |
#2
|
||||
|
||||
Cabir b.Abdullah'dan (Radıyallahu Ânhüma rivayet edildiğine göre,
Cabir demiştir ki, Resûlüllah sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu işittim: Zikrin en faziletlisi, "Lâ ilahe illallah" (Allah'dan başka hiç bir ilâh yoktur), sözüdür." - Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyîe buyurmuştur: "Rabbını zikreden kimse ile O'nu zikretmeyenin durumu, ölü ile diri gibidir. " Zikir yapan insan, hayat nuru ile nurlanmış ve hayırlı işleri işlemeye güç kazanmıştır. İç alemi de manevî duygu ve hasletlerle aydınlaşmış haldedir. Zikirden mahrum olan kişi, haşarata yem olan ölü bir ceset gibidir. Hem duygusuzdur, hem de nursuzdur. - Sa'd b.Ebi Vakkas'dan )Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Bir Bedevi, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e gelip dedi ki, Bana söyleyeceğim bir söz öğret. (Buna cevaben Peygamber) buyurdu: "(Şunu) söyle: "Lâilâhe illallâhu vahdehû , lâ şerîke lehû, Aîiahu ekberu kebıra, velhamdü lillâhi kesîra, ve sübhânellâhi rabbi'l-âlemin. Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhi'l-azîzi'l-hakîm." (Allah'dan başka ilâh yoktur; yalnız O vardır. Allah'a çok hamd olsun, Alemlerin Rabbı olan Allah bütün noksanlıklardan münezzehtir. İbâdet etmekte güç ve günahtan sakınmada kuvvet ancak Azîz, Hakîm olan Allah iledir.)" A'rabî (Bedevi) dedi ki, bu sözler benim Rabbim içindir, benim için hangisi? (Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdu: "(Şunu) söyle: "Allâhümmeğfir lî verhamnî, vehdinî, verzuknî." (Allah'ım! Beni bağışla, bana merhamet et, bana hidâyet ver, bana rızık ver).
__________________
-Eğer duanız olmasa RABBİMİN katında ne ehemmiyetiniz var. -Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir;kaldı ki Allah birçoğunu da bağışlar. |
#3
|
|||
|
|||
Kurbağaları öldürmeyin ! Yaratılanlar içinde Allahı ondan daha fazla zikreden yoktur hadisi şerifini hatırlayın
|
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Kamil insanlar kimlerdir? | Skoda | Tasavvuf Sohbetleri | 0 | 08.07.22 02:13 |
Geylânî Hazretlerinin öğrencileri kimlerdir? | Kristal kristal | Sorularınız | 10 | 30.10.20 13:09 |
Beddiüzzaman Said Nursi nin Kardeşleri Kimlerdir | Yet80 | Tasavvuf Sohbetleri | 0 | 01.09.20 22:20 |
Allah-ın Rahmetinden Uzak Kişiler kimlerdir? | Havasokulu | ALLAH (c.c) | 10 | 04.01.19 23:02 |
Farmakologlar Kimlerdir?, Farmakolog Nedir? | SiLence | Sağlık | 1 | 18.04.17 12:58 |