Havas Okulu

Havas Okulu (https://www.havasokulu.com/)
-   Derin Konular & Beyin Fırtınası (https://www.havasokulu.com/derin-konular-beyin-firtinasi/)
-   -   Neden kalp gözü açılmıyor? Neden zengin olamıyoruz? (https://www.havasokulu.com/derin-konular-beyin-firtinasi/74752-neden-kalp-gozu-acilmiyor-neden-zengin-olamiyoruz.html)

Rahle 05.11.22 23:24

Neden kalp gözü açılmıyor? Neden zengin olamıyoruz?
 
Falanca duayı okuyan, zengin olur. Falanca duayı okuyanın, kalp gözü açılır." şeklinde izah edilen okumaları uygulayınca, neden kalp gözü açılmıyor? Neden zengin olamıyoruz?

Acaba mübalağa mı yapılıyor?

Bu soruları, bir dönem çok sorguladım. Madem bu kadar kolay, neden bunca insan maddi ya da manevi sorunlar yaşıyor?

Aslında söylenenler doğru, fakat yolu yordamı bu şekilde değil. Ruhaniyeti yüksek bir kimse, bahsedilen duaları okursa, sonuca çabucak ulaşabilir. Gözden kaçırılan asıl husus, okuma yapan kimsenin veri tabanında yer alan kayıtlarla ilgilidir.

Örneğin "EL VEHHAB" karşılıksız veren, hibe eden anlam yükünün kişinin veri tabanına uyum sağlama zorunluluğu vardır. Kişi ön yargıya dayalı bir biçimde hayat zor, kimse diğer kimseye menfaati olmadan yardım etmez. Ekmek aslanın ağzında diye kodlandığı vakit "EL VEHHAB" ismi şerifine karşı bir direnç gelişir. Dolayısıyla kişi, bu zikri şerifi belli sayı değerinde zikir ettiği vakit hayatı tepetaklak olur. Neden? "Yıllarca hayat çok zor, insanlar birbirlerine kazık atıyor.

Dürüst insan kalmamış" inancı kolaylık ve de hibeye karşı direnç gösterir. İlk anda zikrin anlam yüküyle çatışır, Bugüne kadar hep kandırıldım, aldandım" inancı Allah'ın kulundan kuluna tecelli edecek bu ismi şerifiyle kavgaya sürükler insanı.

Ve hakikaten o insanın hayatını incelediğiniz vakit, "EL VEHHAB" dedikçe hayatı karışır. "EL VEHHAB" dedikçe işleri tersine döner. Sıkışıklık var, ne bekliyor ne umuyoruz? Kayıtlar uyandı, alt kompleksler şişti, benlik sarsıldı. Ne bekliyordunuz? Her şeyin yoluna gireceğini, eskisinden daha iyi olacağını mı düşünüyorsunuz? Çok iyi niyetli, çok duygusal ve kaba bir bakış olur.

Kolay bir şeyden bahsetmiyoruz. Düşünsenize yıllarca kavga var, bir de genetik kayıtları hadisenin içine kattığımız vakit, işler daha karışık bir hal alabilir. Beyinlerimiz "KUANTUM BEYİN" kainatın tüm dalga boylarıyla birebir etkileşim içinde.

Zikir önce dirençleri ortaya çıkartır, ardına güncelleme ve daha sonra kişinin hayatında çekilen zikrin anlam yükü açılmaya başlar. Bu hadise, başlı başına bir denklem, çözülmesi gereken bir vakıadır. Her zikrin anlamı için yaptığımız bu açıklamalar, ayrı ayrı ele alınabilir.

Çekilen zikrin anlam yüküne gösterilen direnç, onun paralelinde başka bir zikirle yumuşatılıp, dirençler kırıldıktan sonradır tecelli alabilmek. Bu sebeple, kitaplarda söylendiği, anlatıldığı gibi olmaz.

Eymen Özdemir

BenBenMiyim 05.11.22 23:30

Direk Zengin Olsak Veya Her İsteyenin Kalp Gözü açılsa İmtihanın bir anlamı kalmazdı.Allah her şeyi bilir,birşey olmuyorsa veya olduysa Allahın bildiği vardır.Bu bizim İdrakimiz dışında olduğu için sorgularız.Kullarını Çok Seven Vedud Olan Allah,Kullarının için en hayırlısı neyse onu yaşatır.Bunları Düşünmek Yerine,Müslüman olduğumuz İçin,Allaha İman etmek Nasip olduğu için Allahı Çokça Tesbih,Hamd,Şükr etmemiz Övmemiz gerekir.

Nasimi 05.11.22 23:50

Ne güzel demiş.
"Nasip kadar güzel kelime var mı? Ne eminsin ne de ümitsiz. Ama senin için en iyisini bilene teslimsin."

Rahle 05.11.22 23:54

Alıntı:

Nasimi Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 507152)
Ne güzel demiş.
"Nasip kadar güzel kelime var mı?

Bu konuda en sevdiğim bir söz:

Derler ki̇;
Di̇l; "Nasi̇p değilmi̇ş" di̇ye söylese de,
Kalp; "Allah'tan ümi̇t kesi̇lmez" di̇ye atarmış.

Why 06.11.22 02:42

Alıntı:

Rahle Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 507146)
Falanca duayı okuyan, zengin olur. Falanca duayı okuyanın, kalp gözü açılır." şeklinde izah edilen okumaları uygulayınca, neden kalp gözü açılmıyor? Neden zengin olamıyoruz?

Acaba mübalağa mı yapılıyor?

Bu soruları, bir dönem çok sorguladım. Madem bu kadar kolay, neden bunca insan maddi ya da manevi sorunlar yaşıyor?

Aslında söylenenler doğru, fakat yolu yordamı bu şekilde değil. Ruhaniyeti yüksek bir kimse, bahsedilen duaları okursa, sonuca çabucak ulaşabilir. Gözden kaçırılan asıl husus, okuma yapan kimsenin veri tabanında yer alan kayıtlarla ilgilidir.

Örneğin "EL VEHHAB" karşılıksız veren, hibe eden anlam yükünün kişinin veri tabanına uyum sağlama zorunluluğu vardır. Kişi ön yargıya dayalı bir biçimde hayat zor, kimse diğer kimseye menfaati olmadan yardım etmez. Ekmek aslanın ağzında diye kodlandığı vakit "EL VEHHAB" ismi şerifine karşı bir direnç gelişir. Dolayısıyla kişi, bu zikri şerifi belli sayı değerinde zikir ettiği vakit hayatı tepetaklak olur. Neden? "Yıllarca hayat çok zor, insanlar birbirlerine kazık atıyor.

Dürüst insan kalmamış" inancı kolaylık ve de hibeye karşı direnç gösterir. İlk anda zikrin anlam yüküyle çatışır, Bugüne kadar hep kandırıldım, aldandım" inancı Allah'ın kulundan kuluna tecelli edecek bu ismi şerifiyle kavgaya sürükler insanı.

Ve hakikaten o insanın hayatını incelediğiniz vakit, "EL VEHHAB" dedikçe hayatı karışır. "EL VEHHAB" dedikçe işleri tersine döner. Sıkışıklık var, ne bekliyor ne umuyoruz? Kayıtlar uyandı, alt kompleksler şişti, benlik sarsıldı. Ne bekliyordunuz? Her şeyin yoluna gireceğini, eskisinden daha iyi olacağını mı düşünüyorsunuz? Çok iyi niyetli, çok duygusal ve kaba bir bakış olur.

Kolay bir şeyden bahsetmiyoruz. Düşünsenize yıllarca kavga var, bir de genetik kayıtları hadisenin içine kattığımız vakit, işler daha karışık bir hal alabilir. Beyinlerimiz "KUANTUM BEYİN" kainatın tüm dalga boylarıyla birebir etkileşim içinde.

Zikir önce dirençleri ortaya çıkartır, ardına güncelleme ve daha sonra kişinin hayatında çekilen zikrin anlam yükü açılmaya başlar. Bu hadise, başlı başına bir denklem, çözülmesi gereken bir vakıadır. Her zikrin anlamı için yaptığımız bu açıklamalar, ayrı ayrı ele alınabilir.

Çekilen zikrin anlam yüküne gösterilen direnç, onun paralelinde başka bir zikirle yumuşatılıp, dirençler kırıldıktan sonradır tecelli alabilmek. Bu sebeple, kitaplarda söylendiği, anlatıldığı gibi olmaz.

Eymen Özdemir

Paylaşımınızın içeriğine dem vuran Münir Derman Hazretlerinin bir yazısını okudum bugün tefavuk olsa gerek.

Esmâ'i İlâhiyenin zikri üç türlüdür.
Zikir, Hâlik'ı ceseden ve ruhan taleb etmektir.
Çok büyük bir ihsandır. Kullara...
“VELE ZIKRULLAH-U EKBER”...
1 -Kalben,
2 -Sırren,
3 -Fiilen,

1 -Kalben= Esmâ'i sükûn ve huzur içinde dil ile zikrile elde edilir.
2 -Sırren = Esmâ'da erimektir.
3 -Fiilen = ki en kıymetli zikirdir.

Zekât, sadaka “ER REZZÂK” Esmâsını fiilen zikirdir.
Hayvanlara nebatlara, düşkünlere ileri derecede şefkat ve merhamet duymak Er Rahîm ve Er Rahmân esmâlarının fiilî zikridir.
Muzır diye telâkki ettiğimiz hayvanlara bile bu şamildir.
Zâten Resûlü Ekrem fiilî zikrin tam kendisi idi...
Bu zikre giren büyük bir takayyudat altındadır.
Resûl'e abdestli bulunmak, yerde yatmak, teheccüd namazı kılmak, misvak kullanmak farzdı...
Fiilî zikir olmasa diğerleri bir şey ifade etmez...

“Ölmeden evvel ölmek”:
Fiilî olarak Esmâların esareti altında bulunmak onlardan ayrılmamak hasletine kavuşmak demektir...
Namazdaki zikir erkân ile olduğundan ve fiil hâlinde bulunduğundan Namaz mi’rac'tır.
Mi’rac bile hem ceseden ve hem ruhen olmuştur.
“Biabdihî Leylen”
Abîd; ne cesed, ne de ruh'tur. İkisi birlikte olduğu zamandır..
Fiilde ubudiyet sıfatı daima galiptir.
Onun için Cenab-ı Resûl Miraca ubudiyet mertebesinde kabul buyurulmuştur.
Ubudiyette ALLAH'ı “El Mütekebbir” esmâsıyla tesbih mevcuddur.
Cesedin fiilî hareketleri de, son dakikada cesedi inkâr, yalnız ALLAH'ın mevcudiyetini kavlen ve fiilen “LÂ İLÂHE İLLALLAH” demekle sona eriyor... Bu mübârek söz de fiilî bir harekettir ki bunu söylemekle cesed kendini kurtarıyor.
Son nefeste bunu söyleyenlerin cesedi azab görmez...
Ruhun hesabı ve azabı vardır...
Nefsi dizginlemek demek, fiilî hareketleri Esmâ yolunda yürütmek demektir...

Ruh teslim olunca cesedi bile fiilî hareketlere tabi’ tutarak gusl yaparlar ve cenaze namazı ile cesede hürmet edilerek, ikram-ı ilâhî ile cesed uğurlanır...
Mayası olan topraktan “HAYY” ile gelmiştir.
Rahmet-i İlâhiye'nin denizi olan toprağa terkedilir...
Temiz geldiğin toprağa hiç olmazsa cesedinle temiz gitmeğe uğraş!..
Fiilinde Esmâ bulunan cesedlerin bulunduğu toprağa “NÛR” iner...
Nûr inmesi cesedin fiilî zikrine bir ikram-ı İlâhi'dir...
Hayatta iken bu fiilî zikri tahakkuk ettirenin yüzünde “Nûr” tecellî eder.
ALLAH'ın makam olan kalbindekini işletsen bunların hepsi sende de var. Hem en mükemmel şekilde...
Bunları bulmak çok kolaydır.
Zor diyenler: Köyden büyük şehire tesadüfen gelmiş köpeklerin şaşırıp caddenin ortasında nereye gideceklerini düşünene benzer...
Settâr esmâsı örtücü demektir, örtü Kara Nûr ile olur...
Sırrı söylememek, Settâr esmâsının fiilî zikri'dir.
Setr-i avretin sebebi hikmeti Settâr esmâsının fiilî zikri'dir.
Kadın ve erkek Hubb-u İlahi'den uzaklaşma vesiylesi sonunda, cesedin tevbesini gusl ile yaparlar...
Bu da bir nev'i fiilî zikir'dir...
Bunun tekerrüründe cesedin utanmaması, yani sırrı saklaması için Setr-i avret emrolunur...
Burada Settâr esmâsının fiilî zikri mecburîdir.
Kadının çıplak gezmemesi fiilî zikrin Murad-ı ilâhî olduğundandır...
HAYY esmâsına tarla olan maddî cesedin örtülmesi fiilî zikrin mecburî oluşandandır...
İlâhi esmâların fiilî zikri mecburiyeti vardır.
Bir kısmının yoktur.
Bir kısmı da bambaşkadır.
Münir Derman (K.s)

Ozmo 22.10.23 02:31

Arkadaşlar öncelikle sabır ve zikire devam edilmeli şübhe etmemelisiniz yoksa başarıya ulaşamazsınız


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 00:51.

Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

HavasOkulu.Com


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147