Sistemin Sahipleri Kölelerden Razılar
 

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Humeyni Paris'in hemen dışındaki Neauphle-le-Chateau köyünde, bir Fransız askerî üssünün yakınlarında sürgündeydi. İran’daki mollaları Paris’ten yönetiyordu. İran devrimi olduğunda, 1979 yılında Fransa’dan İran’a geldi. Taliban’ı yok etme iddiasıyla Afganistan’ı işgal eden ABD ve koalisyon güçleri Afganistan’ı şeriatçı Taliban’a bırakıp gittiler. ABD’nin Ortadoğu’daki bir numaralı müttefiki: Vehhabi-Arap şeriatıyla yönetilen, demokrasinin D’sinin bile olmadığı diktatörlük Suudi Arabistan. Irak’ın ABD tarafından yıkılma ve yağmalanma gerekçesi ise; demokrasi! Münafık F. Gülen ve FETÖ’nün üst düzey yöneticileri 1999 yılından beri ABD’de yaşıyorlar. Kanunen yasak olmasına rağmen tarikatlar açık ve örgütleniyorlar. Kimsenin, hiçbir resmî merciinin karışmadığı/karışamadığı milyonlarca sofi ve şeyh var ve 365 gün şeriat propagandası yapıyorlar. SSCB’yi kuşatma ve Ortadoğu’yu şeriatçılara, Afganistan’ı da El Kaide ve Taliban’a teslim etme projesi olan Yeşil Kuşak Projesi’nin mimari, Osama Bin Ladin’i destekleyen ve El- Kaide’yi masa başında kuran isim 1977-1981 yılları arasında ABD Başkanı Jimmy Carter'ın Ulusal güvenlik yardımcılığını yapan ve Medeniyetler Çatışması tezini Alman Yahudi Samuel Huntington’la birlikte hazırlayan Siyonist Yahudi, CFR yöneticisi Zbigniew Brzezinski’ydi.

Siyonist Yahudi lobisi, masonlar, emperyalist toplum mühendisleri ve Batı Medeniyetine mensup ülkeler şeriatçılardan, onların varlıklarından ve faaliyetlerinden rahatsız olmazlar; çünkü aslında Kur’an’daki İslâm’a iman etmeyen gelenekçiler materyalist – Darwinist ve kapitalist sömürü düzeni için gerçek bir tehdit değildirler; gelenekçiler mevcut dünya sistemine karşı fikrî mücadele verecek fikrî donanımdan da yoksundurlar. Bu da Siyonist Yahudi lobisinin işine gelir ve şeriatçıları, gelenekçileri tepe tepe kullanırlar. Örneğin, İran devrimi hiçbir zaman bir manevî cazibe merkezi olmamış, materyalist dünyaya alternatif bir inanç sistemi sunamamış ve hiç kimse bu devrimden sonra İslâm’ı din olarak seçmemiştir. Bilâkis, İran devrimi Batı kamuoyundaki İslâmofobiyi pekiştirmiştir (İslâm’ı tenzih ederiz). Yani, temeli Kur’an’daki İslâm olmayan şeriatçılıktan ve gelenekçilikten Siyonistler ve emperyalist devletler razıdırlar. Siyonist Yahudi gerçek tehdidin ne olduğunu bilir. İslâm birliğinden bahsetmiyor ve materyalizme fikrî darbe indirmiyorsanız, siyaset de yapabilirsiniz, iktidar da olabilirsiniz, dergâhlar da kafa da sallayabilirsiniz, tekkede etek giyip dönebilirsiniz…Her şey serbest…

“Andolsun, insanlar içinde, mü'minlere en şiddetli düşman olarak Yahudileri ve müşrikleri bulursun. “

(Mâide Suresi 82. Ayet)