Havas Okulu

Havas Okulu (https://www.havasokulu.com/)
-   Hayat Dersleri & Hikayeler (https://www.havasokulu.com/hayat-dersleri-hikayeler/)
-   -   Ağaç Kabuklarını Yiyerek 42 Sene Ormanda Dünyadan Kopuk Bir Hayat Yaşayan Lykov (https://www.havasokulu.com/hayat-dersleri-hikayeler/59294-agac-kabuklarini-yiyerek-42-sene-ormanda-dunyadan-kopuk-bir-hayat-yasayan-lykov.html)

Kâf-u Nûn 06.02.21 14:48

Ağaç Kabuklarını Yiyerek 42 Sene Ormanda Dünyadan Kopuk Bir Hayat Yaşayan Lykov
 
Bir insan düşünün ki yıllarca yemek yerine ağaç kabukları yesin! Onlar Lykov ailesi ve hikayeleri ise filmlere konu olacak cinsten.. İşte Lykov Ailesinin hikayesi...6 kişilik bir aile düşünün. Eksi 40 dereceye düşen sıcaklıklara rağmen en yakın yerleşim yerine 250 kilometre mesafede bulunan bir ıssız ormanda tam 42 yıl boyunca toplumdan uzak.Bolşevik hükümetinden kaçarak ıssız bir tayga bölgesine yerleşen bir aile

Her şey ailenin babası olan Karp Lykov'un kardeşinin bir komünist devriyesi tarafından 1936 yılında haksız yere öldürülmesiyle başlıyor. Ailesini korumak isteyen Karp, karısı Akulina ve o zaman 9 yaşında olan Savin ve 2 yaşındaki Natalia ismindeki iki çocuğunu alarak Sibirya'nın güney batısında, Erinat Nehri kenarında ıssız bir tayga bölgesine yerleşiyor.Burayı yaşanması imkansız bir bölge yapan ise Moğolistan sınırına 100 kilometre mesafede ve en yakın yerleşim yerine 250 kilometre uzaklıkta ormanın içinde kuş uçmaz kervan geçmez bir bölge olması. Uzun Sibirya kışlarında sıcaklığın eksi kırk dereceye kadar düştüğünü de unutmamak gerekiyor.Uzun ve çetin Sibirya kışları tüm besin kaynaklarını yok ediyor

Şehirden ıssız bir ormana kaçan Lykov ailesini burada zor günler bekliyor tahmin edebileceğiniz gibi. Karınlarını doyurmak için ormanda avlanmaları gerekirken yanlarında hiç av silahı yok mesela. Her şeyi doğadan elleriyle yapmak zorundalar. Buna rağmen bu ormanda avlanmak sandıklarından çok zor ve Lykov ailesinin bir yıl boyunca hiç et tüketmeden yaşadıklarını dönemler de olmuş.Asıl besin kaynakları ise kulübelerinin önünde yaz aylarında yetiştirdikleri patates ve çavdar. Ancak 1961 yılının Haziran ayında Sibirya'ya kar yağması bütün planlarını bozuyor ve ektikleri tüm ürünler donla birlikte mahvoluyor.Ayakkabılarını, huş ağaçlarının kabuklarını yiyorlar ama kendi yemek yemeyip çocuklarını besleyen anne Lykov ölüyor

Donla birlikte Lykov ailesinin gerçek açlıkla mücadelesi başlıyor. Bu arada geçen zaman içinde ailenin iki çocuğu daha olduğunu ve ailenin nüfusunun 6 kişiye çıktığını da söylememizde fayda var.Açlıktan ölmemek için ayakkabılarını ve ormandaki huş ağacı kabuklarını yiyerek hayatta kalmaya çalışan aile bu zor günlerde ilk kaybını veriyor ve çocuklarını beslemek için kendi yemek yemeyen anne Akulina Lykov açlıktan ölüyor.Kıyafetleri de doğadan

Lykov ailesinin tek mücadelesi besin bulmakla sınırlı değil. Zira yıllar içinde üstlerindeki giysiler parçalanıyor ve giysilerini de doğadan yapmak zorunda kalıyorlar. Zira Sibirya soğuğuna dayanmak hiç de kolay değil. Bu yüzden barınma ve giysi en önemli ihtiyaçlarından.Aile yanlarında getirdikleri çıkrık yardımıyla kendi yetiştirdikleri otlardan kıyafetler yapıyorlar. Ayakkabıları ise huş ağacı kabuklarından...1961 yılındaki annelerini kaybetmelerine yol açan dondan sonra bir mucize oluyor ve kulübelerinin içinde buldukları tek bir çavdar tohumu sayesinde hayata tutunuyorlar. Bu tohumu soğuktan ve farelerden özenle koruyup filizlendirmeyi başarıyorlar ve böylelikle açlıktan ölmekten kurtuluyorlar.42 yılın ardından jeologlar tarafından bulunuyorlar

Aradan yıllar yıllar geçiyor ve 1978 yılında yani Lykov ailesi taygaya ilk geldiklerinden 42 yıl sonra 4 jeolog onları tesadüfen buluyor. Helikopterleri için uygun bir iniş yeri arayan bilim insanları bu ıssız bucaksız yerin ortasında bir kulübe ve ekilmiş bir tarla görünce doğal olarak meraklanıyor. Jeologlar ardından kulübeye yaklaşarak Lykov ailesini buluyor. Bu ailenin 42 yıldan sonra başka insanlarla iletişime geçtiği ilk an. Özellikle ailenin kadınları bilim insanlarını görünce çok korkuyor. Jeologlar onlara dost olduklarını kanıtlamak için aile bireylerine çay, ekmek ve reçel ikram ediyor. Artık çok yaşlı bir adam olan ailenin babası hatta "Ben ekmek gördüm ama onlar hiç görmedi" diyor; zira aile üyelerinin ekmeği gördüğündeki şaşkınlıkları çok büyük."Tuzsuz geçen bu 42 yıl tam bir eziyetti"

Kendilerine verilen hediyelerden ise aileyi en çok sevindiren tuz oluyor; tuzun tadını şehirdeki hayatından bilen baba Karp, tuzsuz geçen bu 42 yılın tam bir eziyet olduğunu söylüyor.Jeologlar Karp ve ailesiyle konuştukça farklı şeyler de ortaya çıkıyor. Mesela II. Dünya Savaşı olduğundan haberleri yok; insanın Ay'a ayak basmış olduğu söylendiğinde ise buna asla inanmıyorlar. Dış dünyadan öyle izole, dış dünyaya o kadar yabancılar...Ailenin en küçüğü olan 75 yaşındaki Agafia hala taygada tek başına yaşıyor

Bilim insanları aileyi modern dünyaya dönmek için ikna etmeye çalışıyor; onlar ise bunu şiddetle reddediyor ve taygada mutlu olduklarını söylüyorlar.Ancak mutlulukları kısa sürüyor ve modern insanlarla temas onlara iyi gelmiyor. Ailenin 3 çocuğu birbirini takip eden birkaç gün içinde aniden ölüyor. Dimitri'nin yaşadıkları yere gelen bilim insanlarından bulaşan zatürreden öldüğü söylenirken Savin ve Natalia'nın ise kötü beslenme kaynaklı böbrek yetmezliğinden hayatını kaybettiği iddia ediliyor.
1988 yılında baba Karp Lykov uykusunda ölünce geriye bir tek ailenin en küçüğü olan Agafia Lykov kalıyor. Ancak buna rağmen taygayı terk etmiyor Agafia. 1999 yılına geldiğimizde eski bir jeolog olan Yerefoi Sedov, Agafia’nın kulübesinin 100 metre ilerisine kendi kulübesini yapıyor ve 16 yıl boyunca ona bu ıssızlığın ortasında ona yoldaş oluyor.Tek bacağını kaybetmiş olan Yerefoi 2015 yılında ölünce Agafia yeniden ormanda yalnız kalıyor. Ancak bu onun fikrini değiştirmiyor ve ilerleyen yaşına rağmen modern hayata dönmeyi ısrarla reddediyor.Şu an 75 yaşında olan Agafia ise gönüllü insanların yardımları ile ailesinden kalan kulübesinde bir düzineye yakın kedi ve köpeğiyle yaşamaya devam ediyor.

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Tatar 06.02.21 14:53

Bunun filmini mutlaka yaparlar

Kâf-u Nûn 06.02.21 15:05

evet gerçek ve güzel bir hikaye

Kulefb 06.02.21 23:29

Ben ekmek gördüm ama onlar hiç görmedi"
Acaba bu zamanda da var mı?

Kâf-u Nûn 06.02.21 23:38

evet hala var .medeniyetin ekmeğin gitmediği gitse bile istemeyen kabilelerin olduğu gerçek .bazı sanırım çok doğallıktan yana :)


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 17:29.

Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

HavasOkulu.Com


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147