Hasan Sabbah, kötü bir insan mıydı? - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > Serbest Bölüm > Kültür & Sanat > Kitap Tanıtımları

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 17.06.21, 23:22
Arma - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 20.08.19
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 378
Etiketlendiği Mesaj: 13 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Hasan Sabbah, kötü bir insan mıydı?

Elbette ki değildi. Ama, tarih boyu, kötü insan olarak bilindi, öğretildi, öğretiliyor… Tarih derslerimizde, dünyanın en büyük felâketlerinden biri olan Moğol istilasının, iki pozitif sonucundan bahsedilir.
BİR: Anadolu’nun Türkleşmesini sağladı. (Orta Asya’daki Türk nüfusunun çoğunluğu, Moğol zulmü korkusuyla, peyderpey Anadolu’ya göç etti.)
İKİ: Hasan Sabbah fitnesi olan Alamut’un kökü kazındı, diye. Bizlere öğretilen tarih bile, Hasan Sabbah düşmanlığı empoze eder. Alamut’un kökünü kazıdı diye, dünyanın büyük istilasından birine alkış tutar.

Bence, Hasan Sabbah kötü birisi değildi. Hayatın anlamını çok iyi çözebilmiş birisiydi. Alâmut’ta inşa ettiği cennet köşesine, fedailerine afyon vererek, bu cennet bahçelerine sokardı. Fedailer de cennet tadını tekrardan yaşayabilmek için, Hasan Sabbah’ın tüm isteklerine koşulsuz itaat ederler, verdiği görevlere gözünü kırpmadan koşarlardı.

Hasan Sabbah’ın hedefindekiler çoğunluk, yani sıradan insanlar olmadı. Devletleri yöneten üst düzey yöneticiler oldu hep. Hasan Sabbah’ı bu yüzden büyük bir tehlike olarak gördüler hep. Devletler pek masummuş gibi. Savaş kararlarını kim alıyorsa? Sayısız insanın savaşıp ölmesine kim neden oluyorsa? Yakın zamana kadar, tarihi en çok meşgul eden konulardan biri taht kavgaları olmuştur. Kardeşlerin iktidar mücadelesi uğruna iç savaşlar çıkmış, sayısız insan ölmüştür. Hani, meşhur bir söz vardır: “Bir kişi ölürse, adı cinayet; savaşta binlerce insan ölürse, adı istatik olur,” diye. O yüzden, Hasan Sabbah’ın payına katillik düşmüştür.



Sevgili dostum @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]'un ısrarlarlı önerileri sonucu, Vladimir Bartol’un ‘Fedailerin Kalesi: Alamut’ adlı kitabını okudum. Ve, çok beğendim. Sevgili dostum BeyazMor'a, ısrarlı önerisi için çok teşekkür ederim. Vladimir Bartol’un bu kitabını daha önce duymuştum, ama okumak hiç içimden gelmemişti. BeyazMor'un ısrarlı önerisi olmasa, gene okumazdım. Bunun için, @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]'a tekrar teşekkür ederim.

Hasan Sabbah üzerine yazılmış en güzel kitap, bence, bu kitaptır. Vladimir Bartol, Sloven bir yazar. Bu muhteşem tarihi romanı günümüzden seksen dört yıl önce yazmış. Ta 1938 yılında yayımlanmış. Türkçe’de çıkması bile, onlarca yıl sonra olmuş. On yıldır da, pek ünlü olmayan bir yayıncıdan çıkıyor. Türkiye’deki edebiyat ve yayın dünyası, gerçekten sorunlu bir dünya…

Hasan Sabbah felsefesinin, Alamut’ta kurduğu teşkilâtın, gerçekleştirdiği hayallerinin kusursuz ve sıcak roman diliyle anlatılması…

‘Fedailerin Kalesi: Alâmut,’

Koridor Yayıncılık’tan çıkıyor. Çevirmen, Ender Nail. Türü, roman. Sayfa sayısı, 510.

Kitabın arka kapak yazısı:

“Yılların eskitemediği muhteşem kitap Alamut artık Koridor Yayıncılıkta. Hasan Sabbah'ın, Alamut Kalesinin, fedailerin ve cennet bahçelerinin hikayesi. Bir tarafta Hasan Sabbah'ın yeryüzü cennetiyle yeni tanışan güzel köleler, diğer tarafta onun en güvenilir savaşçıları olan fedailer.
Sabbah'ın yarattığı cennetin içinde gözleri açıldığında hepsinin hayatı hiç umulmadık bir şekilde değişir. Hikaye 11. yüzyıl İranında, kendini peygamber ilan eden Hasan Sabbah'ın, seçilmiş bir grup insanı intihar suikastçısına dönüştürerek bölgede hakimiyet kurmak için çılgınca ve aynı zamanda zekice bir plan tasarladığı Alamut Kalesinde geçmektedir.
Güzel kadınların, yemyeşil bahçelerin, şarap ve haşhaşın göz boyadığı sanal bir cennet yaratan Sabbah, genç savaşçılarını emirlerine uydukları takdirde bu cennete gidebileceklerine inandırır. Kendilerini onun yoluna adayan, ölmeyi de öldürmeyi de göze almış olan bu küçük orduyla hükümdar sınıfına gözdağı verebileceğini düşünür. Sabbah kendi deyimiyle insanların saflığını kullanıp dine adanmışlığı politik emellerine alet eder. Artık kapılar onun için ardına kadar açılmıştır.”
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 17.06.21, 23:57
Ada Ada isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 02.02.16
Mesajlar: 1,099
Etiketlendiği Mesaj: 87 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Bu kitabı sevdiyseniz İlknur Altıntaş'ın Hasan sabbah Ölümsüz kitabınıda tavsiye ederim. İki kitapta harikadır.
__________________
O kadar kimsesizim ki
Hani ölsem
Cesedim geçmişin tozuna karışır gider
Yediğim yemekten içtiğim suya kadar tadsızım
Saçının telinden ayak parmaklarının ucuna kadar özledim seni..
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 18.06.21, 00:08
 
Üyelik tarihi: 11.06.19
Bulunduğu yer: kabir
Mesajlar: 269
Etiketlendiği Mesaj: 9 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Çıralı sahilinde küçük bir çadır kamp var...
bahçe turunç... ortasında kocaman bir dut ağcı. Duvar niyetine yol boyuna yasemin çalısı dikilmiş... Rüzgarın yönüne göre ya deniz ya turunç ya yasemin kokusu geliyor. Hamakta uyku.... ve elimde bu eser. Soğuk bir kola, küçük tüpte kızartığım taze patatesler, kusursuz bir deniz, ağustos yüzmeleri.. Kumsalda yine bu eser.
O tatil mi cok güzel gelmişti, kitap mı bilemedim. Herkese iyi okumalar diliyorum.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 28.06.22, 15:41
Acemi
 
Üyelik tarihi: 19.06.22
Bulunduğu yer: Bangladesh
Mesajlar: 7
Etiketlendiği Mesaj: 1 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Hasan sabbah i bu kitabı okuyarak mi degerlendirdiniz ?
Kitabı bende okudum ama maalesef ilk başlarda verdiği heyecan özelikle sona doğru etkisini kaybetti, bence vasat bir sonla bitti
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 28.06.22, 15:42
Acemi
 
Üyelik tarihi: 16.10.18
Bulunduğu yer: Eskişehir
Mesajlar: 1
Etiketlendiği Mesaj: 1 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Kucuk bir sahafta kitap ararken elime gecti eski bir basım, heyecanlanıp " ne kitap ama" demiştim . Kitapçı "siz Hasan Sabahı okumak istiyorsanız" diyerek bana bir kac kitap gösterdi, uydurma eser diye de ekledi. Şaşırdım tabii ki "ama guzel yorumlamış hikâyeyi dediğimde ise kafa sallayıp elindeki kitapları yerlerine koydu. Hala merak ederim niçin alıp okumadım diye...
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 28.06.22, 17:59
 
Üyelik tarihi: 17.04.22
Bulunduğu yer: Rize
Mesajlar: 115
Etiketlendiği Mesaj: 0 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Kendine haşa Allah c.c., Peygamber gibi davrandıran, bazı maddeler yardımıyla, sözleriyle sahte oyunlarıyla ve dalaverelerle islam'ı müslümanları kötü gösteren insanları kukla gibi kullanan kötü bir şahıs kendince şahsına yönelik nefsani bir şekilde bak ne işler başarmış denilmesini abesle iştigal olarak buluyorum. Onlarca insan var az kişiyle kat ve kat orduları yoketmiş devleti zor durumda iken gelmiş ve 2.5 kat büyütmüş moğolları mağlup eden memlükleri bir çırpıda yoketmiş iranları mağlup edip tehdit olmaktan çıkarmış daha nice nice şeyler sadece 8 yılda ne diyimki ben sana iran sevicisi isen alevi ve şii isen yalnış görüşlere bağlı insanların Hassan Sabbah'ı sevmeleri normal dikkatli olmakta fayda var.
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 04.10.22, 14:32
Ezo Ezo isimli Üye şimdilik offline konumundadır
 
Üyelik tarihi: 09.04.18
Bulunduğu yer: adana
Mesajlar: 142
Etiketlendiği Mesaj: 4 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Kitabı okumaya başladığım andan itibaren sonucunun ne olacağı merakı içimi kemirip durdu. Hiç beklemediğim anda beklemediğim karakterlerin farklı kişiliklere büründüğünü gördüm. Alamut efsanesindende anlaşılacağı üzere dünya için en büyük tehlike bilgisiz, cahil insanların; inançlarını, duygularını, ihtiyaçlarını, istek ve arzularını kendi çıkarı için şekillendiren başka bir insandır. Seyduna karakterindeki İbni Sabbah da kendi amaçlarına ulaşmak için tam olarak bunu yapmış. Haşhaş ile bilinci bulandırılmış yeni yeni benliği oluşmaya başlayan gençleri cennetin anahtarının Allah tarafından kendisine verildiğine ikna etmek amacıyla uzun zamandır hazırladığı görkemli bahçeleri, dünyanın her bir tarafından getirdiği güzel kızları huri olarak tanıtmış ve gerçekten de cennetin anahtarının kendisinde olduğuna ikna ettirerek gençleri kendi emelleri karşılığında ölüme sevk etmiştir. Bu kitabı okuyan çoğu insan Hasan Sabbah'ın zekasına hayran kalabilir ancak bunun ilerisi için hatta şu an yaşadığımız an için bile ne kadar tehlikeli bir silah olduğu göz ardı edilmiştir. Kitaptan özetle çıkardığım eski zamanlarda da şimdi olduğu gibi insanlar din üzerinden farklı yollarla sömürülmüştür. Buna engel olmanın en kuvvetli yolu ise çok okuyup bilgi sahibi olmaktır.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler
alamut, fedailerin kalesi, hasan sabbah, vladimir bartol


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Hasan sabbah/ alamut kalesi/ haşhaşiler Adef Tarih 1 20.02.24 22:09
Cinlerin insan öldure bilmesi ve insan ve cinler evlenebilirmi La Tahzen12 Sorularınız 8 11.05.21 22:54
Atlantis var mıydı? Celil Derin Konular & Beyin Fırtınası 0 19.01.20 22:50
Bana bir uyarı mıydı (41 Ayet-el Kürsi) Janem01 Sorularınız 29 01.10.19 18:11
Domuz gribi koca bir yalan mıydı? Tuana Sağlık 1 06.05.17 09:07


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 02:41.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147