Ruhlar alemi ve Hipnoterapi - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > Evrensel Enerjiler & Parapsikoloji > Parapsikoloji & Spiritüalizm

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 26.03.17, 22:09
Manevi
 
Üyelik tarihi: 31.05.15
Mesajlar: 2,195
Etiketlendiği Mesaj: 84 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Ruhlar alemi ve Hipnoterapi

Hipnoz durumunda geçmiş kolaylıkla tekrar yaşanır. Regresyon tekniği ile geçmişte soruna neden olan olayları canlandırtıp yeni düzenlemeler ve iyileştirmeler yaparız. Bu geçmiş bazen geçmiş hayatlarda olabilir.

Gerçekten geçmiş yaşam var mı? Bunu söyleyecek durumda değilim. Ama en azından bilinçaltında böyle bir kavram var. Geçmiş yaşamlarını yaşamış on binlerce hipnoz öyküsü kitaplarda mevcut. Fiziksel beden ölmesine rağmen bilinç enerjisi yaşamını sürdürebiliyor mu? Bu olgular bu olasılığın göz ardı edilmemesi gerektiğini gösteriyor. Ölümü yaşayan ve sonra tıbbi müdahale ile tekrar yaşama döndürülen 11 milyon insanın anlattıkları birbirine yakın gözlemler. Bunların bilimsel ispatını yapmak benim işim değil. Ama analitik tedavi sırasında bazen sorunun kökü geçmiş yaşamlardan taşınan bilinçaltı parçalarda karşımıza çıkabiliyor. Bizzat ben bu şekilde birkaç olaya şahit oldum.

Bu konuda yazılmış değişik kitaplarda şöyle örnekler var.
Geçmiş yaşamda suda ölerek ölmüş bir kişi bu yaşamda sudan korkuyor. Kafası ezilerek ölmüş bir kişi bu yaşamında sürekli baş ağrısı çekebiliyor. İç organları vahşi hayvanlar tarafından parçalanmış bir kişi bu yaşamında pankreas yetmezliğine bağlı şeker hastası olabiliyor ve bu olay çözümlendikten sonra şeker hastalığı sona eriyor. Ailesinden kopamayan bir kişide ölmüş kardeşinin bilinç parçası karşımıza çıkıyor “ ve ben gidersem annem babam çok üzülebilir” diye konuşabiliyor. Geçmiş yaşamında diri diri gömülmüş bir kadının ruh parçası bu yaşmadaki kişide anlamsız düzeydeki ölüm korkusunun nedeni olabiliyor.

( kaynak: Healing Lost Souls.William J. Baldwin Ph. D. Hampton Roads Pub. Co 2003)

Çoğul kişilik hastalığı olan bazı kişilerde kişiliklerden bazıları geçmiş yaşama ait olabiliyor. Geçmiş yaşam kişilikleri bilinçaltında sessiz olarak bekleyebiliyor. Ama hipnozda bu anılar tekrar ortaya çıkıyor. Geçmiş yaşamda çekilen acılar, alışkanlıklar, hastalıklar, duygusal sorunlar bu yaşama aynen taşınabiliyor. Yaşamlar arası dünyada ( astral alem) hipnoz deneyimi yaşayan insanlar birbirinden habersiz hep benzer ritüelleri ve geçişleri aktarabiliyor. ( Life Between Lives, Micheal Newton)

Başka yaşamlardan bu yaşama geçiş farklı şekillerde bilinçaltında kendini gösterebiliyor. İnanca ve yaşanan öykülere göre öldükten sonra bedeni terk eden ruh Işık denen bir dünyaya doğru yönlenir. Bunu öteki dünya diye niteleyebiliriz. Ama şu ya da bu nedenle bazı ruhlar bu çekimi yaşamaz ve bu dünyada kalır. Ve yaşayan fiziksel bir bedene parazit bir ruh olarak dahil olur. Ve ev sahibi bedeni kendi davranış, semptom ya da durumlarıyla etkileyebilir.

Bu alanda çalışma yapanların verdikleri örneklere göre, geçmiş yaşamdaki çekilmiş acılar bu yaşamda ölümcül hastalıklara kadar giden durumlara neden olabiliyor. Geçmiş yaşamdan bulaşmış kişilikler bu yaşamdaki ilişkileri etkileyebiliyor. Ruhun ay da bilincin parçalanması ve bir kısmının kaybedilmesi depresyon, dikkat bozukluğu hafıza zayıflığı, yorgunluk nedeni olabiliyor. Davranışlar, inançlar, korkular, duygusal çalkantılar, kötü alışkanlıklar ve davranışlar bu etkileşimler sonucu birden ortaya çıkabiliyor.

Bir kaza, organ takılması, hastalık, cerrahi müdahale, yakın birinin ölümü sonucu birden ortaya çıkan bu değişimler yeni bir ruhsal varlığın o fiziksel bedene dahil olduğunun belirtisi olabiliyor. İnsan dışı varlıklara ait bilinçaltı enerjilerinin bedene dahil olması ( yani halk deyimiyle şeytan ya da cin girmesi) kendini kızgınlık, öfke krizi, aşırı şiddet ve cinnet geçirme şeklinde belli edebilir.

Ruh seansları sırasında medyumun başka bir ruhla iletişim kurması istemli olarak bu ruhu geçici sahiplenme örneği olarak kabul ediliyor. Fakat fırsatçı bir ruh bedenden tekrar çıkmayabilir.

Yaşayan fiziksel bir varlığın boşta gezen bir ruh tarafından işgal edilmesi inancı tarihin her döneminde karşımıza çıkar. Hatta törenlerle ruh çıkarma seansları düzenlenir. Şaman geleneğimizde de bu ayinler vardır. ( Merak edenler Şamanlarla ilgili linki okuyabilirsiniz.

Tabiki bugünkü pozitivist anlayışlı bilimsel araştırma ve kanıta dayalı yöntemlerle insan ölümünden sonra neler olduğunu ortaya dökebilen bilimsel kanıtlar yoktur. İnsan deneyiminin ve inancının bir ölçüsü olmadığı sürece ruh kavramı bilimsel kabul edilmeyecektir. Ama kişisel olarak deneyimlenenler de o kişinin gerçeğidir. ( Bilimsellik kavramı da tanıma göre değişen bir kavramdır. Hele ticari dünyada bu kavram çok esnetilmekte ve çıkara hizmet edecek şekilde kullanılmaktadır. Tıpta da aslında bir çok tedavi yöntemi insanların kendi üzerlerindeki gözlemine dayanır. Ağrıyı ölçen bir alet henüz yapılmamıştır ama eczane rafları ağrı kesicilerle doludur. Depresyonu ölçen bir cihaz yoktur ama Dünya’da en çok satılan ilaçlar antidepressanlardır.) Kaldı ki bu tip aktarımları yapan insanlar hiç bilmedikleri, gitmedikleri yerleri en ayrıntılı şekilde tarif edebilmektedirler. Ülkemizde özellikle İskenderun-Hatay Bölgesinde şaşırtıcı geçmiş yaşam deneyimleri TV dizilerine konu olmuştur. Bu olaylara açıklama getirebilmek için öncelikle “bilinç nedir ?” sorusu yanıtlanmalıdır. Bilinc “insan bedeninde oluşan biyokimyasal bir olay mıdır yoksa “farklı boyutları olan bir enerjimidir”?

Benim açımdan önemli olan tedaviye aldığım bilinçaltının gerçeğidir. Ben bu yaşamın sorunlarını bu yaşamda aramayı ve çözmeyi yeğlerim. Ama hiçbir zaman bilinçaltını bu açıdan yönlendirmem. Yani bir sorunun kaynağını ararken bilinçaltına sadece bu yaşamdaki olaya git gibi bir yönlendirme yapmam. Bu regresyon etiğine uygun değildir. Ama aksi de etik değildir. Yani bir kişiye baştan senin sorunların geçmiş yaşama dayanıyor, ya da senin içinde ikinci bir ruh olabilir bu ruhu çıkarmamız lazım “diyerek koşullayıp hipnozdayken de şimdi bu ruh konuşsun ya da şimdi geçmiş yaşama git gibi yönlendirmeler yapmak son derece sakıncalıdır ve etik değildir. Bilinçaltı hipnozda telkinlere açıktır ve sizin isteğinizi yerine getirmek için çabalar. İşe yaramayacak bir takım yeni sorunları ve şaşkınlığı o kişiye yüklemeye hiçbir şekilde hakkımız yoktur. Ama tedavi sırasında kendiliğinden karşımıza çıkacak durumlarla nasıl baş edilmesi gerektiğini de bilmek zorundayız. Analitik hipnoterapi yapmaya soyunan her tıp mensubu bu konuyu halletme konusunda deneyimli ve bilgili olmak zorundadır. “Ben buna inanmıyorum, sen uyduruyorsun” vs gibi suçlamalarla tedaviyi eksik bırakmak o kişiyi daha çok yaralar. Farklı çareler arayan, bu farklılığa inanmış insanlara onların inancı yönünde yardım etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bir kişi gerçekten bu enerji değişimlerini yaşayarak iyileşecekse “ ben bu saçmalıklara inanmıyorum “ diyerek bu kişiyi daha iyi bir yaşama ulaştırmamak ne kadar doğrudur?

Kaldı ki yaşanmış olan olayların çoğunda kişiler tedavi öncesi asla böyle şeylere inanç yatkınlığı olan kişiler değildir ve çoğu tedaviden sonra büyük şaşkınlık geçirmektedir. Hastalarımda ben de aynı durumları gözlemledim.

Analitik hipnoterapiyle uğraşan herkes birgün bu tip bir olayla karşı karşıya gelmeye hazır olmalıdır.

Op. Dr. Bülent Uran
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 26.09.19, 11:00
shahkhu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 22.09.19
Bulunduğu yer: NO where
Mesajlar: 541
Etiketlendiği Mesaj: 36 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Thanks for info
__________________
Be like the sun for grace and mercy. Be like the night to cover others' faults. Be like running water for generosity. Be like death for rage and anger. Be like the Earth for modesty. Appear as you are. Be as you appear.
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 26.09.19, 11:19
Gayretli üye
 
Üyelik tarihi: 14.06.17
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 535
Etiketlendiği Mesaj: 62 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Hipnoz, hipnoterapi, suni uyku yada ne derseniz deyin işte islami açıdan caiz değildir. Ulemamız buna sihrin şubelerindendir derler. Cevazını merak edenler için buraya yazmak istedim.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler
alemi, hipnoterapi, ruhlar


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Ruhlar Alemi - Ölüm Ötesi Bir Gezinti Skoda Ölüm & Kabir & Kıyamet 3 02.03.24 15:01
Mana Alemi ve Misal Alemi Skoda Tasavvuf Sohbetleri 1 09.09.23 18:23
Hicabül Ensar (Sır Alemi, Gayb Alemi) Akineton Diğer Havas Konuları 1 16.11.21 15:18
Ruhlar Alemi - Ölüm ötesi HeartLess islam & islami Konular 2 15.09.18 08:23
Ruhlar Alemi Ve Hipnoterapi SiLence Hipnoz & Bilinçaltı 3 23.04.17 13:16


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 04:58.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147