Telekinezi nedir? Beyin gücü ile cisimlere hareket verme ittirme, kaldırma, döndürme ve dahada fazlası. Bu güne kadar bende birçok teknik okudum ve denedim. Fakat bunları yaparken unuttuğum birşey vardı hep. Metodlar var ortada ama düşünce yoktu teknikleri okumak uygulamak tekniğin içindeki imajinasyonu yaşattırmıyordu. Eksik burdaydı işte. Her telekinetik arkadaşımız otursun teknik yazsın o zaman. Eksik olan teknik, yapılış şekli olsaydı kolay ben şimdi sizlere bir teknik uydurayım hemen nasıl olsa biz neyi nasıl istersek öyle olur. Eminim bir çok teknik okumasına rağmen hala kağıdı 2 tur üst üste döndüremeyen arkadaşlarımız vardır yada sadece bir yöne döndüren belkide bir yöne döndürürken diğer yöne döndürmekte sıkıntı yaşayanlar.

Yada cisme saatlerce bakıp bırakın 1mm havalandırmayı en ufak bir kıpırdama göremeyenler. Bunları yazıyorum sanmayınki ben hepsini yapabiliyorum. Ama ne zaman tekniklerin dışına çıktığımda yada içlerine kendimden birşeyler kattığımda bir kıpırdama yaşıyorum (levitasyon için) yada istediğim yöne döndürebildiğimi görüyorum (psi weel için) insan insandan farklı olduğu gibi beyin beyinden de farklıdır. Nazaran güç güçten enerji enerjiden. Bu yüzden anlatılan teknik yada metodtaki duyguyu yada imajinasyonu kavramamız mümkün değildir kavramak değilde yaşamak desem daha doğru olucak imajinasyonu yaşamamız mümkün değil. Bunu yaşabilmemiz için tekniği yazan arkadaşın ruh durumunda olmamız gerek. Bunun için yapmamız gereken ilk şey telekineziye başlamadan önce rahatla derler otur kalk dışarı çık hava al v.s. bunları yaptığımızda evet belki rakhatlamış oluyoruz sakinleşmiş oluyoruz ama kafamızı boşaltmış olmuyoruz. Tam tersine doldurmuş oluyoruz. Bütün bunları yaparken rahatlamamız gerektiğini düşünüyoruzda ondan. Hatta duş almak gerektiğini bile okumuştumki bence bu da çözüm değil duşa alırız kabul vücudumuz rahatlar ama beyin yani kafamız rahatlamaz nedeni çıkınca üşüdüğümüzü hissederizya işte o anda beynin sinirleri çalışıyor ondan. Isınmamız gerektiğini düşünürüz bu arada beynimiz fikir üretmeye başlar. Bu şekilde nasıl boş kalabilirki beyin. Çalışmadığı hiç bir an yokki! Biliyorsunuzki telekinezinin en önemli maddesi imajdır. Çoğumuz gibi imaj nedir nasıl yapılır ne işe yarar diye bende arattım zamanında sitelerde. Hatta ve hatta nasıl kurulur. İmaj kelime olarak resim, şekil, tarz demektir. Dolayısıyla imajinasyon kelimesi şekillendirme, resimleme anlamına geliyor. Peki biz bunu nasıl kafamızda resimlendiricezki. Kelimenin anlamı yanıltır. İstenilen hayal et, kafanda senaryo yaz, kendini bir film yönetmeni gibi düşün kafanda filmi yönet kapat gözlerini kimin ne yapması gerektiğini, nerde olması gerektiğini, kuralları hepsini belirle. İşte olay bu ama bunu zaten heppimiz yapıyoruz. Fakat eksik yapıyoruz. eksik derken kastetmek istediğim olayı yaşatamıyoruz. İçine giremiyoruz. Bunu yaşamak nasıl olur derseniz eminim vereceğim örnek heppimizin başına gelmiştir. Bir yemek reklamı izlemişizdir yada yemekler hakkında bir muhabbete katılmışızdır elbette. Anlatılan konu o kadar dikkatimizi çeker ki o anda onu kafamızda yaşatmaya başlarız sanki anlatılan yemek bir tabak içine yerleştirilip önümüze konmuştur gibi bu o kadar gerçek olurki kokusunu bile hissetmeye başlarız ve bu koku o kadar gerçek olurki aklımızdaki gözümün önüne gelir yani yemeği sanki canlı karşımızda duruyormuş gibi resmini imajını çizeriz. Dahasında yani bir ilerki seviyeye geçen arkadaşların mesela heppimiz de belkide ağzımızın suyu bile akmaya başlar. Sonuça dikkat ettinizmi arkadaşlar ağzımızın suyu aktı işte şimdi oturun ağzınızı bu derece suyu akacak şekilde bir telekinezi çalışması yapın desem bende dahil hicbirimiz yapamayacağız. Çünkü imajinasyonumuz için kaynağımız (muhabbetleri yada tv gösterisi) yok. İşte bu sonuçlara dikkat etmekle telekineziye bir adım daha yaklaştık. Bu durumda telekinezi için en önemlisi imajinasyon iste bunu yaratmamız gerek. Bunuda gerek tesadüfen gerek bilerek bir çok zaman yarattık. Şimdi anlamaız gereken ise telekinezide sıkıntı yaşamamızın sebebi rahatlık değil imajinasyonu yaratmakta eksiklik duyduğumuzdur. Kagıdı bir tarafa döndürüp diğer yöne geçememizin yada döndüremeyişimizin sebebide bu eksiklik işte. Şimdiden sonra imajlarımızı ne kadar gerçekçi yaparsak o kadar çabuk sonuç alırız bunu öğrenmiş olduk. İmaj o kadar gerçekçi olmalı ki yaşatmalı kendini aynen yukarıdaki örnek gibi ve bu imaj denemelerini en iyi meditasyon ve konsantrasyon ile geliştirebiliriz. Aksi halde o havaya bilinçsiz girmiş oluruz tesadüf olmuş olur.