|
Sorularınız her türlü soruyu buradan sorabilirsiniz. |
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
|
#1
|
|||
|
|||
Bilinçaltı ve enerji temizliği
Bilinçaltı temizliği ve enerjimize şifa vs nasıl yapabiliriz? Buna uygun bir işlem (vefk gibi) veya zikir, dua var mı?
Ayna yöntemi haricinde. |
#2
|
||||
|
||||
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] bu konuya girin cevabı orada
__________________
La İlahe İllallah ☆☆☆☆☆ _______________________ Bu sırrı ne bilsin usanlar, uyalar Ne varsın bu yola azıksız yayalar |
#3
|
|||
|
|||
Alıntı:
|
#4
|
||||
|
||||
Alıntı:
Gereksiz bilgileri silmek icin gerekli bilgileri kaydetmek gerek . Yanlis bilgileri silip dogruyu ogrenmek gerek Enerjimize biz sifa yapamayiz sifa ayetlerini dualarini okuruz ilahimiz bize sifa verecektir . Teslimiyet ile agri kesici uygulamam 1 tekbir 3 tevhid sonda Muhammedurrasulullah La ilahe illallahu vahdehu le şerike leh lehul mulku lehul hamdu ve huve ala kulli şeyin kadir . Fetallahul melikul hakku le ilehe ille huve rabbil arşil kerim . Subhane rabbiyel aliyyil alel vehhab 1 sallavat Allahu ekber lil hamd Sonra sag el agriyan bölgeye 3 defa Allahim ßifa ver sonra Allahim bana öyle şifa verki hastalıktan eser kalmasin sifa veren yanlizca sensin senin verecegin sifadan baska sifa yoktur . 7 defa le ilehe illalahu vela havle vela kuvvette illa billa aliyyul aziym 7 fatiha oku 1 salavat ve peygamberlerin ruhuna hz muhammed sav ruhuna ummeti muhammedin ruhuna ve ruhaniyetine fatiha okuyup bitir sag el agriyan bolgete goturulup Ben bu uygulamayi ayakta enerji yüklemesi ile yapiyorum duayi gozum kapali okuyorum yukaridan enerji seli geldigini imgeleyecek enerjim ust safada oluyor
__________________
Resulullah sav buyurduki 'herkim kendisine fayda veya zarar giderdigine inanarak muska takarsa Allah onun hayatta hiçbir işini tamamlamasın başka bi rivayette ise 'kim muska veya temime takarsa Allah'a şirk koşmuştur . (Ahmed. 17372 ,Ahmed 16781.Elbani 492.) |
#5
|
||||
|
||||
Ilaveten Enerji yûklemek için niyet ettim sıhhatimin artmasina Veyahut Miskinligin tembelligin gitmesine yine ilaveten temcid zikrinden sonra Allahim katından beni desteklecek kuvvet ver isra 80
__________________
Resulullah sav buyurduki 'herkim kendisine fayda veya zarar giderdigine inanarak muska takarsa Allah onun hayatta hiçbir işini tamamlamasın başka bi rivayette ise 'kim muska veya temime takarsa Allah'a şirk koşmuştur . (Ahmed. 17372 ,Ahmed 16781.Elbani 492.) |
#6
|
||||
|
||||
Sadece tek bir bilince sahibiz; ama zihin, birbirinden farklı iki ayrı hususiyete sahiptir. Aynı anda çalışan farklı prensipleri insanlığın her döneminde var olmuş ve hakkında pek az şey bilinen iki bilinç: Objektif ve sübjektif bilinç. Daha başka tanımlarla ‘bilinç ve bilinçaltı’, uyanık ve uyuyan zihin, yüzeydeki ben ve derindeki ben, istemli zihin ve istemsiz zihin, Yunus Emre’nin içindeki ve dışındaki ‘ben’i...Zihninizin bu iki fonksiyonunu tanımlamak için kendi evinizin bir bahçesinde çalıştığınızı düşünelim. Toprağı verimli olması için hazırlıyor ve yetiştirmek istediğiniz sebzelerin tohumlarını ekiyorsunuz. Maydanoz ekerseniz bir süre sonra maydanozunuz oluyor; ancak ne ektiğinizi umursamaz veya hatırlamazsanız, şaşırıyorsunuz. Bilinç ve bilinçaltının karşılıklı etkileşimi hakkında edineceğiniz bilgi, tüm hayatınızı yeniden biçimlendirebilmenizi sağlayacaktır. Bugün keyifsiz, isteksiz ve mutsuz olduğunuzu düşünmeye başlarsanız; duygularınız düşüncelerinizle iş birliği yaparak sizi o gün yasabileceğiniz tatsızlıklar zincirine götürecek ve bu öngörünüzü gerçekleştirme çabasının sonuçlarını gün boyu yaşayacaksınız. Dış şartları değiştirebilmek için sebebi değiştirmekle işe başlamalıyız. Uyumsuzluğu, karışıklığı, eksikliği ve kısıtlamaları ortadan kaldırmak için görüşünüzü ve o görüşü uygulamaya koyan zihninizin hedefini değiştirmek gerekir. Zamanında değiştirilmeyen negatif düşünceler bir süre sonra gerçeklerimizmiş gibi alışkanlıklarımız arasına karışır ve kuvvetlenen bu zinciri kırmak daha da zorlaşır. Sabah bindiğiniz otobüsü çok sık kaçırıyorsanız; bunun nedeni trafik ve evdeki telaş olarak görülebilir. Her işi son âna bırakarak zaman kazanacağımız gibi bir düşünceyi bilinçaltının kabulüne sunduğumuzda işi son ana bırakmak bir ilke, otobüsü kaçırmanın da bunun doğal neticesini olabilecek bir risk olduğu söylenebilir. “Su, bulunduğu kabın şeklini alır.” Bu, her yerde su için geçerli olan evrensel bir ilkedir. Bilinçaltınız da ilkelidir ve inanç yasalarına göre işler. Zihninizin yasası, inanç yasasıdır. Zihninizin inandığı şey zihninizdeki düşüncedir. Bu kadar basit. Ne fazla ne eksik. Tüm tecrübelerimiz, olaylar, şartlar ve eylemler bilinçaltımızın düşüncelerimize verdiği tepkilerdir. Şuna dikkat edelim. Sonucu ortaya çıkaran güç, inandığınız şey değil, zihnimizin tâ kendisidir.
__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır... |
#7
|
|||
|
|||
Alıntı:
|
#8
|
||||
|
||||
Alıntı:
Psikomatik tıp, modern tıp bilimleri çerçevesinde nefs-beden ilişkisini inceler ve tedavi eder. Aslında nefs ve beden ayrılmaz bir bütündür. İnsanın nefsi sıkılırsa bu sıkıntı bir süre sonra midesine ya da barsakları na vurur ve ülser, kolit gibi rahatsızlıklara yol açar. Psikolojik rahatsızlıkların temelinde de bilinç ile bilinçdışı arasındaki bu uyuşmazlık yatar. İnsan, gönlünde taşıdığı bu karmaşa düğümü sebebiyle, kendi kendisine yabancılaşabilir ve ilişkileri yara alır. Nefs/beden bilinç/bilinçaltı ikilemlerinin yanı sıra insanın bir de ‘’dikey’’ düalizm/ikilem sorunu vardır. Çünkü bilinçdışı sadece alt katlardan ibaret olmayıp üst katlar potansiyeline de sahiptir. Bu manada nefs en alt katlar ile en yüksek katlar arasında çift kutuplu bir yapıdır. İnsan nefsi karanlık ve aydınlığın bir savaşı gibidir. Bu kutbun üst tarafında tasavvufta ‘’Can’’ diye tanımlanan içimizdeki insan-ı kamil potansiyeli alt konumda ise nefs-i emmare yer alır. İnsanın gönül ikliminde her ikisi arasında kıyasıya bir mücadele verilir. ‘’İnsanların bir kısmı da vardır ki, içlerinde daimi olarak savaş vardır: nefisleri ile akılları çarpışır durur. Bunlar, bir bedende yarı insan, yarı hayvan olarak ömür sürerler. Bu yüzdendir ki; bu kısımda bulunan insanların ahirleri (sonları) yani hayvani ruhları, hayvanlıkları ile ruh aleminden gelen evvelleri (önceleri) yani tertemiz olan insani ruhları, insanlıkları gece gündüz savaşmaktadır.’’ (Hz. Mevlana , Cevahir-i Mesneviyye Cilt 2 sayfa 581) Nefsin bu hiyerarşik çok katmanlı yapısı Batı psikoloji bilimi tarafından yeterince anlaşılamamış sonsuza doğru yükselen bu muhteşem binanın alt katları olabildiğince tezyin edilerek, bireyselleşme ve kendini gerçekleştirme adı altında nefs-i emmare azdırılmış dikey gelişme potansiyeli ise tahdit edilmiştir. Sadece dikey gelişim süreci duraklamamış bir de aydınlanma hareketinin beraberinde getirdiği ‘’ahlaki rölativizm’’ ile ‘’bodrum katlara ‘’ düşüş başlamıştır. Esas trajedi buradadır, zira bu aşamada karanlık artar ‘’alan’’ daralır. Nefs katlarında hem yükselmek hem de ‘’aşağıya’’ doğru kaymak mümkün nefsin alt katlarındaki ‘’yatay istekler’’ ne kadar şiddetliyse daha dar ve karanlık bir alt kata inme ihtimali de o kadar yüksektir. Yatay isteklerden kastedilen ‘’sadece kişiye fayda veren’’ bencil ben merkezci, narsistlik arayışlardır. Bunlar mal, mülk, güven, itibar, şan, şöhret, cinse doyum, iktidar, güç arayışları olabilir. Artan istekler paralelinde alt katlara doğru bir düşüş söz konusu olabilir. Adeta bulunduğumuz katın merkezinde bir ‘’delik’’ vardır. Eğer ‘’dikey’’ yükselme fırsatlarını değerlendiremezsek bir süre sonra tüm çabalarımıza mukabil bu delikten bir alt kata düşebiliriz. Alttaki kat bir öncekine göre daha ‘’karanlık’’ ve daha ‘’dar’’ olduğu için bu düşüş beraberinde kaygı ve korkuyu getirir. Bunu önlemenin en tesirli ve belki de yegâne çaresi ‘’dikey istekler’’ moduna geçmektir. Palyatif yüzeysel arayışlarla sadece biraz zaman kazanılır. Belki bu şekilde Kaliforniya Sendromu gibi nefs katlarında küresel çapta yaşanan ‘'aşağıya’’ doğru inişin mantığını anlayabileceğiz.
__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır... |
#9
|
||||
|
||||
Zihni yöneten unsurlardan birisi Ters Çaba Kanunu’dur. Bu kanuna göre hayal gücü ile mantık birbiriyle çeliştiğinde hayal gücü her zaman kazanır. Uykuya dalmak için kendinizi zorladığınızda uykuya dalamazsınız. Zihniniz uyuması gerektiğiyle ilgili o kadar çok şey düşünür ve daldan dala atlar ki sakinleşerek uyumanıza fırsat vermez. Aynı şekilde unuttuğunuz bir ismi hatırlamaya çabaladığınızda hafızanızdan uçup gider. Dilinizin ucundadır. Hatırlamak için kendinizi zorlamayı bıraktığınız anda o isim ya da arkadaşınızın verdiği telefon numarası kendiliğinden aklınıza geliverir. Yapma fikri çoğunlukla zorlamayla ilişkilendirildiğinde bir çıkmaza girersiniz. Ama yapma eylemi aslında bırakmakla da mümkündür. Düşünmeyi bıraktığınızda uykuya dalarsınız. Yapmanız gereken o şeyi yapmışsınızdır. Düşünmeyi bıraktığınızda da hafızanız açılıverir. Yine bir şey yapmışsınızdır. Bu durumda gereksiz kontrolü devreden çıkarır, sakin bir dengeye geçersiniz. Bedeninizdeki sistemler de çabasızlık prensibiyle işler. Yemeği yer ve gerisini sindirim sistemine bırakırsınız.
__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır... |
#10
|
|||
|
|||
Alıntı:
|
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Enerji saklama enerji hapsetme | La Tahzen12 | Sorularınız | 19 | 10.07.23 18:25 |
Bilinçaltı rüya | novali | Rüya ve Rüya Tabirleri | 7 | 28.04.22 20:23 |
Negatif enerji temizliği hangi dualar ile yapılır arkadaşlar? | Makroinsan | Sorularınız | 3 | 27.01.22 02:02 |
Eril Enerji ve Dişil enerji ? | cnvr61 | Sorularınız | 6 | 09.07.21 11:30 |
Bilinçaltı | SiLence | Hipnoz & Bilinçaltı | 2 | 21.04.17 11:38 |