Havas Okulu

Havas Okulu (https://www.havasokulu.com/)
-   Sure ve Ayet Havasları (https://www.havasokulu.com/sure-ve-ayet-havaslari/)
-   -   Nefs-i Emmareden Kurtulmak İstiyorsan (https://www.havasokulu.com/sure-ve-ayet-havaslari/17776-nefs-i-emmareden-kurtulmak-istiyorsan.html)

Havasokulu 04.08.17 09:45

Nefs-i Emmareden Kurtulmak İstiyorsan
 
Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki,
Kim (sevabını umarak) '' Müddessir Suresini '' (vird olarak) okursa, Allah'u Teala, Muhammed (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e inanan ve inanmayanların sayısınca sevap verir.


Bu sureyi okuyan, nefsi emmareden kurtulur.

Kötülüklerden korunmak için okunur.

Bu sureyi okuyan kişiye, Mekke’deki müminlerin sayısı kadar sevap yazılır.


Ebûl-Leys Semerkandî, Tefsirul-Kur’ân,

Leyal 06.08.17 13:39

"Şah-ı Nakşibend hazretleri kuddise sırruhu nefsi kırk ayaklı hayvana benzetirdi. Bu hayvanın başı, insanın ağzının ortasındadır. Diğer ayakları da kalbin, letaifin, ruhun üstüne atmıştır. Böylece, onları esir etmiştir. Onlara istediğini yaptırır. İnsan, ne kadar âlim olursa olsun ilmi, nefsini terbiye etmeye yetmiyor, insan ne kadar âbid olursa olsun, inzivaya çekilmiş ibadet ediyor olsa da nefsini terbiye etmeye gücü yetmiyor. İnsan ne kadar hayır hasenat sahibi olursa olsun, nefsini terbiye etmeye gücü yetmiyor. Bilakis zarar da görebiliyor. İnsan, ben âlimim diye kendini beğenmeye başlıyor, ben çok ibadet ediyorum (âbid oldum) diye ibadetini önemli görmeye başlıyor, ben o kadar hayır hasenat sahibiyim, var mı benden başka memlekette bu kadar hayır hasenat yapan diyebiliyor. İşte onun için nefsin terbiyesi Sâdât-ı Kirâm efendilerimizin irşadıyla mümkün oluyor. İnsan onların elini tuttuğu vakit, o nazarı alır almaz, nefsin letaifleri ve kalbi tutan kolları felç oluyor. Sâdâtın nuru şifa oluyor. O zaman nefis, kalbi, letaifleri tutamaz oluyor. Onların yanına gidip geldikçe bu nefis böyle gittikçe çekilir,çekilir çekilir dize gelir toparlanır. Ve işte en sonunda nefis terbiye edilmiş olur."

Och 20.12.17 22:59

Nefs Nasıl Dizginlenir?

Böylesine tehlikeli düşmana karşı çare nedir?
Bu konuda ne gibi tedbirlere başvurulmalıdır?
Şimdi bu soruların cevapları üzerinde biraz duralım.

Bilmelisin ki baş tarafta da belirttiğimiz gibi nefsi alt etmek zorlu ve meşakkatli bir iştir.
Çünkü diğer düşmanlar gibi onu tamamen tepelemek mümkün
değildir.
O aynı zamanda insanın bir bineği bir aleti konumundadır.
Denilir ki bir bedevi Arap birisine şöyle hayır duada bulunmuş:
“Nefsin hariç, Allah bütün düşmanlarını kahretsin!”
Zira zararlı olmasına rağmen onsuz olmaz.

Bu durumda onu terbiye etmeli,
hayırlı işlerini yapabilecek kadar güçlendirmeli;
haddi aşmaması için de zayıf bırakmalı ve hapsetmelisin.
Yani sen, tedavisi çok zor ve hassas bir konu ile karşı karşıyasın. Nefsi takva ve vera gemi ile dizginleyerek pek çok faydalar elde edileceğini daha önce belirtmiştik.

Soru:
Bu dik başlı bir binek, zorlu ve huysuz bir hayvandır.
Gem vurmakla boyun eğmiyor.
Bu durumda ondan istifade etmek için ne gibi çarelere başvurmak gerekir?
Cevap:
Nefsin azgın bir hayvan olduğunu söylemekte haklısın.
Bunun çaresi, gem ile itaat altına alınıp boyun eğinceye kadar onu
tahkir ve küçültmektir.

Alimlerimiz derler ki:
Nefsi denetim altına almak ve arzularını
kırmak üç şeyle mümkündür:

• Arzularına set çekmek: Yani yemini azaltmak.
Dik başlı bir hayvan, yemi azaltılınca uysallaşır ve yumuşar.
• Ağır yük vurmak: Nefse ağır ibadet yükü yüklemek…
Zira bir binek hayvanı eğer yemi azaltılıp yükü arttırılırsa uysallaşır ve boyun eğer.
• Allah’tan yardım istemek:
Nefsine karşı sana yardımcı olması için Allah’tan yardım dilemeli ve ona niyazda bulunmalısın.
Bunların dışında kurtuluş yolu yoktur.
Yusuf a.s.’ın şu duasını işitmiyor musun:
“Ben nefsimi temize çıkarmıyorum.
Çünkü nefs şiddetle kötülüğü emreder.

Rabbimin acıyıp koruduğu başka…” (Yusuf, 53).
Eğer bu üç esası sürekli uygularsan,
Allah’ın izni ile dik başlı nefs sana boyun eğer.
Artık ona dilediğin gibi hükmeder, dizginlersin.
Şerrinden de emin olursun... ALLAHA TESLİMİYET

TMO 20.01.18 01:23

Nefs ile münazara
 
Bir yerde şöyle yazıyordu:
Bir gün nefsim aşırı böbürlendi. Ben böyle hizmet ettim, şöyle hizmet ettim, şöyle amel ettim diye bir türlü beni rahat bırakmadı.O zaman nefsime dönüp dedimki:-Tamam, kabul.Madem bu kadar böbürlenme cihetine gittin,hadi gel seni, canlı ve cansız mahlukat ile kıyas ederek seninle münazara yapalım. Senin kıymetin meydana çıksın.Kimlerden kıymetlisin bir bakalım.Sen de rahatla ben de rahatlayayım.Herkes haddini bilsin.Olması gerektiği yerde dursun. Nefs buna razı oldu. Önce kim sormaya başlasın dedim. Nefs, aklın yanı sıra uyanıklık yapıp sen sor dedi. Anlaştık dedim ve sormaya başladım. Dedim ki ey Nefs, en yakın çevrenden başlayalım. Kendini Mürşidinin sofileri ile kıyas edelim.Senin onlardan üstün tarafın var mı? Hizmetin onlardan fazla mı? Virdin onlardan fazla mı? Amelin onlardan fazla mı? Senin gece ibadetin var mı? Teheccüde kalkıyor musun? Gizli sadaka veriyor musun? Bütün bunlar olsa bile amelinin ve hasenatının kabul edildiğine dair elinde bir belge var mı? Düşündü taşındı, kem küm etti ve "hayır bu şartlar altında Sofi kardeşlerimin arasında benden daha aşağı kimse yok" dedi.Peki dedim Nefse.O zaman seni şu an Dünya üstündeki bütün müslümanlar ile kıyas edelim.Senin onlardan daha üstün olduğun bir yönün güzel bir tarafın var mı?Bunu da düşündü ve hayır yok dedi.Demek ki Dünyadaki bütün Müslüman kardeşlerimden de daha aşağıdasın değil mi? Dedim.Nefs kızardı bozardı ama evet dedi.Peki dedim öyleyse devam edelim.Seni bütün dünyadaki insanlar ile (kafiri, mecusisi, ateisti,budisti vs)ile kıyas edelim. Nefs olarak onlardan üstün bir tarafın var mı?Aaa bu kadar da olmaz dedi Nefs.Bu kadarda aşağılanma olmazki.Öyle mi? dedim. Evet öyle dedi.Ona dedimki bir sözcüklük işin var.Son nasıl olacak belli değil.Bilemezsin belki son anda o Müslüman olur Allah korusun sen de onun haline dönersin.Nefs biraz irkildi.Tamam be dedi kabul hakikaten de onlardan da aşağıdanım.Aşağıdanım değil aşağılıksın dedim. Gık bile çıkaramadı.
Dur dedim Nefse daha bu başlangıç.Kıyas edeceğimiz çok şey var sırada.Mesela ne var dedi.Ona şöyle dedim.Kendini Adem AS’ dan başlayarak kıyamete kadar gelecek kafir, mümin, (Firavun Nemrut, Karun ve Haman da dahil olmak üzere) gelmiş ve gelecek bütün insanlarla kıyas et bakalım dedim.Baktım artık şevki kırıldı morali bozuldu.Evet dedi sonum belli olmadığı için kendimi onlardan üstün göremem.Onlardan da aşağıdaymışım dedi.Hayır dedim.Sen daha aşağıda değil daha aşağılıksın dedim.Bitti mi dedi Nefs.Biter mi dedim?Daha neredesin bekle hele.Sırada ne var?diye sordu Nefs. Seni bitkilerle kıyas edelim.Güldü.Beni onlarla nasıl kıyas edersin? dedi. Nefse dedim ki :-Ahmak nefs.O gördüğün bitkilerin hangisi bir an olsun Allahtan gafildir.Onlar cansız maddelerden sonra en güzel zikri yapanlardır.Bir an zikirden gafil olsalar ömürleri son bulur. Ya sen? Sen onlar kadar Rabbini zikredebiliyor musun? Baktım boynunu büktü ve hayır dedi ben onlar gibi Rabbimi zikredemiyorum. Demek ki sen onlardan da daha aşağılıkmışsın dedim. Artık Nefsin takati kalmamıştı. Son bir hamle ile yine vücud bulmaya, baş kaldırmaya çalıştı.Hemen dur sırada seni hayvanlarla kıyas edelim.Gık diyemedi Nefs.Ben ise devam ettim.Hiç bir hayvan yoktur ki her gün ona belirlenen miktarda zikir çekmesin.Eşek ile kıyas et kendini.Ya bu kadar da aşağılamak olmaz ki diye itiraz edecek oldu.Cevabı yetiştirdim.Eşek bile 5000 kez vird (Rabbim'izi zikrederken) çekerken sen kaç bin çekiyorsun? Cevap vermedi.Bak dedim bir eşek kadar da olamadın a ahmak Nefs.Bu böbürlenmen niye?Nefs artık bittiğini zannedip kalkmaya çalıştı.Dur dedim sırada cansız varlıklarla kıyas edelim seni.Her cansız varlık bir görev ifa eder sessizce.Ve sürekli zikir halindeler.Bak havaya, onsuz yaşam olmuyor.Suya bak hayat onunla kaim.Toprağa bak ne kadar kirletirsen kirlet hep sana güzellik veriyor.Peki sen ne işe yarıyorsun?Senden nasıl şeyler çıkıyor.Sesi çıkmadı. Dur! Ben sana söyleyeyim dedim. Her gün elinle pisliğine kaç kez dokunuyorsun? Kaç kez dışarıya pislik bırakıyor dünyayı kirletiyorsun. Pislik bir yoldan geldin.Pislik bir yolda tohum oldun.Pislik bir yoldan çıktın.İçinde her zaman pislik taşıyorsun. Söyler misin? Cansız varlıklardan üstünüm diyebilir misin? Hayır dedi. Dur dedim.Seni hayvanların dışkısı ile kıyas edelim.Sen onları sebebsiz mi yaratılmış sanırsın. Görmez misin?Her hayvan dışkısının bile bir vazifesi var.O vazifesini icra ediyor.Ya sen?Sen ne icra edersin? Deyince boynunu büktü ve EVET DEDİ. BEN O HAYVAN PİSLİKLERİNDEN BİLE DAHA AŞAĞILIKMIŞIM DEDİ.Sıra sende dedim Nefse.Soru sor bekliyorum. Şöyle cevap verdi.Ben ne olduğumu öğrendim,dersimi aldım, haddimi bildim.Gerek kalmadı dedi.O zaman ben de dedim ki:-Çık çıkabildiğin kadar semavatı gez, gök tabakalarının arasında dolaş.Yıldızları arasındaki yollar sana mübarek olsun.Sen her zaman böyle ol.Seni başımın üstünde taşırım.

Och 01.06.18 09:45

NEFİS-İ EMMAREM

Nispet varlığını henüz geçmeden,
Hayali putlara inandın kafir,
Yokluk şarabından bir tas içmeden,
Meyhane meyhane dolandın kâfir.

Düşler aleminden bakıp hüsnüne,
Tapıverdin aynadaki aks’ine,
Hilede tuzakta yoktur üstüne,
Zayıfın aklına dadandın kafir,

Arzu isteklerle,şehvetle doldun,
Ne gasp ettin,ne arandın,ne buldun?
Ukba’ya gönlünü,gözünü yumdun,
Dünya’ya; dürtmeden uyandın kafir.

Deccal mısın,şeytan mısın,tağut mu?
Ebu Cehil,Firavun mu,Nemrut mu?
Ne sanırsın sen kedini,mâbut mu?
Kandıracak insan arandın kafir.

Sana haham desem,darılıp, küsen,
Papaz desem değil,yok ki kilisen,
Zındık mısın,fasık mısın,ne isen?
Renkten renge girip,boyandın kafir.

“Karanlık gecede,kara karınca…”
Misâli,sinsice adım atınca,
Cahilin gözünden kolay kaçınca,
Arifin gözüyle kınandın kafir.

Yaralı diyor ki,hâlin çok harap,
Cümleyi şerrinden korusun ya Rab,
Yaslandığın şeyler sadece serap,
Neyine güvenip dayandın kafir.

01.04.1988

Jq 05.12.18 02:13

DAHA AZ OLMANIN, SİZİ DAHA ÇOK YAPTIĞINI FARK EDERSİNİZ

Güçlü spiritüel uygulamalardan biri, ''egonun sönmesine'' bilinçli olarak izin vermek, ve onu eski haline sokmaya yeltenmemektir..

Bu yöntemi zaman zaman denemenizi öneririm...

Örneğin, birisi sizi ELEŞTİRDİĞİ, SUÇLADIĞI, veya size KÖTÜ SÖZLER söyleniğinde, hemen karşılık vermek veya kendinizi savunmak yerine, HİÇ BİR ŞEY YAPMAYIN.....

Öz-imajınızın sönük kalmasına izin verin, ve içinizin DERİNLİKLERİNDE neler hissettiğinize dikkat edin....

Birkaç saniye için, kendinizi büzüşmüş gibi hissedecek ve rahatsız olacaksınız, ama daha sonra içinizde, çoşku dolu içsel bir ferahlık duyacaksınız....

Büzüşmüş, veya boyunuz kısalmış falan değilsiniz... Tam tesine BÜYÜMÜŞ ve GENİŞLEMİŞSİNİZ'dir....

Sonra aniden, hayret verici bir şey fark edeceksiniz;

Kendinizi bir şekilde küçülmüş gibi hissetseniz de, ve sadece dışsal olarak değil, içsel olarak da ''mutlak tepkisizlik'' içinde kalsanız da, aslında hiçbir şeyin küçülmediğini, ve DAHA AZ OLMA'nın sizi aslında DAHA ÇOK yaptığını fark edersiniz...

Savunmaya geçmediğiniz, veya biçiminizi güçlendirmeye çalışmadığınızda, biçimle ''biçimle özdeşleşmekten'', yani ZİHİNSEL öz-imajınızdan kurtulursunuz..

Egonun algısına göre ''daha az'' olmakla, aslında siz bir büyümeye neden olmuş, ve VARLIĞINIZIN öne çıkması için, ona yer açmış bulunmaktasınız...

Gerçek güç, yani sizin biçimsel olmayan kimliğiniz, bu zayıflamış gibi görünen biçimin içinden ''öne çıkacaktır''...

Bro 05.01.21 22:05

Herkes için düşündüğüm de, şu çıkıyor karşıma.
Her nefs, ne varsa kendisi götürecek parsayı daa, tek başına erişemediğinden, topluluklar arıyor. Topluluklar oluyor. Nefs birlikleri kuruyor. Gidilmesi gereken yol kimin umurunda
Nefsinden emirler alırken...

Skoda 31.03.22 13:17

Yusuf'u kuyuya atan benim!
Üç kuruşa pazarlarda satan ben!
Nefsine oyuncak ve hüsranda ısrarcı olan da yine benim!

Yusuf'un gömleği arkadan yırtılmıştır ya, mâsumiyetine delildir. Benim gömleklerim hep önden yırtık, delilsiz ve ispatsızım. Mâsum rolünde, mâhir bir aktörüm sahnelerde.

Rüyâlarım hep boz bulanık ve bulaşık. Karabasanlarla elim kolum bağlı dilsizim ve tâbirsiz.

Kaç vebalin yüküyle ağır, kaç ebrehe hadsizliğiyle mağrur, kaç dünün katli ile kaçağım.

Ellerimde eski günlerin kanları ve yük ağır, çok ağır...

Kimi zaman kuyuda Yusuf benim, kimi zaman iffetin gömleğini çekiştiren ben... İnsan oluşun tezgahında gidip geliyorum işte hiç durmadan, özetim bu!

Yine de, yolunda yorulmaktan, ne kadar düşsem de kalkmaktan, Yusuf oluşlarımı çoğaltmaktan başka çarem yok!

Başka çaremiz yok!


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 15:21.

Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

HavasOkulu.Com


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147