Havas Okulu

Havas Okulu (https://www.havasokulu.com/)
-   Tasavvuf Sohbetleri (https://www.havasokulu.com/tasavvuf-sohbetleri/)
-   -   Beşer insan ile mayalanarak insan olur (https://www.havasokulu.com/tasavvuf-sohbetleri/56672-beser-insan-ile-mayalanarak-insan-olur.html)

Hal 27.11.20 11:21

Beşer insan ile mayalanarak insan olur
 
Biz Resulullah Efendimiz’in sohbet arkadaşlarına sahabi ya da sahabe diyoruz ve sahabenin çoğulu ashabdır. Arapçada arkadaş manasında kullanılan bir kaç kelime var. Refik, sahip, sadık, zemil, sahabi… Sahabe bunlardan bir tanesi ve en önemlisi...

Sahabe, Resulullah Efendimiz’in sohbet arkadaşlarıdır, sohbetiyle eğitip yetiştirdikleridir.

Yoksa Resulullah Efendimizi sadece görmüş olmak kimseyi sahabe yapmaz. Onun gönlünde doğacak, ruhundan beslenecek, büyüyüp olgunlaşacak ki sahabe olsun. Resulullah Efendimiz tarafından terbiye ve tezkiye edilerek rüşdüne erdirilmiş olan mümin, muhsin, muttaki ve evliya olan arkadaşlarıdır sahabe...

Yani sahabe ya da sahabi Resulullah Efendimiz’in sohbetinden istifade etmiş olan arkadaşlarıdır. Ve zaten Resulullah Efendimiz’in ve tüm resullerin eğitim ve irşad metodu sohbettir. Çünkü sohbet, ruhları birbirine yakınlaştırır. Sohbet eden ile sohbeti dinleyeni aynı yapar. Ruhlarını benzeştirir ve aynı yerde durup aynı yerden bakmalarını sağlar.

Ve eğer konu ruhun Rabbine yücelmesi, uruc edip yükselmesi ve tekâmül ise, ancak manen yukarıda olan bir resulün sohbeti insanı yüceltip yükseltebilir. Yani sohbet sayesinde o nerdeyse sen de oraya çıkarsın. Bu kuraldır. Manevi olarak biri aşağıda ve diğeri yukarıda olan iki kişi sohbet ederse ikisinin bir arada uzun süre kalabilmesi için ikisinden birinin diğerinin seviyesine inmesi ya da çıkması gerekir. Yoksa sıkılır insan, nefesi çıkmaz, huzursuz olur, dinleyemez, o ortamdan kaçmak ister.

Eğer bir Allah dostunun sohbetlerini seviyorsanız, yanında bulunmaktan sıkılmıyorsanız ve zevk alıyorsanız ya ruhunuz onun olduğu yerde ya ona yakın ya da onun olduğu yere çık-maya istidatlıdır.

Sahabeden biri Resulullah Efendimiz’e dedi: “Ya Rasulullah! Biz senin yanında farklı bir haldeyiz, senden ayrıldığımızda dünyaya meyl ediyoruz ve farklı bir hal alıyoruz.”

Efendimiz dedi: “Yanımdaki halinizi muhafaza etmeye çalışınız! Eğer bu manevi halinizi korursanız meleklerle kucak kucağa olursunuz ve yolda yürürken meleklerle tokalaşarak geçersiniz.”

Rabbimiz ne buyurmuştu: “Muhammed Allah’ın resulüdür, onunla beraber olanlar da...” FETİH:29

Onunla beraber olanlar ona yakın olurlar. Onun olduğu yere çıkarlar. Ve böylece onun gibi olur ve onun yaptığını yaparlar. Bu yüzden Allah’ın resulleri kendisiyle beraber olanları kendisi gibi yapmaya çalışır ve böylece sahabeler risalete ortak olurlar. Allah’ın dinini ve davasını beraberce yüklenip üstlenirler. Aynı şekilde nasıl ki peygamberlerin irşad metodu sohbet ise aynı şekilde peygamber varisi olan Allah dostlarının da irşad metodu sohbettir.

“Nitekim size sizin içinizden bir resul göndermişiz ki size ayetlerimizi okuyor, sizi sizden arındırıyor, kitabı ve hikmeti öğretiyor ve size bilmediklerinizi öğretiyor.” BA-KARA:151

Resulün sahabilerine ayetleri okuması sohbetle olur.
Resulün sahabilerine kitabı öğretmesi sohbetle olur.
Resulün sahabilerine hikmeti öğretmesi sohbetle olur.
Resulün sahabilerine bilmediklerini öğretmesi sohbetle olur.
Ve tüm bunlara muhatap olan sahabi nefsinden, kendisinden arınıp temizlenmiş olur.

Bir resulün sahabilerine bu sohbetleri yaparak onları esfel-i safilinden alıp kendi bulunduğu yere çıkarması, dünyevi bağlarından kurtararak yüceltmesi, ilahi huzura erdirmesi tezkiyedir. Sahabinin nefsinden, yani kendisinden kurtulmasını sağlamaktır. Ve bu, kişinin sohbet ile kendisinden fena bulup sohbetin konusu olan Rabbiyle beka bulmasıdır.

Tasavvuf tarikakatlerinde yanlış bir algı vardır. Derviş teslimiyeti, muhabbeti, hizmeti, edebi, ibadetleri, zikri ve rabıtasıyla Allah’a yakın olur, dost olur, sanılır. Oysa bunlar yolun icab ve adabı, usül ve erkânıdır.

Hâlbuki Allah’a kurbiyet kazanıp ona dost olmanın yolu Allah’ın dostuna dost olmak ve ruhumuzun onun ruhunun olduğu yere, o Allah dostunun ruhu tarafından çekilmesiyle mümkündür ki bu en kâmil manada ve en verimli şekilde sohbetle olur.

Yani sen mana âlemine zikirle, tefekkürle, hayalle çıkamazsın. Oradan bir elin uzanıp seni çekmesi lazım... Burayı iyi anla! Beşer insan ile mayalanarak insan olur. İnsan Hazret-i insanla mayalanarak hakiki insan olur, Hazret-i insan olur derken bunu kast ediyoruz.

Süt kendisini yoğurt yapamaz ancak yoğurt sütü mayalayıp kendisi gibi yoğurt yapabilir. Süt süzgeçten yukarı çıktığında yukarıda mayalanıp katılaşmazsa tekrar süzülüp aşağı iner. Yukarıda maya tutarsa artık inmez, kalır orda... Kaskatı kerpiç gibi olur orada... Burası itminandır. Velayettir.

Bu iş ilim işi değildir. Akıl işi değildir. Aklımız, ilmimiz nerdedir? Kafamızın içinde... Secde ederken biz onu ayaklar altına alırız. Secde aklın ve ilmin bitip aşkın ve gözyaşının başla-dığı noktadır.

Peygamberler ve peygamber varisi olan mürşid-i kâmiller yapman gerekeni sohbet ile sana telkin ederler. Mürşid-i kâmil dervişini sohbetle irşad eder ve huzura çeker alır. Huzurda durmayı öğrendiğimizde ruhumuz kâmil insanın ruhuyla orada mayalanır ve kalır orada. Artık halk arasında ama hak ile oluruz. Daim huzurda... Zikr-i daim halinde... Bu Resulullah Efendimiz’in yoludur.

Öyle zanda bulunarak, hayaller kurarak olmaz bu işler. İlla sohbet... Bazen duyuyoruz ki bazı kardeşlerimiz ismini duyduğu fakat kendisiyle hiç sohbet etmeyen ve etmeyecek olan birine gidip tabi olmuş. Olmaz kardeşim! Böyle irşad olmaz. Sen ona değil onun suskunluğuna tabi olmuşsun.

Mürşid-i kâmil zikir ve rabıta yapmak için konu mankeni değildir. Mürşid-i kâmil rabıta objesi değildir. Peygamberin varisinden peygamberin yaptığını isteyecek ve bekleyeceksin. O seni mayalayacak. Öyle üç bin beş bin zikir vererek "suretimi düşün, biz seni kurtarırız" demek Resulullah Efendimiz’in yolu değildir.

Eski sufiler derdi ki, mürid mümkünse mürşidini hergün görmeli ve sohbetinde bulunmalı-dır. Her gün olmazsa en azından haftada bir... O da olmazsa ayda bir... O da olmazsa yılda bir mutlaka görmeli ve sohbetinde bulunmalıdır. Allah dostlarının dini, milleti, mezhebi, meşrebi Allahtır. Ahlakları peygamber ahlakı, sohbetleri şifadır.

Erenlerin sohbeti, ele giresi değil,
Sohbete kavuşanlar, mahrum kalâsı değil.
Gezmek gerek her yeri, bulmak için bir eri,
Sarraf tanır cevheri, herkes bilesi değil.

Bir pınarın başına bir testiyi koysalar,
Kırk yıl orda dursa da kendi dolası değil.
Sohbetle parlar iman, talip kazanır irfan,
İnsanı arif yapan, tac u hırkası değil.

Naim 27.11.20 11:22

Birini biriyle bir defa görürsek bunlar birbirini tanıyor diye düşünürüz. Bir gün içinde iki üç defa beraber görürsek bunlar arkadaştır diye düşünürüz. Ne kadar rast gelsek ikisinin beraber olduğunu görürsek bunlar dosttur deriz. Allah'a dost olmak da aynıdır. Günde birkaç defa değil de her anda ve her halükarda Rabbimizin hesabını yapıyor ve sohbetimizi, muhabbetimizi Rabbimizle yapıyoruz ve bir an bile Rabbimizi unutamıyorsak biz ona aşığız ve dostuz demektir.


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 08:02.

Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

HavasOkulu.Com


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147