Havas Okulu

Havas Okulu (https://www.havasokulu.com/)
-   Tasavvuf & Tarikatler (https://www.havasokulu.com/tasavvuf-tarikatler/)
-   -   Nakşibendi - Nakşibendilik nedir? (https://www.havasokulu.com/tasavvuf-tarikatler/542-naksibendi-naksibendilik-nedir.html)

HeartLess 02.05.15 09:42

Nakşibendi - Nakşibendilik nedir?
 
Nakşibendî terbiye okulu, hicri: 791, miladi: 1389 tarihinde vefat eden Hace Muhammed Bahauddin Nakşibend Hz.lerinin temel usullerini belirlediği bir manevi terbiye sistemidir. Onun adına nispet edilerek “Nakşibendîlik” diye anılmaktadır.

Bu terbiye yolu ve usûlü, Şah-ı Nakşibend Hz.leri ile başlamış değildir. Kendisi bu yolun usûl, adap ve feyzini önceki büyüklerden almıştır. Bu terbiye yolunun usûl ve âdabı, silsile yolu ile Hz. Ebu Bekir Sıddık’a (r.a) ve ondan Hz. Resûlullah (s.a.v) Efendimize ulaşmaktadır. Terbiyenin başında ve merkezinde alemlere rahmet olan Hz. Resûlullah (s.a.v) Efendimiz bulunmaktadır. Bu terbiye yolunun temel özelliği gizli zikir ve ilahi muhabbettir. Bu zikir ve terbiye yolu, tarih içinde gelen mürşidlerin ismiyle farklı adlarla anılmıştır.

Hz. Ebu Bekir Sıddık’tan (r.a) sonra bu yola “Sıddıkiyye” ismi verildi. Hz. Beyazid-i Bistamî’ye (k.s) kadar bu isimle anıldı. Ondan sonra “Tayfûriyye” ismi verildi. Tayfur, Beyazid-i Bistamî’nin bir diğer adıdır. Hâce Abdulhâlik Gücdevanî Hz.lerine kadar bu isimle anıldı. Ondan sonra, “Hâcegâniyye” ismi verildi. Şah-ı Nakşibend Hz.lerine kadar bu isimle anıldı. Şah-ı Nakşibend Hz.lerinden sonra, “Nakşibendiyye” ismi verildi. Bu yol bu isimle İslam alemine yayıldı, meşhur oldu. Diğer kollardaki isimler zamanla unutuldu. Bu yol, Mevlana Halid Bağdâdi’den sonra “Nakşibendî Hâlidiyye” ismiyle de anılıp yayıldı. Bu gün Anadolumuzda yaygın olan kol “Halidiyye” koludur. Bu yol, günümüzde Şah-ı Nakşibend Hz.lerine nispet edilen meşhur ismiyle “Nakşibendîlik” şeklinde anılmaktadır.

Nakşibend, “nakş” ile “bend” kelimelerinden oluşmuş bir terkiptir. Bir isim değil sıfattır; ancak isim gibi meşhur olmuştur.

Nakş, bir şeyi bir yere nakşetmek, nakış gibi işlemek, hiç çıkmayacak hâle getirmek, mühür gibi kazımaktır.

Bend, Farsça bir isim olup, dilimizde hem isim, hem sıfat olarak kullanılmaktadır. İsim olarak, bağ, kelepçe, baraj, bent, kemer gibi manalara gelmektedir. Sıfat olarak, sıkıca bağlı, iyice bağlayan, kuvvetlice bağlanmış manalarına gelir.

Kalbe Allah zikrini hiç çıkmayacak şekilde nakış gibi işledikleri ve ondan hiç kopmadıkları için, gizli zikir sahiplerine Nakşibendî denmiştir.

Tarikat yol ve usul manasındadır. Tarikat bir din ve mezhep değil, dini anlama ve yaşama şeklidir. İnsanı terbiye için kurulmuştur. Tarikatlar terbiye için tercih ettikleri usullere ve zikirlere göre farklı adlarla anılmışlardır. Tasavvufun kaynağı, doğunun felsefesi, batının batıl dinleri değil, Kur’an ve sünnettir

Bütün manevi terbiye yollarına kısaca “tasavvuf” denir.

Nakşibendi terbiyesi, gizli zikir usulü üzerine kurulmuştur. Bu usulü benimseyen büyük veliler tarafından geliştirilerek günümüze kadar gelmiştir. Bu usul ve adaplar bizzat Kur’an ayetlerinden, rahmet Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v) Efendimizin sünnetinden ve O’nun şerefli Ashabının (r.anhüm) hâllerinden alınmıştır. Her şeyi ile Kur’an ve sünnete bağlıdır. Bu yolun usul ve âdapları, Kur’an ve sünnette ya açıkça belirtilmiş, ya da işaret, delalet ve sükût yoluyla kabul edilmiştir. Yani, İslam’ın ruhuna uymayan hiçbir şey yoktur.

Fakihler nasıl fıkıh alanında içtihat yapma yetkisine sahiplerse kâmil mürşidler de, ahlak ve terbiye alanında içtihat etme, yeni usuller belirleme yetkisine sahiptirler.

Bu terbiye sistemi yeni bir din değildir; dinin ahlak derslerini talim ve tatbik eden bir okuldur. Hedefi, insanı güzel ahlaka ve Allah rızasına ulaştırmaktır. Metodu, muhabbetle kalpleri Yüce Allah’a bağlamaktır. Temel usulü gizli zikir, toplu zikir, muhabbet, sohbet, rabıta, teveccüh, tasarruf, hizmet ve edeple nefsin çirkin sıfatlarını ıslah etmektir.

Dinimizin bize öğrettiği amel ve edepler iki kısımda özetlenebilir:

1- Zahiri hâller: Vücudumuzun dış azaları ile yaptığı bütün ibadetleri içine alır. Yeme içme, temizlik, alış-veriş, aile hukuku gibi vazifeler de bu kısma girer. Bu vazife ve edepler fıkıh kitaplarında anlatılmaktadır. Hangi vazifeyi yapıyorsak, onunla ilgili ilahi emri ve edebi öğrenmemiz gerekir.

2- Batıni hâller: Kalbin gafletten uyanması ve zikirle ihya edilmesi, nefsin manevi hastalıklardan arındırılması, ruhun ilahi huzura yükselmesi, böylece insanın ilahi nur, ilim, aşk, edep ve güzel ahlaka ulaşmasıdır. Zahiren ve batınen terbiye olan insanın elde edeceği en büyük nimet güzel kulluktur. Bu hâle kısaca ihsan mertebesi denir. İhsanı yukarıda tarif ettik. Bu yol herkese açıktır. Bütün insanlar bu edeplere ve nimetlere davet edilmiştir.

Zâhirî ve bâtınî edepleri koruyan kimse ihsan mertebesini elde eder. Bu mertebeyi elde eden kimse Yüce Allah tarafından sevilir, O’nun huzurunda kabul görür. Kalbi ilahi sevgi, huşu, haya ve haşyet ile dolar.

Muhammed Saki Elhüseyni

musabb 16.09.15 08:24

paylaşım için elinize sağlık

Sin 06.10.15 22:16

onun adına değil o nakşederdi Allah zikrini Kalbe nakşederdi ve gizli zikir çekerdi kalpte çekerdi onun için ona nakşibend dediler yani kalbe nakış nakış zikri nakşeden bu nispetle nakşi dedi Muhammed bahaeddun (k.s).... biz sessiz sedasız Rabb-e yol alırız izimiz ve tozumuz yoktur bizim... biz Rabb-in tecelli buyurduğu kalbten Rabb-e gideriz Harfsiz şekilsiz şimalsiz sessiz sedasız.........

Devrimci 13.04.16 06:54

Cihana padişah olmak kuru bir kavga imiş
Bir mürşide bend olmak cümleden evla imiş..
Yavuz Sultan Selim

lokmn 20.04.16 15:57

Teşekkürler

sofi 19.05.16 18:24

Alllah razi olsun Allah irsad ehlini basimizdan eksik etmesin
Naksi yoluyla ilgili muhtesem bilgileri yarbay mehmet sohbetleriyle dinleyin insaallah

Fatmasevvalim 24.05.16 21:28

Allah razi olaun insallah

Ebuisa 24.05.16 21:40

Bu tarikate girmek için ne yapmalı? Kimlere gitmeli? Her yerde Dergah var mı?

aydemir 24.05.16 22:30

istediğin heryerde hemen hemen vardır

İnşirah 25.02.17 11:08

Emeğine sağlık, Allah razı olsun

SiLence 01.04.17 11:21

Allah razı olsun inşallah.

İlkcan 09.04.17 11:10

Emeğinize yüreğinize sağlık

madlen 06.05.17 12:18

(BİR MÜRŞİDİ KAMİL E KARŞI EDEP NASIL OLMALI)

Muhyiddüni arabi hazretleri şöyle buyurdular;

O zâta, hiçbir işinde îtiraz etme. Bunu niçin böyle yaptın? Deme. Sana ne iş vermişse yap. Oturduğunda onun senin oturuşundan haberdâr olduğunu unutma. Edebi aslâ terketme. Yolda giderken onun önünde yürüme. Devamlı ona bakma. Çünkü böyle yapmak, hayâyı azaltır, ona karşı hürmeti kalbten çıkarır. Ona olan sevgini, onun emirlerine uyup, yasak ettiklerinden sakınmak sûretiyle göster. O zâta yemek ve yiyecek takdîm ettiğin zaman, diğer lâzım olan şeyler ile berâber önüne bırak, kapının yanında edeble dur. Eğer sana seslenirse cevap ver. Yoksa yemeğini yiyinceye kadar bekle. Yemeğini yiyip sana sofrayı kaldırmanı söylediği zaman hemen kaldır. Sofrada bir şeyler kalıp, senin yemeni emrettiği zaman, îtiraz etmeden ye. Başkasına verme.

O zâtın denemesinden çok sakın ve kork. Çünkü bâzan onlar, talebelerini denerler. Onunla berâber olduğunda pek dikkatli ol. Eğer senden o zâta karşı edebe uymayan bir husus meydana gelip, onun bundan haberi olduğu hâlde, sana müsâmaha gösterdiğini, seni cezâlandırmadığını görürsen, bilki o seni denemektedir. O zât, bulunduğu yerden çıkıp gitmek istediği zaman, gittiği yeri sorma. Ona, işleri hususunda sana görüşünü sormadan, görüş beyân etme. Şâyet seninle istişâre ederse, ona uygun şekilde sana göre de muvâfık olduğunu söyle. Haddizâtında onun seninle meşveret etmesi, senin görüşüne muhtac olduğundan değil, sana olan sevgisindendir..

Havasokulu 10.09.17 23:58

Sayın @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...], Hak Subhanehu ve Teala razı olsun.

Neksirdi 08.10.17 21:26

ALLAH razı olsun çok deģerli bilgiler.

Sebnef 14.09.19 23:51

güzel paylaşım elinize saglık..

Naim 27.11.20 10:41

İnsana gerektir ki zikrullah gibi manevi ilaçlara sarılsın. Zikrullahın sesi şeytanı kaçırır. O çok korkaktır. Bir ses gelse hemen kaçar. Fakat nefs-i emmâre öyle değildir. İnsandan bir an bile gafil olmuyor. Kedinin fareyi beklerken takındığı tavır gibi, sessiz bir şekilde insanın hata yapmasını bekliyor. Ne ibadet yapsa mağrur oluyor. Çok dikkatli uyanık olmalıdır. Çünkü nefsin gıdası zulmettir. Letaiflerin gıdası ise, muhabbet ve nurdur. Nefis ancak nefy-i isbat ile müslüman olur." -

Gavs-ı Sani Hz KSA

ayhan571 11.03.21 15:07

Alıntı:

sin Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 2668)
onun adına değil o nakşederdi allah zikrini kalbe nakşederdi ve gizli zikir çekerdi kalpte çekerdi onun için ona nakşibend dediler yani kalbe nakış nakış zikri nakşeden bu nispetle nakşi dedi muhammed bahaeddun (k.s).... Biz sessiz sedasız rabb-e yol alırız izimiz ve tozumuz yoktur bizim... Biz rabb-in tecelli buyurduğu kalbten rabb-e gideriz harfsiz şekilsiz şimalsiz sessiz sedasız.........




ahhh değerli hocam mekanın cennet olsun zahir ilmi ve batini ilim arasında ne kadar fark var derdi,diye düşünüyorum sin hocam yaşasa idi...


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 07:12.

Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

HavasOkulu.Com


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147