Havas Okulu - Tekil Mesaj gösterimi - Zohar'a Girişten
Tekil Mesaj gösterimi
  #2  
Alt 13.06.19, 11:19
Naim Naim isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 29.04.18
Bulunduğu yer: İzmir
Mesajlar: 902
Etiketlendiği Mesaj: 10 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Bu üç safhaya yakından bakarak, her birinin diğerinin ortaya çıkmasını zorunlu kıldığını keşfederiz. Aynı zamanda, birinin dışlanması diğerlerinin ortadan kalkmasına sebep
olur.
Örneğin, eğer nihai üçüncü safha ortaya çıkmamış olsaydı, birinci safha da ortaya
çıkmamış olurdu. Bunun sebebi, üçüncü safha varolduğu için birinci safhanın varolmuş
olmasıdır ki o da birinci safhada zaten var. Birinci safhanın tüm mükemmelliği gelecek
safhanın şimdiki safhanın üzerine yansımasıyla belirlenir. Gelecek safhanın varlığı
olmasaydı, şimdiki safhanın varlığı da ortadan kalkardı. Bu, maneviyatta zaman değil
sadece değişen durumlar olduğundandır.
Yaratılışın başlangıcından önce, Yaratılış Düşüncesinde, amaç kesin ve varoluş olarak
tasarlanmıştı ve Yaratılış bu noktada başladı. Dolayısıyla, birinci ve ikinci safhalar, son
ve üçüncü safha tarafından desteklenir. Genel olarak baktığımızda, bu dünyadaki
eylemlerimize ters olarak, maneviyatta her hareket muhtemel sonucu tasarlayarak
başlar ve harekete gerçekten ulaşmakla izlenir.
Dolayısıyla, gelecek şimdiki zamanın varlığını gerektirir. Ve eğer ikinci safhadan her
hangi bir şey yok olursa (kendi ıslahımız üzerine çalışma), üçüncü ıslah olmuş safha
(birinci safhayı gerektiren) nasıl ortaya çıkar? Aynı şekilde, mükemmelliğin zaten
varolduğu ilk safha, üçüncü gelecek safha sayesinde, hem ikinci hem de üçüncü
safhaların tamamlanmasını gerektirir.
Ancak, üçüncü safha zaten mevcut ise (duyularımızda olmasa bile) ve Yaratan’ın
planına göre onu elde etmek zorundayız, o zaman özgür irademiz nerede?
Önceki söylenenlerden öyle görünüyor ki amacı elde etmek zorunda olmamıza rağmen,
bunu yapmanın, ya da birinci safhadan üçüncü safhaya geçmenin iki yolu var:
• Birinci yol isteyerek; Kabala tarafından tavsiye edilmiş kuralların bilinçli yerine
getirilmesini kapsar;
• İkincisi acı yoludur; çünkü acı bedeni egoizmden arındırabilir, özgecilliği elde
etmeye ve dolayısıyla Yaratan’la bütünleşmeye zorlar.

Bu iki yol arasındaki tek fark ilkinin daha kısa olmasıdır. Aslında ikincisi de zaten bizi
birinci yola getirir. Ne olursa olsun, her şey bir birine bağlantılıdır ve Yaratılışın
başından sonuna dek tüm safhalarımızı gerektirir. Bozulmuş ve bayağı olduğumuzdan
dolayı, Yaratan’ımız kadar mükemmel olmaya gitmeliyiz. Gerçekten de, O’nun kadar
mükemmel olan biri kusurlu yaratamaz.
Şimdi, sahip olduğumuz bedenin gerçek bedenimiz olmadığını anlıyoruz. Aslında,
gerçek bedenimiz, mükemmel ve ölümsüz, birinci ve üçüncü safhalarda mevcuttur.
Şimdiki (ikinci) safhamızda, arzuların farklılığı ile Yaratan’dan ayrılmış ve kasıtlı olarak
bayağı, bozulmuş, kusurlu ve tamamen egoist bir beden verilmiş durumdayız. Bu
bedeni özellikle ıslah etmek için aldık ve üçüncü safhaya geldiğimizde bunun yerine
ölümsüz bir beden alacağız. Sadece şimdiki zamanda çalışmamızı tamamlayabiliriz.
Ancak, kişi ikinci safhada da tamamen mükemmellikte varolduğumuzu söyleyebilir.
Bunun sebebi şudur; her geçen günle daha çok ölen bedenimiz (zevk alma arzusu,
egoizm) arzuladığımız safhaya ulaşmamız için bize engeller yaratmıyor. Sadece bir
engel var: bedenin nihai elenişi ve onun yerine mükemmel sonsuz bir bedenin, yani
ihsan etme arzusu, kabul edilmesi için gereken zaman.
Fakat nasıl oluyor da bu kadar kusurlu bir evren, yani biz ve bayağı eğilimleriyle,
toplumumuz böyle mükemmel bir Yaratan’dan hâsıl olabiliyor? Cevap şu: fani
bedenimiz, tüm evren ve şu anki haliyle insanlık Yaratan’ın amacına dâhil değildi. O
bizim zaten son safhamızda olduğumuzu farz ediyor. Geçici olan her şey (egoizmi ile
beden mesela), sadece kendimiz üzerinde çalışarak manevi yükselişimizi
kolaylaştırıyor.
Bu dünyada yer alan tüm diğer yaratılmış varlıklar bizimle birlikte manevi olarak
yükselip alçalırlar ve bizimle beraber mükemmelliği edinirler. Üçüncü safha ilk safhayı
etkilediğinden, belirlenen amaca iki şekilde ulaşmamız tayin edilmişti: gönüllü manevi
gelişim, ya da sadece bedenimizi etkileyen, acıya katlanma.
Bundan anlaşıldığı gibi, egoizm sadece bu dünyadan yok edilmek ve özgecilliğe
dönüştürmek için yaratıldı. Acı, bize onun geçiciliğini ve değersizliğini ortaya çıkarmada
bedenin ne kadar önemsiz olduğunu gösterir.
Alıntı ile Cevapla
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147