Havas Okulu - Tekil Mesaj gösterimi - Zohar'a Girişten
Tekil Mesaj gösterimi
  #4  
Alt 13.06.19, 11:21
Naim Naim isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 29.04.18
Bulunduğu yer: İzmir
Mesajlar: 902
Etiketlendiği Mesaj: 10 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Egoizm, çok büyük zorluklar yaratır ve maneviyattan uzaklaştırır. Kendimizle sürekli ve
şiddetli mücadele etmezsek dünyadaki her şeyi istemeye başlarız. Eğer mücadelede
başarılı olursak, Onunla bütünleşmemize yardım eden, Yaratan’a doğru olağandışı
güçlü bir çekim hissederiz.
Bu, dünyada aşina olduğumuz, kişinin arzularını sınırlayıp disiplin ederek yaptığı
arzulara karşı bir mücadele değildir. Daha ziyade, evrenin ve zamanın ötesinde
maneviyatın, ebediyetin ve hâkimiyetin büyüklüğünü düşünerek, maneviyatı ve
ebediliği edinmek için zorlayıcı bir arzu geliştiririz. Bu, Yaratan’la bütünleşme arzusu
ikinci sürenin son seviyesidir.
3. Üçüncü gelişim süreci Kabala çalışmak ve Üst Dünyaların yasalarını yerine
getirmekten oluşur. Bu dönemde egoistliğe zıt, niyeti Yaratan’a zevk vermek ve
hiçbir şekilde kendimize fayda sağlamak için almadığımız, bir perde tarafından
yardım ediliriz. Bu çalışma egoizmi düzeltir ve Yaratan’ın yaptığı gibi iyi işler
yapma arzuna dönüştürür.
Egoizmin yok edilen kısmına oranla, belli bir seviyenin ruhunu, ve beş parçadan oluşan
belli miktarda Işık ve haz alırız: Nefeş, Ruah, Neşama, Haya, Yehida (NRNHY). Egoist
zevk alma arzumuzu, egoizmi koruduğumuz sürece, Yaratan’dan ayrı kalırız ve ruhun
minicik bir parçası bile bedenlerimize giremez.
Ancak, egoyu tamamen yok ettikten ve sadece Yaratan için zevk alma arzusunu
edindikten sonra (O’nun gibi olarak), tüm ruhumuz (ortak ruhun bir parçası) anında
bizi ele geçirir.
4. Dördüncü dönem, egoizm tamamen yok edildiğinde, tam yenilenmenin
ortaya çıktığı “ölülerin uyanışı” nı izler. Özgecilliğe dönüşüm işi devam eder,
ancak dünyamızda sadece birkaç kişi bu görevi tamamlayabilir.
Kabala, tüm dünyaların insan (topluca insanlık, anlamında) için yaratıldığını söyler.
Fakat Yaratan’ın, diğer dünyaları bırakın bizim dünyamızda bile kaybolmuş olan, insan
gibi küçük bir nesne için tüm bunları yaratma zahmetine girmesi acayip değil mi?
Neden insanlığın tüm bu Yaradılış’a ihtiyacı var?

Yaratan’ın, O’nun yarattıklarına zevk vermenin altında yatan hazzı, yarattıklarının ne
kadar algılayıp anladıklarına bağlıdır. Yaratan’ın hazzı, aynı zamanda O’nu, ne kadar
tüm iyiliğin vericisi olarak anladığımızdan da etkilenir. Sadece bu durumda bizden haz
alır. Bu tıpkı çok sevdiği çocuğuyla oynayan bir ebeveynin çocuğun kendisine olan
tutumundan zevk alması gibidir. Ebeveyn, çocuğun onu seven ve sadece onun
isteklerini bekleyen ve onları yerine getirmeye hazır, güçlü bir ebeveyn olarak
tanımasından zevk alır.
Şimdi, Yaratan’ın, o yükselen mükemmel insanlardan ne kadar yoğun bir haz aldığını
hayal etmeye çalışın, onlar Yaratan’ın kendileri için tüm hazırladıklarını kabul edip,
yaşıyorlar. Onlar Yaratan’la, ebeveyn ile seven ve sevilen çocuğunkine benzer bir ilişki
oluşturdular. Bundan, O’nun tüm bu dünyaları yaratmasına değer olduğunu
anlayacaksınız ve hatta seçilenler Yaratan’a yaklaşanların ifşa ettiklerini daha iyi
anlayacaklar.
Yarattığı varlıkları dünyaların ifşasına hazırlamak için, Yaratan bize haz alma arzusunun
dört seviyesine uygun olarak dört gelişim seviyesi verdi: cansız, bitkisel, canlı
(hayvansal) ve insan. Asıl seviye dördüncü seviyedir, fakat sadece aşama aşama
gelişerek ve her bir seviyede tamamen uzmanlaştıktan sonra edinilebilir.
Birinci seviye (cansız) tezahürün başlangıcı, fiziksel dünyamızda arzunun
başlangıcıdır. Bu seviyenin gücü tüm cansız doğa türlerini kapsar, ancak bu doğayı
oluşturan hiçbir element (örneğin kayalar) bağımsızca hareket edemezler.
Haz alma arzusu ihtiyaçları ortaya çıkartır ve bunlar da arzu edilen nesneyi elde
etmeye yönelik hareketleri meydana getirir. Bu durumda (birinci seviye), haz alma
arzusu çok ufaktır. Dolayısıyla, sadece tüm elementlerin toplamını etkiler ve doğanın
her bir cansız elementinde ayrı ayrı tezahür etmez.
Bir sonraki seviyede (bitkisel), haz alma arzusu daha büyüktür ve her bir maddeye
mahsus tezahür eder. Dolayısıyla, bitkisel seviyedeki her bir element halen bireysel
hareket etme yeteneğine sahiptir (mesela, bitkiler taç yapraklarını açar ve güneşe
dönerler). Bu seviye, emilim ve boşaltım gibi işlemleri kapsar, ancak bu seviyedeki
varlıklar hala bireysel özgür irade hissinden yoksundur.
Alıntı ile Cevapla
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147