Geçtiğimiz Mayıs Ayı'ndan kocasını öldüren bir kadının cinayet haberi :
"Akşam kavga ettik, sabah ilişkiye girmek isteyince tartıştık. Bu sırada korkutmak için savurduğum bıçak göğsüne saplandı. Yaralandığını görünce korkup dışarı kaçtım. Öldürmek isteseydim bıçağı kalbine vururdum"
Kocasını öldüren bir kadın; lakin popüler bir haber değeri olmadığı için çoğumuz bu talihsiz adamın ölümünü duymadı bile.
Pozitif ayrımcılık adına kadınla ilgili her şeyin üst perdeden haber değeri taşıdığı bir ülkedeyiz.
Cinayeti bile cinsiyetleştirerek kadın öldürülünce kadın cinayeti adıyla servis ediyoruz haberlere. Bir insanın ölümü kadın olmadıkça reyting almıyor nedense televizyonlarda.
Elbette kocası tarafından öldürülen kadın sayısı, karısı tarafından öldürülen erkek sayısından fazladır; bu olağan durumu politikleştirip toplumu ezilen kadın ve ezen erkek olarak kutuplaştırırsak bu bizim faydamıza olmaz.
Öldürülen kişiyi kadın veya erkek olarak değerlendirmek yerine insan olarak değerlendirip çözüme ulaşmamız daha kolay olacaktır.
__________________
Şimdi tekrar ne yapsam dedirtme bana yarabbi,
taşınacak suyu göster, kırılacak odunu,
kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde..
bileyim hangi suyun sakasıyım ya rabbelalemin
tütmesi gereken ocak nerde?
|