Havas Okulu - Tekil Mesaj gösterimi - 40 Mektup
Konu: 40 Mektup
Tekil Mesaj gösterimi
  #9  
Alt 21.10.19, 19:27
💜Zümer Zümer isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Vefalı Üye
 
Üyelik tarihi: 21.08.19
Bulunduğu yer: Tr
Mesajlar: 1,090
Etiketlendiği Mesaj: 240 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Kur’ân-ı Kerîm’de hiç tekrar yoktur. Tekrar gibi görünen âyet-i kerîmeler asla tekrar değildir. Muhakkak bir sebebe mebnîdir(Bir sebeb üzere inşa olunmuştur, bağlıdır.) Hazret-i Pir Muhyiddîn İbnü’l Arabî bu hususu îzah ederken “Müfessir (Kur’ân-ı Kerîm’i tefsir etme, edebilme ilmine sahip, bu hususta izinli olan, donanımlı olan kimse) ona derler ki; Kur’ân-ı Kerîm’de sûre başındaki ha-mim’lerin her birinin ayrı bir mânâsı olduğunu bile bilir.” buyuruyor. Yani ha-mim diye biz yedi sûrenin başında aynı harflerin tekrar edildiğini düşünürüz. Oysa böyle değil, her ha mim’in o sûreyle yahut başka bir sebebden alakalı muhakkak ayrı ayrı mânâları olduğunu zikrediyor. Bunu da biraz açalım. Kur’ân-ı Kerîm’de herkesin çokça okuduğu ve duyduğu Sûre-i Rahman’ı bilirsin. Bu sûreye “Arûsü’l Kur’ân-ı Kerîm” (Kur’ân-ı Kerîm’in gelini) derler.

Kıyamet gününde mahşer halkına Cenâb-ı Hakk’ın Rahman süresindeki kelâmıyla hitabda bulunacağı rivayet edilmiştir. Kur’ân-ı Kerîm’in gelini hadîs-i şerîfi mûcibince meşayihten(şeyh efendilerden) yahut dervişândan biri âlem-i cemâle göçtüğünde, kabre defnedildiği gece cemiyette bu sûre okunur. Ehl-i tarîkin âdâbındandır. Zât-ı âlinizin günlük dersleri içerisinde Rahman sûresi olduğu ve bu sûreyi her gün okuduğunuz ma’lûm. Onun için daha fazla teferruata girmiyorum. Şimdi sûre-yi celîleye baktığında hep aynı âyetin tekrar edildiği zannına kapılabilirsin.

Halbuki “Febieyyi âlâ i rabbiküma tukezziban” âyet-i kerîmesi her biri, müstakil âyettir. Dolayısıyla her biri müstakil bir mânâ ifade eder. Hem evvelinde geçen âyetle hem bu âyetten sonra gelen âyetle alakalı hakikatlere işaret eden ve asla birbirinin aynı olmayan kelâm-ı Sübhânîdir. Bunun haricinde bu zikredilen âyeti okuduğunda ayrı bir benlik ve vücûda nâil olursun.

Sonraki okuyuşunla gene ayrı bir benlik ve vücûda intikal etmiş olursun. Ve bu intikal neticesinde her vücûdun âlemi farklı olduğundan ayrı bir âleme de intikal etmiş olursun. İnsandaki idrak değişikliği âlemlerindeki değişiklikten dolayıdır. Kur’ân-ı Kerîm’in âyetleri ve tesbihat, bu yenilenme ve devamlı terakki ile her okuyuşunda o mânâ üzre başka bir âyet olarak tecellî eder ve Allah Teâlâ âlemlerin Rabbi’dir. Yani Rabbü’l-âlemîn’dir.

Daha evvelce zikrettiğimiz gibi namazın ilk rek’atında Fatlhâ’yi “Elhamdulilahi Rabbi’l-âlemîn” diyerek okursun, o rek’atın sonunda secdeye varırsın, secdeden kalktığında ayrı bir vücûd, ayrı bir hal ûzre huzura durursun. O rek’atın Fatihâ’sı ile diğer rek’atların Fatihası aynı değildir. Sen muvakkat(geçici, izafî) bir vücûda sahipken bile hiç yerinde durmayan tecellîlere mazhar oluyorsun da tecellilerin sahibi Hak Teâlâ ve O’nun kelâmı aynı yerde durur mu? Dolayısıyla sohbetlerdeki o mânevî alışveriş Cenâb-ı Hakk’ın nuru ve Resûlullah Efendimizin ruhaniyetiyle vücûda geldiğinden aynı şeyi duysan da ne sen aynı benliktesin, ne söylenilen söz daha evvelki duyduğun söz, ne de o sözü sana aktaran aynı ağız. O halde ilk defa dinliyormuşçasına âgâh ol, asla gaflet gösterme.
__________________
İnci Sancı Mahsulüdür..
Alıntı ile Cevapla
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147