Hamd Üzere Yemin Etmek
Horasan'h müteahhirûn alimlerimiz şöyle demişlerdir: Bir kimse, Allah
Teâlâ'ya en kapsamlı, en büyük bir hamd edecektir diye, yemin etse, bunun
yemininde sadık kalmasının yolu, şunu söylemesidir:
"Elhamdü Îillâhi hamden yuvâfî niamehû ve yükâfiu mezîdehu (Allah'ın
nimetlerinin hakkını ödeyecek ve nimetlerinin ziyadesini müsavi olarak bir
hamd ile Allah'a hamd olsun). Yani Allah'ın nimet ve ihsanlarından daha
çoğunun şükrünü karşılayan hamd, Allah'a mahsustur. Demişlerdir ki: En
güzel övgü ile Allah'ı övecektir diye yemin etmiş olursa, yemininde sadık
kalmasımn yolu şunu söylemektir:
"Lâ uhsî senâen aleyke ente kemâ esneyte ala nefsike" (Ben Sana karşı
gereken övgüyü yapamam; Sen kendini övdüğün gibisin). Bazıları, bu
sözün sonuna şunu ilâve etmişlerdir:
"Feleke'l-hamdü hattâ terzâ." (Sen razı oluncaya kadar, ha m d Sanadır).
Ebû Sa'd EI-Mütevellî, "Allah teâlâ'yı en büyük ve en yüce bir övgü ile
övecektir, diye yemin eden kimsenin meselesini şöyle şekillendirmiştir:
Daha önceki zikrin başına "SÜBHANEKE" teşbihini getirerek hamd
etmelidir ki, yeminini bozmamış olsun.
Ebû Nasır Et-Timar'dan, o da Muhammed ibni Nadir'den (Rahimehullahu Tealâ) rivayet ettiğine göre, demiştir ki, Âdem Aleyhisse-lâm
şöyle dedi: "Ya Rabbî! Elimin kazancı ile beni meşgul ettin. Bana bir şey
öğret ki, onda hamd ve teşbihin kapsamlı anlamı olsun. Yüce ve büyük
Allah ona şunu vahyetti: Ey Adem! Sabahladığın zaman üç defa,
akşamladığın zaman üç defa şöyle söyle:
"Elhamdü lillâhi rabbİ'l-âîemîne hamden yuvâfîniamehû ve yükâfiv
mezîdehû.
İşte bu, hamd ve tesbîhin en kapsamlisıdır. En iyisini Allah bilir
__________________
-Eğer duanız olmasa RABBİMİN katında ne ehemmiyetiniz var.
-Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir;kaldı ki Allah birçoğunu da bağışlar.
|