“İnsan kişisel olarak psikolojik yönleri olan, beşeri ilişkileri nedeniyle de sosyal yönleri olan bir varlıktır.
Batı medeniyetinin yaşadığı Kaliforniya sendromunun dört özelliği vardır.
İlki hedonizm yani haz felsefesini (hedonizm) yaşam sebebi görmek. Bunun için özgürlükler sonuna kadar yaşanmalıdır.
İkincisi egosantrizm, kişilik haline gelmiş şekli narsisizmdir. Yani kişi kendini özel, önemli, üstün görür, dünyanın merkezinde görür kendini. Erkek ve kadın birbirinin rakibi görülür. Kendi dışındakini düşman görür. Böylelikle toplumun temeli aile parçalanır.
Üçüncüsü yalnızlık ve yabancılaşma ortaya çıkıyor.
Son olarak da mutsuzluk ve depresyon görülüyor” dedi.” 7
Dünyada 2. Dünya savaşından sonra Avrupa’da ve özellikle Almanya’da Aile kurumuna müdahale edilmesi ile devlet aile içinde çocukların eğitimini kendi üzerine alarak aile bağlarını zayıflatmıştır. Sevgi bağlarını oluşturamayan fertlerin ilerleyen zamanlarda gençlere özgürlük, çocuklara özgürlük düşüncesi ile aile bağları daha da zayıflatılmıştır. Kadını erkeğin rakibi olarak gören anlayış aileyi tamamen dağılmasına neden olmuştur. Sadece Almanya’da boşanma üzerine avukatlar ve danışmanlıklardan oluşan sektör öyle güçlüdür ki yıllık 2 milyar Euro’yu bulmaktadır. O nedenle gençler büyük tazminatlar ödememek için evlenmemektedirler.
İsveç gibi İskandinav ülkelerinde kadınlar bir, iki yıl evli kaldıktan sonra çocukları olduktan sonra ayrılarak devlet desteği ile yalnız yaşamaktadırlar. Özellikle İskandinav ülkelerinde iki evden birinde insanlar yalnız yaşamakta ve bazen ölen kişilere bir yıl sonra ulaşılabilmektedir.
“Şu anda Batı dünyasının en büyük sosyal sorunu yalnızlıktır. İngiltere, 2018’de Başbakanlık Ofisi Yalnızlık Bakanlığı kurulduğuna ilişkin açıklama yaptı. Bakan tayin etmişler. İleri yaşta 8,5 milyon İngiliz evde yalnız yaşıyor. Sosyal destek için devlet yetişemiyor ”
|