Nefis Terbiyesin de üçüncü basamak -Nefs-i Mülhime-
İlham ve keşfe nail olan nefistir.
Bir başka ifade
ile nefsin ilâhi ilhâma uygun hale gelip kendisi için iyi ve
kötü olan şeyleri öğrendikten sonra, arzulardan arınıp
temizlenmeye başlama aşamasıdır..
Şems suresinde ki şu âyet-i kerîme bize bu nefsin
halinden haber vermektedir,“Nefse ve ona bir takım kabiliyetler verip de iyilik ve
kötülüklerini ilham edene yemin ederim ki, nefsini
kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere
gömende ziyan etmiştir.”Bu aşamada kendisine yapılan
ilham, nefse; kötü işleri öğrenip onlardan kaçınmayı ve iyi
işleri öğrenip onları yapmaya çalışmayı telkin eder. Bu
durumdaki nefis, şayet kötülüklerden, arzu ve isteklerden
kurtulup, onları boyunduruğu altına alırsa, mülhemeaşamasına ulaşır. Bu durumda da nefsin bedensel bağlarla
alakası kesilmiş değildir.
Bu nefsin üzeri nur-zulmet karışımı olan perdelerle
kaplıdır.Bu en zor mertebede hayır ve şerri, yarar ve
zararı içine almış olduğundan onda Hakk ile bâtıl, hakikat
ehli ile zındıklar birbirinden fark edilemez. Zor olmakla
birlikte bu mertebe birbirine çok benzeyenlerin ayırtedilme
yeridir.
Nefs-i mülhime’nin âlemi, ruhlar âlemi; mahalli
ruhtur. Seyri, billah’tır.Hâli; aşk, kanaat,
alçakgönüllülük, sabır, tahammül, özürleri kabul etmek, iyi
zan ve ezaya katlanmaktır.Bu nefis, sevabını ve günahını
Allah’ın yardımı ile bilmektedir; bu sebeple, Allah’tan gayrı
herşeyden uzaklaşır. Ruhlar âlemine yönelen bu nefis, aşk
hali içindedir. İlmi sever, cömerttir, kanaatkar ve
mütevazidir.Nefs-i mülhime sahibi sâlikin zikri, “hu” zikridir.
Sâlik Kelime-i Tevhid’e “Lâ mahbûbe illallâh (Allah’tan
başka kendisine sevgi beslenecek bir varlık yoktur.)
manasını verir. Sâlik, işlediği günahlardan dolayı tevbe-i
nasuh ile tevbe eder.
|