Havas Okulu - Tekil Mesaj gösterimi - 40 gün riyazet orucu insana ne katar?
Tekil Mesaj gösterimi
  #22  
Alt 31.03.21, 15:25
mustafa17 mustafa17 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Gayretli üye
 
Üyelik tarihi: 22.03.20
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 117
Etiketlendiği Mesaj: 3 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
cennet6666 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Riyazet, nefsin isteklerini dizginlemek amacıyla kişinin kendisine çeşitli şeyleri yasak etmesini veya onlardan kaçınmasını ifade eder. Perhiz manasına da gelir.

Tasavvuf terimi olarak riyazet, nefsi eğitmek için onu birtakım tabii ve meşrû, mübah olan arzularından mahrum etmeyi ifade eder.

İslâm’da nefsin haramlardan uzak tutulması emredilmiş, mekruh olan hususlardan sakınılması tavsiye edilmiştir.

Ancak sufiler nefsi mubah (helal olan, yapılmasında din yönünden herhangi bir sakınca bulunmayan) olan hazlardan da mahrum ederek, nefis üzerinde hâkimiyet kurulması gerektiğine, nefis tezkiyesinin bu şekilde gerçekleşebileceğine inanırlar.

Bu anlamda riyâzet, zühd, mücahede, mücadele, tahallî, nefis tezkiyesi ve tasfiyesi gibi tasavvuf terimleriyle yakın anlamlıdır.

Şu kadar var ki, halvet ve riyazet Kur’an ve sünnet çerçevesi içinde yapılmalıdır.

Bidât ibadetlerle veya Kur’anın ve sünnetin ön görmediği bir ibadet biçimi ile yapılması asla caiz değildir. Riyazet yapıyorum diye İslamda olmayan bir usulü (yoga vb.) yapmak, İslâm’dan sapmadır.

İslami dairede halvet ve riyâzetin şartları

1. Az yemek (Kıllet’üt-Taam)

İnsan nefsini azdıran şeylerin başında yeme içmede sınır tanımama gelir. Gereğinden fazla yemek, içmek israftır. İsraf ise haramdır. Kuran’da Yüce Rabbimiz; “…Yiyiniz, içiniz fakat israf etmeyiniz. Çünkü Allah israf edenleri sevmez” (el-A’raf,7/31) buyurmaktadır.

Peygamberimiz (a.s.) az yeme hakkında ısrarlı tavsiyelerde bulunmuştur.

“Âdem oğlu, midesinden/karnından daha şerli/fena bir kap doldurmamıştır. Belini doğrultacak birkaç lokmacık ona yeter. Yok, birkaç lokma ile yetinmeyecekse (nefsinin galebesiyle) ille de midesini dolduracaksa hiç olmazsa onu üçe ayırsın: (Karnının) Üçte birini yemeğe, üçte birini içeceğine/suya, üçte birini de nefesine (ayırsın; üçte birden fazlasına yemek koymasın).”

Ebu Süleyman Dârânî: “Dünyanın anahtarı tokluk, ahiretin anahtarı açlıktır.” der.

Kuşeyrî İbni Salim’den naklen der ki: “Kulun mutad olarak yediği yemeklerden her gün sadece kedi kulağı kadar azaltması tasavvufta riyazetin âdâbındandır.”

2. Az uyumak (Kıllet’ül-Menam)

Az yemek sonucu kişi az uyur. Az uyumak, Allah’a dönüşün ifadesidir ve kalbi cilalandırır.

Kur’anda uykunun ölçüsü; “Uykunuzu bir dinlenme yaptık” (Nebe,78/9 ) ayetinde ifade edildiği gibi, dinlenecek kadardır.

Abdullah b. Abbas’tan (r.a) rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber; “Ümmetim hakkında en çok şu hususlardan korkuyorum” buyurmuştur. “Bunlar; şişmanlık, uykuya düşkünlük, tembellik ve iman zayıflığıdır.” (Suyûtî, Camiü’s-sağir, 1: 404)

Nitekim Hz. Süleyman’ın annesi, oğluna şöyle tavsiyede bulunduğu rivâyet edilmiştir: “Evlâdım! Geceleyin fazla uyuma! Zira geceleyin fazla uyku, kişiyi kıyamet günü fakir bırakır.” (İbn Mâce, İkâmetü’s-salavât, 174)

Yukarıda zikrettiğimiz rivayetlerde de ifade edildiği gibi fazla uyku insan sağlığına olumsuz yönde etki etmektedir. Dolayısıyla fazla uykudan sakınmalıyız.

Ayrıca gecenin ve gece ibadetinin İslam’da özel bir yeri vardır.

Bunun için Kur’an’da “geceleyin sıcak yatağından kalkıp Rablerine ümit ve korku ile dua edenlerle, (Secde,32/16) seher vakitlerinde uyumayıp istiğfar edenler (Ali İmran,3/17), (Zariyat,51/15-19) ve gecenin azında uyuyup sabahın erken saatlerinde istiğfar edenler (Zümer,39/9) övülmekte, gecenin son üçte biri diliminde teheccüt namazı tavsiye (İsra,17/79) edilmektedir.

3. Az konuşmak (Kıllet’ül-Kelam)

Halvet ve Riyâzetin bir önemli unsuru da az konuşmaktır.

Kur’anda;

“O kimseler ki boş söz ve işlerden yüz çevirirler.” (Mü’minûn, 23/3)

“Kullarıma söyle, en güzel sözü söylesinler!” (İsrâ, 17/53) buyurulur.

Resulullah (a,s) da;

“Kim bana iki çenesi arasındaki (dili) ile iffet ve nâmusunu koruma sözü verirse, ben de ona cennet sözü veririm.” (Buhârî, Rikâk, 23)

“Allâh’a ve âhiret gününe inanan, ya hayır söylesin ya da sussun!” (Buhârî, Edeb, 31, 85) buyururlar.

Necmüddin Kübra: “Dil konuşunca kalp susar. Dil susunca da kalp konuşur” demiştir.

İnsana iki kulak bir ağız verilmiştir. Bu yaratılış, iki dinleme bir konuşma demektir.

Dolayısı ile insanın konuşmaktan çok dinlemeye ihtiyacı vardır.

Dilini tutan, kötülüklerden emin olur.

Sonuç olarak, Riyâzette halvetin de önemli bir yeri vardır. Çünkü nefis ve nefsin tabiatı yalnızlıktan/halâvetten hoşlanmaz, insanların arasına karışmak ister. Ancak zaman zaman topluluk içinde yaşamanın maddi manevi bir çok riskleri vardır. Bu günlerde olduğu gibi!

Zunnûn Mısrî “İnsanı halvetten daha fazla ihlaslı olmaya sevkeden bir vasıta görmedim.” demiştir. İbn-i Mübârek’e “Kalbin devası nedir?” diye sorulunca “Halkla az görüşmektir” cevabını vermiştir.

Şimdi hepimiz, halvet ve riyazet niyeti ile evlerimizi mescid, dergah, tekke yapabilir, şu zaman dilimini ibadet atmosferinde manevi temizlik eğitimi ile geçirebiliriz.

Ayrıca evde hane halkı ile beraber yaşamak halvet ve riyazete aykırı ve engel değildir.

Müminin yaptığı mücâhede, halvet ve riyâzetin başarısına göre, ruhunun kemale ermesi, huzura kavuşması ve Allah’a yaklaşması gerçekleşir.
Allah razi olsun sağolun

---------- Post added 31.03.21 at 15:27 ----------

Alıntı:
caspercrazy Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
riyazat niyeti ile yaparsan farklı normal sevap için farklı senin niyetin baştan Allah rızası değil cinleri görmek - çok kurcalamazdım
amenna Allah razi olsun
Alıntı ile Cevapla
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147