Evet bu dua bir hadiste geçmektedir ve şöyledir:*الْحَمْدُ لِلَّهِ عَلَى كُلِّ حَالٍ وَأَعُوذُ بِاللَّهِ مِنْ حَالِ أَهْلِ النَّارِ

Bu dua ifadesinin geçtiği bir hadis rivayeti şöyledir:

Ebû Hüreyre (r.a.) den rivayete göre, Hz. Peygamber (asm) Efendimiz şöyle buyurdu:

*اللَّهُمَّ انْفَعْنِي بِمَا عَلَّمْتَنِي وَعَلِّمْنِي مَا يَنْفَعُنِي وَزِدْنِي عِلْمًا الْحَمْدُ لِلَّهِ عَلَى كُلِّ حَالٍ وَأَعُوذُ بِاللَّهِ مِنْ حَالِ أَهْلِ النَّارِ

Allahümme infa'nî bîmâ allemtenî ve allimnî mâ yenfaunî ve zidni ilmen velhamdü lillahi ala külli hâlin ve eüzû billahi min azâbi'n-nâr.

Allah’ım bana öğrettiğin ilimle beni yararlandır bana yarayacak olan ilmi bana öğret. İlmimi artır. Her zaman ve zeminde sana hamdolsun. Cehennemliklerin halinden Allah’a sığınırım.*(Tirmizi, Deavat, 130; İbn Mace, Dua, 2)

İlimden yararlanmak onunla amel etmek ve bilginin gereğini yapmak yoluyla gerçekleşir.

Yararlı ilim*dünya hayatı ve ahiret hayatı bakımından faydalı olan ilimdir.

Hamd her hal üzerine Allah'adır. buyurulmuştur. Yani sıkıntı ve üzüntü halinde olsunneşe bolluk ve sevinç hali olsun mümin daima Allah'a hamd etmelidir.

Şu halde sadece günaha, küfre ve bunlara götürecek şeylere hamd edilmez, bunun dışında her şey bizim için bir nimettir, hamd ve şükür gerekir.

Çünkü Müslümanın başına gelen sıkıntılar, onun ya bir günahını örter ya daha büyük bela ve musibetlere engel olur ya da Allah katındaki derecesini artırır. Kim bilir başka nice nimetlerin kapısını aralar.

Bu nedenle şuurlu bir Müslüman her halinin kendisi için bir nimet olduğunu bilir be her haline şükreder.

Demek ki, mümin her halükarda şükür ve hamd üzerinde bulunmalıdır, buna şükrü mutlak denir. Nimet kesildiğinde şükür etmemek mukayyet şükür olur ki bu mümine yakışmaz onun için her hal üzere hamd etmeliyiz...