necip fazıl eminönünden kadıkoye gitmek üzere vapura biner, yanına bir deist oturur. üstad demiş; allaha inanıyorum bu tamam ama, melekler, kitaplar, peygamberler bunlara inanmıyorum ne gerek var bunlara sadece allaha inansak..
üstad demişki; yüzme biliyormusun
adam : evet
üstad; o zaman bu vapura binme yüzerek karşından karşıya geç...
işte sende arada inanıyorum diyip denize atlıyorsun baktın ki yol uzun geri kulaç atıp kıyıya çıkıyorsun. vasıta kullanmak istemiyorsun. zor olanı seçip kıyıda bekliyorsun. aslında karşı taraf uzaktan parıltılı ve güzel farkındasın.. ama diğer kıyıda beklemen senin seçimin..
allahın senin ibadetine ihtiyacı yok.. ibadetler borçtur, teşekkür borcu.. allah sen ona isyan ettiğin halde rızkını kesmiyor, rızık veriyor, aile veriyor, can veriyor sağlık veriyor... peki sen hayatın boyunca yatalak evladına baksan oda sana günde 5 vakit teşekkür etse mutlu olmazmısın? sana günde 5 vakit teşekkür etse ona olan ikramını artırmazmısın? teşekkür edenle etmeyen bir olurmu.. teşekkür edenler vefalıyken etmeyenler nankör olmazmı? oruç sağlığın teşekkürü, zekat malın teşekkürü,
geri ki ibadetler bu örnekle çarp,, işte teşekkür ederek yapacağın ibadetlerin cevabını bunda görmeye çalış...
|