Direk görmezsin. Eğer kulakların açıldıysa sana onlardan fısıltılar, kalbin açıldıysa onlardan vesvese gözün açıldıysa da onları önce enerji olarak görmeye başlarsın. Bu noktada sadece onlar sana görünmek istiyorlarsa görünürler.
Sonra eğer tamamen görmek istiyorsan ve senin için hayırlıysa açılıyor. Onu Allah'dan başka açıcı yoktur.
Sen bunu istemedikçe zikirler sadece imanını arttırır. Ama çokca zikir çektiğin için rahatsız edilebilirsin, daha doğrusu dünyadaki imtihanın artar. Bazıları çok zikir çektim bana musallat oldular şeklinde dese de, aslında birçok insan musallatla uğraşmaz. Çok fazla zikir çekince nefs ile bir münakaşaya girersin, buda içindeki imanı arttırır veya zikir çekme zevkinin düşürür ve yok eder. Buda imanın zayıflamasına yol açar. Kalbleri değiştiren (Muhallibel Kulup) olan Allahtır.

Allahümme ya mukallibel kulûb, sebbit kalbî alâ dînike
(Ey kalpleri halden hale değiştiren Allah'ım;benim kalbimi dinin üzere sabit kıl.)
(Tirmizi, Deveat,124)

Eğer soğuma hissedersen çokça dua da etmek lazım.

Ayrıca bu duruma çok odaklanır inadına açılsın istersen de açılmıyor. Yani iki extreme uçta da açılmıyor aslında. Ne çok istemeli ne de çok istememelisin.

Bu sebepdir ki mürşit zikri senin içinde bulunduğun nefs mertebesine göre verir. Eğer sana kaldıramayacağından fazla verirse, sende devam etmeye çalışırsan bu işten soğursun var olan imanında artmak yerine düşer. Derslerde ilerledikçe yavaş yavaş senin mertbene göre arttıracaktır.

Elbette tek başına da başarılı olabilirsin. Esas olan hiç birşeyi çok fazla istememektir. Önemli olan Allah rızasıdır. Zikirler ve bütün ibadetler Allah rızası için yapılır.

Bu soğumayı da şöyle tartabilirsin. Eğer zikir çekerken imamenin sonunu sayıyorsan, şunu da çekeyim bitecek şeklinde kendini zorluyorsan, sayı senin için fazla olabilir. Zikir çekerken sana zor gelmeyen rakamdan başlayıp, iman arttıkça, bu az geldi biraz daha mı çeksem hal'i sende hasıl olunca sayıyı arttırmak gerekli.