﴿تُسِرُّونَ إلَيْهِمْ بِالمَوَدَّةِ﴾

Sizler onlara gizliden gizliye bir sevgi besliyorsunuz.

Mümtehine Sûresi 1.

Müslümanlık bedel ister. Bu bedel kimi zaman candan, kimi zaman canandan vazgeçmeyi isteyebilir.

Bu bedel, en yakınlarına en uzak olmanı isteyebilir. Sevdiklerini sevmemeni isteyebilir.

Bir Müslüman, açık bir şekilde Allah'a ve Müslümanlara düşmanlık edenlere karşı bir sevgi besleyemez. Onlara imrenemez. Onların yerinde olmayı arzulayamaz. Bir Müslüman, ekonomik sıkıntılar içinde olsa da müreffeh bir hayat süren bir din düşmanına sevgi besleyemez, ona imrenemez, onun yerinde olmak isteyemez.

Bazı kimseler maalesef içten içe düşmana karşı bir hayranlık içindedir. Onların yatlarını, katlarını, yatırım ve birikimlerini görünce yelkenleri indirmekte ve onlara karşı bir muhabbet duymaktadır.

Düşmanın fikrine, düşüncesine, mal varlığına, sahip olduğu imkanlara, mevki makamlara dahi imrenmek doğru değildir.

Bir kimse İslam'a ve Müslümanlara cephe açmışsa ister sesi güzel olsun, ister iyi bir oyuncu olsun, ister başarılı bir sporcu olsun, ister güçlü bir yazar olsun, ister akademik unvanı olsun, ister sanatçı ve siyasetçi olsun ona ve onun sahip olduğu şeylere gizli ya da açık bir sevgi duyulamaz.

Maalesef sesi güzel din düşmanlarına hayranlık duyuyoruz! Maalesef din düşmanı komedyenleri izleyip eğleniyoruz. Maalesef din düşmanı sanatçıların hayatlarını merak ediyoruz!

Ey Müslüman, din düşmanlığı yapanlara açıktan sevgi beslemen doğru olmadığı gibi, gizliden de sevgi duyamazsın.

﴿تُسِرُّونَ إلَيْهِمْ بِالمَوَدَّةِ﴾

Bu ayetin bir diğer anlamı da şudur: "Sizler onların sevgisini kazanmak için sırlarınızı veriyorsunuz!"

Bu anlamı da çok önemlidir. Onların sevgisini kazanayım derken verdiğiniz sırlar, Müslümanların acı çekmesine neden olmaktadır. Onların sevgisini kazanayım derken, kimin sevgisini kaybediyorsunuz biliyor musunuz?