“Kendimi yetersiz hissediyorum”, “daha çok çalışmam lazım”, “yeterince okuyamıyorum”, “bilgim ve görgüm yetersiz”, “gündemi kaçırıyorum”, “sağlıksız yaşıyorum”, “yediklerimin hepsi yapay”, “neden beni sevmiyor”, “düşmanlarıma karşı tetikte olmalıyım”... Zihnimiz bu örnekler gibi binlerce otomatik düşünceyi gün içinde onlarca kez bilinç düzeyimize getirir. Onun işi budur. Adeta bir çaydanlıkta kaynayan suyun yüzeyindeki kabarcıklar gibi bir görünüp bir kaybolan ama devamlı fokurdayan bu tip düşünceler, zihnimizin ana işlevlerinden birisinin doğal yansımasıdır: Zihnimiz, sürekli düşünce ve olasılık üretmelidir ki önümüze çıkabilecek olası durumlara karşı hazırlıklı olabilelim. Sade bir hayatta bu tip spontan düşünceler oldukça faydalı olabilirken, belirsizlik ve karmaşıklık içinde yani günümüzün şehir yaşamında böyle bir zihin sürekli olarak gerilim ve stres üretir. Beynimizin stres yanıtları üretmekle görevli korteks altı “limbik” bölümleri, mantıklı ve bilinçli üst beyin bölgeleri gibi değildir. Bir tehdit algısı oluştuğunda o tehdidin gerçekliği veya olasılık düzeyi ile ilgilenmez. Tek yaptığı ister hayal ister gerçek ister muhtemel isterse muhayyel olsun, zihne düşen stres yapıcı her türlü belirtiye tepki vermektir. Bu nedenle (ister olumlu isterse olumsuz olsun) düşüncelerimiz, bilinç dışı merkezlerimiz tarafından gerçekmiş gibi algılanır. Neticede, var olmayan tehlike ve olumsuz düşüncelere karşı da aynen gerçek tehdit ve sıkışıklıklarda olduğu gibi değişik düzeylerde stres yanıtı oluştururuz. Çoğu insan, zihnin bu “gürültüsünden” bilinçli olarak rahatsızlık duyar. Mesela yoga ve meditasyon gibi tekniklerle yahut eğlence, uyuşturucu gibi müdahalelerle bu gürültüyü susturmaya çalışır. Bu çabaysa genellikle boşunadır. Zira düşünce üretmek, zihnimizin işlevidir. Aynen idrar üretmenin böbreklerimizin, nefes almanın da akciğerlerimizin işi olduğu gibi... Onları durdurmayı nasıl aklımızdan geçirmiyorsak, zihni durdurmaya uğraşmak da mantıksızdır. Onun yerine atılması gereken iki adım söz konusudur: Öncelikle zihinden geçenleri fark etmek, sonrasında ise olumsuz olanları olumlu veya yapıcı karşılıkları ile değiştirmek.
__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
|