Alıntı:
Talin Nickli Üyeden Alıntı
Senin yaşadığının benzerini ben de yaşıyorum. Mesela Hatay, Maraş depremi olmadan bir hafta önce başladım, kendi kendime dedim ki büyük bir deprem olacak. 2 gün kala komşu geldi. Nasılsın diye sordu, iyi ki geldin, kendimi iyi hissetmiyorum çünkü kafamda sürekli deprem olacak düşüncesi geçiyor dedim. 2 gün sonra komşu beni aradı. Depremi nasıl da bildin diye.
1999 da İstanbul depreminde de aynı hisleri yaşamıştım.
Birine bişeyler soracaktım daha ağzımı açmadan soracağım soruların cevabını tek tek söylemeye başladı.
Hiç tanımadığım bir akrabam vardı, bu yaşa kadar görmemişim, bu yaştan sonra da imkansız dedim. 1 saat sonra telefon geldi. O akrabam bulunduğum şehre belki 20 kişiyle gelip tanışma durumumuz oldu.
Ben dedelerimin mezarını hiç ziyaret etmemiştim ama iki yıl boyunca aklımdaydı. Uzun bir yolculuk sonrası kabre vardım. Eyvah dedim ne tarafta acaba mezarları, babama da sormadan geldim. Azcık yukarı doğru gideyim sonra aşağı doğru iner mezar taşlarını okuyarak ararım diye düşündüm. Mezarlığın ortasına gelince arkadan bir mezar taşını tuttum, bu kim acaba diye eğilip baktığımda dedemin mezarı olduğunu gördğm. Rabbim bana aratmadan elimle koymuş gibi buldurdu. Ama yolculuk niyetim gerçekten dirilerden çok mezar ziyareti yapmaktı. Hangi bir olayı anlatsam ki, bunu ne danışacak ne de soracak kimsem olmadı. Devamlı okuduğum zikir, Tevbe suresinin son ayetidir.
|
bunu baskalarina anlattigin halde bu haller aynen devam ediyorsa sitedeki renkli kisilere haber et bakalim sahsi fikrim
uzun sure bir zikre bagli kaldigin icin bazi acaiplik denilen lutuflara mashar olmuşsun