Beslenme ve Sağlığımızda Çayın Önemi - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > Sağlık & Şifa > Sağlık > Beslenme & Diyet & Zayıflama

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 10.02.17, 14:51
DiLara - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Manevi
 
Üyelik tarihi: 28.11.15
Bulunduğu yer: Yesil Gunes
Mesajlar: 630
Etiketlendiği Mesaj: 29 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Beslenme ve Sağlığımızda Çayın Önemi

Bedenin su gereksinmesinin karşılanmasında içecekler önemli yer tutar. İçecekleri, besin değeri olanlar (süt, ayran, meyve suları), çay, kahve ve kakao, kolalı ve kolasız gazozlar, toz içecekler, alkollü içkiler ve bazı bitki çiçek, yaprak ve tohumlarından sağlanan, adaçayı, ıhlamur, nane, kuşburnu gibi içecek maddeleri şeklinde gruplandırabiliriz. Bunların içerisinde tüketimi en fazla olanlar sırasıyla, çay, kola ve ayrandır. Bu yazıda çayın beslenme ve sağlık açısından olumlu ve olumsuz yönleri üzerinde durulacaktır. Çay yapraklarından çay olmak üzere genel fabrikalarda siyah çay ve yeşil de iki tip çay elde edilmektedir. En çok tüketilen tip siyah çaydır. Siyah çay polifenollerin enzimatik oksidasyonu ile elde edilir. Yeşil çay eldesin de, çaydaki enzimler etkisizleştirilerek polifenollerin oksidasyonu önlenir. Dünyada tüketilen çayın % 75'i siyah çaydır. Çay üretimi açısından ülkemiz, Hindistan, Sri Lanka, Kenya, Çin ve Endonezya'dan sonra gelir.

Oksidasyon sırasında birçok aroma arttırıcı öğeler oluşur. Bazıları çok az miktarlarda olsa da, 300'den fazla aroma öğesi belirlenmiştir.

Çaya özellik kazandıran öğelerin başında metilksantinler gelir. Metilksantinlerin çoğunluğunu kafein oluşturur.

Teobromin ve teofilin az miktarlarda bulunur. Azotlu gübre kullanımı Fayın kafein içeriğini %40 civarında arttırır. Kafein içeriğine etki eden diğer faktörler mevsim farklılığı, yaprağın toplanma zamanı ve biçimidir.

Çay yaprağının önemli bir bölümünü polifenoller oluşturur. Bunların başında katesin, flanols, gallik asit ve depsides gelir. Çayın rengini veren pigmentler, klorofil ve karotenoidlerdir. Çaydaki minerallerin yaklaşık yarısı potasyumdur.

Siyah Çayın Hazırlanması

Siyah çay bir kısım paketlenmiş kuru çayın yüz kısım sıcak suda demlenmesiyle hazırlanır. Demlenme sırasında kafein, organik asitler ve polifenol türevleri ve minerallerin bir kısmı suya geçer. Demlenme süresi uzadıkça bu öğelerin suya geçen miktarları da artar. Böylece çayın rengi koyulaşır ve tadı acır. Çayın tadı polifenol türevleri ve kafeinden kaynaklanır.

Siyah çay ülkemizde genellikle sıcak olarak, isteğe göre şekerli, az şekerli ya da şekersiz olarak içilir. Çayın yanında dilimlenmiş limon bulundurmak da yaygındır. Bazı toplumlarda sıcak çay sütle birlikte içilir.

Bazı ülkelerde "buzlu çay" içme alışkanlığı yaygındır. Buzlu çay hazırlanırken. demlenmiş çayın içine bol buz konarak soğutulur ve dilimlenmiş limonla birlikte içilir.

Yeşil çay, Çin ve Japonya gibi ülkelerde yaygın olarak kullanılır. Yeşil çayın aminoasit içeriği siyah çaydan yüksek. polifenol içeriği ise düşüktür. Yeşil çayın kafein içeriği de siyah çaydan düşüktür. Yeşil çay da siyah çay gibi demlenerek hazırlanır. Çay yapraklarının suda çözünür bölümlerinin ayrılması ile toz halinde "poşet çay" hazırlanır. Poşet çayın kafein içeriği normal siyah çaydan biraz daha düşüktür.

Çayın Besin Değeri

Çayın demlenme sırasında suya geçebilen öğelerinden yararlanılır. Bunun başında kafein gelir. İki-üç dakika 180 ml kaynar suyla demlenmiş çayda 30 mg civarında kafein bulunur. Demlenme süresi uzadıkça bu miktar yaklaşık 60 mg'a çıkabilir. İçilen sade çayda protein, yağ ve karbonhidrat gibi makro besin öğeleri hemen hemen yoktur. Eğer çay şeker ve süt gibi besinlerle içilirse, bir miktar karbonhidrat ve protein sağlanır. Çay yaprağındaki B vitaminlerinin % 80'i suya geçer. Ancak siyalı çaydan sağlanan B vitaminleri günlük gereksinmenin çok azını (5 fincan çay % 2-7'sini). karşılayabilir. C vitamini fabrikalarda oksidasyon sırasında kaybolduğu için siyah çayda yok denecek kadar azdır Yeşil çay uygun koşullarda hazırlandığında C vitamini sağlayabilir. Günlük içilen 5 fincan (her fincan 180-200 ml) yeşil çay insanın C vitamini gereksiniminin % 2530'unu karşılayabilmektedir.

Siyah ve yeşil çayda önemli miktarda E ve K vitamini bulunmasına karşın, suda çözünmediklerinden içilen çayda çok az olduğu düşünülür.

Çay minerallerden potasyum ve flor için önemli kaynak sayılabilir. Bir fincan çay 60-70 mg potasyum ve 0.10 –0.12 mg flor sağlar. Alüminyum demleme sırasında suya çok az geçer. Bir fincan çaydaki miktarı ortalama 0.4 mg'dır. Çay manganez açısından zengindir. Bir fincan çaydaki miktarı 0.1-0.3 mg arasında değişir. Diğer minerallerin suya geçen miktarları insanın gereksinmesine fazla katkıda bulunmaz.

Çayın Sağlık Üzerine Etkisi

1- Polifenollerin Etkisi

Polifenoller, çayın önemli bir bölümünü oluşturur. Polifenollerin fizyolojik etkileri olumlu ya da olumsuz yönde olmaktadır.

Okside olmamış polifenoller, "biyoflanoidler" olarak bilinir Biyoflanoidlerin kılcal kan damarlarının dayanıklılığını arttırdığı üzerinde durulmuş ve bunlar "vitamin P" olarak tanımlanmıştır. Bu nedenle yeşil çay bazı ülkelerde kılcal kan damarları zayıflığını giderici olarak kullanılmaktadır. Bu etki yeşil çayın C vitamini içeriğinden dolayı olabilir. Siyah çay üretiminde polifenoller okside olduğundan bu tür bir etki görülmez. Ayrıca, kafein katekolamin sentezini hızlandırırken, biyoflanoidler bu öğenin yıkımını engellediğinden çayın antidepresan etkinlik gösterdiği ileri sürülmüştür. Biyoflanoidlerin radyoaktif Sr 90'ı uzaklaştırarak kemik iliğinde birikimini engellediği, dolayısıyla radyasyondan kaynaklanan lösemi de koruyucu olduğu bildirilmiştir.

Siyah çaydaki okside olmuş fenolik öğeler besinlerdeki hem olmayan demirin biyo yararlılığını önemli ölçüde azaltırlar. Bu etki özellikle diyetleri bitkisel besinlere bağımlı olan bireylerde demir yetersizliği anemisinin oluşmasında önemli rol oynar. Çay, yemekle birlikte içildiğinde bu tür olumsuz etkisi söz konusudur. Yemekten bir saat sonra içilen çayın demirin biyo yararlılığına etkisi gözlenmemiştir. Bu nedenle kansızlığa eğilimli, doğurganlık dönemindeki kadınların ve çocukların yemekle birlikte çay içmemeleri. çok arzu edilirse açık ve limonla birlikte içmeleri gerekmektedir. Limon, C vitamini içerdiğinden, fenollerin demir bağlayıcı etkilerini azaltmaktadır. Bunun yanında demir birikimi olan talasemili hastalara yemekle çay içirilmesi yararlı kabul edilebilir.

2- Kafeinin Etkisi

Çay önemli miktarda kafein ve diğer metilksantinler içerir. Kakao. çikolata ve kolalı içeceklerde de kafein vardır. Kafein ve diğer metilksantinler mide salgısını uyarırlar. Mide salgısının aşırı artması mide dokusu zayıf olan bireylerde ülser riskini arttırır. Yapılan bir araştırmada 200 ml çay, beden ağırlığının kilosu başına 0.04 mg histaminin oluşturduğu eş değerde asit salgısına neden olmuştur. Çayın sütle ve şekerle birlikte içilmesi asit salgısı üzerindeki etkiyi azaltır. Bu nedenle gastrit ve ülsere meyilli olan kişilerin çay içmekten sakınmaları, çok istenirse çok açık şekilde içmeleri önerilmektedir.

Çay, kafein içeriğinden dolayı insanlar tarafından "uyuklamayı önleyici", "kişiyi daha uyanık ve dikkatli duruma getirici" olarak bilinir.

Bileşimindeki kafein dolayısıyla çay, merkezi sinir sistemini uyarıcı etkinlik gösterir. Merkezi sinir sisteminde, kafeinin, lokomotor aktiviteyi artırarak kişiyi daha uyanık ve dikkatli duruma getirdiği gözlenmiştir. Bunun yanında kafeinin yapay türevlerinin lokomotor aktivite üzerine yatıştırıcı etki yaptığı da bilinmektedir.

Çayla alınan kafein beyinde dopamin düzeyini arttırır ve katekolamin alıcılarını duyarlılaştırır. Bu nedenle sinir sistemi uyarıcısı olarak kabul edilir. Kafeinin sinir sistemi üzerine olan uyarıcı etkisi bireyden bireye değişir. Araştırmalarda bazı kişiler, 150-200 mg kafein aldıklarında rahat uyuyamadıklarını belirtmişlerdir.

Bunun yanında, sürekli kafeinli içecek alanlarda uyku bozukluğu gözlenmemiştir. Buna göre, bireyler kafeine alışkanlık geliştirmektedirler. Bu nedenle bazı kişiler alışkın oldukları biçimde çay ya da kahve alamadıklarında huzursuzluk ve baş ağrısı gibi belirtilerden yakınmışlardırlar. Kafeinli içecek verildiğinde bu belirtiler ortadan kalkmaktadır. Ancak bu alışkanlık uyuşturucu ilaçlara bağımlılık niteliğinde kabul edilmemektedir.

Kafein kalp ve damar kaslarının kontraksiyonunu ve sinir uyarı ileticilerini etkileyerek kardiyovasküler sistemi etkiler. Kafeinin etkisi alınan doza ve alım zamanına göre değişir. Kafeinin bu etkisi adrenal hormonlarının salınımıyla ilgilidir. Kafeinli içecek alındığında kalp kaslarının kontraksiyonunun arttığı gözlenmiştir. Metilksantinlerden çayda bulunan teofilinin kalp atım hızını arttırdığı gözlenmiştir. Kafein ve teofilinin kalp hızı üzerine etkisinde süreklilik görülmemiştir ve bunun daha çok kan basıncını yükseltici etkisinden dolayı olduğu sonucuna varılmıştır. Kafeinli içecek alındığında önce kan basıncı yükselmekte, daha sonra nabız artmakta, 2 saatlik süre geçtikten sonra her ikisi de normal düzeye inmektedir. Kafeinin kan basıncı üzerine etkisi doza bağımlıdır. Kafeinli içeceklerin idrar söktürücü etkileri de vardır.

Bireyler belirli düzeyde kafeine tolerans geliştirdiklerinden, belirli miktarlarda alınan çayın kardiyovasküler sistem açısından fazla sakıncalı olmadığı sanılmaktadır. Bunun yanında duyarlı kişilerin bu tür içecekleri alırken dikkatli olmaları gerekmektedir.

Kafein, metaholik hız üzerinde etkilidir. Kafein vücutta yağ yıkımını hızlandırır ve kanda serbest yağ asitleri ve gliserol yükselir. Deney hayvanlarında yapılan araştırmalarda beden ağırlığının kilosu başına verilen 5 mg kafeinin ağırlık kaybına neden olduğu gösterilmiştir. Kafein. yağ hücresini küçültmekte, trigliserit miktarını azaltmaktadır. İnsanda kafeinli çay ve kahve alımının kanda trigliserit düzeyini biraz düşürdüğü, kolesterol düzeyini ise yükselttiği bildirilmiştir. Bunun yanında çay ya da kahve tüketimi ile serum lipoproteinlerinin düzeyleri arasında düzenli ilişki bulunamamıştır.

Kafeinli içecekler alındığında, kanda şeker düzeyinin yükseldiği görülmüştür. Aynı zamanda karbondioksit üretimi de artmaktadır. 100 mg kafein içeren içecek alımını izleyen iki saatlik süre içerisinde enerji harcamasında % 16'lık artış görülmüştür.

Enerji harcamasındaki artış, şeker ve yağın daha çok yıkımı nedeniyle olmaktadır. Başka bir çalışmada 12 saatlik dönemde iki saat ara ile alınan 100 mg kafein, enerji harcamasında °% 7-11'lik artışa neden olmuştur. Bunun enerji karşılığı 80-150 kalori civarındadır. Bu durum zayıflama diyetlerinde şekersiz çay içiminin yararlı olabileceğini göstermektedir.

Kafeinli içecekler bazı spor dallarında fiziksel performansı arttırıcı olarak bilinmektedir. Bunun nedeni, kafeinin merkezi sinir sistemi üzerindeki uyarıcı etkisi ve yağ yıkımı sonucu glikojen deposunun boşalmasının önlenmesi olarak açıklanmaktadır. Kafeinin etkisi, özellikle yüksek rakamlarda belirginleşmektedir.

Bu etkilerinden dolayı kafein tabletleri "doping" olarak kabul edilmekte ve kullanılmaması önerilmektedir. Bunun yanında, özellikle uzun süre fiziksel hareket gerektiren ve yüksek rakımlı yerlerde yapılanı kayak, uzun mesafe koşular ve: dağcılık gibi spor dallarında egzersiz öncesi ve sırasında bir-iki fincan çay ya da kahve içilmesi yarar sağlayabilir. Kafein içeren içeceklere alışkın olmayan sporcularda ise bu tür içeceklerin alımı, yarış sırasında heyecan ve sinirliliği, idrar çıkışını arttırarak performansı olumsuz etkileyebilir. Duna görüş sporcuların kafein içeren içecekleri tüketimleri. alışkanlıklarına, yaptıkları spor türlerine ve spor yapılan ortama bağlıdır.

Yaşlılıkta kemik kaybı önemli sağlık sorunlarından birini oluşturur. Aşırı kafein alımı vücudun kalsiyum dengesini olumsuz etkiler. Bu nedenle yaşlı kişilerin fazla çay içmeleri kemik sağlıkları için sakıncalıdır. Bunun yanında aralarda içilen bir-iki bardak çayın fazla etkisi olmaz.

3- Çayın Mineral İçeriğinin Etkisi

Çayın potasyum içeriği yüksektir. Potasyum sinir uyarılarının iletiminde, kas kontraksiyonunda, normal kan basıncının ve vücudun su dengesinin sağlanmasında önemli rol oynar. Kusma ve ishal gibi durumlarda vücuttan su ve tuzla birlikte aşırı potasyum kaybı olur. Çay bu kaybı yerine koyabilen yüksek potasyumlu bir içecektir.

Çay İçimi ve Kanser

Çayın kanserle ilgisi üzerinde de durulmaktadır. Bazı yayınlarda çay tüketimi ile bazı kanserlerin oluşumu arasında ilişki olduğu bildirilmesine karşın, son yıllarda yapılan araştırmalarda bu görüş desteklenmemiştir.

Çay, nitrat biriktiren bitkilerdendir. Nitrat karsinojen olan nitrozaminin ön öğesi olması açısından önemlidir. İçilen çaya geçen nitrat miktarının sağlık yönünden sakınca yaratacak düzeyde olmadığı bildirilmiştir.

Gebelikte Çay İçiminin Etkisi

Yemekle birlikte içilen çay kan yapıcı demirin biyo yararlılığını azalttığından gebe kadınların bu uygulamadan sakınmaları gerekmektedir.

Çayla alınan kafein anneden fetüse geçebilmektedir. Amerikan Besin ve İlaç Birliği (FDA) 1980'de kafeinin uyarıcı nitelikte bir ilaç olduğunu, kafeinle anne karnındaki fetüsün sağlığı arasındaki ilişkilerin kesinlik kazanmasına kadar gebe kadınların kafeinli içeceklerden sakınmalarını bildirmiştir. Bunu izleyen yıllarda yapılan çeşitli araştırmalarda kafeinli içecek tüketimi ile yeni doğan bebeklerdeki sağlık bozuklukları arasındaki ilişkiler konusunda araştırıcılar arasında görüş birliği sağlanamamıştır. Buna karşın, gerek gebelikte en önemli sorun olan kansızlığın, gerekse doğacak bebekte kafeinin neden olabileceği bozuklukların önlenmesi için gebe kadınların kafein içeren çay, kahve, kola, çikolata, kakao gibi maddeleri fazla tüketmemeleri kendilerinin ve bebeklerinin sağlığı açısından önem taşır.

Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 12.04.17, 00:53
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 21.12.16
Mesajlar: 10,519
Etiketlendiği Mesaj: 1587 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Paylaşım için teşekkürler.

__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 20.04.17, 18:33
Güvenilir
 
Üyelik tarihi: 07.01.15
Bulunduğu yer: Adana
Mesajlar: 4,705
Etiketlendiği Mesaj: 130 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

PayLaşım İçin TeşekküRLeR..

Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 20.04.17, 18:52
 
Üyelik tarihi: 01.10.16
Bulunduğu yer: antalya
Mesajlar: 348
Etiketlendiği Mesaj: 1 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Teşekkürler

Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 21.05.18, 09:53
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 28.04.15
Bulunduğu yer: Nefes Aldığım Yerde
Mesajlar: 14,974
Etiketlendiği Mesaj: 891 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Sayın DiLara, konu paylaşımınız için teşekkür ederiz.

__________________
Sözün kıymetini '' Lal'' olandan,
Ekmeğini kıymetini ''Aç '' olandan,
Aşkın kıymetini ''Hiç'' olandan öğren..

Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler
beslenme, cayin, onemi, saliimizda


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Dengeli Beslenme (sağlıklı beslenme) Planı aşk Beslenme & Diyet & Zayıflama 4 25.07.18 00:59
Bebeklerde beslenme çocuk besleme aşk Beslenme & Diyet & Zayıflama 3 21.05.18 09:53
Beslenme Hakkı DiLara Beslenme & Diyet & Zayıflama 4 21.05.18 09:53
Çayın Faydaları Yararları Tuana Alternatif Tıp ve Bitkiler 2 29.01.18 00:14
Beslenme, Şişmanlık ve Rejim... aşk Sağlık 1 06.05.17 09:32


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 05:23.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147