#1
|
|||
|
|||
Bütün meşayihin evradi
Rahmetten ve huzurdan kovulmuş olan şeytanın şerrinden Yüce Allah’a sığınır, duama
Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla başlarım. İhsan ettiği nimetlere mukabil hamd olsun O Yüce Allah’a. Nimetlerinin artarak devamına vesile olacak bir hamd ile O’na hamd ü senalar olsun. Bilebildiğimiz ve bilemediğimiz bütün nimetlerine karşı bilebildiğimiz ve bilemediğimiz bütün hamd ü senalarla Yüce Allah’a hamd olsun. Küfür ve dalâlet dışında her hâl için hamd olsun Yüce Rabbimize. “Allahım! Mağfiretini dileniyorum, beni bağışla. (3 defa)” Sen azamet tahtının biricik Sultanısın. Senden başka bir ilah yoktur. Hayy ve Kayyûm Sensin. Sana teveccüh ediyor, huzurunda bütün günahlarımdan dolayı bir kez daha tevbe ve istiğfarda bulunuyorum. Sen samimiyetle dergâhına yönelen kullarının tevbelerini kabul buyuran rahmeti bol bir Tevvâb ü Rahîmsin. Allahım! Selam Sensin, bütün kusurlardan sâlimsin ve herkes için selâmet kaynağısın.Bütün selâmlar Sana râcidir. Bizi de selâmla karşıla Allahım ve fazl u kereminle Senin mutlak selâmet yurdun olan Cennet’ine al. Ey celâl ve ikram sahibi! Bereket Senin şiarın, ululuk da şanındır. “Allahım! Bizi Cehennem ateşinden koru. (3 defa)” Bizi ebrâr kullarınla beraber Cennet’ine al. Ey kullarını koruyan Allahım! Bunu Senin engin affından diliyoruz. Allah’tan başka bir ilah yoktur. Yegâne İlah O’dur; O’nun ortağı yoktur. Mülk O’nundur; hamd yalnız O’na mahsustur. Hayat veren O, verdiği hayatı geri alan O’dur. O’nun hayatı Kendindendir; O Ezelî olduğu gibi Ebedîdir. Dâimî ve Bâkî’dir. Hayır ve güzellik O’nun elindedir. O, celâl ve ikram Sahibidir. O her şeye Kâdir’dir. Her şeyin dönüşü de yalnız O’nadır. Allah’tan gayrı ilah yoktur. O ulûhiyet ve rubûbiyetinde Tek’tir. Vaadine sâdıktır. Kuluna yardım eder. Ordusunu azîz kılar. Kulunun günahlarını bağışlar. Düşmanlık yapan hizipleri, hiçbir yardıma muhtaç olmadan Kendi kudretiyle hezimete uğratır. O, Ezelî olduğu gibi Ebedî’dir; O’ndan sonra hiçbir şey yoktur. Allah’tan başka ilah yoktur. Gerçek havl ve kuvvet Allah’a aittir. Biz de sadece O’na ibadet ederiz. Nimet O’ndan, fazl u ihsan O’ndandır; en güzel senâ da O’na mahsustur. Kâfirler hoşlanmasalar da, biz Allah’ın yegâne ilah olduğunu ikrar eder ve dinimizi yalnız O’na has kılarız. Melik ve Cebbâr Allah’tan başka ilah yoktur. Azîz ve Ğaffâr Allah’tan başka ilah yoktur. Vâhid ve Kahhâr Allah’tan başka ilah yoktur. Müheymin ve Settâr Allah’tan başka ilah yoktur. Kebîr ve Müteâl Allah’tan başka ilah yoktur. Allah’tan başka ilah yoktur ve O’nun şanı başları döndürecek kadar yücedir. Allah’tan başka ilah yoktur ve O’nun senası pek büyük, pek uludur. Allah’tan başka ilah yoktur ve O’nun lütufları her şeyi kuşatır. Allah’tan başka ilah yoktur ve O’nun şanı pek yücedir. Allah’tan başka ilah yoktur ve O’nun ihsanları şumüllüdür. Allah’tan başka ilah yoktur ve O’nun kibriyası müteâldir. Allah’tan başka ilah yoktur ve O’nun esmâ-i hüsnası mukaddestir. Allah’tan başka ilah yoktur ve O’nun sıfât-ı ulyâsı münezzehtir. Halîm ve Kerîm Allah’tan başka ilah yoktur. Hayy ve Azîm Allah’tan başka ilah yoktur. Ğafûr ve Rahîm Allah’tan başka ilah yoktur. Şekûr ve Halîm Allah’tan başka ilah yoktur. Evvel ve Kadîm Allah’tan başka ilah yoktur. Âhir ve Mukîm Allah’tan başka ilah yoktur. Ezel ve Ebed Sultanı Allah’tan başka ilah yoktur. Vâhid ve Ehad Allah’tan başka ilah yoktur. Ferd ve Samed Allah’tan başka ilah yoktur. Kayyûm ve Sermed Allah’tan başka ilah yoktur. Allah’tan başka ilah yoktur ve O, eş ve evlatedinmek gibi mahlûkata mahsus avârız ve nekâisten münezzehtir, müberrâdır, muallâdır. Allah’tan başka ilah yoktur. “O, ne doğurmuş, ne de doğurulmuştur. Ne de herhangi bir şey O’na denk olmuştur.” Her yerde sadece Kendisine ibadet edilen yegâne Ma’bûd Allah’tan başka bir ilah yoktur. Her dilde zikredilen biricik Mezkûr Allah’tan başka bir ilah yoktur. Her iyiliğine mukabil Yüce Zâtına karşı şükürle gerilime geçilen yegâne Meşkûr Allah’tan başka bir ilah yoktur. Her an ayrı bir işte, ayrı bir şe’nde bulunan Allah’tan başka bir ilah yoktur. Allah’tan başka bir ilah yoktur ve yalnız O’na iman edilir. Allah’tan başka bir ilah yoktur ve emn ü eman O’ndan gelir. Allah’tan başka bir ilah yoktur ve emanetler yalnız O’nun nezdinde güvende olur ve gerçek değerini bulur; kâr içinde kâra kavuşur. En büyük hak ve hakikat, “Allah’tan başka bir ilah yoktur” gerçeğidir. İman ve sıdk ile söylenecek en yüce gerçek, “Allah’tan başka bir ilah yoktur” hakikatidir. Allah’tan başka bir ilah yoktur; sıdk ile iman edilecek en yüce gerçek budur. Allah’tan başka bir ilah yoktur; her lütuf ve rahmet O’ndan gelip bize ulaşır. Allah’tan başka bir ilah yoktur; kulluk ve kölelik bir tek O’na olur. Vahdaniyet, Ferdaniyet, Kadîmiyet, Ezeliyet ve Ebediyet Sahibi Allah’tan başka bir ilah yoktur. O’nun zıddı, niddi, şebîhi, şerîki, nazîri, müşîri, vezîri de yoktur. O, çocuk sahibi olmak gibi mahlûkata mahsus avârızdan berîdir. Hazreti Muhammed (aleyhi efdalüssalavât ve ekmelüttahiyyât) Efendimiz, O’nun emir ve vahyini yerine getiren kutlu elçisidir. Yarattıklarının şerrinden Allah’ın tastamam kelimelerine sığınırım. İsimlerin en güzeline sahip olan arzın ve semanın Rabbi Allah’ın ismiyle yardım dilerim. “Yüce namı anılınca ne yerde ne de gökte hiçbir şeyin zarar veremeyeceği Allah’ın adıyla ki, O Semî’ ve Alîm’dir. (3 defa)” Allah’ın adıyla başladım, Allah’a dayandım, işimi Allah’a tefvîz eyledim. Şüphe yok ki O, kullarının her hâlini görür ve bilir. Öldükten sonra bize can verecek, daha sonra da huzuruna alacak Yüce Allahımız’a hamd olsun. Öldükten sonra bize can verecek, ruhumuzu bize iade edecek, daha sonra da huzuruna alacak Yüce Allahımız’a hamd olsun. Bizi dünden bugüne ulaştıran ve bugünümüzü afiyetle lütuflandıran Allah’a hamd olsun. Bizi kulluğa muvaffak kılan Allah’a hamd ediyor, kasten yahut hata ile işlediğimiz günahlarımızdan, noksan ve kusurlarımızdan dolayı da afv u mağfiretini diliyoruz. Hamd olsun karanlıklı geceyi götürüp aydınlık gündüzü getiren Kudreti Sonsuz Allah’a. “Hamd olsun bizden her türlü endişeyigideren Allah’a! Gerçekten Rabbimiz Ğafûr’dur, Şekûr’dur (çok affedicidir, kullarının amellerini ve şükürlerini kabul edip mükâfatlarını fazlasıyla verir). Çünkü O, lütfu ile bizi devamlı kalınacak olan yerde yerleştirdi. Burada artık bize ne yorgunluk dokunacak, ne de usanç gelecek.” “Hamd ü senalar olsun o Allah’a ki, sözünü gerçekleştirdi ve dilediğimiz yerinde oturacağımız şekilde bizi Cennet’e yerleştirdi. Çalışanların mükâfatları ne güzelmiş!” “’Hamd olsun bizi bu Cennet’e eriştiren Allah’a! Eğer Allah bizi muvaffak kılmasaydı, biz kendiliğimizden yol bulamazdık. Rabbimizin elçilerinin gerçeği bildirdikleri bir kere daha kesinlikle anlaşılmıştır.’ derler. Kendilerine de: ‘İşte güzel işlerinize karşılık, karşınızda duran şu muhteşem Cennet’e vâris kılındınız, buyurun!’ diye nida edilir.” “Allahım! Senden başka ilah olmadığına ve Efendimiz Hazreti Muhammed’in (aleyhissalâtü vesselâm) Senin kulun ve resûlün olduğuna; Seni, hamele-i arşını, meleklerini ve bütün mahlûkatını şâhit tutarak sabahladık/akşamladık. Huzurunda tevbelerimizi yeniliyor ve bir kez daha afv u mağfiretini diliyoruz. (3 defa)” Allahım! Her nefesten, her göz kırpmadan, her lahzadan, her bakıştan, göklerin ve yerlerin sakinlerinin ve Senin sonsuz ilminde olmuş ve olacakların hepsinin göz ucu ile bakışlarından evvel Sana şu ikrârımızı arz ediyoruz: Merhaba, hoş geldin ey yeni sabah, ey yeni gün ve ey kerîm olan, her şeyi koruyup adaletle tastamam kaydeden şâhit ve kâtip iki mükerrem melek! Allah Teâlâ size selâm etsin. Lütfen bizim için açtığınız sayfanın başına günümüzün bu ilk saatlerinde şu ikrarımızı kaydediniz: “Allah’tan başka bir ilah olmadığına, O’nun yegâne Ma’bûd olduğuna, hiçbir ortağı bulunmadığına şehâdet ederiz. Şehadet ederiz ki Hazreti Muhammed (aleyhissalâtü vesselâm) O’nun kulu, elçisi, habîbi ve seçkinlerden seçkin nebîsidir.” Biz, işte bu şehadetle yaşar, bu şehadet üzere canımızı teslim eder ve yarın inşaallahu teâlâ yine bu şehadetle diriliriz. Biz ve bütün mülk Allah’a ait olarak sabahladık. Azamet, kibriya, ceberût, saltanat ve hüccet Allah’a aittir. Bütün ihsan ve nimetler de Allah’ındır. Gece, gündüz ve ikisi içerisinde sakin olan ne varsa hepsi Vâhid ü Kahhâr olan Allah’a aittir. İslâm fıtratı ve ihlas/tevhid kelimesi ile Peygamberimiz Hazreti Muhammed’in (sallallahu aleyhi ve sellem) dini üzerinde ve hiçbir zaman şirke düşmeden hep Hakk’a yönelen ve Müslüman olan atamız İbrahim’in (aleyhisselâm) milletinden olarak sabaha erdik. “Yüce, Yüceler Yücesi, sonsuz mevhibe ve lütufların sahibi olan Rabbim Sübhan’dır; her türlü eksiklikten münezzehtir. (3 defa)” Allahım! Senden başka ilah yoktur. Sen Sübhansın; Sana sonsuz hamd ü sena ederiz.Biz, Yüce Zâtını Senin sena ettiğin şekilde sena etmekten aciziz. Sen Sübhansın, her türlü noksandan münezzehsin. Biz Seni hakkıyla bilemedik ey Ma’rûf! Sen Sübhansın, bütün eksikliklerden berîsin. Biz Seni hakkıyla zikredemedik ey Mezkûr! Sen Sübhansın, bütün eksikliklerden müberrâsın. Biz Sana hakkıyla şükredemedik ey her dilde Meşkûr! Sen Sübhansın, mükemmel bütün evsâf ile muttasıf, bütün eksikliklerden de berîsin. Biz Sana bihakkın ibadet edemedik ey Ma’bûd! Sen Sübhansın, her türlü noksandan münezzehsin. Biz Sana hakkıyla hamd edemedik ey biricik Mahmûd! Allah (celle celâluhû) Sübhan’dır ve hamd ü Sena yalnız O’na mahsustur. Kovulmuş şeytanın şerrinden Semî’ ve Alîm olan Allah’a sığınırım. “Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla. Bütün hamdler, övgüler Âlemlerin Rabbi Allah’adır. Rahman ve Rahîm O’dur. Din gününün, hesap gününün tek hâkimidir. (Haydi, öyleyse deyiniz): Yalnız Sana ibadet eder, yalnız Senden medet umarız.” Bizi doğru yola, nimet ve lütfuna mazhar ettiklerinin yoluna ilet. Gazaba uğrayanların ve sapkınlarınkine değil.” “Hepinizin ilahı tek ilahtır. O’ndan başka ilah yoktur. Rahman ve Rahîm O’dur.” “Allah o ilahtır ki Kendisinden başka ilah yoktur. Hayy’dır, Kayyûm’dur. Kendisini ne bir uyuklama, ne de uyku tutar. Göklerde ve yerde ne varsa O’nundur. İzni olmadan huzurunda şefaat etmek kimin haddine? Yarattığı mahlûkların önünde, ardında ne var, hepsini bilir. Mahlûklar ise O’nun dilediğinden başka, ilminden hiçbir şey kavrayamazlar. O’nun kürsüsü gökleri ve yeri kaplamıştır. Gökleri ve yeri koruyup gözetmek O’na ağır gelmez; O öyle ulu, öyle büyüktür. Dinde zorlama yoktur. Doğru yol, sapıklıktan; hak, bâtıldan ayrılıp belli olmuştur. Artık kim tağutu reddedip Allah’a iman ederse, işte o, kopması mümkün olmayan en sağlam kulpa yapışmıştır. Allah her şeyi işitir, bilir. Allah iman edenlerin yardımcısıdır, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkâr edenlerin dostları ise tâğutlar olup onları aydınlıktan karanlıklara götürürler. İşte onlar Cehennemlik kimselerdir ve orada ebedî kalacaklardır.” “Göklerde ve yerde olan her şey Allah’ındır. Ey insanlar! Siz içinizdeki şeyleri açığa vursanız da, gizleseniz de, Allah sizi onlardan dolayı hesaba çeker. Sonra dilediğini affeder, dilediğini azaba uğratır. Doğrusu Allah her şeye kâdirdir. Peygamber, Rabbi tarafından kendisine ne indirildi ise ona iman etti, müminler de! Onlardan her biri Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman etti. ‘O’nun resûllerinden hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz.’ dediler ve eklediler: ‘İşittik ve itaat ettik ya Rabbenâ, affını dileriz, dönüşümüz Sanadır.’ Allah hiçbir kimseyigüç yetiremeyeceği bir şekilde yükümlü tutmaz. Herkesin kazandığı iyilik kendi lehine, işlediği fenalık da kendi aleyhinedir. Ya Rabbenâ! Eğer unuttuk veya kasıtsız olarak yanlış yaptıysak bundan dolayı bizi sorumlu tutma! Ya Rabbenâ! Bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme! Ya Rabbenâ! Takat getiremeyeceğimiz şeylerle bizi yükümlü tutma! Affet bizi, lütfen bağışla kusurlarımızı, merhamet buyur bize! Sensin Mevlâmız, yardımcımız! Kâfir topluluklara karşı Sen yardım eyle bize!” “Ey bizim kerîm Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalblerimizi saptırma ve katından bize bir rahmet bağışla. Şüphesiz bağışı bol olan vehhab Sensin Sen! Sen, geleceğinde hiç şüphe olmayan bir günde bütün insanları bir araya toplayacaksın. Allah sözünden asla dönmez.” “O müttakiler: Ey bizim kerim Rabbimiz, biz iman ettik, günahlarımızı bağışla ve bizi cehennem azabından koru! diye yalvarırlar. Onlar sabırlı, imanlarında sadık ve samimî, Allah’ın huzurunda itaatla divan duran, mallarını hayırda harcayan, seher vakitlerinde Allah’tan af dileyen müminlerdir. Allah’tan başka tanrı bulunmadığına şahit bizzat Allah’tır. Bütün melekler, hak ve adaletten ayrılmayan ehl-i ilim de bu gerçeğe, Aziz ve Hakîm (mutlak galip, tam hüküm ve hikmet sahibi) Allah’tan başka ilah olmadığına şahittirler. Allah katında hak din, İslâm’dır.” “De ki: “Ey mülk ve hâkimiyet sahibi Allahım! Sen mülkü dilediğine verir, dilediğinden onu çeker alırsın! Dilediğini aziz, dilediğini zelîl kılarsın! Her türlü hayır yalnız Senin elindedir! Sen elbette her şeye kâdirsin! Geceyi gündüze katar günü uzatırsın, gündüzü geceye katar geceyi uzatırsın. Ölüden diri, diriden ölü çıkarırsın. Sen dilediğin kimseye sayısız rızıklar verirsin!” “Rabbiniz o Allah’tır ki gökleri ve yeri altı günde yarattı. Sonra da arşa çıktı (hükmünü yürüttü). O Allah ki geceyi, durmadan onu kovalayan gündüze bürür. Güneş, Ay ve bütün yıldızlar hep O’nun buyruğu ile hareket ederler. İyi bilesiniz ki yaratmak da, emretmek de O’na mahsustur. Evet, o Rabbülâlemin olan Allah ne yücedir! Rabbinize için için yalvararak, başka nazarlardan uzak, gizlice dua edin. Gerçekten O, haddi aşanları hiç sevmez. Düzeltilmiş olan ülkeyi ifsat etmeyin! Hem endişe, hem de ümit ile O’na yalvarın. Muhakkak ki Allah’ın rahmeti iyi kimselere yakındır.” “Size kendi aranızdan öyle bir Peygamber geldi ki zahmete uğramanız ona ağır gelir. Kalbi üstünüze titrer, müminlere karşı pek şefkatli ve merhametlidir. Buna rağmen aldırmaz, yüz çevirirlerse, ey Resûlüm de ki: Allah bana yeter. O’ndan başka tanrı yoktur. Ben yalnız O’na dayanırım. Çünkü O, büyük Arş’ın, muazzamhükümranlığın sahibidir.” “Siz akşama girerken, sabaha çıkarken Allah’ı takdis ve tenzih edin, namaz kılın! Göklerde ve yerde hamd, güzel övgü O’na mahsustur. İkindi vaktinde de, öğleye girerken de, O’nu takdis ve tenzih edin, namaz kılın! O, ölüden diriyi çıkarır, diriden ölüyü çıkarır ve ölmüş toprağa hayat verir. İşte siz de öldükten sonra böylece diriltileceksiniz. O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerinden biri: Sizi topraktan yaratmış olmasıdır. Sonra dünyaya yayılmış beşeriyet hâline geldiniz.” “Selâm (Allah’ın dinini tebliğ için gönderilen) bütün resûllere! Ve bütün hamd, Âlemlerin Rabbi olan Allah’a.” Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım. Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla. “Hâ, Mîm. Bu kitabın vahyolunup bölüm bölüm indirilmesi, Azîz ve Alîm (üstün kudret sahibi, her şeyi en mükemmel tarzda bilen) Allah nezdindendir. O, aynı zamanda günahları bağışlar, tevbeleri kabul buyurur. Cezalandırması çetin olup, lütuf ve ihsanı da pek geniştir. O’ndan başka tanrı yoktur. Dönüş yalnız O’na olacaktır.” “En güzel isimler Allah’ındır, o halde bu isimlerle O’na dua edin.” “Allah’tır gerçek İlah! O’ndan başka yoktur ilah.” Allah ismi O’na has bir ism-i zât ve alemdir. Küllî ve umumî rahmet sahibi Rahmân.. donanım, konum ve liyakate göre bol bol merhamet eden Rahîm.. her şey ve herkesin üzerinde tasarruf sahibi Melik.. Zâtında mukaddes ve münezzeh, fiillerinde mutahhir ve munazzif Kuddûs.. ayıplardan sâlim ve herkes için selâmet kaynağı Selâm.. Kendi rubûbiyetinin şahidi ve herkese güven vaadeden Mü’min.. herkesi ve her şeyi her an görüp gözeten Müheymin.. eşi, benzeri olmayan yegâne gâlip ve Azîz.. elin ulaşmadığı, gücün yetmediği hâkim-i mutlak bir Cebbâr.. ululuk, Zâtının lazımı bir ulu Mütekebbir.. zâhir-bâtın her şeyi yaratan Hâlık.. örneği kendine ait, her şeyi kusursuz var ve inşâ eden Bâri’.. şekil ve sûret veren Musavvir.. her türlü günah ve hataları yarlığayan Ğaffâr.. her şeyi Kendi iradesine râm eden Kahhâr.. karşılıksız bol bol hibede bulunan Vehhâb.. her ihtiyaç sahibini ihtiyacına göre rızıklandıran Rezzâk.. hayır kapılarını açan ve gâileleri savan Fettâh.. olmuş-olacak, cüz’î-küllî her şeyi bilen Alîm.. can alan, ruhları sıkan ve erzâkı kısan Kâbıd(z).. genişletilecekleri genişleten, ruhlara inşirah veren, her şeyi bereketlendiren Bâsıt.. dünyada, ukbada istediğini alçaltan Hâfıd(z).. burada ve ötede dilediğini yükselten Râfi’.. dilediğini azîz kılan ve şereflendiren Muizz.. istediğini zelîl ve rüsvay hale getiren Müzill.. gizli-açık her şeyi duyan ve itibara alan Semî’.. her şeyi Zâtına mahsus basarla gören Basîr.. dilediği gibi hüküm veren biricik hüküm sahibi Hakem.. her icraatında adl ü istikameti takip eden Adl.. en ince noktalara kadar ihtiyaçları gören, gözeten Latîf.. herkesten ve her şeydenhaberdar Habîr.. suçluyu hemen cezalandırmayıp düşünme mühleti veren Halîm.. en büyük ve ulu olan Azîm.. dilediği günahları bağışlayan Ğafûr.. şükredeni mukabelesiz bırakmayan ihsan sahibi Şekûr.. kadri yüce, şanı yüksek, müteâl Aliyy.. idrakin ihata edemeyeceği, ululardan ulu Kebîr.. arz u sema ve içindekileri koruyup muhafaza eden Hafîz.. gıda veren, bakıp koruyan Mukît.. her şeye yeten ve herkesin hesabını görecek olan Hasîb.. nefislerde ürperti ve haşyet hâsıl eden Celîl.. güzellerden güzel Cemîl.. iyilik ve ihsanı bol keremkânî Kerîm.. zâhir-bâtın her şeyi görüp kontrol eden Rakîb.. dualara icabet eden ve isteklere mukabelede bulunan Mücîb.. ilm ü rahmetiyle her şeyi kuşatan ve her şeyiyle nâmütenâhî olan Vâsi’.. her şeyi yerli yerinde vaz’eden Hakîm.. bazı kullarını muhabbete mazhar kılan Vedûd.. zâtî şan ve şeref sahibi Mecîd.. ölümden sonra dirilten ve diriliş erleri gönderen Bâis.. her şeyi ra’ye’l-ayn bilen Şehîd.. varlığı kendinden ve değişmeyen bir zât olan Hakk.. güvenilip dayanılan ve Kendisine itimat edilen Vekîl.. dilediğini dilediği gibi icrâ eden kuvvet sahibi Kaviyy.. kudret-i kâhire sahibi Metîn.. dost ve yardımcı Veliyy.. herkesin hamd ü senâsının biricik mercii Hamîd.. her işi ve davranışı sayıp dökecek olan Muhsî.. her şeyi ilk yaratan Mübdi’.. hayattan sonra ölümü, ölümden sonra da hayatı geri veren Muîd.. maddî-manevî hayat veren Muhyî.. verdiği hayatı alıp öldüren Mümît.. hayatı Kendinden, ebedî hayy olan Hayy.. Kendi Kendine kâim olan Kayyûm.. aczi söz konusu olmayan kâdir u kâhir Vâcid.. mutlak fazl ve şeref sahibi Mâcid.. nazîri, veziri, dengi, benzeri olmayan bir yektâ olan Vâhid.. ikincisi olmayan tek, Ehad.. herkesin muhtaç olduğu müstağnî Samed.. her şeye gücü yeten Kâdir.. mutlak iktidar sahibi Muktedir.. öne alan, öne çıkaran Mukaddim.. geriye bırakan Muahhir.. varlığının başlangıcı olmayan ezelî, Evvel.. varlığının sonu olmayan ebedî, Âhir.. âyât ve âsârıyla apaçık Zâhir.. Zât’ı, hakikatiyle ihata edilmeyen Bâtın.. kâinatları idare eden, her şeyi gözeten Vâlî.. her türlü noksanlıktan müberrâ bir ulu, Müteâl.. durumuna göre herkese iyilikte bulunan Berr.. tevbeye sevk eden ve tevbeleri kabul buyuran Tevvâb.. suçluları tecziye eden Müntakim.. sürekli in’am ve ihsanda bulunan Mün’im.. günahları silip süpüren, seyyiâtı hasenâta çeviren Afüvv.. fenalıklara karşı kullarına müşfik olan Raûf.. mülkün tek sahibi olan Mâlikü’l-mülk.. sonsuz celâlle ikram ve cemâli cem’ eden Zü’l-celâli ve’l-ikram.. terbiyenin bütün levâzımını câmi’ şekilde terbiye eden Rabb.. her hükmünde âdil olan Muksit.. zâtında her türlü kemâlâtı câmi’ ve herkesi toplayıp biraraya getiren Câmi’.. kimseye muhtaç olmayan Ğaniyy.. zenginlik bahşeden ve gönülleri zengin kılan Muğnî.. istemediği şeyleri vermeyen Mâni’.. sebebiyet verenleregöre zararları yaratan D(z)ârr.. faydalı şeyler veren Nâfi’.. her şeyin biricik ışık kaynağı Nur.. hidayete erdiren ve gönülleri hidayete açan Hâdî.. eşi-benzeri olmayan şeyler yaratan Bedî’.. Kendisi için fenâ söz konusu olmayan Bâkî.. dilediğine dilediğini temlik eden gerçek sahip, Vâris.. doğru noktaya ulaştıran Reşîd.. yakışıksız şeylere hüsn-ü muamelede bulunan Sabûr sadece O’dur. Bütün bu birbirinden güzel isimlerin sahibi Allah O’dur ki, Yüce Zâtı bir benzeri bulunmaktan mukaddes ve Müberra, ulvî sıfatları da, başkalarının sıfatlarına benzemekten münezzeh ve muallâdır. İlahî sanatla yarattığı masnûâtı vahdaniyetine delalet, apaçık âyetleri de O’nun rubûbiyetine şehadet eder. O nazîri, veziri, dengi, benzeri olmayan bir yektâ Vâhid’dir. Bu birlik ve vahdet, azlık manasına bir vahdet de değildir. O öyle bir mevcuttur ki, vücudu Kendindendir; herhangi bir illetle vücut bulmuş değildir. O, iyilik ile ma’ruf, ihsan ile mevsûftur. O öyle bir ma’ruftur ki, bilinmesinde bir son yoktur. Öyle bir mevsûftur ki, vasıflarında bir nihayet bulunmaz. İbtidası olmayan bir Evvel ü Kadîm, intihası bulunmayan bir Âhir u Kerîm ü Mukîm’dir. O’ndan başka ilah yoktur. Rahmeti ve ilmiyle her şeyi kuşatmış, kerem ve hilmiyle kullarının günahlarını bağışlamıştır. “O’nun benzeri hiçbir şey yoktur. O, her şeyi hakkıyla işitir ve bilir.” Mâsiyetlerden kaçabilmek için gerekli olan irade ve güç sadece Allah’ın sıyanetiyle elde edilir; kulluk için lazım olan kuvvet de yine yalnız Allah’ın tevfîkiyle kazanılır. Allah’tan yine ancak Allah’a sığınılır, necat ve felaha da sadece O’nun izni ve inayetiyle erilir. Allah’ın olmasını dilediği olur, olmamasını dilediği de olmaz. O’nun yazıp takdir ettiği mutlaka olur. “İyi bilin ki, işler mutlaka O’na döner.” O, kudretiyle dilediğini işler, izzetiyle istediği şekilde hükmeder. “İyi bilesiniz ki yaratmak da, emretmek de O’na mahsustur. Evet o Rabbülâlemin olan Allah ne yücedir!” “Muhakkak ki, Allah ve melekleri Hazreti Peygamber’e hep salât ederler. Ey iman edenler! Siz de O’na salât edin ve tam bir içtenlikle selâm verin!” “Allahım! Efendimiz Hazreti Muhammed’e (sallallahu aleyhi ve sellem), âl ve ashâbına, zâkirler Senin zikrinle coştukça, gafiller kalblerin itmi’nanı olan Senin yâdından gaflet içinde bocalayıp durdukça salât ve selâm eyle. Bütün ashâb-ı kirâm efendilerimizden razı ve hoşnut ol. (3 defa)” Ey Allahım! Ey Rahman ve ey Rahîm! Ey hata edip günah işleyenlerin, rahmet ve affına itimat ettikleri biricik ümit kaynağı! Ey her zaman zayıfları koruyup kollayan! Ey kulları gönülden istedikleri şeylerin tahakkuk etmesi inancıyla kapısına yönelen, yönelip ümitle bekleyen reca menbaı! Ey boğulmak ve helakolmak üzere bulunan kullarını sahil-i selâmete çıkaran! Ey ihsanları sonsuz olan Muhsin! Ey her işini güzelliklerle bezeyen Mücemmil! Ey sayısız nimetlerin sahibi Mün’im! Ey dilediği kullarını fazl u ihsanlarıyla diğerlerine tafdîl eden Mufaddil! Ey Azîz! Ey Cebbâr! Ey Mütekebbir! Gecenin karanlığı, gündüzün aydınlığı, Güneş’in ışınları, ağacın sallanışları ve hışırtıları, suyun çağlayışları, ayın da nuruyla huzurunda secde ettiği yegâne ilah Sensin. Biz de Senin huzuruna geldik ve hâlimizi Sana arzediyoruz. Ey Allahım! Sen Ma’bûd-u Bilhak’sın. Senden başka ibadet edilmeye layık hiçbir şey yoktur. Bu birbirinden güzel isimlerin hakkı için, engin rahmetinden, bizim Efendimiz, Senin kulun ve elçin Hazreti Muhammed’e (aleyhissalâtü vesselâm) ve ehl-i beytine salât etmeni diliyoruz. Ey Kerîm Rabbimiz! Ey Semî’ u Alîm! Dualarımızı kabul buyur, buyur ki, Sen her şeyi işitip bildiğin gibi, bizim yakarışlarımızı da işitir, hâl-i pürmelâlimizi de bilirsin. Allahım! Tevbelerimizi kabul buyur, buyur ki, Sen hiç şüphesiz kullarının tevbelerini kabul eden rahmeti sonsuz Tevvâb ü Rahîm’sin. “İzzet ve kudret Rabbi olan senin Rabbin onların bütün bâtıl iddialarından münezzehtir, yücedir. Selam bütün peygamberleredir. Bütün hamdler Âlemlerin Rabbi Allah’adır.” |
#2
|
|||
|
|||
Arapçası olsa ondan okusak daha iyi olur sanki
|
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Evradi bahaiye okumak için izin gerekir mi | Sevdali | Sorularınız | 23 | 09.02.24 00:20 |
Muhyiddin ibni Arabinin EVRADi | HavasHoca | Kitap & E-Kitap | 7 | 18.09.21 02:35 |
Evradi bahaiyyede geçen tuhaf isimler | Heartway | Sorularınız | 12 | 25.10.19 23:32 |
Yasin Süresi'nin Haftalik Evradi | No_Name | Sorularınız | 21 | 24.10.19 09:04 |
evradi bahaiye okudum başım döndü | bodoz | Sorularınız | 2 | 17.02.19 18:04 |