Hipnozun Yararları - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > Evrensel Enerjiler & Parapsikoloji > Evrensel Enerji Sistemleri > Hipnoz & Bilinçaltı

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 02.02.17, 15:19
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 21.12.16
Mesajlar: 10,578
Etiketlendiği Mesaj: 1583 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Hipnozun Yararları

TEDAVİDE HİPNOZ



Tedavide hipnoza özellikle; ilâç yan etkilerinden kaçınıldığı durumlarda, bilinen metotların kâfi gelmediği psikiyatrik hastalıklarda, çocuk hastalıkları, kadın-doğum, diş hekimliği ve anestezi gibi alanlarda kullanılmaktadır. Bugüne kadar astım, alerji anorexıa nervoza, kronik dispepsi, migren, peptik ülser, esansiyel hipertansiyon, multipl skleroz, histeri, anksiyete (sebebi belirsiz sıkıntı), obsesif kompulsif (aşırı temizlik hastalığı gibi, içten gelen yenilmesi güç duygular) bozukluklar, enürezis nocturne (uykuda idrarı altına kaçırma) egzama gibi bazı hastalıkların

tedavilerinde hipnoz başarılı bir şekilde uygulanmıştır.



Tıpta kullanım alanları

-Psikiyatri

-Kadın-Doğum

-Allerji ve Deri Hastalıkları

-Çocuk Hastalıkları

-Endokrin Hastalıkları

-Ağrı Tedavisi (algoloji)



PSİKOTERAPİ



Psişik etki vasıtaları ile hastaya yardımın bütün yönlerini kapsayan tedavi sistemidir. Başka bir ifade ile, hastayı ihata eden çevrenin düzeltilmesi ve onun vasıtasıyla hastalıklardan, hastalığı oluşturan etkenlerden uzaklaşılmasına yönelen bir tedavi usulüdür.



Medikal incelemeye alınmış bir çok psikoterapi yönteminin temelini, çağdaş ilmi istikametlere yönelen, sinir sistemi fizyolojisinin kanunları ile uygunluk arzeden psikoterapi okulları olmalıdır.



Psikoterapik etki vasıtasının en geniş yayılmış ve tecrübede kendini isbatlamış biçimi, hekimin sözüdür. Ancak doktorun söylediği tüm sözleri de, psikoterapotik etkiye sahip olduğunu söylemek doğru değildir. Hekimin sözlerinin psikoterapotik değere haiz olabilmesi için; hastanın elemine ve üzüntüsüne etki ederek onda olumlu yankılar yapsın, hastanın iyileşeceğine olan inanç artsın ve doktoruna karşı güveni yükselsin. Meşhur nöropsikiyat ve psikoterapist V. M. Behterov demiştir ki; "Doktorla konuştuktan sonra, hasta kendisini iyi hissetmiyorsa, o hekim hekim olamaz"



Sadece doktorların değil, bazı din adamlarının, dervişlerin, medyumların, cincilerin ve bu gibi diğer insanların, hastalar üzerindeki etkileri psikoterapotik etki ve telkin efekti gibi değerlendirilmektedir. Bu açıdan, psikoterapi vasıtalarının çok eskiden beri mevcut olması gerekir. Bu da bilinen bir husustur. Rus bilim adamı hekim B. J. Botçal şöyle demiştir; "Her bir hekim, onun kendi isteğine bağlı olmayarak ilk sırada psikoterapisttir. Onun belirlediği ilaçların ve diğer tedavi usullerinin % 60'ı psikoterapotik etki gösterir."



Psikoterapinin umumî ve hususî biçimleri vardır. Umumî psikoterapi her doktorun kendi tedavi uygulamalarından, şahsına münhasır bir yer tutar. Bu özellik, yalnız hekimin şahsî keyfiyetleri değil, bilgisi, zekası, sözleri, aynı zamanda onun harici görünüşü, muayene ve tedavi tekniği, tedavi müessesinin düzeni ve rahatlığı, duvarında asılmış plaketler, sertifikalar, diplomalar, yazılar v.s. amiller, bu etkiyi oluşturan diğer psikoterapotik faktörlerdir.



Psikoterapinin içeriğini ve etkisini anlayan her hekim bütün bu cihetleri dikkate almalı ve gündelik çalışmasında onlardan yararlı bir şekilde istifade etmelidir.



Psikoterapinin Özel Metodlarını aşağıya sıralamak mümkündür. Bunlar;

1. Rasyonel Psikoterapi

2. Psikanalitik Yöntem

3. Telkin

4. Hipnotik Telkin

5. Narkohipnoz

6. Grup Psikoterapi

7. İmagoterapi

8. Autogening Training

9. v.d.



Çağdaş psikoterapinin muhtelif ülkelerde tatbik edilen onlarca birim ve çeşidi vardır.





Rasyonel psikoterapi tüm uyanık halde hasta ile mantiki yönden temellendirilmiş bir tedavi sürecini uygulamaktır. Rasyonel psikoterapiyi ilk tatbik eden İsviçreli psikoterapist P.S. Dubya olmuştur. (1912) Telkin etme biçiminden farklı olarak, rasyonel psikoterapi uygulamasında hekim hastayı sadece duyguları üzerinde değil, daha çok entellektüel düşünme, muhakeme etme yapısı üzerinde çalışır. Hastanın iyileşmesi, hekimin yaptığı görüşme peryodları içinde, hastanın kendi hastalığının içeriğini anlaması, iç görüş sahibi olması ve hastalığına karşı münasebetlerini değiştirmesi çerçevesinde ortaya çıkar. Yani bazende hekimin esas vazifesi hastanın "anormal" muhakemesinin, aksi istikamete döndürmek, yani hastalığının asıl mahiyetinin hastanın tasavvurundaki olumsuz bir savunma mekanizması olduğunu izah etmektir. Dubya, teklif ettiği metodun izah edici, açıklayıcı özelliğin ön plana getiriyor ve bunda hiçbir telkinin olmadığını söylüyor.



Ancak, gerçek bu şekilde değildi. Rasyonel psikoterapi hem telkin, hem inandırma, en başlıcası ise doktorun şahsiyetine yüksek güven olmasıdır. Hekimin gösterdiği psikolojik tesir hastanın emosyonel yapısına tesir etmeden "tedavi etkisi" ortaya konamaz.



Hekim psikoterapi sohbetine başlamadan önce derin bir anamnez toplamalı, çok iyi bir sistemik muayene yapmalı, laboratuvar araştırmalarında bulunmalı, gerekirse konsültasyon istemelidir.

Psikoterapi, entellektüel seviyesi yüksek, zeki eğitimli insanlara yapıldığında daha büyük etki göstermektedir.



Rasyonel psikoterapi muhtelif hipokandrial sendromlar, fobiler ve psikosomatik hastalıklarda geniş olarak tatbik edilebilir.



PSİKANALİTİK PSİKOTERAPİ



S. Freud tarafından ortaya konulmuş bu usul, daha çok Batı aleminde yayılmıştır. Bu metodu temelinde, hastalığı oluşturan "bilinçdışı çatışmaların" bilinçaltından bilince çıkma gayretleridir. Freud'un iddiasına göre, serbest çağrışım yöntemiyle yapılan konuşmalar neticesinde, hastanın ızdıraplarına neden olan faktörler tesbit edildiğinde, bilince çıkarıldığında hastanın durumu iyileşmeye başlıyor ve tedricen düzeliyor.



Psikonalitik yaklaşımdaki uygulamada, çeşitli sembollere, bu çerçevede rüya görmelere, görülen rüyanın muhtevasına, dil sürçmelerine, hatalara büyük önem veriliyor. Bunlar, hastalığın bilinçdışı kalmış yansımaları ve kılık değiştirmiş sunumları gibi kabul ediliyor. Hekimin başlıca vazifesi bu sembollerin anlamlarının ortaya konması, muhtevasının tahlil edilmesi ve böylelikle hastanın onların menfî tesirinden kurtarılmasıdır.



TELKİN TEDAVİSİ



Geniş olarak yazılmış metodlardan biri olup aynı zamanda diğer ihtisas dallarındaki uzmanlar tarafından da muvaffakiyetle tatbik edilir. Yerinde önerilmiş hekim sözünün kıymetini her zaman gözönünde tutmak gerekir.



Tedavi seansını yapma için hekim hastayı rahat bir koltuğa oturtur veya bir yatağa uzanmasını söyler. Hastaya gözlerini kapatarak, bütün kaslarını gevşetmesini, gerginlik ve telaştan uzak kalmasını teklif eder. 5-10 dakikadan sonra hasta oldukça sakindir. Böyle bir durumda hekim, telkine başlar. Hekim sözlerini kısa, sade ve anlamlı bir şekilde söyleyerek hastanın ızdırabını hafifletmeye çalışır. Bütün hastalar için uygulanacak tek tip bir telkin yoktur. Bunu hekim tayin eder. Doktor, hastasının yaşına, cinsiyetine, entellektüel seviyesine, medenî yaşantısına ve en önemlisi ise hastalığın esas semptomlarını gözönüne alarak tertip etmelidir.



Bazı psikoterapistlerin, meşhur yazarların ve alimlerin sözlerini buraya almakta yarar var.



"Ümidini yitiren ümitsiz kalır."



"Senden hareket, Allah'tan bereket."



"Her gecenin bir gündüzü, her derdin de bir çaresi vardır."



"Derdini söylemeyen, dermanını bulamaz."



"Dert, dert getirir." v.s.



Uyanık halde yapılan bu telkinin, hipnoza yaktınlığı olmadığı veya aksi tesir gösterebileceği durumlarda uygulamak gerekir. Muhtelif fobilerde, (Kardiofobi, kanserofobi, spidfobi... v.s.) nevrotik sendromlarda, çocuk nevrozlarında başarıyla tatbik olunabilir. Enfarktüs ve felç geçirmiş hastaya emredici tonda telkin yapılmaması tavsiye olunur.
__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 14.03.17, 22:50
Gayretli üye
 
Üyelik tarihi: 14.03.17
Bulunduğu yer: Antalya
Mesajlar: 595
Etiketlendiği Mesaj: 187 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Ek olarak sık sık hipnoza giren insanlar daha çok olgunlaşıyor. Bir alman prof'un kitabında görmüştüm.
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 15.03.17, 11:55
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 21.12.16
Mesajlar: 10,578
Etiketlendiği Mesaj: 1583 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
hukar Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Ek olarak sık sık hipnoza giren insanlar daha çok olgunlaşıyor. Bir alman prof'un kitabında görmüştüm.


Yorumunuz için teşekkür ederim. Sanırım bu konular ile ilgileniyorsunuz. Size bir sorum olacak. Sizce herkes hipnotize olabilir mi?
__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 20.03.17, 15:24
Drogo - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 13.09.16
Bulunduğu yer: manisa
Mesajlar: 1,608
Etiketlendiği Mesaj: 17 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Allah razı olsun bu güzel paylaşım için.
__________________
Hiç kimse vazgeçilmez değildir.
Ve kimse kendini vazgeçilmez sanan
biri kadar aptal değildir.
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 24.03.17, 11:45
Gayretli üye
 
Üyelik tarihi: 14.03.17
Bulunduğu yer: Antalya
Mesajlar: 595
Etiketlendiği Mesaj: 187 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
SiLence Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Yorumunuz için teşekkür ederim. Sanırım bu konular ile ilgileniyorsunuz. Size bir sorum olacak. Sizce herkes hipnotize olabilir mi?
Sorunu yeni gördüm kusura bakma. Herkesin hipnoz olma eşiği farklıdır. Örnegin agır piskolojik rahatsızlıklar geçirenler şizofrenler gibi çok çok zor hipnoz olurlar. (Hipnotik ilaç kullanmadan çok zor) Ayrıca yaşlılar ve 5 yaşından küçükler de çok zor hipnoz olurlar. En kolay ilkokul orta okul'da okuyan ögrenciler hipnoz olurlar. Telkinlere en kısa da cevap verenlerde onlardır. Mesela bir arkadaşım bamya sevmeyen bir ilkokul çocuguna telkin vermişti. Çocugun en sevdiği yemek şimdi bamya.
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 25.03.17, 01:31
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 21.12.16
Mesajlar: 10,578
Etiketlendiği Mesaj: 1583 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
hukar Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Sorunu yeni gördüm kusura bakma. Herkesin hipnoz olma eşiği farklıdır. Örnegin agır piskolojik rahatsızlıklar geçirenler şizofrenler gibi çok çok zor hipnoz olurlar. (Hipnotik ilaç kullanmadan çok zor) Ayrıca yaşlılar ve 5 yaşından küçükler de çok zor hipnoz olurlar. En kolay ilkokul orta okul'da okuyan ögrenciler hipnoz olurlar. Telkinlere en kısa da cevap verenlerde onlardır. Mesela bir arkadaşım bamya sevmeyen bir ilkokul çocuguna telkin vermişti. Çocugun en sevdiği yemek şimdi bamya.

Teşekkür ederim.
__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 07.04.17, 21:12
 
Üyelik tarihi: 28.11.16
Bulunduğu yer: Türkiye
Mesajlar: 2,333
Etiketlendiği Mesaj: 110 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Emeğine sağlık silence
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler
hipnozun, yararlari


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Hipnozun Yararları nelerdir? bitter Sorularınız 2 30.09.23 22:51
Hipnozun Tarihi SiLence Hipnoz & Bilinçaltı 4 26.04.17 20:19
Hipnozun Uygulanmaması Gereken Haller SiLence Hipnoz & Bilinçaltı 3 23.04.17 13:14
Hipnozun Tıpta Kullanımı SiLence Hipnoz & Bilinçaltı 1 20.03.17 15:34
Hipnozun Doğası SiLence Hipnoz & Bilinçaltı 1 20.03.17 15:34


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 16:14.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147