Çünkü yuvayı yuva yapan kadındir.evin sorumluluğu çocukların her türlü ihtiyacı en başta sevgi anne tarafından sağlanır.eger anne evden çıkarsa o ev harabeye dönüşür.bosanma süresinde ayrı eve çıkılmaması.4 ay içerisinde kadının evine çocuklarına yaptığı tüm fedakarlıkları erkek tarafından gözlemleme firsatidir .kadında aynı şekilde bir çok şeyin farkına varır ve bu evliliği kurtarma için Allah tarafından bahsedilmiş bir fırsattır.ve ne diyor Ayet i Kerime (Allah bilir,Siz bilmezsiniz)

Doğduğun ev kaderin midir bilemem.
Lakin kaderin en püf noktası eş seçimidir.
Seçtiğin eşin kaderinin tam ortasındaki en kuvvetli çekim merkezidir...
Yaşayacağın tüm olaylar bu seçimle şekil alır.
Eğer hakkını yanlış kişiden yana kullanmışsan bedelini çok ağır ödersin... Yalnızca senle de bitmez, evladın öder, annen baban öder eş dost öder, çevrende kim varsa bu bedelden nasibine düşeni öder....

Dünyanın en mutlu insanı kimdir diye sorsalar eş seçimini doğru yapanlar derim....!

Doğru değil mi?

Çok doğru hocam Allah razı olsun paylaşımınız için
Kadın ve çocukların psikolojisi açısından mevcut evde oturması evinden çocukları ile birlikte ayrılmak zorunda bırakılmaması gerekir.
Zulmeden zulmettiğini yaşayacaktır hiç bir şey karşılılsız kalmaz.
İki taraf içinde imtihandır Rabbim imtihanımızı kolay eylesin.

Vaktiyle bir televizyon röportajında, bir köylü kadına mikrofon uzattılar. Kadıncağız küçük yaşta evlendirilmiş. Köyde düğün var, o genç haliyle heyecanla düğüne bakmaya gitmiş.
Bunu öğrenen koca, ertesi gün bağ, bahçe denen yerde kadının iki elini kesmiş.
Duyduğumda kalbimi çıkardılar yerinden. Niceleri sessiz sedasız neler yaşıyor, neler.
Aslında sizin yazdıklarınızı okuyunca, kadının bir inekten önemli olmadığı görülüyor.
Ki zira bir ineğin de otunu, suyunu, güvenliğini sağlıyor erkek. Sizin tabirinizle patron diyoruz bu erkeğe.
Ki bazı adamlar hayvanlarla cinsellikte yaşıyorlar.
Farketmiyor erkek için, şu kadının ruhunda, kalbinde, içinde nasıl bir zerafet var. Aynı toprak gibi.. eşsiz.
Görebiline.
Daha çok şey yazardım ama. Siz siz olun, karşınızdaki kadına “kendi şartlarımıza uyup uymayacağını” sorun.
Ama başka kadınlar için sakın söz söylemeyin.
Siz o evin içinde, 13 inde alınıp evin her ferdinden dayak da yiyen, kayınvalide, kayınpeder, koca, kayınbirader, görümce vb herkese hizmet eden ve hepsinin patron olduğu, bağ, bahçe, tarla, inek, koyun her işe koşulan, çocuk doğurmayınca atılan, şu hayat sınavında dini bilgisini bile birilerinin kırıntısıyla edinebilen “kadın”
denen yaratılmışı dışarı çıkarın.
İçeride daha tehlikede.
Kimi kimden koruyor bu erkek!