#1
|
|||
|
|||
Niyet etmenin gücü
NİYET ETMENİN GÜCÜ
Ameller Niyetlere Göredir: Sorunlarımıza sevgi ile yaklaşmalıyız. Kişi ilk önce kendini sevme niyeti ile kendini sevmeye başlamalı. Eleştirmeyi ve çevresindekileri eleştirmeyi bırakmalıdır. Muhteşem bir bizi dinleyen sistem var. Zerrelerimize kadar bizi dinliyor. Hiç şaşmaz. Niyet ettim kolaylıkla işimi yapmaya. Niyet ettim evime gitmeye. Niyet ettim iyi insan olmaya. Niyet ettim doğru yolda yürümeye. Bakın evren ya da Yaradan, ya da Allah her neye inanıyorsanız, muhteşem bir yaratıcı var ve muhteşem bir hak yasası çalışıyor. Niyet ettiğin zaman şu mesajı gönderiyorsun; “Ben bunu yapmaya kararlıyım, evrende bana göndersin.”Hangi din kitabına bakarsanız bakın ya da hangi felsefe kitabına bakarsanız bakın, hangi spirütüel kitaba bakarsanız bakın istekleriniz #bir #enerji #yoluyla gidiyor. Yapmanız gereken niyet etmek “BEN HAKETTİĞİM YERDE OLMAYA #NİYET EDİYORUM” dediğinizde değişim sürecinizi kendiniz başlatıyorsunuz ve Yeni bir yaşama doğru yol alıyorsunuz. Herkesin ilahi sistem de bir görevi vardır. Sadece sormamız gereken soru şu! “Artık bu kadar çektiğim çile yeterli mi? “#Artık #yeter” Dediğinizde değişim sürecinizi kendiniz başlatıyorsunuz ve yeni bir yaşama doğru yol alıyorsunuz. Sistem bize şunu söylüyor: “Yaşam yolunuzu kolaylıkla bulmaya niyet ediniz. Ömer bin Hattâb radıyallâhu anh’dan rivayet olunduğuna göre, o, şöyle demiştir: Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’i işittim şöyle buyurdu: “Ameller ancak niyetlere göredir ve herkese ancak niyet ettiği şey vardır. Kimin hicreti Allâh’a ve Rasûlü’ne ise onun hicreti Allâh’a ve Rasûlü’nedir. Kimin de hicreti elde edeceği bir dünyalık yahut nikâhlayacağı bir kadın için ise, onun hicreti de hicret ettiği şeyedir.” [SAHÎH HADÎS] |
#2
|
||||
|
||||
Evren ya da Yaradan denirse
Allaha şirk koşulmuş olur, şirk olursa din bizden kabul edilmez ve evrene gonderilen butun enerjiler de boşa gider. Yani amellerimiz habt olur.
__________________
Allahumme Salli Alâ Seyyidina Muhammedin ve Alâ âli Muhammed. |
#3
|
|||
|
|||
Niyetin Gücü ve Menzile Ulaşmak
Son derece başarılı insanlarla mülakat yapıldığında birçok defa aynı formülü tekrar ediyorlar: "Bir hayalim vardı ve bu rüyayı bırakmadım çünkü bu hayalin gerçekleşeceğinden emindim." Bilirsiniz ameller niyetlere göredir. Abdest alırken niyet edersiniz veya namaz kılmadan önce veya oruç tutmadan önce mutlaka niyet ederiz. Zengin ve varlıklı bir insan muhtaç bir insana yardım ederken kendi işlediği günahları veya vicdani meselelerini kendi içinde hafifletmek veya başkalarına ne yardımsever, ne iyilik abidesi desinler niyetiyle yapıyor olabilir, bununla birlikte başka varlıklı veya durumu hiç de iyi olmayan biri malıyla, zamanıyla, ilmiyle veya canıyla ihtiyaç sahiplerine sadece verme eyleminin güzelliği ve erdemi ile niyet ederek yardımda bulunabilir. Her ne olursa olsun, ne yaparsak yapalım eylemlerimiz niyetlerimize göredir. Niyet etmek, özgür irademizi kesin ve mutlak bir şekilde kararlaştırılmış bir amaca, bir gayeye bağlayarak, bu amacı gerçekleştirmek için enerjimizi ve odağımızı o hedefe kilitlemektir. Bilirsiniz bir cürüm işlendiğinde suç işleyen kişinin niyetine göre cezası kesilir. Iyi dilekler de böyledir. Bizim için iyi olduğunu düşünerek başkaları veya kendi adımıza yaptığımız eylemler hiç de iyi sonuçlar doğurmayabilir. Nitekim cehenneme giden yollar iyi niyet taşları ile döşelidir. Her ne olursa olsun bir şeyi başarmak için önce kesin ve keskin bir niyetimizin olması gerekiyor. Mesela mutlu olmak istiyoruz. Huzurlu bir yaşam sürmek istiyoruz. Sağlıklı olmak istiyoruz. Fit olmak istiyoruz. Fazla kilolarımızı bırakmak istiyoruz. (Dikkat edin bırakmak istediğimiz bir çok şey uzun zaman bizimle birlikte yaşadığında, bu istemediğimiz şeylerin bilinçaltı seviseyinde bağımlısı oluyoruz, ne kadar görünürde bırakmak istesek de bilinçaltı seviyesinde bırakmaya ve değişime direniyoruz.) Güzel olmak, güzel görünmek istiyoruz. Canlı ve hayat dolu bir cilde sahip olmak istiyoruz. Çocuk sahibi olmak istiyoruz. Bizi seven bir eş veya bizim sevebileceğimiz bir hayat yoldaşı istiyoruz. Güzel bir ev istiyoruz. (Aslında huzur dolu bir yuva istiyoruz.) Îyi bir işte çalışmak istiyoruz. (Aslında güven ve emniyet istiyoruz.) Hayatın amacını bulmak ve anlamak istiyoruz. (Aslında varoluşsal sorunların ve boşluk hissinin bir anlamla dolmasını istiyoruz.) Bizi anlayan, anlaşabileceğimiz, uyum içinde hareket edebileceğimiz çocuklar, eşler, arkadaşlar istiyoruz. (Aslında kendi çözümlenmemiş değersizlik, suçluluk, öfke hislerimizi, özgüven ve kendini sevme, kendimizle barışık olma eksikliğimizi görmemeye, kulak arkası etmeye devam ediyoruz.) Sorunlarımızı çözecek bir kurtarıcı, bir akıl hocası, her şeye bir çaresi olan bir rehber istiyoruz. (Aslında kendi sorunlarımız ve hayatımız için sorumluluk sahibi olmak istemiyoruz. Bu sorumluluğu başkalarının almasını istiyoruz.) Evet çok şey istiyoruz. Ve istemek bizim hakkımız. Zihin bir kere meydana getirme eylemine girdiğinde alfa dalgaları devreye girer ve zihin rahatlama moduna girer. Ama bir çoğumuz zihnimizi kullanmak yerine bizim için yaratılmış sanal gerçekliğin kölesi olarak yaşıyoruz. Televizyonlarda, vitrinlerde, romanlarda, dergilerde, bilboardlarda bizim için yaratılmış ve bizim için "iyi ve mükemmel bir tercih" olarak paketlenmiş, cilalanmış, parlatılmış, pazarlanmış suni bir gerçekliğin kölesi olarak yaşıyoruz. Reklam çağının tüketici köleleriyiz. Kurtulmak için zihnimizi ve ruhumuzu uyandırmamız gerekiyor. Birçok isteğimiz var dedik. Ama önce bu isteklerimizi neden istediğimizi, bu isteklerin arkasındaki sebepleri ve bu isteklere sahip olduğumuzda aslında neye sahip olacağımızı yani gerçekte neye sahip olmak istediğimizi ve bu sahip olmanın bize hangi duyguları hissettireceğini bulmamız daha doğrusu keşfetmemiz lazım. Evet çok şey istiyoruz. Ama istemek niyet etmek değildir. Nedir niyet etmek? Istediğimiz şeyi veya şeyleri gerçekleştirmek için çaba ve eyleme geçme bilincidir. Bilincimizi yani aklımızı tüm potansiyeli ile kullanma azmidir. Mesela yemyeşil bir ovada, dalları budaklanmış, boğumlu bir meşe ağacının yemyeşil yapraklarının gölgesinde, masmavi dalgaların kıyılarına vurduğu bir okyanusu izlerken, supsulu ve dipdiri, kıpkırmızı, canlandırıcı bir elmayı ısırmak ve bu dinginlik halinde hayata gülümsemek istiyoruz. Eminim bir çoğunuz şimdiden bunu istemiştir. Peki isteyince bu hayal gerçek oluyor mu? Hayal aleminde pek tabi hayal gücümüzün gücü nispetinde gerçek oluyor. Hatta bu hayal vehminin yarattığı ortamda alfa dalgaları devreye girerek anında rahatlama moduna giriyoruz. Gerçekten stres seviyelerimiz düşmeye, bizi iyi hissettiren hormonlar yükselmeye başlıyor. Eve hayal gücü bu kadar etkili. Zira Einstein'ın hayal gücü bu kadar güçlü olmasaydı şimdi izafiyet teorisinden ve daha birçok çığır açıcı buluşundan haberdar olamayabilirdik. Insanlar Einstein çok yüksek bir IQ'ya sahip olduğu için bu buluşları yaptı zannediyor. Hayır, Einstein süper zeki olduğu için evrenin bilmediğimiz sırlarını keşfetmedi, çok gelişmiş bir duygusal zekası ve hayal gücü olduğu için bunların varlığından haberdar oldu. Dönelim isteklerimize. Isteyince gerçek oluyor mu? O yemyeşil ovaya, o masmavi okyanusa, o canlandırıcı, kıpkırmızı dirim dolu elmaya ulaşmak için eyleme geçmemiz gerekiyor. Işte o eyleme geçmemizi sağlayan, o eyleme başlamadan önce yaptığımız güçlü niyetlerdir. Niyet bizim öncü maddemizdir. Einstein'ın dediği gibi madde enerjidir, enerji de madde. Niyet bizim isteklerimizi maddeye dönüştürmeden önce harekete geçirdiğimiz, içimizdeki sınırsız enerjidir. Içimizdeki sınırsız güçtür. Şimdi mutlu olmak istiyoruz ve mutlu olmak hepimizin hakkı. Mutlu olmak deyince bu hayatta maddi manevi olarak ne istiyorsanız hepsini mutluluk şemsiyesi altında tutabilirsiniz. Ama bugüne kadar istediğimiz birçok şey gerçekleşmedi. Neden mi? Çünkü eyleme geçmek için niyet etmedik. Önümüze gelen ve albenisi olan her şeyi istiyoruz. Büyümeyen bir çocuk gibiyiz. Aslında hiç büyümüyoruz. Ruh aynı ruh. Sadece yaşlanıyoruz. Ama bir de bunun nefis boyutu var. Ve nefsin yedi makamı var. Ya ömür boyu aynı nefis mertebesinde kalıyoruz ya da nefsimizi çeşitli dünya isteklerinden soyutlayarak makam atlıyoruz. Nefis biziz, biz nefsiz ama Fransız şair Rimbaud'un dediği gibi "Ben bir başkasıdır." Ya da Aşık Yunus'un dediği gibi "Beni bende demem bende değilim / Bir ben vardır bende benden içeri." Istemek sahip olmak değildir. Istediğimiz şey için eyleme geçmediğimiz sürece hiçbir şey olmuyor. Istemek enerjinin içeride sıkışıp kalarak negatif ve huzursuz eden, bizi bloklayan bir enerjiye dönüşmesi halidir. Istemek eylemsizliktir. Istediği her şey, istediği an olan sadece "Kün, Feyakun" istediği an istediği şey gerçekleşen yaratıcıya ait bir özelliktir. Niyet etmek ve istediğimiz şey için eylem planı yapmak, yani o yemyeşil ovaya, o masmavi okyanusa doğru ulaşmak için oturduğumuz yerden kalkıp yürümek, uçak bileti almak, tarih belirlemek, valiz hazırlamak, veya bir valiz, yük hazırlamamak, kısaca menzile varmak için eyleme geçmek, atıl ve negatif enerjinin harekete geçirilmesi, pozitife dönüştürülmesidir. Işte o menzil mutluluktur. Her ne arıyorsan o menzilde seni bekliyor. Veya belki de yıllarıdır aradığın menzil içinde bir yerlerde keşfedilmeyi bekliyordur. Onu bulmak için de niyet etmeli ve eyleme geçmelisin. M. Burak Sezer Niyetle ile ilgili internetten okudugum birkac yazili okuyup cepteki not defterine kayddledince yanlislikla sondaki degilde ilk bastakini gondermisim ve onuda silemiyorum. soylediginiz.Dogru evren bir alan dir enerjilerin dolastigi bir alan yaratici olan da evren degil Allahtir. . |
#4
|
||||
|
||||
@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Eyvallah kardes dogrudur, hakla batilin cok ic ice gectigi bir zamanda yasiyoruz, dikkat cekmek istedim ben sadece, neticede hidayet Allahtan, dikkatiniz icin tesekkurler, paylasiminiz icin de elimize saglik.
__________________
Allahumme Salli Alâ Seyyidina Muhammedin ve Alâ âli Muhammed. |
#5
|
|||
|
|||
Rabbim niyeti temiz olanların içinde eylesin bizi
|
#6
|
|||
|
|||
Amin demek niyeti mühürlemektir.
|
#7
|
|||
|
|||
Bunu genişçe açıklar mısınız @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
|
#8
|
|||
|
|||
Amin dediğimizde duanın içeriği neyse onu onaylamış; ondan içsel olarak emin olduğumuzu tasdik etmiş oluruz. Kendi içsel sesimizle ettiğimiz duayı kapatmış oluruz aslında.
Alıntı:
|
#9
|
|||
|
|||
Nasıl yapmamız gerekiyor peki? @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
|
#10
|
|||
|
|||
Duanızı etmeden önce besmele çekin, salavat okuyun, niyetinizi içtenlikle belirtin, sonra bir salavat daha okuyun, en son üç defa Amin deyin. Bu söylediklerimi buradaki değerli hoca @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] kullanıcısından alıntılayarak yazıyorum. Umarım faydası olur size.
Alıntı:
|
Seçenekler | |
Stil | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Teşekkür etmenin gücü | esmahan | Tecrübe Ettikleriniz | 9 | 15.04.24 03:29 |
Sırları ifşa etmenin tövbesi | Zulkarneyn16 | Sorularınız | 8 | 31.07.21 17:19 |
Dua etmenin değeri | imas | Dualar & Dua Kardeşliği | 3 | 15.01.21 17:48 |
Dua etmenin usul ve âdabı | Swordsfish | islam & islami Konular | 2 | 02.07.20 00:05 |
Oruç tutmak için niyet etmek şart mı - Ramazan orucu için niyet | Sin | Ramazan & Oruç | 6 | 25.04.20 13:00 |