#1
|
||||
|
||||
Meleklerin Salavat getirmesi
Meleklerin Rasülullah’a Salâvat Vermelerinin, O’nu Bilmelerinden Başka Bir Hikmeti de Şudur:
Rasülullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) Peygamberliğinden Evvel Dünyâ Küfür Kelimeleri ile Zulmette idi. Ne Zamanki Rasülullah Geldi, Nûr-u Muhammedî Sayesinde Dünyâ Küfür ve Fesâddan Kurtuldu. Bunun Mükâfatı Olarak Meleklerin Salâvat Vermeleri Emir Olundu. Âdemoğlu Dünyâda Mihnet ve Âfetlerden Kurtulamadığı Gibi Melekler de, Şeytânın Hâline Bakıp Dâima Korkudadırlar. Hakk Teâlâ Meleklerin Bu Bakımdan Rahat ve Sakin Olmaları ve Rasülune Salâvat Vermelerini Kendilerine Emretti. Melekler Bu Emri Dinleyip Her Türlü Belâlardan Emin Oldular. Zührürriyâd’da Nâklederler ki; Bir Gün Cebrâil Aleyhisselâm, Sultân-ı Enbiyâ (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem)in Huzûr-u Şeriflerine Geldi. Dedi ki; Yâ Rasülullah! Bugün Tuhaf Bir Şeyle Karşılaştım. Kaf Dağı’nın Arkasına Gittim. Bir Meleği Gökte Çok Kıymetli ve Heybetli ve Haşmetli Olarak Görmüş idim. Şöyle ki, Bir Taht Üzerine Oturmuş, Yetmiş Bin Melek Hizmet İçin Saf Bağlamış, Karşısında Durmuşlardı. Bu Melek Her Nefes Alıp Verdiğinde, Hakk Teâlâ Bir Melek Yaratırdı. İşte Bu Meleği Kaf Dağı’nın Arkasında Gördüm. Göğsü ve Kanatları Yanmış, Ağlayıp-Sızlıyordu. Hâlinden Sual Ettim, Dedi ki: ▬ “Mirac Gecesi Hazreti Rasül (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) Yanımdan Geçmiş. Ben Tahtımda Oturuyordum. Hürmete Riâyet Etmedim. Bu Belâya Uğradım. Gökten Yeryüzüne Düştüm. Yâ Cebrâil! Lütuf ve Kerem Eyle. Bana Hakk Teâlâ’dan Şefaât Eyle...” Yâ Rasülullah, Ben de Hakk Teâlâ’ya Secdeye Kapanıp Yalvardım ve O Melek İçin Af ve Mâğfiret İstedim. Hakk Celle ve Âlâ Buyurdu ki: ▬ “Yâ Cebrâil! O Meleğe De ki; Eğer Af ve Mâğfiret İstiyorsa, Muhammed Aleyhisselâm’a Salâvat Versin. O Zaman Affedilip Bana Yaklaşmış Olur.” Yâ Rasülullah! O Melek Emri Yerine Getirdi, Hazretinize Salâvat Okudu. Kanatları Evvelki Gibi Olup Gökyüzüne Çıktı. Önceki Makamına Kavuştu. [Meâricü’n-Nübüvve] |
|
|