|
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#1
|
|||
|
|||
Pozitif düşünce ve beyin gücü
Kardeşim sen düşünceden ibaretsin Geriye kalan et ve kemiksin Gül düşünürsün , gülistan olursun Diken düşünürsün dikenlik olursun MEVLANA Pozitif düşünce , olumsuzluklara razı olmayan,her koşulda yapabilecek iyi bir şeyin olduğuna inanan , insan hayatını olumlu yönde etkileyen bir düşünce tarzıdır. Bu gün artık iş, spor ve sanat dünyasında bile pozitif düşünce ve beyin gücü verim arttırıcı bir faktör olarak kabul edilmektedir. Doğu felsefesinin ana kaynağı olan pozitif düşünce günümüzde batı tıbbının da benimsediği sihirli bir kelimedir. Doğada , evrende her şey karşılıklı etkileşim halindedir.Zihinle beden arasında da böyle bir etkileşim vardır. Zihindeki olumlu düşünceler bedende bir takım olumlu sonuçlar yaratıyor.Mutlu insanlarda veya ızdırabını dindirme imkanı arayan kişilerin beyninde,Endorfin denilen bir çeşit doğal morfin salgılanır. Bu morfin bildiğimiz morfinden en az yüz kez daha güçlüdür.Kişinin ızdırabını dindirmesine yardımcı olur.Bu da insana mutluluk verir. İnsanlar ne kadar mutlu ne kadar pozitif olurlarsa ürettikleri Nöropeptip denilen protein zincirleri daha sağlıklı olur ve bağışıklık sistemi daha da güçlenir. Bu gün artık başarının yolu pozitif düşünmekten geçiyor.Bu iki kelimeyi hayat felsefesi olarak benimseyen, insanlar, umudunu , güvenini, iyimserliğini kaybetmeden kendine güvenen,cesur ve inisiyatif sahibi bireyler olduklarını çevrelerine hissettiriyorlar. Pozitif düşünen kişiler , pozitif enerji veren insanlarla arkadaşlık ediyorlar,pozitif enerji veren yiyeceklerle besleniyorlar,pozitif enerji yüklemek için spor ve meditasyon yapıyorlar. Sizi daha güçlü kılacak şu yaşam felsefesine kulak verin; MİZAH DUYGUNUZU YİTİRMEYİN Mizah duygusu çok önemlidir. Onu yanınıza almadan sakın evden çıkmayın. Kendinize gülmeyi bilin. Yoksa kendinizi çok ciddiye alır ve bu kadar yükseklerde dolaştığınız için alay konusu olursunuz.Mizah bir savunma mekanizmasıdır.Mizah ruh sağlığımızı korur.Mizahın en önemli işlevlerinden birisi de öfkenin sakinleştirilmesidir.Diğer işlevi geribildirimdir. Yaratıcılık gücümüzü arttırır. Ancak mizah yerinde ve zamanında , tatlı ve kıvamında olmalıdır. Yoksa insanları incitir ve asıl hedefinden uzaklaşır. İDEALİST OLUN Biz dünyaya yalnızca yaşamak için değil , bir fark yaratmak için geliyoruz. Diyelim ki vurmak istediğiniz hedef “AY†ama isabet ettiremediniz. Yinede yıldızlardan birini vurabilirsiniz. Eğer bir hayaliniz yoksa , hayalinizi gerçekleştirme şansınız olabilir mi ? Daha çok düşünün , daha çok risk alın ve daha çok eylemde bulunun. İsminizi başkalarının kalplerine kazıyın, böylece sonsuza kadar yaşarsınız. CESUR OLUN Eğer doğru olduğuna inandığınız şeyi yaparsanız , ödülünüzü alırsınız. O da öz saygıdır. Bir ev satın alabilirsiniz, ama yuva satın alamazsınız. İnsanları satın alabilirsiniz , ama dostlar satılık değildir. Hatta kendinize bir ün bile alabilirsiniz. Ama karakter ? İşte doğru olduğuna i nandığınız şeyi yapmanız bu yüzden önemlidir. Bir zorlukla karşılaştığınızda onunla dost olmak çok etkili bir yaşam gücüdür. Mark Twain.†Olumsuzluklar insanın kendisini tanımasını sağlar “ demiştir. KORKULAR Korku insanlığın bir numaralı düşmanıdır. Her nesilde en azından birkaç büyük adam , korkunun kendisinden başka korkulacak bir şey olmadığını hatırlatır bizlere. Tüm insanların ortak bir temel korkusu yoktur ; tüm korkular sonradan kazanılmıştır. İnsanoğlu kazandığı tüm bu korkuları içindeki sevgi , güç ve sağlam akılla ortadan kaldırabilir. Deepek chopra yaratıcı güç ile ilgili şöyle der: “sizin için en önemli gerçek, gücünüzü aldığınız kaynaktır. Yaratıcı güç aklımızı ve bedenimizi şekillendirir, evrimin gücüde budur. Yaratıcı gücünüzle ilişki kurun. Yaşamın tümünü kaplayan üç temel güç vardır. Bunlar ; § Yaratma § Koruma § Yok etme Yaratıcılık gücünü egemen kılan kişiler başarılı olmuşlardır. Kendi güçlerinin kaynağının yine kendileri olduklarını bilirler ve aşağıdaki özelliklere sahiptirler. Sessizliğin tadını çıkarmayı bilirler, Doğayı hisseder ve ondan zevk alırlar, Kendi duygularına güvenirler Kargaşa içinde de işlerine odaklanırlar, Çocuklar gibi onlarda hayal kurmaktan hoşlanırlar, Kendi bilinçlerine güvenirler, her hangi bir görüşe katı bir şekilde bağlı değildirler, "AF VE BAĞIŞLAMA" Affetmek , bir başka insana veya kendinize karşı içinizde duyduğunuz öfkenin yerine sevgiyi koymaktır. Affetmek, öfkenin nefretin , acının , suçlamanın, kurban olma duygusunun, kendini haklı çıkarma çabasının üzerinizde yarattığı ağırlığı alır. Doğru düşünen kişi bilinçsiz huzur, rahatlık ve iyi beslenmeyi yaşamında yerleştirir, diğer doğru alışkanlıklarda kendinde terbiye olur. Doğru af ve bağışlama yüzeysel ve tesadüfi bir eylem değildir. Belki zihin ve ruhun derinliklerinde bir arıtma ve tasfiye etme bir yaklaşımdır. Gerçek af ve bağışlama zaman ve dayanma gücü ister ve bu kesinlikle şuur altı düzeylerini temizler. Her tür kin ve öfke zihni tırmalar ve bedenin hasta olmasına sebep olur. Samimi bir şekilde af ve bağışlama yapmazsanız tam şifa gerçekleşmez. Nefret ve öfke , eleştiri, serzeniş, hışım ve hesaplaşma isteği ve başkalarının eziyetini görme isteği , hepsi canı solgunlaştırır ve insanın sağlığını çalar. Bunun için size yapılan bütün eziyetleri af etmek size yararlı olacaktır. Bir kişiden veya bir pozisyondan nefret ettiğinizde çelikten daha güçlü bir halka ile o kişiye veya o pozisyona bağlanırsınız. Af ve bağışlama, kurtulmak için tek yoldur. ŞİMDİYİ YAŞAMAK Geçmiş ve gelecek , aşikar bir biçimde , kendi başına bir realiteye , bir gerçekliğe sahip değildir. Tıpkı ayın kendi başına , bir ışığa sahip olmayıp sadece güneşin ışığını yansıtabilmesi gibi geçmiş ve gelecek de sadece ebedi şimdinin ışığının , gücünün ve realitesinin solgun yansımalarıdır. Onların realitesi şimdiden ödünç alınmıştır. Ne kadar an'dan uzaktaysak o kadar özümüzden uzaktayız. Ve de mutluluktan , huzurdan , ve de sevgiden. Tek gerçek an'dadır. Gerçek dışı yaşadığımız zamanda ( yani şimdinin dışında) mutsuz , huzursuz ve sevgisiz oluyoruz. Gerçek dışı yaşamak, insanoğluna bugüne dek bir yarar sağlamadı. Şimdi size Ömer Hayyam’ın bir dörtlüğünü söylemek istiyorum : Gönlüm aranıp dünleri feryat etme Kam almak için yarınlar icat etme Dünler düş olup gitti ,yarınlarsa hayal Cahilce şu gerçek günü berbat etme. OLUMLU DÜŞÜNMENİN GÜCÜNÜ GELİŞTİRMEK 1.Başarıyı düşünün başarısızlığı değil . Başarıyı düşünmek , başarı üretecek planlar yaratması için zihninizi koşullar. Başarısızlığı düşünmek , zihni başarısızlık üretecek diğer düşünceleri harekete geçirmek üzere koşullar. 2. Kendinize hep düşündüğünüzden daha iyi olduğunuzu anımsatın. Başarılı insanlar süpermen değillerdir. Başarı süper bir zeka gerektirmez. Ayrıca başarı da ne mistik bir yan ne de şans temeli üzerine kurulmuştur. 3. Büyük düşünün . Başarının büyüklüğü inancınızın büyüklüğüyle belirlenir. Küçük hedefler düşünüyorsanız küçük başarılar bekleyin. Büyük hedefler düşünürseniz büyük başarılar kazanırsınız. BAŞARIYA GÖTÜREN YEDİ İNANÇ 1.Her şey bir neden ve amaç için vardır. 2.Başarısızlık diye bir şey yoktur, sadece sonuçlar vardır. 3.ne olursa olsun sorumluluğu üstlenmekten kaçınmayın. 4.bir şeyi kullanabilmeniz için onu anlamış olmanız gerekmez. 5.en büyük kaynağımız insanlardır. 6.çalışmak bir oyundur. 7.sorumluluk almadan gerçek başarı gerçekleşmez. Dünden bugüne elde ettiğiniz kazanç nedir? Cevap tabii ki deneyimdir. Başarısızlıktan korkan insanlar kafalarında hep nelerin ters gideceğini düşünürler. Buda ulaşmak istedikleri sonuca doğru adım atmalarına engel olan tek nedendir. Başarısızlıktan korkuyor musunuz ? Öyleyse öğrenmeye ne dersiniz? İnsanlığın deneyimlerinden faydalanarak , yaptığınız her şeyde başarılı olabilirsiniz. Mark Twain , "genç bir karamsarın görüntüsünden daha acıklı bir görüntü olamaz" , diyor. Başarısızlığa inanan insanlar vasat olmayı garantilerler. Başarısızlık büyük işler yapan insanların düşünmediği bir kavramdır. Başarısız bir adımdan sonra yersiz hislere kapılmazlar. Size bir adamın hayat hikayesini anlatayım. Bu adam: 21 yaşında işinde başarısız olmuş, 22 yaşında bir yasama seçimini kaybetmiş, 24 yaşında tekrar işinde başarısız olmuş, 26 yaşında karısı vefat etmiş, 27 yaşında ruhsal bunalıma girmiş, 34 yaşında kongre seçimlerini kaybetmiş, 36 yaşında tekrar kongre seçimlerini kaybetmiş, 45 yaşında senato seçimlerini kaybetmiş, 47 yaşında başkan yardımcısı seçimlerini kaybetmiş, 49 yaşında tekrar senato seçimlerini kaybetmiş, 52 yaşında Amerika birleşik devletlerine başkan seçilmiş kişidir ve adı da Abraham Lincon'dur. Eğer , o bu olayları başarısızlık olarak nitelendirseydi acaba başkan olabilir miydi? Mümkün değil. Thomas Edison hakkında ünlü bir hikaye vardır. 9999 kere denedikten sonra kusursuz ampulü keşfedemeyince biri sorar, " 10.000 nineci başarısızlığı da göze alacak mısınız?" o da cevap verir: "Başarısız olmadım , yalnızca ampulü keşfetmeyen bir yol daha buldum." o değişik yaklaşımların , değişik sonuçlar verdiğini keşfetmiş oldu. Şampiyonlar , liderler ve amirler gibi kişisel güce sahip insanlar; bir konuda arzu ettikleri sonucu alamadıklarında bunu başarısızlık değil , yalnızca bir geri besleme olarak düşünürler. AMAÇLARA ULAŞMAK İÇİN BEŞ İLKE 1.Kendiniz için ideal zihinsel imajı belirleyin. 2.Çaba göstermeden, yalnızca inanmak hiçbir işe yaramaz. 3.Düşüncelerinizi kendinize saklayın. 4.Esnek olun , gerekirse plan değişikliği yapın. 5.Gözlerinizi hedeften ayırmayın, işi yarı yolda bırakmayın. SORUNLARINIZI ÇÖZMEDE UYGULAMANIZ GEREKEN ÖNEMLİ ADIMLAR 1.Her sorunun muhakkak bir çözümü olduğuna inanın. 2. Sakin bir insan olun . 3.Gerginlik gücünüzü alır götürür. Sorununuza soğukkanlılıkla yaklaşın. 4.Önünüzde ki soruna muhakkak cevap bulacağım diye kendinizi zorlamayın. Zihninizi serbest bırakın baskı altında tutmazsanız, en iyi çözüm yolunu bulursunuz. 5. Bütün faktörlere objektif ve tarafsız bir gözle bakın, duygusal olmayın. 6.Sorunla ilgili faktörleri bir kağıda yazın. Bu yöntem sizin daha duru bir şekilde düşünmenizi sağlar. 7. Bütün faktörlerin birbiriyle ilişkisini görebilirsiniz. 8 . Sezgilerinize inanın. Her tohumun kendi cinsinden meyve vermesi kaçınılmazdır ve düşüncede kaderin tohumudur. |
#2
|
|||
|
|||
Düşünce ve madde birdir; her şey bir olduğu için aslında madde yoktur; görünen ve görünmeyen enerjiden oluşmaktadır her şey. îçsel ve dışsal görüntü bir ve aynıdır. Dışarıdaki içeridekini yansıtır. Buna, dışarıdaki içeridekinin görünen bölümüdür de diyebiliriz, "içerdeki neyse dışarıdaki de odur" diyor Hermes... ( ezberlemiştim )
Çünkü şans diye bir şey yoktur diyorum ( nokta ) Güzel bir paylaşım olmuş, ellerine sağlık. good @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim.. |
#3
|
|||
|
|||
Evrenin yasaları vardır ve herkese eşit davranır. Biri bir binanın en üst katından düştüğünde, evren onun iyi yada kötü biri olmasına bakmaz, Yerçekimi Yasa’sına tabi olarak yere çakılır. Çekim Yasası da herkes için aynı ölçüde geçerlidir.
“Düşünceler Somutlaşır!..” (okuduğunuza, seyrettiğinize, dinlediğinize, söylediğinize .. dikkat edin.. Bunların hepsi sizin düşüncelerinizdir ve gerçek olabilirler!) Unutmayın ki, bütün icatlar tek bir düşünceyle başlamıştır. Yaşamınız, sahip olduğunuz baskın düşüncelerin aynasıdır. En çok neleri düşünüyorsunuz? Çekim Yasası; sizin iyi ya da kötü bir insan olmanızla, düşüncenizin iyi yada kötü olmasıyla, seçtiğiniz cümlenin iyi yada kötü olmasıyla ilgilenmez, onu olumlu olarak algılar ve gerçekleştirmek istediğinizi varsayarak gerçekleştirir. “Parasız kalmak istemiyorum” cümlenizi “parasız kalmak istiyorum”, şişmanlamak istemiyorum” cümlenizi “şişman olmak istiyorum” şeklinde algılar ve onu gerçekleştirir. Düşünceler manyetiktir ve birer frekansları vardır. Ve aynı frekanstaki düşünceleri, manyetik güçlerin etkisiyle size doğru çeker-kaynağına. Zihninizde bir şeyi net olarak belirlediğiniz zaman, onları kendinize çeken bir mıknatısa dönüşürsünüz ve istekleriniz de size doğru manyetize olur. Hayatınızdaki bir şeyi değiştirmek için, düşünce frekansınızı, yayınınızı değiştirin. Düşüncelerinizle sadece ve sadece kendinize zarar verebilir yada sadece kendinizi mutlu edebilirsiniz! Sevgiyi düşündüğünüzde, en yüksek frekanstasınızdır. Hislerimiz; ne düşündüğümüzden haberdar olmamız için bize verilmiş en müthiş armağandır. İyi düşünürken kötü hissetmeniz imkansızdır. Duygularınıza dikkat edin ve olumsuz hislere sahipseniz hemen farkedip olumlu düşünce ile değiştirin! Olumlu duygular yaşadıkça (sevinç, minnettarlık ve sevgi…) daha fazla olumlu duygu ve olguyu yaşamınıza çekeceksiniz. Hislerimiz; gelişme gösterip göstermediğimiz ya da doğru yolda mı yoksa yanlış yolda mı olduğumuz konusunda bize geri bildirim sağlayan bir mekanizmadır. Bir düşünceyi “sürekli” aklımızdan geçirdiğimizde; bu mesaj derhal evrene yollanır. Böylece sözkonusu düşünce gider, manyetik olarak benzer frekansa bağlanır ve birkaç saniye içinde o frekansa dair bilgileri hislerimiz aracılığıyla bize geri gönderir. Diğer bir deyişle hislerimiz, hangi frekansta olduğumuzu anlamamız için Evrenin bize gönderdiği bilgilerden oluşan bir iletişim biçimidir. Hislerimiz bize ait bir frekansla geribildirim mekanizmasıdır. İyi şeyler hissettiğimizde Evren’den bize geri gelen haber “iyi şeyler düşünüyorsun” olur. Kötü şeyler hissettiğimizde Evren bize “kötü şeyler düşünüyorsun”, “Dikkat! şu an düşündüğün şeyi değiştir. Olumsuz frekans kayıtta. Frekansı değiştir. Dikkat! Geri sayım başlamıştır” der. Bir daha kötü şeyler hissettiğinizde Evren’in sinyaline kulak verin. O an, size gelen iyilikleri “olumsuz frekansta olduğunuz için engellediğiniz an’dır.” Derhal olumlu düşüncelere yoğunlaşın, kendinizi iyi hissetmeye başladığınız anda yeni bir frekansa geçtiğinizi; Evren’in de bunu onaylayarak size olumlu hisler gönderdiğini anlayacaksınız. Kendini mutsuz, öfkeli ya da üzgün hissediyorsan, bunu kolayca değiştirebilirsin: Şarkı söyleyerek, sevdiğin birini ya da bir bebeği düşünerek, güzel anıları hatırlayarak, evcil bir hayvana severek, çiçek koklayarak, ağaçlara dokunarak.. birini seç ve öylece kal.. Güne güzel başlar ve mutluluk duygusu içinde kalırsanız, herhangi bir şeyin ruh halinizi değiştirmesine izin vermediğiniz sürece, çekim yasası gereğince, yaşadığınız mutluluk duygusunu sürekli kılacak bir çok durumu ve insanı kendinize çekersiniz. Düşündükleriniz çok bağlayıcı olmayabilir ama hissettiklerinizi aynen alırsınız. Duygularınızda yapacağınız basit bir değişiklik, günlerinizi ve hayatınızı tümden değiştirebilir. “Şu an kendime çektiğim şey nedir?” “…” Peki kendinizi nasıl hissediyorsunuz? “İyi hissediyorum.” O zaman devam edin. Kendinizi iyi hissediyorsanız, mutlaka iyi şeyler düşünüyorsunuzdur. Böyle durumlarda ilerleme kaydeder, daha çok iyiliği size geri getirerek kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacak güçlü bir frekans yayarsınız. Kendinizi iyi hissediyorsanız, arzularınız doğrultusunda bir gelecek yaratıyorsunuz demektir. Mutlu olduğunuz, kendinizi iyi hissettiğiniz zamanları değerlendirin. Mutlu olduğunuzda, daha çok iyi şeyi, güçlü bir biçimde kendinize çekeceğinizi unutmayın. Duygu ve düşüncelerinize gerçek anlamda hakim olmaya başladığınızda, kendi gerçeğinizi nasıl yarattığınızı da göreceksiniz! Bağımsızlığınızın ve gücünüzün kaynağı buradadır. |
#4
|
|||
|
|||
’Dua ederek pozitif güçleri kendimize çekebilir miyiz?’’ diye soranlara ‘’Pozitif güçleri ne maksatla kendinize çekebilmeyi istiyorsunuz?’’ diye sormak isterim. Pozitif gücü çekme düşüncesi, pek isabetli bir düşünce değildir. Önemli olan, pozitif düşünce yaratmaktır. Pozitif düşünceyi çekmek değil pozitif düşünceyi üretmektir, önemli olan. Eğer pozitif düşünce üretebiliyorsak, kesinlikle bir cazibe noktası yaratırız; tıpkı bir girdap gibi, kendi çevremizde bir dönüş meydana getiririz. Bir etki alanı yaratırız ve buraya ona uygun olan, ihtiyacımıza ve isteklerimize uygun olan enerjiler, güçler, yardımlar gelir.
Ancak eğer pozitif enerji üretemiyorsak, aslında hiçbir şey yapmadan sabit kalıp sadece pozitif güçleri kendimize çekmek amacıyla ‘’Gel, ey büyük güç bana yardım et, bana pozitif güç ver’’ diyerek, ellerimizi uzatarak, egzantrik ayinler yaparak dua etmenin, ibadet etmenin hiç bir faydası yoktur; bu iş bunlarla olmaz. |
#5
|
|||
|
|||
Düşüncelerimiz temel olarak şuuraltımız tarafından kontrol edilir ve bunlar da büyük oranda 6 yaşından önce oluşurlar. Şuuraltı zihninizi sadece düşünerek değiştiremezsiniz. Pozitif düşüncenin çoğu insanda işe yaramama sebebi budur. Şuuraltı zihni bir kasetçalar gibidir, kaseti değiştirmeden değişmez.
|
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
100de 100 Beyin Gücü - Beyin Gücünü Kullanmak | SiLence | Kişisel Gelişim | 7 | 23.07.23 17:36 |
Düşünce gücü ile vücudumuzda değişiklik yapabilir miyiz? | Fatosh | Derin Konular & Beyin Fırtınası | 13 | 30.03.22 00:06 |
Düşünce gücü ile başkasının kalbine tesir edebilir mi? | Ressam75 | Sorularınız | 15 | 12.12.21 19:42 |
Hiç düşünce gücü ile birine birşey yaptırdığınız oldu mu ? | Cimen | Sorularınız | 14 | 21.09.20 23:44 |
Düşünce Gücü | Tuana | Psişik Yetenekler | 4 | 03.04.20 21:16 |