Allah sırrını taşıyana verir sözünden ne anlamamız gerekir?

[lindaa]

Merhaba değerli havvas ailesi ,

Aslında bu konu belki manevi ilerlemenin bel kemiğini oluşturuyor.Tasavvuufta sır nedir ne değildir ?
"Allah sırrını taşıyana verir "sözünden ne anlamamız gerekir?
gördüğümüz herhangi manevi bir rüya yada işaret sır kapsamına girer mi?

bilmeden belki sırf bilgi almak ya da kendince iyi bişey paylaşmak için anlatılan manevi bir şeyin "sır" olduğunu öğrenirsek bu durumda sırrı ifşa ettiğimiz için kaybetmek söz konusu olur mu ?bunun tövbesi var mıdır? teşekkürler .

[caspercrazy]

Sırlar ve haller açıklanmaz sahip olduğunuz özel bir sır söylenmez yada Allahın size nasip ettiği durumlar var ise söylenmez, açıklanırsa o sır ve hal kaybedilir diye biliyorum, gerisi bende bilmiyorum

[☆Yusufiyeli]

lindaa Nickli Üyeden Alıntı

merhaba değerli havvas ailesi ,

Aslında bu konu belki manevi ilerlemenin bel kemiğini oluşturuyor.Tasavvuufta sır nedir ne değildir ?
"Allah sırrını taşıyana verir "sözünden ne anlamamız gerekir?
gördüğümüz herhangi manevi bir rüya yada işaret sır kapsamına girer mi?

bilmeden belki sırf bilgi almak ya da kendince iyi bişey paylaşmak için anlatılan manevi bir şeyin "sır" olduğunu öğrenirsek bu durumda sırrı ifşa ettiğimiz için kaybetmek söz konusu olur mu ?bunun tövbesi var mıdır? teşekkürler .

İslam’ın ahkam boyutunsa, günlük hayat ve sistem planında getirdiği bütün ilkeler net ve açıktır. Ancak bu ilkelerin özellikle gönül aleminde yorumlanması ve Hakk’ın tecellilerinin algılanması herkes için farklıdır. Herkesin görmediğini görebilecek bir göz, herkesten farklı şeyler duyabilecek bir kulak, elbette başkaları tarafından yadırganacaktır. Bu durumda farklı şeyler duyan bir kimsenin, bunu duymayanların yanında ifşa etmemesi kendisi için daha sağlıklı bir yoldur. İnsanın ibadet ve taat sonucu hissettiği birtakım hazlarla gördüğü birtakım vakalar ancak kendini ilgilendiren ve bağlayan şeylerdir. Nitekim müfessir Alusi: ‘’Hayır, o(Kuran) kendilerine ilim verilenlerin sinelerinde (yer eden) apaçık delillerdir. (El-Ankebut süresi 49.ayet) ayetini velilerin ve sufilerin gönlüne doğan birtakım sırları gizleme konusunda delil olarak göstermekte ve bu tür hakikatlerin rabbani alimlerden başkasına açıklanmaması gerektiğini belirtmektedir. (Ruhu’l-Meani) Ayrıca herkese anlayabileceği dilden konuşmak esastır. Nitekim hadiste: ’İnsanlara anlayabilecekleri biçimde konuşun. İyi anlatılamadığı için Allah ve Resulünün sözlerinin yalanlanmasını ister misiniz.’’ (Buhari)

[lindaa]

Yusufiyeli Nickli Üyeden Alıntı

İslam’ın ahkam boyutunsa, günlük hayat ve sistem planında getirdiği bütün ilkeler net ve açıktır. Ancak bu ilkelerin özellikle gönül aleminde yorumlanması ve Hakk’ın tecellilerinin algılanması herkes için farklıdır. Herkesin görmediğini görebilecek bir göz, herkesten farklı şeyler duyabilecek bir kulak, elbette başkaları tarafından yadırganacaktır. Bu durumda farklı şeyler duyan bir kimsenin, bunu duymayanların yanında ifşa etmemesi kendisi için daha sağlıklı bir yoldur. İnsanın ibadet ve taat sonucu hissettiği birtakım hazlarla gördüğü birtakım vakalar ancak kendini ilgilendiren ve bağlayan şeylerdir. Nitekim müfessir Alusi: ‘’Hayır, o(Kuran) kendilerine ilim verilenlerin sinelerinde (yer eden) apaçık delillerdir. (El-Ankebut süresi 49.ayet) ayetini velilerin ve sufilerin gönlüne doğan birtakım sırları gizleme konusunda delil olarak göstermekte ve bu tür hakikatlerin rabbani alimlerden başkasına açıklanmaması gerektiğini belirtmektedir. (Ruhu’l-Meani) Ayrıca herkese anlayabileceği dilden konuşmak esastır. Nitekim hadiste: ’İnsanlara anlayabilecekleri biçimde konuşun. İyi anlatılamadığı için Allah ve Resulünün sözlerinin yalanlanmasını ister misiniz.’’ (Buhari)

Ne kadar derin ve kıymetli bir bilgi değerli hocam..ne çok bilmiyormuşuz .. Allah razı olsun..

[lindaa]

Bu konuda söylenmesi ve bilinmesi gereken çok şey olduğuna inanıyorum..umuyorum bilgisini herkes paylaşır.

[AllahYolunda]

Eğer sırrınızı paylaşırsanız muhtemelen tekrar yaşayamazsınız fakat Celcelutiye hocamızın bu konuyla ilgili bir yazısı var, aşağıya kopyalıyorum.

-Birisine sırrınızı anlattınız diyelim tövbe tarikat aldınız derslerinizi yapıyorsunuzveya takliti imandan hakiki imana kavuştunuz, yeni tövbe ettiniz sizde değişik haller zuhur etti ve gidip bunu hemen insanlara anlattınız..Büyük ihtimal bir daha o sırrı elde edemezsiniz ama tabiki burdada Esmanül Hüsnadan yararlanabiliriz.Sabah namazından sonra niyet edin : Niyet ettim Sırrımın temizlenmesine,Allahım lütfü keremin ile bana ikram ettiğin sırları bir daha kimseye söylemicem sen benim sırrımı " El Fettah " isminle temizle" diye lisanen niyet edin sağ elinizi kalbinizin üzerine koyup 489 kere " Ya Fettah " şeklinde zikredin.İnşallah sırrınız temizlenir ve o hadiseleri tekrar yaşarsınız.Her sabah namazından elinizi kalbinizin üzerine koyup zikrederseniz kalbiniz nurlanır.Bu benim hayatta tarif edemediğim duygulardan birisidir.

[hakikat]

şimci söyle bir konu var her insanın bedenınde bir karin meleği bir karin şeytanı vardır ruhda 19 haslet nefisdede 19 kötülük afeti vardır şeytn nefisdekileri melekde ruhdakileri kalbe ilham eder bu karin şeytanı hep bedendedir asla çıkmaz görevi vesvese vererek insanı günahkar yapmaktır bu varlık rukyeye bile tepki vermez bedenden de insan ölünce çıkar namaza bile durduğumuzda gene bu şeytan vesvese verir kişinin yaşantısında ne varsa onu vesvese eder kimi alacağı arabayı düşünür kimi satacağı evi bu varlığın sesini kesmenin tek yolu nefisdeki afetleri bitirmekle nefis basamakları geçmekde ancak bir mürşidi kamile tabi olmakla olur afetler bittikçe kalbe nur gelir meleğin ilhamını dinlemeye başlarız sürekli içimizde fısır fısır konuşan bu şeytanın sesi kesilir bir çok derviş nefsi mulhimeden ileri gidemiyor yada geri düşüyor nefs en mutmainne basamağına çıkıcakki kalp ALLAH aşkını tatsın yoksa ALLAH AŞKI sözde olur kalpde değil bu yolda ilerleyen insana sır da verilir rüyaları sahiha olur ilim meclisleri arar ALLAHI zikreden kişileri arar manevi hal değişir kalpde sadece ALLAH aşkı ve ALLAH korkusu kalmalıdır her 2 side dengede olmalıdır bu mertebeye ulaşabilmek ancak mürşidi kamille olur

[lindaa]

AllahYolunda Nickli Üyeden Alıntı

Eğer sırrınızı paylaşırsanız muhtemelen tekrar yaşayamazsınız fakat Celcelutiye hocamızın bu konuyla ilgili bir yazısı var, aşağıya kopyalıyorum.

-Birisine sırrınızı anlattınız diyelim tövbe tarikat aldınız derslerinizi yapıyorsunuzveya takliti imandan hakiki imana kavuştunuz, yeni tövbe ettiniz sizde değişik haller zuhur etti ve gidip bunu hemen insanlara anlattınız..Büyük ihtimal bir daha o sırrı elde edemezsiniz ama tabiki burdada Esmanül Hüsnadan yararlanabiliriz.Sabah namazından sonra niyet edin : Niyet ettim Sırrımın temizlenmesine,Allahım lütfü keremin ile bana ikram ettiğin sırları bir daha kimseye söylemicem sen benim sırrımı " El Fettah " isminle temizle" diye lisanen niyet edin sağ elinizi kalbinizin üzerine koyup 489 kere " Ya Fettah " şeklinde zikredin.İnşallah sırrınız temizlenir ve o hadiseleri tekrar yaşarsınız.Her sabah namazından elinizi kalbinizin üzerine koyup zikrederseniz kalbiniz nurlanır.Bu benim hayatta tarif edemediğim duygulardan birisidir.

çok güzel parçalar sizler sayesinde tamamlanıyo..Allah razı olsun kardeşim

---------- Post added 12.04.21 at 14:30 ----------

hakikat Nickli Üyeden Alıntı

şimci söyle bir konu var her insanın bedenınde bir karin meleği bir karin şeytanı vardır ruhda 19 haslet nefisdede 19 kötülük afeti vardır şeytn nefisdekileri melekde ruhdakileri kalbe ilham eder bu karin şeytanı hep bedendedir asla çıkmaz görevi vesvese vererek insanı günahkar yapmaktır bu varlık rukyeye bile tepki vermez bedenden de insan ölünce çıkar namaza bile durduğumuzda gene bu şeytan vesvese verir kişinin yaşantısında ne varsa onu vesvese eder kimi alacağı arabayı düşünür kimi satacağı evi bu varlığın sesini kesmenin tek yolu nefisdeki afetleri bitirmekle nefis basamakları geçmekde ancak bir mürşidi kamile tabi olmakla olur afetler bittikçe kalbe nur gelir meleğin ilhamını dinlemeye başlarız sürekli içimizde fısır fısır konuşan bu şeytanın sesi kesilir bir çok derviş nefsi mulhimeden ileri gidemiyor yada geri düşüyor nefs en mutmainne basamağına çıkıcakki kalp ALLAH aşkını tatsın yoksa ALLAH AŞKI sözde olur kalpde değil bu yolda ilerleyen insana sır da verilir rüyaları sahiha olur ilim meclisleri arar ALLAHI zikreden kişileri arar manevi hal değişir kalpde sadece ALLAH aşkı ve ALLAH korkusu kalmalıdır her 2 side dengede olmalıdır bu mertebeye ulaşabilmek ancak mürşidi kamille olur

değerli bir bilgi daha..ilk defa duyduğum şeyler çok..aydınlaanıyorum sayenizde teşekkür ederim.Allah razı olsun

[ayhan571]

selamun aleyküm cümleten,insan Allahın cc sırrıdır,ve bu sır insana yüklenmiştir,ne var ise alem de hepsi ademde diye sır tutmuştur,Allahın cc veli kulları,ve bu sır ile hayatlarının sırrı olmuştur ve sırlarını ifşa etmezler,et kemik göründüğüne bakma,ondan da ötedir,veli kulları,sırra erenler,suya sabuna dokunup,mizanı düzeni bozmazlar,aksine bütün yaratılmışa hizmet edip sevgiyle nazar ile bakıp duadan öte uğraşıp o şekilde can vermişlerdir,siz onlara ölüler demeyiniz,onlar bizim katımızda halen diridir diyen ALLAHIMIZ CC var çok şükür,ne güzel sevmiş yaratmış korumuş insanoğlunu,idrak etmeden sırları yaşamayanlara dahil sunmuş bütün nimetlerini,bu idraka erenlerin güzelliğini sorsak da verirler mi bize bu sırları,elbette sır hak edilene verir,sevene verilir hizmet ehline verilir,dahi 365 gün 24 saat huzur da duranlara verilir...

[lindaa]

aleyküm selam değerli ayhan abim ..
Allah ilminizi artırsın üşenmediniz bizle paylaştınız ..
saolun varolun .