vahdeti vucud, fena fillah, enel hak - Sayfa 5 - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > HavasOkulu Genel Bölüm > Sorularınız

Sorularınız her türlü soruyu buradan sorabilirsiniz.

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #41  
Alt 01.10.20, 14:00
Celcelutiye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Güvenilir
 
Üyelik tarihi: 19.12.17
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 5,333
Etiketlendiği Mesaj: 3066 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
imas Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
tasavvufta kesif aleminde gezen bazi alimler,enelhak,fena fillah,vahdeti vucut gibi inanclara sahipler,ve bu ilmin gizli kalmasini,umuma anlatilmamasini,bu ilmi sirdaplara magaralara saklanmasini istemisler,bu ilmi kimisi ilham ile aldiklarini ve hatta hz Cibrilin getirdigini soylemisler, bu aleme ve ilme dalan bu cok bilgili cifir,ebced,ledun ilmi gibi ilimlere sahip,ilham yoluyla gaybdan haber aldiklarini soyleyen alimler,umumun avamin aklini zorlayan,toplumu belli noktada parcalayan,inancsizlik gibi gorunen bu bilgilerin belli zaman sonra ortaya sacilacagi gibi basit bir durumu neden hesaplayamamis ongorememisler.bu konuda fikirleriniz nelerdir?
Şimdi diyorsun ki ; Alimler saklanmasını istemiş Alim kim loooo.. Allah dilediğini dilediği surette önüne getirir..Nasibin varsa karıncadan ders alırsın diye boşuna dememişler..

Muyiddin arabinin kitabını sadece tasavvuf üzere yaşayanlar ilgiler mi okur sanırsın ? Şifrelidir Fütuhat-ı Mekkiye 50 sefer oku nasibin yoksa cim elifin arkasına geçince ne oluyor anlamazsın velhasıl islam alimlerinin,evliyaların dediği değil Allahın dediği olur..Allahta dilediğine açar..

Ledun ilmi Hızır(A.s) kaynaklıdır..Amma hızırın bir görevi Hz Ali'nin kapısına götürmektir..İlmin kapısına "AŞK" sız girilmez,istersen her vakit kabede namaz kıl Ortaya saçılan bilgi değil hakikatin küçük parçalarıdır,anlayan irşad olur anlamayan kurcalayıp şirk'e düşer..

Mesela En-el Hak meselesine gelelim ; Hallac-ı mansur kendi iradesiyle mi enel hak dedi ? Diyen o muydu ?

Nefsi ıslah olmuş herkes En-el Hak diyebilir.. Amma kendi iradesiyle En-el Hak derse bir kişi şirk olur..Ağzından istemeden , o kişiye rağmen çıkarsa o kelimeler sorun yok.. Desen ki sohbet arasında kalbimde Allah var..he imtihanın bol olur ama kalbinde dünya ve ahirete dair birşey yoksa söylediğin yalan değildir..

Gelirsek vahdeti vücut kısmına zaten bu hakikat ilk doğuştan beri gözümüzün önünde biz anlamayadık..Bi o kadarda basit ki..

Allah 2 tane göz vermiş biz 1 görüyoruz..Demekki bütün mahlukat ve yaratılmışlar 1'dir Peygamber A.s diyor ki ; Nefsim kudret elinde olan Allaha yemin ederim ki.. Subhanallah..Demekki nefislerde Allahın elindeymiş..E bize birde şah damarımızdan yakın..EE bize ait ne kaldı bu varoluşun içinde ? Hiç..


Havas sitesinde tasavvuf'a dair çok konuşmak istemiyorum ama konuşmanın gittiği yeri sevdim bu konulara benide etiketle kardeşim ilgimi çeker göreyimde geleyim istişare edelim
__________________
ve lakin cürmümüz vağfur,hatamız cümlece meşhur.
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
Alıntı ile Cevapla
  #42  
Alt 01.10.20, 15:27
imas - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Bilgili Üye
 
Üyelik tarihi: 18.01.20
Bulunduğu yer: her yer
Mesajlar: 14,730
Etiketlendiği Mesaj: 3006 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Celcelutiye Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Şimdi diyorsun ki ; Alimler saklanmasını istemiş Alim kim loooo.. Allah dilediğini dilediği surette önüne getirir..Nasibin varsa karıncadan ders alırsın diye boşuna dememişler..

Muyiddin arabinin kitabını sadece tasavvuf üzere yaşayanlar ilgiler mi okur sanırsın ? Şifrelidir Fütuhat-ı Mekkiye 50 sefer oku nasibin yoksa cim elifin arkasına geçince ne oluyor anlamazsın velhasıl islam alimlerinin,evliyaların dediği değil Allahın dediği olur..Allahta dilediğine açar..

Ledun ilmi Hızır(A.s) kaynaklıdır..Amma hızırın bir görevi Hz Ali'nin kapısına götürmektir..İlmin kapısına "AŞK" sız girilmez,istersen her vakit kabede namaz kıl Ortaya saçılan bilgi değil hakikatin küçük parçalarıdır,anlayan irşad olur anlamayan kurcalayıp şirk'e düşer..

Mesela En-el Hak meselesine gelelim ; Hallac-ı mansur kendi iradesiyle mi enel hak dedi ? Diyen o muydu ?

Nefsi ıslah olmuş herkes En-el Hak diyebilir.. Amma kendi iradesiyle En-el Hak derse bir kişi şirk olur..Ağzından istemeden , o kişiye rağmen çıkarsa o kelimeler sorun yok.. Desen ki sohbet arasında kalbimde Allah var..he imtihanın bol olur ama kalbinde dünya ve ahirete dair birşey yoksa söylediğin yalan değildir..

Gelirsek vahdeti vücut kısmına zaten bu hakikat ilk doğuştan beri gözümüzün önünde biz anlamayadık..Bi o kadarda basit ki..

Allah 2 tane göz vermiş biz 1 görüyoruz..Demekki bütün mahlukat ve yaratılmışlar 1'dir Peygamber A.s diyor ki ; Nefsim kudret elinde olan Allaha yemin ederim ki.. Subhanallah..Demekki nefislerde Allahın elindeymiş..E bize birde şah damarımızdan yakın..EE bize ait ne kaldı bu varoluşun içinde ? Hiç..


Havas sitesinde tasavvuf'a dair çok konuşmak istemiyorum ama konuşmanın gittiği yeri sevdim bu konulara benide etiketle kardeşim ilgimi çeker göreyimde geleyim istişare edelim
bir dahaki sefere Allahin iradesiyle olmustura cevap verecegim.......ben alimin kitabina bakarken ayni ekolde yuruyen baska alim ne diyor onada bakarim,imami şarani diyorki:futuhati okudum,birde ibni arabinin el yazmasi futuhati okudum,benim okudugumla el yazmasi orjinal futuhatta cok fark gordum diyor....mesneviye bakiyoruz 1600 e kadar 6 cilt 1600 de ismail ankaravi isimli galata mevlevihaneden bir zat diyorki ben 7. cilti buldum diyor ekleniyor 6 ciltin uzerine,ammmaaa bir gariplik var mesnevideki ne kadar cinsel,hayvansal,oğlansal hikaye varsa 7. ciltte,yazi bicimi farkli nazim bicimi farkli....cuneydi bagdadi ebu yezit icin burada olsa bizim cocuklarin elinde musluman olurdu diyor,ayni tasavvus ekolunden alimler birbirini yeriyor.....hep soyledim terkrar edeyim bu olaylara bakarken tarihi hadiseler goz ardi edilemez,1000 li yillarda baslayan 200 yil dunyayi kasip kavuran,islam alemini yangin yerine ceviren,bagdat kutuphanesindeki on binlerce kitabi yok eden mogol istilasini bu yazili eserler acisindan unutmamak gerekir,acaba yok edilen kitaplara sonradan ilave yapildi mi,imami malikinin olum aninda yastiginin altina konan şirk kitabi gibi ( onemli not bu istila mogol degil turk istilasidir cengiz han mogol degil oz be oz turktur ve tarihin yetistirdigi en buyuk fatihtir musluman olmamami bu gercegi degistirmez,kazak tatar kipcak turklerinin istilasidir,niye mogol denir,niye olmustur sebepleri sonuclari ayri bir konu) isaretle dedin isaretliyorum @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
__________________
SÜBHANALLAH, ENELLAH, EMANÜL HAFİYİ, YA KÂFİ YA SEMİ, YA ALLAHU RUHİ Lİ RUHİKE, MÜNTESİBETÜN
Alıntı ile Cevapla
  #43  
Alt 01.10.20, 20:22
 
Üyelik tarihi: 26.08.19
Bulunduğu yer: Mukaddes Vatan Ötüken
Mesajlar: 1,659
Etiketlendiği Mesaj: 201 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart


Biz, o gün, her ümmetin kendi içinden birini, onların üzerine tanık getireceğiz. Seni de onların üzerine tanık getiririz. Biz, sana her şeyin açıklayıcısımolan bu Kitap'ı, teslim olanlara bir kılavuz, bir rahmet ve bir müjde olarak indirdik.16:89


Başı sonu belli, emri yasağı belli, mübin olduğunu kendi beyan eden bir kitap var ortada.. Yaratan ise bu kitaptan sorumlusunuz buyurmuştur. Yanına bir de sünneti koymuş. Emir yasaklar kitaba göre ise sünnet'de bu emir yasakların hayata yansıyan biçimi ise atomu yeniden parçalamaya gerek yok. Olayı mistisize etmenin ne lüzumu var? Mübin kuran da herşey açık ve net olduğunu defarlarca bildirip tevil etmenin ise tehlikesini sünnetten örneklerle görüyorken bu arabi ye kuranda ki Allah yetmemiş de neyi aramış daha? Allah'ın en güzel isimleri Kuran'da dır diye kendi beyan ediyorken literatüre "hu" diye bir sıfat sokmanın anlamı nedir? Bu adamlar "bana ilham oldu" diyerek dinde sapıtmanın temelini atıp nübüvvet makamına kendilerince bir ruhsat hazırlamazlar mı? Hasan mezarcıya niye küfürler edildi?

Kuran da defalarca beyan edilmesine rağmen kurana bir de batıni yorum getirmek neden? Allah batıni yorum yapanların yorumlarını neden nüzul etmedi? Ben bu ayeti böyle yorumladım, bende böyle yorumluyorum. Diyen birine;Hayır ikinizin ki de yanlış bu ayetin yorumu budur desem ben bana senin ki olmsz mı diyecekler? Sizin yorumlar oluyorsa benim ki de olur...

Efendimiz dünyasını değiştikten 300 yıl sonra kitaplaştırılan hadislere ne derece güvenilir? Kur'an Allah zülcelal'in korumasndaydı ve garantisi bizzat yaratıcının kendisi idi. Fakat hadislerin durumu farklıydı. Kur'an ile çelişen hadis varsa sahih değildir diye bir ölçü hadisler için kullanılıyorken bu şeyhler, şeyhül ekberler, Gavslar, gavsul azamlar filan niye kitaba göre ölçülendirilemiyor? "Allahtan bana bildirildi" kelamının kurani izahı nedir? Allah Azze ve celle'nin peygamberlere vermediği şefaat izninin bu şeyhlere verilmesinin bir izahı olmalı. Yeryüzünü rızıklandırdığını kitabında kendi beyan eden bir yaratıcının, sonradan bu işi kutublara bıraktığını nasıl algılamalıyız? Ya kitap yalan söylüyor yada kutub..

Halik ile mahluk arasında ki derin çizgi kuran ile apaçık beyan edilmişken, Allah benim tevhid açısından nasıl izah edilebilir? Bunları dünya aklı ile biz düşünüyoruz da Allah neden kuranda beyan etmedi?
Hak ile batıl arasında ki o kalın çizgi belli olsun diye bu rehber indirilmedi mi? Batıl olan şirk ile tasavvufun arasında ki bu benzerlikler tesadüf mü?
Vahdeti vücut, vahdeti şuhud enel hak vs gibi tasavvufi kavramlar şeytanın vahiyleri dir. Şeytanın vahiylerine karşı da yalnız peygamberlerin koruma altına alındığını yine Allah kitabında beyan ediyor. Bu bağlamda bu adamların her zaman (ki kendi ifadeleri de var) yazdıklarının rahmani olduğunun delili nedir?
İbnül arabi fütuhatı mekkiyesinde Allah'ın onu miraca çıkardığını, çıkarken de tüm gezegenlerin dünyanın etrafında döndüğünü, dünyanın ise sabit durduğunu Allahı referans göstermek suretiyle yazmıştır. Bu sözleri kuran da bilim de reddediyor. Ve bilimsel açıdan gelinen noktada bu adamın yalan söylediği malum iken, bu tarz bir çok yalanları kanıtlanmışken doğruluğunun kabulü hangi ölçülere göre dir?

Ehli sünnet savunucusu olan bu tarikatlar tamamen Şii geleneğin hakim olduğu bu tasavvufu savunuyor olması tezat değilmidir?

Vahdeti vücut ve enel hak meselelerinin çıkış noktası sebeilik dir.
"allah ete kemiğe büründü ali olarak göründü" "Kuranın zahiri hz. Muhammed peygambere, batıni ise hz. Ali'ye nüzul oldu" kelamları bu kavramların atası değilmidir?


Başı sonu belli, emri yasağı belli bir kitabın milyonlarca yorumunun olması ne derece doğru? Sorsan kimse İslamı doğru yaşamıyor. Ama hep doğru yaşamayan ötekiler. En doğrusunu yine biz yaşıyoruz değil mi?
Baştan sona zırva...

Not: yazdıklarımın tamamı ıspatlı delillidir. Kaynak isteyenlerin asrı saadet ve kuranı okumaları kafi.
Alıntı ile Cevapla
  #44  
Alt 01.10.20, 21:13
Gayretli üye
 
Üyelik tarihi: 19.04.20
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 677
Etiketlendiği Mesaj: 44 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Celcelutiye Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Şimdi diyorsun ki ; Alimler saklanmasını istemiş Alim kim loooo.. Allah dilediğini dilediği surette önüne getirir..Nasibin varsa karıncadan ders alırsın diye boşuna dememişler..

Muyiddin arabinin kitabını sadece tasavvuf üzere yaşayanlar ilgiler mi okur sanırsın ? Şifrelidir Fütuhat-ı Mekkiye 50 sefer oku nasibin yoksa cim elifin arkasına geçince ne oluyor anlamazsın velhasıl islam alimlerinin,evliyaların dediği değil Allahın dediği olur..Allahta dilediğine açar..

Ledun ilmi Hızır(A.s) kaynaklıdır..Amma hızırın bir görevi Hz Ali'nin kapısına götürmektir..İlmin kapısına "AŞK" sız girilmez,istersen her vakit kabede namaz kıl Ortaya saçılan bilgi değil hakikatin küçük parçalarıdır,anlayan irşad olur anlamayan kurcalayıp şirk'e düşer..

Mesela En-el Hak meselesine gelelim ; Hallac-ı mansur kendi iradesiyle mi enel hak dedi ? Diyen o muydu ?

Nefsi ıslah olmuş herkes En-el Hak diyebilir.. Amma kendi iradesiyle En-el Hak derse bir kişi şirk olur..Ağzından istemeden , o kişiye rağmen çıkarsa o kelimeler sorun yok.. Desen ki sohbet arasında kalbimde Allah var..he imtihanın bol olur ama kalbinde dünya ve ahirete dair birşey yoksa söylediğin yalan değildir..

Gelirsek vahdeti vücut kısmına zaten bu hakikat ilk doğuştan beri gözümüzün önünde biz anlamayadık..Bi o kadarda basit ki..

Allah 2 tane göz vermiş biz 1 görüyoruz..Demekki bütün mahlukat ve yaratılmışlar 1'dir Peygamber A.s diyor ki ; Nefsim kudret elinde olan Allaha yemin ederim ki.. Subhanallah..Demekki nefislerde Allahın elindeymiş..E bize birde şah damarımızdan yakın..EE bize ait ne kaldı bu varoluşun içinde ? Hiç..


Havas sitesinde tasavvuf'a dair çok konuşmak istemiyorum ama konuşmanın gittiği yeri sevdim bu konulara benide etiketle kardeşim ilgimi çeker göreyimde geleyim istişare edelim
Bazı tashihat içim yazmam gerekti. Değerli hocam kitaplardan okuduğumuz ve ehlullahtan aldığımız tarikatlardan daha üstün bir yol vardır siz dahi bilirsiniz size himmet ve himaye edenler o kapıda siddikiyet makamında hizmete çalışırlar. ilme yalnız aşk ile girilir demişsiniz. biz de okuduğumuzu deriz ki: aşk ilim kapılarından biridir ona mahsus değil. alemin tabakatinca manevi yollar var.aşk ehli tarikatin velayetu vustadaki yoludur ve vartalari çoktur. velayetu kübra mesleğinde kişileri tanımak yok. orada aşk yerine acz var çok daha üstün. muhabbet yerine şefkat var çok daha ulvi ve vartasiz. zikir yerine tefekkür hakim. sayısız meziyyati var bunu biriki vahdwtul vücut cümle deyip alıntı ile acacam. vahdwtul vücut Üstüm fakat nakus bir mertebe der veraseti nubuvbetim muhakkiklwri . Bazı esma açılmaz orda giren zevkine mağlup olup çıkmadığı ve tarifati avami muhayyerul ukul teslim aldığı için adeta büyüler. bir sinege bir kova su denizdur. ve bu zamanda o yol çık zararlı izah ettim ustadkarimdan alıntılarla.hersey o değil hersey ondan. eşyanın bir hakikati var hayal perdesinine sarıp kibrit çıkılamaz. Bu mesele evliya arasında ziyade bahsolmus nihai makam sanilmis izahı uzundur ve öyle değil. tarikatlardan yetişen ehlullahin tamamına yakını hakikatin suretini bilir ona muttalidur ve kendinde galip olm esmaya göre hüküm verir çok defa hata ederler. hadidurler muhdi değil.pek azı hakikatin nefsul emirdeki aslına vakıf olur ki onlar asfiya makamına çıkanlardir. velayetu kübra bu çık daha fazladır keramet pek az yol çok çetin. böyle okumusuz. nerden okuduğumuzu da bilirsiniz. biz meslek itibarıyla velayetu kübrada kisilere bağlı olmayan Kuran'dan direk istimdat eden heryerde asayi vurup şu çıkaran bir yolu biliriz o yolda kusurumuz çok olsa nasibimiz az olsa da. Elhasil bu asfiya mesleği eve tarikatlardan çok daha üstün yolu vahiy olmayıp vahyin vazifesini gören sumullu ilhamttan iktibas ederiz: uzun ZEYL

Bu küçücük Zeylin büyük bir ehemmiyeti var; herkese menfaatlidir.
Cenâb-ı Hakka vâsıl olacak tarîkler pekçoktur. Bütün hak tarîkler Kur’ân’dan alınmıştır. Fakat tarîkatlerin bâzısı bâzısından daha kısa, daha selâmetli, daha umûmiyetli oluyor. O tarîkler içinde, kâsır fehmimle Kur’ân’dan istifâde ettiğim, acz ve fakr ve şefkat ve tefekkür tarîkıdır.
Evet, acz dahi aşk gibi, belki daha eslem bir tarîktir ki, ubûdiyet tarîkıyla mahbûbiyete kadar gider. Fakr dahi Rahmân ismine îsÂl eder. Hem, şefkat dahi aşk gibi, belki daha keskin ve daha geniş bir tarîktir ki, Rahîm ismine îsÂl eder. Hem, tefekkür dahi aşk gibi, belki daha zengin ve daha parlak bir tarîktir ki, Hakîm ismine îsÂl eder. Şu tarîk, hafì tarîkler misillü, letâif-i aşere gibi on hatve değil ve tarîk-ı cehriye gibi nüfûs-u seb’ a, yedi mertebeye atılan adımlar değil, belki "dört hatve"den ibârettir. Tarîkatten ziyâde hakîkattir, şeriattır. Yanlış anlaşılmasın; acz ve fakr ve kusurunu Cenâb-ı Hakka karşı görmek demektir; yoksá, onları yapmak veya halka göstermek demek değildir. Şu kısa tarîkın evrâdı ittibâ-ı sünnettir, ferâizi işlemek, kebâiri terk etmektir. Ve bilhassa namazı tâdil-i erkân ile kılmak, namazın arkasındaki tesbihâtı yapmaktır.
Birinci hatveye -1- âyeti işaret ediyor. İkinci hatveye -2- âyeti işaret ediyor. Üçüncü hatveye -3- âyeti işaret ediyor. Dördüncü hatveye -4- âyeti işaret ediyor.

1 Nefislerinizi temize çıkarmayın. (Necm Sûresi: 32).

2 Allah’ı unutanlar gibi olmayın ki, Allah da onlara kendi âkıbetlerini unutturmuştur. (Haşir Sûresi:19.)

3 Sana her ne iyilik erişirse Allah’tandır. Sana her ne kötülük gelirse, o da kendi kusurun sebebiyledir. (Nisâ Süresi: 79.)

4 Herşey helâk olup gidicidir-Ona bakan yüzü müstesnâ. (Kasas Sûresi: 88.) en kısası bu alıntı herkese faidesu var.

......
Evet, şu tarîk daha kısadır. Çünkü dört hatvedir. Acz, elini nefisten çekse doğrudan doğruya Kadîr-i Zülcelal’e verir. Halbuki en keskin tarîk olan aşk, nefisten elini çeker fakat maşuk-u mecazîye yapışır. Onun zevalini bulduktan sonra Mahbub-u Hakiki’ye gider.

Hem şu tarîk daha eslemdir. Çünkü nefsin şatahat ve bâlâ-pervazane davaları bulunmaz. Çünkü acz ve fakr ve kusurdan başka nefsinde bulmuyor ki haddinden fazla geçsin.

Hem bu tarîk daha umumî ve cadde-i kübradır. Çünkü kâinatı ehl-i vahdetü’l-vücud gibi huzur-u daimî kazanmak için idama mahkûm zannedip *لَا مَوْجُودَ اِلَّا هُوَ* hükmetmeye veyahut ehl-i vahdetü’ş-şuhud gibi huzur-u daimî için kâinatı nisyan-ı mutlak hapsinde hapse mahkûm tahayyül edip *لَا مَشْهُودَ اِلَّا هُوَ demeye mecbur olmuyor. Belki idamdan ve hapisten gayet zahir olarak Kur’an affettiğinden, o da sarf-ı nazar edip ve mevcudatı kendileri hesabına hizmetten azlederek Fâtır-ı Zülcelal hesabına istihdam edip, esma-i hüsnasının mazhariyet ve âyinedarlık vazifesinde istimal ederek mana-yı harfî nazarıyla onlara bakıp, mutlak gafletten kurtulup huzur-u daimîye girmektir; her şeyde Cenab-ı Hakk’a bir yol bulmaktır.

Elhasıl: Mevcudatı mevcudat hesabına hizmetten azlederek, mana-yı ismiyle bakmamaktır.

Sizin kadar ilmimiz yoktur. ustadjmuz Kur'an oldugu ve reşha misal hakikate gittiğimiz için bazen tırnaği da olamayacağimiz hakikat ehlini dürus-u kuraniye ile tashihe çok curet etmusiz. Bu kabilden bakıla.selametle değerli hocam
Alıntı ile Cevapla
  #45  
Alt 04.10.20, 13:54
Celcelutiye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Güvenilir
 
Üyelik tarihi: 19.12.17
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 5,333
Etiketlendiği Mesaj: 3066 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
imas Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
bir dahaki sefere Allahin iradesiyle olmustura cevap verecegim.......ben alimin kitabina bakarken ayni ekolde yuruyen baska alim ne diyor onada bakarim,imami şarani diyorki:futuhati okudum,birde ibni arabinin el yazmasi futuhati okudum,benim okudugumla el yazmasi orjinal futuhatta cok fark gordum diyor....mesneviye bakiyoruz 1600 e kadar 6 cilt 1600 de ismail ankaravi isimli galata mevlevihaneden bir zat diyorki ben 7. cilti buldum diyor ekleniyor 6 ciltin uzerine,ammmaaa bir gariplik var mesnevideki ne kadar cinsel,hayvansal,oğlansal hikaye varsa 7. ciltte,yazi bicimi farkli nazim bicimi farkli....cuneydi bagdadi ebu yezit icin burada olsa bizim cocuklarin elinde musluman olurdu diyor,ayni tasavvus ekolunden alimler birbirini yeriyor.....hep soyledim terkrar edeyim bu olaylara bakarken tarihi hadiseler goz ardi edilemez,1000 li yillarda baslayan 200 yil dunyayi kasip kavuran,islam alemini yangin yerine ceviren,bagdat kutuphanesindeki on binlerce kitabi yok eden mogol istilasini bu yazili eserler acisindan unutmamak gerekir,acaba yok edilen kitaplara sonradan ilave yapildi mi,imami malikinin olum aninda yastiginin altina konan şirk kitabi gibi ( onemli not bu istila mogol degil turk istilasidir cengiz han mogol degil oz be oz turktur ve tarihin yetistirdigi en buyuk fatihtir musluman olmamami bu gercegi degistirmez,kazak tatar kipcak turklerinin istilasidir,niye mogol denir,niye olmustur sebepleri sonuclari ayri bir konu) isaretle dedin isaretliyorum @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Herkesin istidadı farklıdır..1 meselenin yaratılmışlar adedince vechisi bulunur lütfen kıyaslama o böyle demiş bu böyle demiş yanan yansın kalan sağlar bizimdir kimi eserler vardır okuyanı 1 elin parmağını geçmez kimi haller vardır kim ne yaşadığını bilmez.. Kurani kerim disindaki butun yazilan okunan kitaplarda birer penceredir yolun kendisi değil..takılma ne oldu ne olucak ne oluyor..alacagin çiçeğe konan arı gibi al ve devam et diğer çiçeğe
__________________
ve lakin cürmümüz vağfur,hatamız cümlece meşhur.
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
Alıntı ile Cevapla
  #46  
Alt 04.10.20, 14:06
Celcelutiye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Güvenilir
 
Üyelik tarihi: 19.12.17
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 5,333
Etiketlendiği Mesaj: 3066 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
nesimcik Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Bazı tashihat içim yazmam gerekti. Değerli hocam kitaplardan okuduğumuz ve ehlullahtan aldığımız tarikatlardan daha üstün bir yol vardır siz dahi bilirsiniz size himmet ve himaye edenler o kapıda siddikiyet makamında hizmete çalışırlar. ilme yalnız aşk ile girilir demişsiniz. biz de okuduğumuzu deriz ki: aşk ilim kapılarından biridir ona mahsus değil. alemin tabakatinca manevi yollar var.aşk ehli tarikatin velayetu vustadaki yoludur ve vartalari çoktur. velayetu kübra mesleğinde kişileri tanımak yok. orada aşk yerine acz var çok daha üstün. muhabbet yerine şefkat var çok daha ulvi ve vartasiz. zikir yerine tefekkür hakim. sayısız meziyyati var bunu biriki vahdwtul vücut cümle deyip alıntı ile acacam. vahdwtul vücut Üstüm fakat nakus bir mertebe der veraseti nubuvbetim muhakkiklwri . Bazı esma açılmaz orda giren zevkine mağlup olup çıkmadığı ve tarifati avami muhayyerul ukul teslim aldığı için adeta büyüler. bir sinege bir kova su denizdur. ve bu zamanda o yol çık zararlı izah ettim ustadkarimdan alıntılarla.hersey o değil hersey ondan. eşyanın bir hakikati var hayal perdesinine sarıp kibrit çıkılamaz. Bu mesele evliya arasında ziyade bahsolmus nihai makam sanilmis izahı uzundur ve öyle değil. tarikatlardan yetişen ehlullahin tamamına yakını hakikatin suretini bilir ona muttalidur ve kendinde galip olm esmaya göre hüküm verir çok defa hata ederler. hadidurler muhdi değil.pek azı hakikatin nefsul emirdeki aslına vakıf olur ki onlar asfiya makamına çıkanlardir. velayetu kübra bu çık daha fazladır keramet pek az yol çok çetin. böyle okumusuz. nerden okuduğumuzu da bilirsiniz. biz meslek itibarıyla velayetu kübrada kisilere bağlı olmayan Kuran'dan direk istimdat eden heryerde asayi vurup şu çıkaran bir yolu biliriz o yolda kusurumuz çok olsa nasibimiz az olsa da. Elhasil bu asfiya mesleği eve tarikatlardan çok daha üstün yolu vahiy olmayıp vahyin vazifesini gören sumullu ilhamttan iktibas ederiz: uzun ZEYL

Bu küçücük Zeylin büyük bir ehemmiyeti var; herkese menfaatlidir.
Cenâb-ı Hakka vâsıl olacak tarîkler pekçoktur. Bütün hak tarîkler Kur’ân’dan alınmıştır. Fakat tarîkatlerin bâzısı bâzısından daha kısa, daha selâmetli, daha umûmiyetli oluyor. O tarîkler içinde, kâsır fehmimle Kur’ân’dan istifâde ettiğim, acz ve fakr ve şefkat ve tefekkür tarîkıdır.
Evet, acz dahi aşk gibi, belki daha eslem bir tarîktir ki, ubûdiyet tarîkıyla mahbûbiyete kadar gider. Fakr dahi Rahmân ismine îsÂl eder. Hem, şefkat dahi aşk gibi, belki daha keskin ve daha geniş bir tarîktir ki, Rahîm ismine îsÂl eder. Hem, tefekkür dahi aşk gibi, belki daha zengin ve daha parlak bir tarîktir ki, Hakîm ismine îsÂl eder. Şu tarîk, hafì tarîkler misillü, letâif-i aşere gibi on hatve değil ve tarîk-ı cehriye gibi nüfûs-u seb’ a, yedi mertebeye atılan adımlar değil, belki "dört hatve"den ibârettir. Tarîkatten ziyâde hakîkattir, şeriattır. Yanlış anlaşılmasın; acz ve fakr ve kusurunu Cenâb-ı Hakka karşı görmek demektir; yoksá, onları yapmak veya halka göstermek demek değildir. Şu kısa tarîkın evrâdı ittibâ-ı sünnettir, ferâizi işlemek, kebâiri terk etmektir. Ve bilhassa namazı tâdil-i erkân ile kılmak, namazın arkasındaki tesbihâtı yapmaktır.
Birinci hatveye -1- âyeti işaret ediyor. İkinci hatveye -2- âyeti işaret ediyor. Üçüncü hatveye -3- âyeti işaret ediyor. Dördüncü hatveye -4- âyeti işaret ediyor.

1 Nefislerinizi temize çıkarmayın. (Necm Sûresi: 32).

2 Allah’ı unutanlar gibi olmayın ki, Allah da onlara kendi âkıbetlerini unutturmuştur. (Haşir Sûresi:19.)

3 Sana her ne iyilik erişirse Allah’tandır. Sana her ne kötülük gelirse, o da kendi kusurun sebebiyledir. (Nisâ Süresi: 79.)

4 Herşey helâk olup gidicidir-Ona bakan yüzü müstesnâ. (Kasas Sûresi: 88.) en kısası bu alıntı herkese faidesu var.

......
Evet, şu tarîk daha kısadır. Çünkü dört hatvedir. Acz, elini nefisten çekse doğrudan doğruya Kadîr-i Zülcelal’e verir. Halbuki en keskin tarîk olan aşk, nefisten elini çeker fakat maşuk-u mecazîye yapışır. Onun zevalini bulduktan sonra Mahbub-u Hakiki’ye gider.

Hem şu tarîk daha eslemdir. Çünkü nefsin şatahat ve bâlâ-pervazane davaları bulunmaz. Çünkü acz ve fakr ve kusurdan başka nefsinde bulmuyor ki haddinden fazla geçsin.

Hem bu tarîk daha umumî ve cadde-i kübradır. Çünkü kâinatı ehl-i vahdetü’l-vücud gibi huzur-u daimî kazanmak için idama mahkûm zannedip *لَا مَوْجُودَ اِلَّا هُوَ* hükmetmeye veyahut ehl-i vahdetü’ş-şuhud gibi huzur-u daimî için kâinatı nisyan-ı mutlak hapsinde hapse mahkûm tahayyül edip *لَا مَشْهُودَ اِلَّا هُوَ demeye mecbur olmuyor. Belki idamdan ve hapisten gayet zahir olarak Kur’an affettiğinden, o da sarf-ı nazar edip ve mevcudatı kendileri hesabına hizmetten azlederek Fâtır-ı Zülcelal hesabına istihdam edip, esma-i hüsnasının mazhariyet ve âyinedarlık vazifesinde istimal ederek mana-yı harfî nazarıyla onlara bakıp, mutlak gafletten kurtulup huzur-u daimîye girmektir; her şeyde Cenab-ı Hakk’a bir yol bulmaktır.

Elhasıl: Mevcudatı mevcudat hesabına hizmetten azlederek, mana-yı ismiyle bakmamaktır.

Sizin kadar ilmimiz yoktur. ustadjmuz Kur'an oldugu ve reşha misal hakikate gittiğimiz için bazen tırnaği da olamayacağimiz hakikat ehlini dürus-u kuraniye ile tashihe çok curet etmusiz. Bu kabilden bakıla.selametle değerli hocam
Sen okuduğunu söylersin ben yaşadığımı,2 farklı pencere.. doğru kimin doğrusu? Dimi

1 ŞEY i severek başla,niye Aşk tir bu yolun yakıtı bilir misin ? Aşk 'ın arasına zihin ve nefis giremez..He giriyorsa aşk değildir onun adı nefse hoş gelmiştir sevgiyi aşk sanmaktir,Aşk kusur görmemektir..

Aşkta fani olmak kolaydır,Aşk ı bulursan sevdiğinde yok olabilirsin.. Akıl seni bi noktaya getirir..Aşk kemale erdirir..Akılla yürürsen zihin ve nefis devreye girer yolda çok sorgulatir kendini.. dahada konuşmak isterim ama soru sorulmadan konuşulan şeyler sohbetin şehveti derler büyükler

Allaha giden yollar yaratılmışlar adedincedir,kimsenin yolu yanlış değildir.. Hırsızın yoluda Hakk tir diyimde çorba edeyim burayı ben patikaya işaret ettim niye biliyo musun ? Lahut alemini - vahdeti vucudu akılla müşahede edersen Allah muhafaza..kalp taşır bu yükü..yav sizde beni adam sandınız karşınıza aldınız sohbet edersiniz gunahkarin istigfara ihtiyacı var,tefekkür etmeye ihtiyacı var ki kalbi miskinlikten uzak olsun hele gideyim de münacaat edeyim en güzele emanet olasınız
__________________
ve lakin cürmümüz vağfur,hatamız cümlece meşhur.
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
Alıntı ile Cevapla
  #47  
Alt 04.10.20, 14:36
Acemi
 
Üyelik tarihi: 23.10.19
Bulunduğu yer: türkiye
Mesajlar: 19
Etiketlendiği Mesaj: 0 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

celcultiye kardeşim ara sıra girer paylaşımlarına bakarım bilgili birisin inşallah manevi alemde iyi mertebelere gelirsin senden de bir ricam var bu karincinine yoğunlaş çünkü çok sinsi ve hep bedende
Alıntı ile Cevapla
  #48  
Alt 04.10.20, 16:37
Gayretli üye
 
Üyelik tarihi: 19.04.20
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 677
Etiketlendiği Mesaj: 44 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Celcelutiye Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Herkesin istidadı farklıdır..1 meselenin yaratılmışlar adedince vechisi bulunur lütfen kıyaslama o böyle demiş bu böyle demiş yanan yansın kalan sağlar bizimdir kimi eserler vardır okuyanı 1 elin parmağını geçmez kimi haller vardır kim ne yaşadığını bilmez.. Kurani kerim disindaki butun yazilan okunan kitaplarda birer penceredir yolun kendisi değil..takılma ne oldu ne olucak ne oluyor..alacagin çiçeğe konan arı gibi al ve devam et diğer çiçeğe
Eskiden beri duyulmama gibi bir sorunum olur arasıra. sonunda ihlastaki eksikligime hamlettim.biz okuduğumuzu da soyleriz lakin gittiğimiz yol ehli tarikin cogunun gittigi gözü kapali bir yol değildir. Az mesleği aşktan üstündür. Aşk mesleğinde gidenlerin hiçbiri kolay kolay bunu göremez en üstünü sanır halbuki vartalaru çok.ilk cümleden sonra ben aradan çekilirim okumadiginiz yada okuyup anlamadiginiz kısmı tekrar verecem tüm cevap oradadur eğer taharri niyetiniz varsa yok eğer vahdetul vucutcular gibi başka hiçbir yolu bilmez yada kabuletmez en üstünü bu yoldur sanırsaniz diyecek bişey yok. nasiP:
ZEYL

Bu küçücük Zeylin büyük bir ehemmiyeti var; herkese menfaatlidir.
Cenâb-ı Hakka vâsıl olacak tarîkler pekçoktur. Bütün hak tarîkler Kur’ân’dan alınmıştır. Fakat tarîkatlerin bâzısı bâzısından daha kısa, daha selâmetli, daha umûmiyetli oluyor. O tarîkler içinde, kâsır fehmimle Kur’ân’dan istifâde ettiğim, acz ve fakr ve şefkat ve tefekkür tarîkıdır.
Evet, acz dahi aşk gibi, belki daha eslem bir tarîktir ki, ubûdiyet tarîkıyla mahbûbiyete kadar gider. Fakr dahi Rahmân ismine îsÂl eder. Hem, şefkat dahi aşk gibi, belki daha keskin ve daha geniş bir tarîktir ki, Rahîm ismine îsÂl eder. Hem, tefekkür dahi aşk gibi, belki daha zengin ve daha parlak bir tarîktir ki, Hakîm ismine îsÂl eder. Şu tarîk, hafì tarîkler misillü, letâif-i aşere gibi on hatve değil ve tarîk-ı cehriye gibi nüfûs-u seb’ a, yedi mertebeye atılan adımlar değil, belki "dört hatve"den ibârettir. Tarîkatten ziyâde hakîkattir, şeriattır. Yanlış anlaşılmasın; acz ve fakr ve kusurunu Cenâb-ı Hakka karşı görmek demektir; yoksá, onları yapmak veya halka göstermek demek değildir. Şu kısa tarîkın evrâdı ittibâ-ı sünnettir, ferâizi işlemek, kebâiri terk etmektir. Ve bilhassa namazı tâdil-i erkân ile kılmak, namazın arkasındaki tesbihâtı yapmaktır.
Birinci hatveye -1- âyeti işaret ediyor. İkinci hatveye -2- âyeti işaret ediyor. Üçüncü hatveye -3- âyeti işaret ediyor. Dördüncü hatveye -4- âyeti işaret ediyor.

1 Nefislerinizi temize çıkarmayın. (Necm Sûresi: 32).

2 Allah’ı unutanlar gibi olmayın ki, Allah da onlara kendi âkıbetlerini unutturmuştur. (Haşir Sûresi:19.)

3 Sana her ne iyilik erişirse Allah’tandır. Sana her ne kötülük gelirse, o da kendi kusurun sebebiyledir. (Nisâ Süresi: 79.)

4 Herşey helâk olup gidicidir-Ona bakan yüzü müstesnâ. (Kasas Sûresi: 88.) en kısası bu alıntı herkese faidesu var.

......
Evet, şu tarîk daha kısadır. Çünkü dört hatvedir. Acz, elini nefisten çekse doğrudan doğruya Kadîr-i Zülcelal’e verir. Halbuki en keskin tarîk olan aşk, nefisten elini çeker fakat maşuk-u mecazîye yapışır. Onun zevalini bulduktan sonra Mahbub-u Hakiki’ye gider.

Hem şu tarîk daha eslemdir. Çünkü nefsin şatahat ve bâlâ-pervazane davaları bulunmaz. Çünkü acz ve fakr ve kusurdan başka nefsinde bulmuyor ki haddinden fazla geçsin.

Hem bu tarîk daha umumî ve cadde-i kübradır. Çünkü kâinatı ehl-i vahdetü’l-vücud gibi huzur-u daimî kazanmak için idama mahkûm zannedip *لَا مَوْجُودَ اِلَّا هُوَ* hükmetmeye veyahut ehl-i vahdetü’ş-şuhud gibi huzur-u daimî için kâinatı nisyan-ı mutlak hapsinde hapse mahkûm tahayyül edip *لَا مَشْهُودَ اِلَّا هُوَ demeye mecbur olmuyor. Belki idamdan ve hapisten gayet zahir olarak Kur’an affettiğinden, o da sarf-ı nazar edip ve mevcudatı kendileri hesabına hizmetten azlederek Fâtır-ı Zülcelal hesabına istihdam edip, esma-i hüsnasının mazhariyet ve âyinedarlık vazifesinde istimal ederek mana-yı harfî nazarıyla onlara bakıp, mutlak gafletten kurtulup huzur-u daimîye girmektir; her şeyde Cenab-ı Hakk’a bir yol bulmaktır.

Elhasıl: Mevcudatı mevcudat hesabına hizmetten azlederek, mana-yı ismiyle bakmamaktır.

suz tartışma yapamazsınız sizle de tartışma olmaz Hüsnü zannim var olaki tartismaya yol acila yazın ve ne derseniz o gece. lakin hakikat neyse odur. şefkat tefekkür acz yolu muhabbet zikir aşk yolundan çok üstün oeygambervari vilayeti kubranun kurana bağlı uveysi yoludur. ask yollarında çok muscular olup vartasu çok olduğuna dair delilumizden biri ehli tarika yapılan ithamlar sui istimalatlar ve acımasız hucumlar ola. ben siz dahil herkesten alacağım derse muhtacim lakin öğrendiğimi okuduğum hakikati ifşadan da hazer etmem
Alıntı ile Cevapla
  #49  
Alt 04.10.20, 18:14
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 10.01.19
Bulunduğu yer: antalya
Mesajlar: 1,388
Etiketlendiği Mesaj: 42 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

nesimcik kullandığın rumuz güzel değil. buraya yaptığın açıklama herkesin anlayacağı türden değil.açıklamaya izaha muhtaç.diğerleri için pek faydalı olamayacak sanırım.
Alıntı ile Cevapla
  #50  
Alt 05.10.20, 13:08
Cossef - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 14.08.20
Bulunduğu yer: Türkiye
Mesajlar: 310
Etiketlendiği Mesaj: 27 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
nesimcik Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Eskiden beri duyulmama gibi bir sorunum olur arasıra. sonunda ihlastaki eksikligime hamlettim.biz okuduğumuzu da soyleriz lakin gittiğimiz yol ehli tarikin cogunun gittigi gözü kapali bir yol değildir. Az mesleği aşktan üstündür. Aşk mesleğinde gidenlerin hiçbiri kolay kolay bunu göremez en üstünü sanır halbuki vartalaru çok.ilk cümleden sonra ben aradan çekilirim okumadiginiz yada okuyup anlamadiginiz kısmı tekrar verecem tüm cevap oradadur eğer taharri niyetiniz varsa yok eğer vahdetul vucutcular gibi başka hiçbir yolu bilmez yada kabuletmez en üstünü bu yoldur sanırsaniz diyecek bişey yok. nasiP:
ZEYL

Bu küçücük Zeylin büyük bir ehemmiyeti var; herkese menfaatlidir.
Cenâb-ı Hakka vâsıl olacak tarîkler pekçoktur. Bütün hak tarîkler Kur’ân’dan alınmıştır. Fakat tarîkatlerin bâzısı bâzısından daha kısa, daha selâmetli, daha umûmiyetli oluyor. O tarîkler içinde, kâsır fehmimle Kur’ân’dan istifâde ettiğim, acz ve fakr ve şefkat ve tefekkür tarîkıdır.
Evet, acz dahi aşk gibi, belki daha eslem bir tarîktir ki, ubûdiyet tarîkıyla mahbûbiyete kadar gider. Fakr dahi Rahmân ismine îsÂl eder. Hem, şefkat dahi aşk gibi, belki daha keskin ve daha geniş bir tarîktir ki, Rahîm ismine îsÂl eder. Hem, tefekkür dahi aşk gibi, belki daha zengin ve daha parlak bir tarîktir ki, Hakîm ismine îsÂl eder. Şu tarîk, hafì tarîkler misillü, letâif-i aşere gibi on hatve değil ve tarîk-ı cehriye gibi nüfûs-u seb’ a, yedi mertebeye atılan adımlar değil, belki "dört hatve"den ibârettir. Tarîkatten ziyâde hakîkattir, şeriattır. Yanlış anlaşılmasın; acz ve fakr ve kusurunu Cenâb-ı Hakka karşı görmek demektir; yoksá, onları yapmak veya halka göstermek demek değildir. Şu kısa tarîkın evrâdı ittibâ-ı sünnettir, ferâizi işlemek, kebâiri terk etmektir. Ve bilhassa namazı tâdil-i erkân ile kılmak, namazın arkasındaki tesbihâtı yapmaktır.
Birinci hatveye -1- âyeti işaret ediyor. İkinci hatveye -2- âyeti işaret ediyor. Üçüncü hatveye -3- âyeti işaret ediyor. Dördüncü hatveye -4- âyeti işaret ediyor.

1 Nefislerinizi temize çıkarmayın. (Necm Sûresi: 32).

2 Allah’ı unutanlar gibi olmayın ki, Allah da onlara kendi âkıbetlerini unutturmuştur. (Haşir Sûresi:19.)

3 Sana her ne iyilik erişirse Allah’tandır. Sana her ne kötülük gelirse, o da kendi kusurun sebebiyledir. (Nisâ Süresi: 79.)

4 Herşey helâk olup gidicidir-Ona bakan yüzü müstesnâ. (Kasas Sûresi: 88.) en kısası bu alıntı herkese faidesu var.

......
Evet, şu tarîk daha kısadır. Çünkü dört hatvedir. Acz, elini nefisten çekse doğrudan doğruya Kadîr-i Zülcelal’e verir. Halbuki en keskin tarîk olan aşk, nefisten elini çeker fakat maşuk-u mecazîye yapışır. Onun zevalini bulduktan sonra Mahbub-u Hakiki’ye gider.

Hem şu tarîk daha eslemdir. Çünkü nefsin şatahat ve bâlâ-pervazane davaları bulunmaz. Çünkü acz ve fakr ve kusurdan başka nefsinde bulmuyor ki haddinden fazla geçsin.

Hem bu tarîk daha umumî ve cadde-i kübradır. Çünkü kâinatı ehl-i vahdetü’l-vücud gibi huzur-u daimî kazanmak için idama mahkûm zannedip *لَا مَوْجُودَ اِلَّا هُوَ* hükmetmeye veyahut ehl-i vahdetü’ş-şuhud gibi huzur-u daimî için kâinatı nisyan-ı mutlak hapsinde hapse mahkûm tahayyül edip *لَا مَشْهُودَ اِلَّا هُوَ demeye mecbur olmuyor. Belki idamdan ve hapisten gayet zahir olarak Kur’an affettiğinden, o da sarf-ı nazar edip ve mevcudatı kendileri hesabına hizmetten azlederek Fâtır-ı Zülcelal hesabına istihdam edip, esma-i hüsnasının mazhariyet ve âyinedarlık vazifesinde istimal ederek mana-yı harfî nazarıyla onlara bakıp, mutlak gafletten kurtulup huzur-u daimîye girmektir; her şeyde Cenab-ı Hakk’a bir yol bulmaktır.

Elhasıl: Mevcudatı mevcudat hesabına hizmetten azlederek, mana-yı ismiyle bakmamaktır.

suz tartışma yapamazsınız sizle de tartışma olmaz Hüsnü zannim var olaki tartismaya yol acila yazın ve ne derseniz o gece. lakin hakikat neyse odur. şefkat tefekkür acz yolu muhabbet zikir aşk yolundan çok üstün oeygambervari vilayeti kubranun kurana bağlı uveysi yoludur. ask yollarında çok muscular olup vartasu çok olduğuna dair delilumizden biri ehli tarika yapılan ithamlar sui istimalatlar ve acımasız hucumlar ola. ben siz dahil herkesten alacağım derse muhtacim lakin öğrendiğimi okuduğum hakikati ifşadan da hazer etmem
Ah be abi benim gibi cahillerinde anlayacağı türden yazsanız ne güzel olur sanki başka bir dil okuyorum
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Vahdet-i Vucud - Varlık Birliği Fark Kadim Bilgelik 14 27.12.21 17:35
Enel Mahmud ve Haza Muhammed Skoda Tasavvuf Sohbetleri 0 08.08.21 02:13
Enel hak, ben Allah değilim demektir Hal Tasavvuf Sohbetleri 0 03.05.19 10:21
fena ve korkunç rüya görmemek için Sin Tıbbı Nebi 2 14.01.19 10:13
Tıp kanserde fena çuvalladı! SiLence Sağlık 1 18.04.17 14:10


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 21:11.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147