Deliler gibi seviyorum intiharın eşiğindeyim - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > HavasOkulu Genel Bölüm > Sorularınız

Sorularınız her türlü soruyu buradan sorabilirsiniz.

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 04.11.21, 00:02
Acemi
 
Üyelik tarihi: 03.11.21
Bulunduğu yer: Ordu
Mesajlar: 6
Etiketlendiği Mesaj: 0 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Deliler gibi seviyorum intiharın eşiğindeyim

Selamun aleyküm yaşım 23, 6 senelik bir ilişkim oldu çocukluk aşkım bir kadına tutuldum deliler gibi seviyorum oda beni çok seviyordu fakat bir arkadaşı(kadın) var onun yanına ne zaman gitse ben sevdiğim insanı tanıyamaz halde görüyordum konuşmaları davranışları çok tuhaf geliyordu şimdide aynı muhabbet ayrıldık 1 ay olucak içim yana yana artık doldum onların zalimliği varsa benimde Allah im var diyerek namaza başladım her namazdan sonra dua ediyorum seccadem sırılsıklam oluyor lütfen yardımcı olun bana inanın çok zor durumdayım
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 04.11.21, 00:26
Üye
 
Üyelik tarihi: 13.03.19
Bulunduğu yer: Kütahya
Mesajlar: 55
Etiketlendiği Mesaj: 3 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

https://m.youtube.com/watch?v=5jdmlQRabNg
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 04.11.21, 00:30
Üye
 
Üyelik tarihi: 13.03.19
Bulunduğu yer: Kütahya
Mesajlar: 55
Etiketlendiği Mesaj: 3 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Hsynn Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
https://m.youtube.com/watch?v=5jdmlQRabNg
Linke girilmiyorsa youtube ye mehmet yıldız bir dakikada aşk acısı nasıl geçer yaz.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 04.11.21, 00:35
Acemi
 
Üyelik tarihi: 03.11.21
Bulunduğu yer: Ordu
Mesajlar: 6
Etiketlendiği Mesaj: 0 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Hocam kavuşmak istiyorum
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 04.11.21, 00:44
 
Üyelik tarihi: 24.10.21
Bulunduğu yer: TR
Mesajlar: 263
Etiketlendiği Mesaj: 3 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Kavusamayan Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Hocam kavuşmak istiyorum
Nasib değilse olmuyor, ben çok kez yaşadım. Bazı uygulamalarla durumu uzatsan da sanada ona da zulum oluyor.

Bu durumdan Allaha sığınman en hayırlısı, Tevbe suresi son ayet okuman hem seni rahatlatır hemde hayırlıysa dönmesine hasıl olur

Fe in tevellev fe kul hasbiyallâhu, lâ ilâhe illâ hûve, aleyhi tevekkeltu ve huve rabbul arşil azîm
Ya Allah Ya Rabb, ayşe kızı fatma ya karşı Sen bana yetersin, Sen onun kalbini bana karşı yumuşat zelil eyle.

Şeklinde namazların sonrasında 30 kere tekrarlayabilirsin.
Senin bu ağlama ve üzülme durumunu geçirmek içinde gene aynı ayeti ve inşirah suresini tekrar et.

Aynı durumu yakın zamanda yaşadım daha öncede yaşadım. Farklı tertipler okuman genelde sende etki yapıyor, bırakıp giden kadın birdaha geri gelsede aşk artık ölmüş oluyor. Biz erkekler olarak biraz geç sevip geç unutuyoruz. Ama kadınlar kalbinde silip gittikten sonra dönse bile artık aynı duyguları hisssetmiyor. Tevekkül edip Allahın Ya vekil sıfatına sığınman daha hayırlı. Ayrıca Ya Vekil çekebilirsin 66 tane

Bunun dışında vekf, tılsım vb. diğer uygulamaları deneme, hepsinin etki süresi var, geçince daha çok üzülüyorsun.
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 04.11.21, 00:57
Üye
 
Üyelik tarihi: 13.03.19
Bulunduğu yer: Kütahya
Mesajlar: 55
Etiketlendiği Mesaj: 3 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Aşıktı delikanlı. Sevgilisinin isminden başka bir şey bilmediğinden mi, konuşmaya mecali olmadığından mı bilinmez, arkadaşı anlatıyordu onun halini:

- Gözleri günlerdir uyku görmedi efendim, diyordu, yemiyor, içmiyor, işi gücü, gecesi gündüzü havası suyu o kız oldu sanki. Ne desem kar etmiyor, son bir çare diye geldik size. Halbuki sen bir garip çobansın, o padişahın kızı, davul bile dengi dengine dedim ya, dinlemiyor efendim, ama herhalde aşkın gözü kördür diye de buna diyorlar, değil mi efendim…

İhtiyar adam bu esnada gözlerini dikmiş, iskeletinin üstüne deriden bir zırh giydirilmişcesine zayıf, çelimsiz, saçı sakalına karışmış, uzaklara dalıp dalıp giden, gözlerinde aşktan gayrısı kalmayan diğer çobanı süzüyordu. Sonra bir ah çekti, yüzünü nefes almadan konuşmasını sürdüren delikanlıya çevirip tebessüm etti.

- Kolay evlat kolay, dedi, çaresizseniz çare sizsiniz. Ve tane tane anlatmaya başladı.

İki genç çobanın, çökmek üzere olan bu dağ kulübesinde dertlerine derman aradıkları ihtiyar adam, aslında padişahın bütün dertlerini paylaştığı, her meselesini danıştığı bir bilge idi. Yıllar önce padişah kendisini tanıyıp sevdiğinde bir tek şey istemişti ondan; burada yaşamaya devam edecekti ve kimsecikler bilmeyecekti kim olduğunu. O günden beri de bu kulübede yaşıyor, gelen geçene ikram edip, gül alıp gül satıyordu. Padişahın kızının aşkıyla eriyip muma dönen genç çoban ve yanındaki kadim dostu nereden bilsindi bu garip ihtiyarın padişahın gönlüne sultan olduğunu.

Aşık genç, ihtiyar adamın anlattıklarını dinledikten sonra, her şeyin bittiği anda başlayan son ümide sımsıkı sarılanların o saf ve tertemiz teslimiyetiyle:

- Sahiden bu kadar kolay mı efendim, dedi, yani o mağarada elimde tesbih , kırk gün Allah dersem sevdiğime kavuşabilir miyim, onunla evlenebilir miyim?

- Evet , dedi bilge, kırk gün o mağarada gece gündüz Allah diyeceksin, kırk gün sonra padişahın kızı senindir.

İki dost hemen yola çıktılar, aşık çobanın yüzüne kan, dizlerine derman, yüreğine yeniden can gelmişti. Arkadaşına sarılıp, elinde tespih, gönlünde aşk, yüzünde ümit çiçeklerinden örülme bir tebessüm, mağaranın yolunu tuttu. Gelir gelmez hiç vakit kaybetmeden diz çöktü, dualar etti, gözlerini kapattı, kalbini padişahın kızına bağladı, eline tesbihini aldı ve dudakları kıpırdamaya başladı: Allah, Allah, Allah…

Günler günleri padişahın kızının hayaliyle tespih taneleri gibi kovalayadursun, mağaranın yakınındaki köyleri bir söylenti çoktan sarmıştı. Herkes birbirine karşı dağdaki mağarada gece gündüz Allah diyen gençten bahsediyordu. Cami çıkışında ihtiyarlar, çeşme başında kadınlar, tarlada işçiler, top oynarken çocuklar, herkes onu konuşuyordu:

- Şu karşı mağarada bir genç varmış, kendini Allah’a adamış, gece gündüz durmadan Allah diyormuş, Allah Allah …

Aşık dostunun ne halde olduğunu merak eden genç çoban, mağaraya geldiğinde üç hafta geride kalmıştı bile. Bizimkinin gözleri kapalıydı, dudaklarının da kıpırdamadığını görünce, uyuyakaldı herhalde diye düşündü. Tespih tanelerinin parmaklarının arasında dolaşmaya devam ettiğini görünce de, bu nasıl uyku diye sordu kendine. Bu sırada gözlerini açan genç adam , karşısında arkadaşını görünce, günlerdir yalnızlığıyla paylaştıklarını birbiri ardınca anlatmaya başladı: Kırk günün yarıdan fazlası geçmişti, o durmadan Allah diyordu, ama ne padişahın kızı vardı, ne bir haber, ne bir ümit kırıntısı… Acaba, diyecek oluyor, yutkunuyor, hayır diyor, tespihine bakıyor, bir kalp gibi atan sağ el işaret parmağını sabitlemeye çalışıyor, avuçlarını sıkıyor, gözleri doluyordu. Vedalaştılar. Ay ışığında dostunun gözlerine yayılan başkalık dikkatini çekmişti genç çobanın.

Aşık çoban yeniden eline tesbihini aldı, gözlerini kapattı, boynunu neye bağlayacağını bilemediği kalbine doğru büktü, dudakları kıpırdamıyordu artık, sustu gece, mağaranın duvarları sustu, tükendi her şey, hiç tükendi, an bitti, sadece bir söz kaldı: Allah…

Kırk günün dolmasına üç-beş gün kala, mağaradaki dervişin namı bütün ülkeyi sarmış, nihayet sarayın koridorlarında konuşulur olmu ştu. Meselenin aslını merak eden padişaha, bu insanların bir yerde sürekli kalmadıklarından, bulundukları mekana bereket getirdiklerinden, ne yapıp-edip bu dervişi ülkelerinde yaşamaya ikna etmeleri gerektiğinden uzun uzun bahsetti başveziri . Ne yapması gerektiğini artık bilen padişah, nasıl yapması gerektiğini bilemediği bütün zamanlarda yaptığı gibi, dağ kulübesinin yolunu tuttu. Hürmetle diz çöktü bilge ihtiyarın önünde. Derdini anlattı, derman diledi. Sarayının yanına bir saray yaptırmaktan, o dervişi veziri yapmaya, sancak-tuğ vermeye kadar saydığı her şey, bilgenin:

- Hünkarım , gönül erleri mala-mülke, makama-mansıba itibar etmezler, demesiyle son buldu.

Kaderdi bu, padişahlarla köleleri aynı eteğin önünde diz çöktürür, birinin derdini diğerine derman eyler, ikisini de aynı tebessümle bahtiyar ederdi. Güldü ihtiyar:

- Neden kerimenizin nikahını teklif etmiyorsunuz sultanım, dedi.

Şaşırma sırası padişaha gelmişti.

- Nasıl yani, diyebildi, bu şerefi bize lütfederler mi, kabul ederler mi?

Kırkıncı günün güneşi batmak üzereydi genç aşığın mağarasının üstünden… Padişah ve ihtiyar bilge en önde, arkalarında vezirler, onların arkasında halktan meraklı bir kalabalık ve en arkada da olup bitenlere bir mana vermeye çalışan aşık çobanın arkadaşı, mağaraya doğru yürümeye başladılar. Bu arada bizim aşık kendinden öylesine geçmiş, tespihiyle öylesine bir olmuştu ki, gelenler içeri girseler ve bir tesbihten başka bir şey bulamasalar şaşırmazlardı.

Padişah edepte kusur etmemeye çalışarak içeri girdi, ellerini birbirine bağladı, duyulması güç bir sesle;

- Efendim , dedi, sizi ziyarete geldik.

Yavaşça başını çevirdi aşık , sonra bütün vücuduyla döndü, gözlerinde en ufak bir şaşkınlık emaresi yoktu, sapsarı bir heykel gibiydi. Herkes heyecan içinde. Vezirler, halk, genç çoban, mağara, tespih, sessizlik, duvar… Hatta güneş bile batmaktan vazgeçmiş, kafasını mağaranın içine doğru uzatarak olan biteni görme telaşındaydı.

Padişah meramını anlattı, türlü tekliflerde bulundu. Ne saray, ne vezirlik, ne tuğ ne de sancak, hiç birinde gözü yoktu dervişin.

- Efendim , diyebildi en son, sessizce, benim bir kızım var efendim, zat-ı alinize layık değil belki, ama lütfeder nikahınıza alırsanız bizi bahtiyar edersiniz…

Kırk günlük çile nihayet bitmiş, olmaz denilen olmuştu. İşte aşık maşukuna kavu ş acak , murad hasıl olacaktı. Bizimkinin arkadaşı sevinçten ağlıyordu. Soru ve cevap sanki bu soru sorulsun, cevabı verilsin diye yaratılmıştı. Sessizlik ilk defa bağırmak, haykırmak istiyordu ve bütün gözler genç adamdaydı.

Usulca doğruldu oturduğu yerden, etrafını şöyle bir süzdükten sonra, gözlerini padişahın gözlerine dikti, sarhoş gibiydi. Kendinden emin bir ifadeyle:

- Hayır , dedi, kızınızı istemiyorum.

Birden ortalığı bir sessizlik kaplayıverdi. Padişah mahzundu, halk hayret içindeydi, vezirler şaşkınlıkla birbirine bakıyor, bilge tebessüm ediyordu. Aşık çobanın genç arkadaşı yaşlı gözlerini silip, birden ileri atılarak bozdu sessizliği. Dostunun yanına geldi, kulağına eğilip:

- Sen ne yapıyorsun, dedi, kırk gündür bu çileyi ne diye çektin sen, neyi reddettiğinin farkında mısın?

Güldü aşık çoban gözleriyle ihtiyar bilgeyi arayarak:

- A dostum, dedi, ben kırk gün padişahın kızı için Allah dedim, Allah padişahla vezirlerini ayağıma getirdi. Ya bir de Allah için Allah deseydim
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 04.11.21, 12:49
lindaa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 19.01.21
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 589
Etiketlendiği Mesaj: 15 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Kavusamayan Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Selamun aleyküm yaşım 23, 6 senelik bir ilişkim oldu çocukluk aşkım bir kadına tutuldum deliler gibi seviyorum oda beni çok seviyordu fakat bir arkadaşı(kadın) var onun yanına ne zaman gitse ben sevdiğim insanı tanıyamaz halde görüyordum konuşmaları davranışları çok tuhaf geliyordu şimdide aynı muhabbet ayrıldık 1 ay olucak içim yana yana artık doldum onların zalimliği varsa benimde Allah im var diyerek namaza başladım her namazdan sonra dua ediyorum seccadem sırılsıklam oluyor lütfen yardımcı olun bana inanın çok zor durumdayım
Bu ayrılık sizi namaza başlattıysa emin olun acı çeksenizde bu manevi bi lütuftur.Biz insanlar kalben ruhen bağlandığımız zaman birine sanırız ki o bizim kaderimiz olduğu içindir.Aslında öyle değil.Düşünsenize siz bir balıksınız ve bi okyanusun içinde yaşıyosunuz.Okyanusta belli bi müddet sizle yol arkadaşı olan başka bi balık ile 6 yıl beraber yüzüyorsunuz.Ve belki limit sadece 6 yıldır.Sonrasında binlerce balık daha sizle karşılaşıyo 6 yılı hesaba katmasak karşılaştığınız ve karşılaşacağınız her balık sizin eşiniz olma ihtimalini barındırıyo.Ama aslında Allah katında durum çok farklıdır. Sizin dönüm noktanız namaza başlamanızdır Allahın değer verdiği kısımda budur.Özetle kardeşim, bu yaşlar en heyecanlı yaşlarımız olduğu için duygularımız çok hassas dopdolu ve anlam yüklüdür.Sizin zalim olarak gördüğünüz şahıs sizi namaza kamçıladıysa ona da o gözle bakmamak gerek.Belki de bakışaçımız değişirse kalbimizi acıtan her şey iyileşir.Ve siz bana sorarsanız manevi bi iyileşme safhasındasınız.Alllaha namazla yakınlaşmak da en büyük işareti.Bu yüzden kendinizi biraz rahat bırakın ve kalbinizi bu yakınlıktan dolayı tebrik edin.
Bahtınız güzel olsun.Allah sıkıntınızı tümüyle feraha çevirecek istikamete eriştirsin
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 04.11.21, 16:07
lindaa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 19.01.21
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 589
Etiketlendiği Mesaj: 15 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Bu arada bir diğer asıl çok önemli olan kısım. eşiğindeyim demişsiniz. Kardeşim durumunuz konusunda bakın aşk ve intihar aynı terazilerde ölçülüyorsa acilen bir uzmandan yardım almanız gerekiyo.“Takıntılı aşk kişinin gerçek ya da ulaşılamayan bir aşkı takıntı haline getirip kendi benliğini ona adaması ve hayatına bu bağlamda şekil vermesidir. Karşısındaki kişiye yönelik çok yoğun duygular yaşaması duygusal bağlamda hızlı iniş ve çıkışlar yaşamasına sebep olacaktır. Böyle bir duygudurumun ardından birey hem kendine hem de başkalarına zarar verebilir. Genel tabir olarak bireyin günlük hayatındaki işlevselliğe neden olacak herşeyi sağlıksız olarak nitelendirebiliriz” Siz kendinizi gözlemleyin ve tavsiyem tecrübeli bir terapistten yardım almaya çalışın.Bunun haricinde sosyal aktiviteler ve yapmaktan zevk aldığınız faaliyetlerden faydalanabilirsiniz. Lütfen unutmayın uzman desteği de süreci hızlandıracak ve hayatınızı kaliteli kılmanıza yardımcı olacaktır.
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 04.11.21, 17:07
 
Üyelik tarihi: 24.10.21
Bulunduğu yer: TR
Mesajlar: 263
Etiketlendiği Mesaj: 3 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
lindaa Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Bu arada bir diğer asıl çok önemli olan kısım. eşiğindeyim demişsiniz. Kardeşim durumunuz konusunda bakın aşk ve intihar aynı terazilerde ölçülüyorsa acilen bir uzmandan yardım almanız gerekiyo.“Takıntılı aşk kişinin gerçek ya da ulaşılamayan bir aşkı takıntı haline getirip kendi benliğini ona adaması ve hayatına bu bağlamda şekil vermesidir. Karşısındaki kişiye yönelik çok yoğun duygular yaşaması duygusal bağlamda hızlı iniş ve çıkışlar yaşamasına sebep olacaktır. Böyle bir duygudurumun ardından birey hem kendine hem de başkalarına zarar verebilir. Genel tabir olarak bireyin günlük hayatındaki işlevselliğe neden olacak herşeyi sağlıksız olarak nitelendirebiliriz” Siz kendinizi gözlemleyin ve tavsiyem tecrübeli bir terapistten yardım almaya çalışın.Bunun haricinde sosyal aktiviteler ve yapmaktan zevk aldığınız faaliyetlerden faydalanabilirsiniz. Lütfen unutmayın uzman desteği de süreci hızlandıracak ve hayatınızı kaliteli kılmanıza yardımcı olacaktır.
Bilmiyorum ama terapist fiyatlarini gorsen, ben o terapiste gitsem herhalde sağlam gitsem, hasta cikarim. Birde zaten 8-12 seans gitmeni istiyorlar.

Gitsin dua etsin, derdini rabbine anlatsin. Inanan biri icin kusura bakmayin ama terapist kadar saçma bisey yok.

Zaten iyileşme sureci kisinin kendisiyle başlar. Terapist dediğin yol göstericidir.

Kitap ehli olarak bizim yolumuz da yol göstericimizde, kapımızda bellidir.
Sağlıklı düşünen birinin böyle seylere zaman ve para harcamasını anlamsiz buluyorum.
Ayrica zaten hemen ilaç veriyorlar, kullanirsanda bağımlı oluyorsun, bidaha ömür billah ilaçsız duzelemiyorsun.

Bu bilim dalına inanmadığımdan degil, bu kadar basit sorunlar için gerek olmadığı kanısındayim

Inan 1 hafta düzgün ibadet etsin, dua ve zikir ile uğraşsın. Bu arkadaşa sor, kızın yüzünü hatirlamayacaktir.

Istihare özellikle bu konuda çok etkili. Hayırsızsa direk soğutuyor
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 04.11.21, 17:36
Acemi
 
Üyelik tarihi: 03.11.21
Bulunduğu yer: Ordu
Mesajlar: 6
Etiketlendiği Mesaj: 0 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Hocam hava almak için dışarı çıktım eve girerken kapımın üzerinde böyle bir leke gördüm yağ a benziyor parlak [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...][IMG][Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...][/IMG]
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Uçurumun eşiğindeyim DeliDumrul06 Sorularınız 9 10.02.22 21:17
Seni seviyorum Allah'ım zikri Serkan 34 Sorularınız 21 11.11.21 20:34
Hızır aleyhisselamı çok seviyorum serkanbahtiyar2 Sorularınız 7 30.10.20 17:11
seni seviyorum serkan2553 Güzel Sözler & aŞka Dair 7 19.12.18 14:29
Seni Seviyorum Demese de olur SiLence Sizden Gelenler 11 01.05.18 00:47


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 04:17.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147