#1
|
||||
|
||||
Kalbin Perdeleri
Öyle lokma var ki, insanı yetmiş yıl ibadetten keser. Öyle söz var ki, adamın kalbini taş eder. Öyle bakışlar var ki, insanın hayatını mahveder, perişan eder.
Şunu bilmeliyiz ki, Allah ile kulu arasında aslında perde yoktur. Fakat tıpkı güneş ışığının dünyamıza ve bedenimize gelmesi gibi bir durum vardır. Bizimle güneş arasında dünyanın çevresinde bulunan perdeler güneş ışığının tamamıyla bize ulaşmasına mani olur. Bu mani oluş insanın iyiliğinedir. Atmosferin güneş ışığını belli ölçüde engelleyecek özelliği olmasa ya da tenimiz uzun süre doğrudan güneşe maruz kalsa zarar görürüz. Fakat Allah ile kulu arasındaki durum burada farklılık gösterir. Allah ile kul arasında perdelerin, engellerin olması insan için iyilik değil, büyük bir eksiklik olarak ortaya çıkar. Allah Tealâ’nın kuluna yönelişi daha latif, daha kesif ve daha nuranîdir. Ama kulun nefsani kirleri, şeytanın kandırmaları, asrın çirkin işleri Allah’ın rahmetine engel olur, perde olur. Nasıl ki şemsiye yağmura mani olursa bizim çirkin işlerimiz, yirmi dört saat hiç kesilmeyen ilâhi rahmeti, rabbanî feyzi perdeler, bize ulaşmasını engeller. Halbuki Allah’ın feyzi daimidir, nuranîdir, latiftir, eksiksizdir. Ama onu biz kesiyoruz. Şah-ı Nakşibend k.s. hazretlerinin halifesi Muhammed Parisa k.s. hazretleri şöyle buyuruyor: “Allah ile kul arasında perde maddi bir şey değildir. Perdeler dış suretlerin nakışlı, süslü görüntüleridir. Dünyada görüp aldandığımız, bize güzel görünüp kalbimizi oyalayan her bir şey Allah ile kul arasında perde olur.” Harama bakışların, gıybetçi, çirkin, zararlı, perişan, bomboş sohbetlerin, lakırdıların, menfaat elde etmek için yapılan dalkavuklukların, mihnet ve meşakkat dolu, hiçbir şeyden memnun olmayan, bir türlü tatmin ve huzur bulmayan binbir itiraz ve şikayetlerin her birisi araya girer, meşgul eder, perdeler. Çalgılı çengili eğlenceler, zamanı öldüren boş seyirler gibi işler de aslında perde olan işleri güzel gösterip nefsin gıdasını artırır, kalbi nefs karşısında zayıflatır. Şeytanın yemi artar ve Allah’tan gelen feyzi kalbimiz çekemez hale gelir. İnsanın günahları, Allah’ın hiç bitmeyen feyzine mani olur, Allah’tan uzaklaşmamıza yol açar. Halbuki Allah Tealâ bize bizden şah damarımızdan daha yakındır. Ne yazık ki biz gafletimizle Allah’tan uzaklaşmış oluyoruz. Allah yolundaki yolcuya bu perdeleri kaldırmak lazım gelir. Nasıl sabah olunca perdeleri açıyor, ışık ve temiz hava girsin diye pencereleri aralıyorsak, mümin de ilâhi feyzi çekebilmek için bu perdeleri kaldırmak zorundadır. Perdeleri kaldıran en nuranî, en latif hal, yapılan çirkin işlere pişmanlık, yaptığı kötülüklerden utanmaktır. Hayâ imandandır, hayâ edildikçe perdeler kalkar. Tevbe edildikçe Allah’ın lütfu, bereketi, feyzi, rahmeti kalplere iner. Tasavvuf Allah ile kul arasındaki perdeleri kaldırmaya, gafleti gidermeye çalışır. Bir kâmil mürşidin elini tutmakla, tevbe edip terbiye olmak, kalbe zarar veren, perde olan işlerden korunmak mümkündür. Mehmet ILDIRAR |
#2
|
|||
|
|||
Sayın Sin, Allah-u Zülcelal razı olsun.
__________________
Sözün kıymetini '' Lal'' olandan,
Ekmeğini kıymetini ''Aç '' olandan, Aşkın kıymetini ''Hiç'' olandan öğren.. |
#3
|
||||
|
||||
Kalp Perdesinin Açılışı
''Kalb penceresi, uyanıklıkta da âlem-i melekûta açık olur- Kalb penceresinin, uyumadan ve ölmeden âlem-i melekûta açılmayacağını sanmamalıdır. Böyle değildir! Bilâkis uyanık iken, bir kimse riyazet eder [nefse istediklerini vermez] kalbi gazab, şehvet ve fena huyların elinden, bu dünyanın aşağı hâllerinden kurtarır, yalnız bir yerde oturur, gözlerini yumar, duygularını çalıştırmaz, kalbini âlem-i melekût ile münâsebete geçirir — devam üzere dili ile değil, kalbi ile söyler. Allah, Allah... derse —, öyle olur ki, kendinden haberi olmaz. Bütün âlemden de haberi olmaz. Allahü Teâlâ'dan başka hiçbir şey bilmez. Böyle olunca, uyanık da olsa, o pencere açılır; diğerinin rüyada gördüklerini, o uyanık iken görür. Meleklerin ruhları güzel suretlerde ona görünür. Peygamberleri de görür. Onlardan istifade eder. Yardım görür. Yerdeki ve gökteki melekûtu [melekleri] ona gösterirler. Kendisine bu yol açılan kimse, anlatmaya, vasfetmeye sığmayan büyük işler, hâller görür. Bunun hakkında Resûlullah (sallâlahü aleyhi ve sellem) Efendimiz, «Yeryüzü benim için toparlandı, doğusunu batısını gördüm» (1) buyurdu. Allahü Teâlâ buyurdu ki: «Bunun gibi İbrâhime (aleyhisselâm) yakîn sahiblerinden olması için, göklerin ve yerlerin melekûtunu gösterdik» (2), Belki de, bütün peygamberin ilmi, his ve öğrenme yoluyla değil, bu yol ile idi. Hepsinin başlangıcı rnücâhede idi. Şöyle ki: Allahü Teâlâ buyurur: «Rabbinin ismini zikret ve bütün bağlantılardan kesil, O'na dön» (3), Yâni, bütün şeylerden temizlen, ayrıl, bütün varlığınla kendini ona ver, dünya tedbirleri ile uğraşma ki, O senin işini doğru yapsın. Ve yine buyurur: «Doğunun ve batının Rabbidir. Ondan başka ilâh yoktur. Her işine O'nu vekil eyle» (4). O'nu vekil eylersen, elini çek ve insanlara karışma, onlarla uğraşma. «Müşriklerin tekzib ve ezâsına [yalanlama eziyetine] sabret! Onlardan uzak dur, cezalarını Allahü Teâlâ'ya bırak« (5). Bütün bunlar, riyazet ve mücâhedeyi öğretmektedir. Böylece kalb, insanların düşmanlığından, dünya arzularından ve hislerle meşgul olmaktan kurtulup, temizlenir. Mutasavvıfların yolu budur ve bu, peygamberlik yoludur. Çalışarak ilim kazanmak âlimlerin yoludur. Bu da büyük ve kıymetlidir. Fakat peygamberlik yoluna göre muhtasardır. Peygamberlerin ve evliyaların ilmi, bir kimse öğretmeksizin, Allahü Teâlâ tarafından kalblerine akar. Bu yolun doğruluğu tecrübe ile de anlaşılmaktadır. Birçokları bunu söylemekte ve akli deliller bunu bildirmektedir. Eğer bu sana tadarak, duyarak hâsıl olmadıysa, öğrenmekle elde edemediysen, aklın delilleri ile de buna eremediysen, bari buna inanmayı elden kaçırma ve kabul eyle ki, üç dereceden de mahrum kalmayasın ve kâfir olmayasın. Bunlar kalbin şaşılacak hâllerinden işaretlerindendir. İnsan kalbinin üstünlüğü bununla anlaşılmış olur.'' İmam Gazali - Kimya-yı Saadet . |
#4
|
|||
|
|||
paylasimin icin allah razi olsun
|
#5
|
|||
|
|||
Böyle dolu dolu paylasimlari okumaktan kendimi alamıyorum. Allah razı olsun. Çok faydalı detaylar var
__________________
İnci Sancı Mahsulüdür.. |
#6
|
|||
|
|||
Minah–218: Gavs (k.s)bu sohbetle buyuruyor ki: "Kul ile Allah arasında on iki perde vardır. Bu perdelerin altısı nuranî, altısı zulmanidir. Bu perdelerin hepsi kalkıp yok olmadan vusul mümkün değildir. Bu perdelerin kalkması için kâmil bir şeyh bulmak lâzımdır. Kâmil olarak dönen bir şeyhin himmet ve terbiyesi olmadan bunlar kalkmaz. Nakıs nisbet sahibi bir şeyh de bu perdeleri kaldıramaz, yalnız başka şeylerle yaldızlar, mürid zanneder ki, o perdeler kalktı, hakikatte kalkmamıştır.
|
#7
|
||||
|
||||
Peygamberlerin ve evliyaların ilmi, bir kimse öğretmeksizin, Allahü Teâlâ tarafından kalblerine akar. Bu yolun doğruluğu tecrübe ile de anlaşılmaktadır. Birçokları bunu söylemekte ve akli deliller bunu bildirmektedir.
Eğer bu sana tadarak, duyarak hâsıl olmadıysa, öğrenmekle elde edemediysen, aklın delilleri ile de buna eremediysen, bari buna inanmayı elden kaçırma ve kabul eyle ki, üç dereceden de mahrum kalmayasın ve kâfir olmayasın. Ledün ilmi denen işte bu olsa gerek.Cenabı rabbül alemin evliyayada resmen format atıyor. bilgisayarcı deyimi ile.Kendi yoluna zuhur edecek ilmi yüklüyor.
__________________
-Eğer duanız olmasa RABBİMİN katında ne ehemmiyetiniz var. -Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir;kaldı ki Allah birçoğunu da bağışlar. |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Kalbin Karardığı Nasıl Belli Olur ? | Lojen | islam & islami Konular | 7 | 09.12.23 01:42 |
Dönüp Duran Kalpler | MrBerkHD | Hadisler | 7 | 21.04.20 21:15 |
Noktai Süveyda Hakkında Derin Bilgiler | Zümer | Tasavvuf & Tarikatler | 8 | 14.01.20 19:32 |
Kalbin keşfedilen yeni boyutu | desperado | Sizden Gelenler | 9 | 21.04.18 00:09 |
Kalbin Halleri | SiLence | Sizden Gelenler | 0 | 02.03.17 10:24 |