BAŞINIZA GELEN BİR OLAYIN NEDENİNİ ANLAMAK İÇİN ÖNCE OLAYIN DİLİNİ ANLAMAYA ÇALIŞIN!

Hepimiz zaman zaman bizi çok zorlayan olaylarla karşılaşıyoruz ve bunların üstesinden gelmekte çok zorlanıyoruz.. Oysa olaylarla baş etmenin bir çok yolu var. Ancak her şeyden önce kabul etmemiz gereken bir ilke var ki, o da hiçbir olayın sebepsiz meydana gelmediği, her olayın mutlaka bir sebebinin olduğu, bize kadar ulaşan ''o olayın taşıdığı mesaja ihtiyacımız bulunduğu''dur..
Bu kabulden sonra yapmamız gereken ise olayların dilini anlamak, bize ne anlatmak istediği, başımıza gelen olaydan ne gibi sonuçlar çıkarmamız gerektiği üzerinde düşünmemizdir.
Önce olayın dilini anlamaya çalışacaksınız ve bu amaçla kendinize şu tarz sorular soracaksnız;
''Bu olaydan çıkan sonuç nedir? Ben burada egoistlik mi yapıyorum yoksa başkası mı egoistlik yapıyor? Hatalarım mı var? Bu olay bir hatanın sonucunda mı ortaya çıktı? Tedbirsizlik mi yaptım? Farkına mı varmadım? Dikkatim mi zayıflıyor?'' gibi kendi varlığınızla ilgili birtakım sorgu sual yapabilirsiniz ve taşıdığı mesajın ne anlama geldiğini, sizinle olan ilgisini kavramaya çalışırsınız. Çünkü hiç bir şey sebepsiz olmamıştır ve katiyen tesadüf sözkonusu değildir..
Olayların dilini anladıktan sonra da ''uyum faktörü'' işin içine girer. Uyum sağlamak, olayın bize vermek istediği bilgiye uygun davranmak demektir..Örneğin; Öğleden sonra havanın yağışlı olacağını öğrenmişseniz evden çıkarken yağmurluğunuzu ve şemsiyenizi yanınıza almanız gerekir. Diyelim ki ''hiç bir şey olmaz.'' diyerek dışarı çıktınız ve bir güzel ıslandınız ondan sonra da üşütüp hasta oldunuz. Öğrencisiniz ve o sırada da vize imtihanlarınız vardı fakat gidemediniz.. Bakın bir tedbirsizlik yüzünden başınıza neler geldi.. Bu size ne öğretmelidir? Bu size havaya uygun şekilde giyinmeniz gerektiğini öğretir.
Böyle olaylarla hayatın her alanında, ticarette, eğitimde ya da aile içinde karşılaşırız... Demek ki, burada atmosfer şartları yerine, ticaretin kendine has kurallarına, ya da aile içi kurallara uygun davranacaksınız.
Örneğin sizden herhangi bir imza veya garanti istendiği zaman ''Bu ne demek ben sözünde duran bir insanım, bu benim haysiyetime dokundu, benim sözüm kafidir..'' diye düşünmeyeceğiz. Demek ki gurur, kibir meselesi yapmadan ''Bu böyle icap ediyor böyle yapılmalı.'' tarzında uyum sağlamalıyız..
Bu evlilikte de böyledir, aile içinde de böyledir, toplum hayatında da böyledir. Herhangi bir topluluk içine girdiğinizde, bir kafeye gittiğinizde, ya da hastaneye gittiğinizde o ortamlara uyun davranmanız gerekir. Gittiğiniz bir yerde sandalyenin birine otursanız, diğerine ayağınzı uzatsanız bir diğerine de palto vs. eşyalarınızı koymaya kalkarsanız orada kavga çıkar. Topluluğa uygun davranmadığınız için başınıza birtakım olayların gelmesine sebep olursunuz.
Gördüğünüz gibi, önce olayların dilini anlamak, sonra olayın bize anlatmak istediğine uyum sağlamak, aynı tarz bir olayla tekrar karşılaşmamak için tanımanız gereken ilkeyi bilgi olarak iyice içinize almak gerekir. Bunu da yaptıktan sonra artık olaylarla baş etmeye başlarsınız.. Olaylar sizi yıpratmaz, size korku vermez.. Öyle de olsa sabırla karşılarsınız. Çünkü buradaki sonuncu husus sizdeki SABIR melekesinin gelişmesidir.
Tam olarak uyum sağlamak demek tam olarak sabırlı olmak demektir.. Yoksa olaylara kontra gitmekle olaylara dikine hareket etmekle herhangi bir şey olmaz... Dikkat edin!..

Anladigim Sabir melekesinin gelismesi yani esnemek, uyum saglamak cok tesekkur ederim. Bir sorum olacak; bizlerdeki gelismesi gereken melekeler nelerdir? Bir kaynak var midir bunlari anlatan?

Başımıza gelen olaylarda birbirini tekrarlayan öğeler varsa bu bizimle ilgili çok şey söyler bize, böyle bakabilirsek kendimizi bilme fırsatıdır belkide.