Madde sana hükmederse; manadan gelen, madde formunda illüzyona düşer. Madde, maddeyle savaşır.

Madde serbest kalırsa, fiziksel alemde niyete göre hareket eder. Bu niyet eşzamanlı olayları meydana getirir.

Madde senin aracılığınla tezahür eder. Niyet onun katalizörüdür. Üstat bilincinde olanlar, dönüşüm enerjisini mananın hakikatine göre kullanırlar.

Mana insanın hakikatinin hak olduğu gerçeğidir. Ve form alan her zerre- bedeni olan her varlık ilahi olanın elbisesidir.

Beden manaya uyum sağladığında kök çakra- hayat enerjisi aktive olur ve titreşim meydana gelir. Bu titreşim niyete göre hareket eder ve enerji taç çakradan ilahi olana temas eder, oradan tekrar bedene döner ve 3. göz- alın çakrasında park eder. Bu yükseliş ve geri dönüşe kundalini denir.

Dönüş yalnızca O’nadır. ( Nur-42)

3. Göz bedende 6. çakradır ve oradan seyir alemi başlar. Tüm bedene titreşim yayılır. Kıymetli sıvılar salgılanır.

Özetle biz sadece madde değiliz.

Hakikatine şüphe etmeden-ikincil varlık vermeden, tanımsız kalan, kimlik arayışında olmayan ve madde dünyasını sahiplenmeyen yaklaşabilir.

Bu Vahdet’i Vücud sırrında ve onun neşesinde yaşayanlara ne mutlu…

Dmt veya ruh molekülü diye bilinir.3.gözü açan salgı.ruhani olan..buna antik mısırda horusun gözü de deniyordu.

Güzel bir yazı... Siz mi yazdınız?

Yoksa; bir hanımefendi var... Yaşı ilerlemiş, gözlüklü, kısık ince sesli herkesçe meşhur bir hanımefendinin yazısı mı? Sanki onun ağzından dinlemişim gibi hissettim.

sürekli okuyunca farkı görürsünüz