Sosyal medyada ilginç bir haber vardı
Kansas’ta, birçok noktaya iletişim kulübeleri kurulmuş.
Adı “Tanrı’ya Direk Hat Kulübeleri” imiş.
İnsanlar, bu kulübelerden, telefonun diğer ucundaki
Hıristiyan din adamına dertlerini anlatıyor
ve kurtulmak için çare bulmaya çalışıyormuş.
Kokuşan dünyamızda, hırsızlık, ahlaksızlık, ruhsal bunalımlar
had safhaya ulaşınca, süper gücün ÂKİL adamları
ve KİLİSE böyle bir yönteme başvurmuşlar.
Ücretsiz olan bu iletişim hatlarından
haftada 100 BİNİN üzerinde çağrı yapılıyormuş.
Bu yöntemle, suç oranlarının düşeceği,
halkın psikolojik sorunlarına çözüm geleceği düşünülüyormuş.

Garip bir mantık değil mi?
Yatay bir yapı ile Tanrı’ya ulaşmaya çalışıyorsunuz;
karşınıza bir din adamı çıkıyor.
Tanrı diye ona içinizi döküyorsunuz.
Oysa yüzyıllar önce FİRAVUN, bunu DİKEY bir sistemle denemek istemiş.
Gökyüzüne yükselen kuleden Allah’a ulaşmaya çalışmış.
Baş mimarı Haman’a demiş ki:
“Haman! Bana bir kule yap.
Belki o yolları; göklerin yollarını bulabilirim.
Böylece Musa’nın Tanrısını görürüm….(40/36, 37)
Görülüyor ki, Allah’a, ne yatay kulübelerden,
Ne de yüksek kulelerden ulaşılabiliyor.
Ne yazık ki insanlar, Tevhid inancından sapınca,
yollarını şaşırıyorlar, bunalımdan bunalıma düşüyorlar.
Ne dersiniz

Rüzgarın duvara vururken çıkardığı ses, sobanın üst kapağındaki deliklerden tavana yansıyan ve kıpır kıpır eden ışık ve yine sobanın üstünde ısıtılan ekmekten yayılan hafif yanık kokusu...Doğalgaz gerçekten DOĞAL MI?

Bir de kestane olacak @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]. Sobanın üstünde çaydanlık. Sobanın altındaki kül alma yerinde de ekmek, ekmeğin üstünde sucuk dizili. Ben çocukken evimiz bir ara sobalıydı. O sucuk ekmeğin tadı hiçbirşeyde yok şimdi.

Kendilerince bi çıkış yolu bulmaya çalışmışlar ama bozdukları inanç sistemlerinden vazgeçip tevhide hakikate yönelmedikçe çıkış kapısı yok.